Uzun bir aradan sonra ülkeme döndüm
Kışı tamamını Amerika’da geçirdikten sonra soluğu İzmir’de aldım. Ülkemi, İzmirimi çok özlemişim. İzmir’de dostlarla görüşüp dertlerşip hasret giderdim. Besim rahat durur mu? Türkiye’ye geleli daha üç gün olmadan Milano’ya uçtum. Milano çok iyi bilidiğim ve çok sevdiğim şehirler arasıda. Brodway’de kaçırdığım müzikallerin afişini Milano’ya iner inmez karşılaşınca, hemen biletlerimi aldım. Bir Brodway oyununu İtalyanca seyretmek ayrı bir keyif. Milano’da pazarlara gittim, tramvay turları yaptım. Tabi ki dünya moda merkezi Corso Vitorio Emmanuvia Della Spiga turladım. Gerekli yerelere uğrandı… Nam-ı değer “Cihanna” yani Cihan Ersözlü’de bize sonradan dahil oldu. Çok renkli çok eğlenceli bir dostum. Kaldığı gün boyunca gündüzleri mağazaları altını üstüne getiriken geceleri klas mekanlarda yemekte geçirdik. Milano’da tanıdık bir çok insana rastladım. Can dostum Eren Yorulmazer ie karşılaştık. Uzun bir aradan sonra karşılaşınca konuşacak çok şeyimiz vardı. Eren ile birlikte Ceresio 7.Milano’nun merkezinde bir mekan… Altında çok şık spa ve gym’i olan bir kompleks. Üst katta olan restoranda başında ve sonunda çok şık iki havuz var. Bunun sebebi, sahiplerinin ikiz oluşları. Kim bu ikizler derseniz Disquared2 sahipleri… Yemekleri ve manzarası harika… Tavsye ederim.
Sirmione turu;
Klasik Milano turunun ardından Sirmione geçtik. Göller bölgesinde ince uzun bir yarım ada Sirmione… Daracık sokakları, minik tarihi evleri arasında yürüken insan kendini kaybediyor. Kendine has içlisinden, restoranına kadar, otellerinden, kafalerine kadar sımsıcacık bir ortam. En çok ilgimi çeken dondurmacılar oldu. Bu kadar renkli dodrurmayı ilk defa bir arada gördüm. 140 dondurma çeşidi varmış. Ben şok… Bu arada dondurmalar çok lezettli.
Yeni durak Venedik;
Milano’dan nerdeyse her saat başı Venedik’e tren seferleri var. 2.5 saat ile 4 ssat arasında Venediğe gidebiliyorsunuz. Rahat bir yolculuğun ardından soluğu meşhur San Marco meydanında aldık. Veneik eşi benzeri olmayan insan ömründe mutlaka gelmesi gereken şehirlerden. Bu şehre her geldiğimde tekrar tekrar aşık oluyorum. Venedik Üniversitesi’nin 150 yıl kutlmasına denk geldik. Hem bu eğlenceye, hemde pırıl pırıl gençlerin mezuniyet sevincine ortak olmak çok güzeldi.
Yazacak çok şey var yerimiz dar. Önümüzdeki ay Paris ve İbiza’dan bahsedeceğim. Temmuz ayında görüşmek üzere. Hayırlı yazlar olsun.