Bu kadar da ‘serbest piyasa ekonomisi’ olmaz!

Yaşanan ekonomik kriz, koronavirüs ile daha da derinleşti.

Tüm dünya ekonomisi şu an allak bullak…

Yaşanan bu ekonomik durgunluğu aşmak için tüm dünya kısıtlamaları gevşetmeye başladı.

Can çekişen yiyecek-içecek sektörü yaz ayları itibari ile canlanmaya başladı ama bu sefer de rakamların yüksek olması müşteriyi isyan noktasına getirdi.

Gelen hesapların abartılı olmasından şikayet eden misafirler buna rağmen mekanları doldurmaya devam etti.

En çok gelen şikayetler ve eleştiriler arasında, hizmet bedeli altında alınan para…

Alaçatı ve Bodrum’daki restoranların müzik bedellerini faturaya yansıtmasının ardından mekanlar şimdi de hem kuver hem de yüzde 10 hizmet bedeli adı altında para almış.

Zaten gelen hesaplar “pavyon usulü” gibi birde bu hizmet bedeli ağır olmuyor mu?

Eğlence ve gıda sektörü elbette diğer sektörler gibi iki yıl boyunca büyük sıkıntı yaşadı, ancak bunun bedelini müşteriden çıkarmanın amacı ne?

Pavyon demişken, eskiden pavyonlarda  kullanılan “garsoniye” lafının da adı değişmiş. Güncellenen adı ne olursa olsun beni de en çok rahatsız eden sistem. Buna bir çözüm bulsak iyi olur diyorum.

Novikov

Geçtiğimiz günlerde Mandarin Oriental Bodrum’un ardından Mandarin Oriental Bosphorus Hotel içinde de yer almaya başlayan Novikov şimdilerde İstanbul’un en popüler mekanlarından. Ama bu popüler mekan hakkında bir şikayet var. Yemekler konusunda kimsenin bir diyeceği yok. Ancak fiyatlar o kadar yüksek ki konuyla ilgili bir çok şikayet eden serzenişte bulunan insanla konuştum.

Bence rakamlar biraz aşağı çekilmeli ve söz konusu ekonomik durgunluğu aşana kadar birbirimize destek olmalıyız?

 Nobu

Dünyanın en ünlü restoranlarından biri de Nobu… Bu ünlü restorana aynı zamanda Hollywood yıldızı Robert de Niro’nun da ortak olduğunu biliyor muydunuz? Japon mutfağın en iyi temsilcilerinden Nobu, artık The Ritz-Carlton, İstanbul’da da Uzak Asya mutfağını sevenlere hizmet edecek. Nobu’nun; New York, Londra, Milano, Monte Carlo, Moskova, Tokyo, Miami, Malibu, Las Vegas, Cape Town, Dubai’den sonra bir şubesinin de İstanbul’da açılması ülkemiz için çok önemli ve gurur verici…

Nobu’nun mavi bocuğu…

Şimdi geldik konunun aslına…

Yurtdışına seyahat edenlerin büyük bir bölümü eğer vakti varsa mutlaka popüler mekan ve restoranlara gider. Dönüşte de eş-dost, ahbap yakınında kim varsa aynı bir “gurme” tadında ballandıra ballandıra yediğini-içtiğini anlatır.

Ancak daha önce “tadından yiyemediği mekan ve markalar” ülkemize geldiğinde eleştiriler başlar… Çünkü artık ulaşılması kolay olduğu için marka gözünde değersizleşir!  Nobu’nun açılacağını duyduğumda ben de birçok insan gibi heyecanlandım.  Ülkeme marka değeri yüksek bir restoranın gelmesi beni de mutlu etti. Ancaaak Nobu’nun beklenen ilgiyi görmediğini duyunca şaşkınlığımı gizleyemedim. Biraz araştırınca konunun “konum”dan kaynaklandığını öğrendim. Yani restorana otel içinden giriş-çıkış olması Nobu meraklılarını “rahatsız” etmiş. Mutfak ve fiyatlar konusunda “henüz” bir serzeniş duymadım. Ne diyelim ünlü restoranın tek tek kusuru da bu olsun…