Bugün artık baharı yaşıyoruz
Bugün artık baharı yaşıyoruz
Hani Mart’ta o kadar karlı, yağmurlu soğuk geçen bir aydan sonra Nisan’a başlamak pekiyi geldi.
Bir saray masalı
Hep birlikte olduğum yılların dostu Seyhan’ımın güzel torunu Mina’nın yakışıklı ve dünya kibarı delikanlı Yasin ile nişan davetinin hazırlıklarının hep içindeydim.
Saray konseptli dekor ile süslenen Mandarin Otel’in içinde kızımız Mina prenses gibiydi. Kendi seçtiği tozpembe kıyafeti muhteşemdi.
Yakın aile fertlerinin kostümleri için seçtikleri duayen modacı Canan Yaka yine harikalar yarattı. Ellerine, gözlerine, ultra çalışmalarına sağlık…
Ama Seyhan Sapmaz’ın bir kıyafeti vardı ki; Odasından salona doğru çıktığı andan ve gecenin finalinden odasına geçene dek ilgi odağı oldu. Harika kostümü… Tabi ki taşımak ta gerekli tabii…
Dağbaşı ve Yücedağ aileleri şimdiden yaz başında olacak düğün için hazırlıklara başladı. Yılın düğünü olacağı kesin… Şimdiden genç çifte mutluluk diliyorum.
Komşular geldi
Nişan için yurtdışından konuklar da geldi. Bunların arasında en çok Yunanlı dostlarımız Dimitri ve kızı Maria, Costas ile eşinin gelmesine çok sevindim. Onların bize Kos’ta gösterdikleri misafirperverliği bizde burada göstermeye çalıştık. Yabancı misafirlerimizi ilk önce 29, sonra eskiyer, Cahide ve Papermoon’da ağırladık. Onlarda mutlu bizde mutlu olduk.
Selma Türkeş Phuket’ten döndü
Phuket’ten dönen can dostum Selma Türkeş ile bir Bebek kahvaltısında buluştuk. Yine çok sevdiğim davetlerin süslemelerinde en çok aranan ve sevilen Aslı Kuseyri ile… Harika bir nostalji… Simitler, çaylar, Bebek ve biz. Eski günlerdeki gibi. Oradan çoğu arkadaşımın gittiği ama benim merak edip gidemediğim Galata Port’a gittik.
Ekibe gazeteci arkadaşımız Songül Hatısaru’da katıldı. Galata Port’a bayıldım. Birbirinden güzel mağazalar, kafeler, restoranlar ve harika manzara. Ben bir markayı gördüm ve buraya girelim dedim. Uzun zamandır aklımda kalan bir lezzeti tattım. Peach melbayi şöyle yavaş yavaş sindire sindire yedim. İnanın 10-11 yaşlarındaydım haftanın bir gün Karaköy Baylan’a giderdik sırf bu şeftalili durdurmalı tatlıyı yemek için. Çocukluğuma döndüm.
Sizce geç mi kaldım?
Geçen gün çok sevip saydığım iş kadını arkadaşım Cazibe Dayı ve dünyalar güzeli Nesra Tan ile Zorlu Morini’de yemek yedik. Çok ama çok güldük. Harika bir gün geçirdik.
Yanımıza dünya şekeri bir hanım geldi. “Harikasınız, kahveye uğrayacağım yanınıza” dedi. “Yalnız Besim Bey, yazınız yine gecikti” dedi. PAUSE dergisinin yani benim gurur ve hazla sizinle buluştuğum bu güzel derginin Genel Yayın Yönetmeni Ebru Arzu Çağdaş’tan başkası değildi. Hemen yazımı kaleme aldım ve sizlerle buluştum.
Yan masada renkli biri
Hemen yan masamızda ne göreyim çok sevdiğim biri… Tabii sarılıp öpüşüldü. Her hafta Londra, Dubai, Beyrut arasında mekik dokuyan belki 15 günde bir İstanbul’da 3 günlüğüne olabilen Cihanna. Yarın görüşelim! Ama dur yarın gidiyorum. Haftaya o zaman” dedi. Ben de “Dubai mi ?” diye sordum. ” Yok bu sefer Paris” dedi. Seyahatin, gezmenin bu kadar yakışan kişisi yok bence…
Yaza adım adım ilerlerken ben de sezonda Çeşme- Bodrum arası tercihlerde bulunmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Kışın gezdiysem, yazın gezenleri neşelendirme bana düşüyor. Haydi bakalım.
