

Veeeeee nihayet kış geldi ama çoğu yerde yaz devam ederken… Antalya’da sıcacık yaz devam ederken, Bodrum’da sarı yaz başlamışken! İzmir’de bahar devam ederken İstanbul’da bir türlü soğuklar hakim olamazken bazı doğu illerimiz kışa başladı…
İşte böyle güzel bir ülkemiz var!
İzmir’de neler var?
Son bir haftadır İzmir’deydim. Her gün kahvaltımı dışarıda yaptım. Akşamları ise kah evde kah dışarıda yemek yedim. Kahvaltı için seçtiğim mekanlar Kordon’da Tuzu Biberi, Alsancak’ta My Rook, Angelina, By Mell’s oldu. Bunların yanı sıra ilk kez gittiğim Fa Vino favorilerim arasına girdi. Zarif sahibeleri dışında mekanın tecrübeli müdürü Tarkan süperdi… Bunların üzerine bir de harika bir mutfak eklenince tek kelime ile nefis bir mekan olmuş Fa Vino…
Sonraki rota İstanbul
İstanbul’a gider gitmez can dostum Seyhan Sapmaz ile buluştum. Onla İstanbul’da gurme yolculuğu yaptık. Bebek Oteli’nde namını duyduğum ama gitme şansı bulamadığım Uzakdoğu restoranı Dragon’a Seyhancığım ile gitmek nasip oldu. Şöhretini hal eden bir restoran…
Bir sonraki durak son dönemlerde yazdığı “Ustalıkla Pişer Hayat” yazarı Bedri Usta’nın restoranı oldu. Harika etler yedik. Sohbet sırasından son dönemde popüler et restoranı Fiko, şefi Fikret Aydoğdu Bedri Usta’nın hem yeğeniymiş. Ailece ne kadar başarılı olduklarına pek şaşırmadım, ikisini de buradan tebrik ediyorum.
Elimde büyüdü desem yalan olmaz
İbrahim Tatlıses ve Derya Tuna’nın evlatları İdo dünya evine girdi. Hayatın bir çok dönemine şahit olduğum İdo büyümüş evlenmişti. New York’da birkaç defa yanıma gelmiş, tanıştırıldığım insanlar ne kibar bir çocuk demişlerdi. Annesi Derya Hanım o kadar güzel yetiştirdi ki bu yaşına kadar hep eli üzerindeydi.
İdo ile gelin kızımız bir birlerine çok yakışıyordu. Muhteşem bir düğün olmuştu. Eğlencesinde bol oldu. En eğlendiğim düğünler arasında bir diyebilirim. Bu tatlı genç çifte mutluluklar diliyorum.
Merakla beklenen mekan Cahide Palazzo açıldı
Bence bu sezonun en flaş, en güzel, en eğlenceli, en şık, en güzel mekanı kayıtsız şartsız Dünya’daki emsalleri içinde en iyisi Cahide Palazzo…
O kadar renkli o kadar güzel bir mekan ki nereye bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Müze gezer gibi pür dikkat insanlar. Hatıra fotoğrafı çekmek için yarışta herkes. Çok güzel bir mekan olmuş. O nedenle şuraya nazar boncuğu koyuyorum.
Açılıştan önceki pazar günü meşhur Cahide şovlarının başını çeken Ahsen Gönülce kostümlü son provalarından birine davet etti. Biz de Ayşe Yaka, Seyhan Sapmaz, Sertaç Gülban gittik. Tüm sezon Cahide’de izleyeceğimiz Fatihcim (Fatih Ürek) katılınca hep birlikte izledik. Kusursuz, rakipsiz mekanın dekoru için mimar Ali Türkeri candan kutluyorum. Tüm fikirlerin tek sahibi prens İzzet Çapa’yı ayakta alkışlıyorum. Biraz İzzet ile sohbet ettik. İzzet’ bu delilik, muhteşem bir yer olmuş dedim. “Sağ olun. Ama bu çılgınlıklara inanan ve tüm masraflarına katlanan Şehmus Şerbetçi gibi bir ortağım var “dedi. Öyle hoşuma gitti ki. Konuşurken duayen dedim. İzzet “Olur mu duayenler yaşlı olur. Abim Celal gibi, senin gibi ben küçük prensim” deyi verdi.
Şehmus Şerbetçi, İzzet Çapa ve tüm çalışmaların merkezinde olan Barış Demirtaş harikasınız.
Dostluk, candan arkadaşlık o kadar önemli konular ki yaşamımızda. Hayat her türlü geçip gidiyor… Elimizde kalan bu güzellikler ve dostluklar. Çok şükür çok iyi dostlarım, güzel günlerim oldu. Yazacak yine çok şey var ama sayfamda yer kalmadı. Hepinizi çok öpüyorum sevgili dostlarım ve okurlarım…