Güzel İzmir’den yazıyorum.

Bu ay neler yaşadım sevgili dostlarla… Önce bu güzel şehrin en güzel nostaljilerinden İzmir Fuarının Eylül ayını kapsamasıydı. Sembolike olsa fuarı tekrar yaşadık. Tabii ki eski fuarları gören bizleri bu fuar kesmedi. Bu fuarın tartışmasız imparatoru sayın Zeki Müren’in vefatından üzerinden 23 yıl geçmiş. Saygı ile anıyorum. Ve onu çok özlüyorum.

Ah o fuarlar ahhhh…

Neydi o yıllar. Biz ailece ve dostlarla giderdik. O zaman en az fuar kadar ünlü Efes oteline yerleşir soluğu kordon ve fuarda alırdık. Ferdi Özbeğen’den-Nükhet Duru’ya, Bülent Ersoy’dan-Sibel Egemen’e, Emel Sayın’dan-Zeki Müren’e kadar ne efsaneler bu fuardan geçti.

Bu kadar nostaljiden bahsedince Efes otelindeki çok değerli bir sanatçını hatırası geldi aklıma. Usulca resepsiyona gelir, arabasının anahtarını alır ve usulca kapıya yönelirdi. Tüm gün gazetecilerin, halkın her tarafı kapladığı otelden gizlice ayrılırdı. Rahat ve huzurlu gözlerden uzak bir kaç saat geçirebilmek için.  Gittiği yer Foça’da Fransız Tatil köyü… O sanatçı kim? diye soruyorsunuz tabi! O sanatçı Ajda Pekkan…  Ajdamız geçtiğimiz ay çok ama çok sevdiği İzmir’deydi Ben de canım dostumun yanında tabiiiii.

Ajda çok farklı;

Nasıl farkı olmasın. İstanbul dışında çalışmak için gittiği her yere 2 gün önce gidip oranın havasına, suyuna, uyum sağlıyor. Kardiyo çalışıyor, İstanbul’dan getirdiği şan hocasıyla çalışıyor sahnede ses çatlamasın ister. Terzisi ile kostümlerini seçer. Çok disiplinli. Sahe önü ve arkasında asla profesyonelliği elden bırakmadı. “Aman boş ver” kelimesini sevmez. Ya bir işi adam gibi yapacaksın yada yapmayacaksın der. Bu kadar zamandır niye Ajda seviliyo?. Neden şarkıları dillerden dilere dolaşıyor? İşini herzaman ciddiye aldığı için.

Ajdam İzmir’de bunların fazlasını yaptı. İzmir Kültürpark konserini inanılmaz bir konserverdi. Tüm güzelliği ile sahnedeydi. Çok yakında yarım İzmirl’i olacağını da müjdesini verdi. Ajda’yı dinlemeye eski dostlar Şenay Düdek, İsmail Akkaya ve Merit Otel yöneticisi Leyla Meşulam da geldi.

Efes yani Swissotel İzmir’e gidince mutlak bir nostalji ile karşılaşırım… Şu aralar Adana Demirspor’un sportif direktörü Tanju Çolak ile karşılaştık. Ayaküstü sohbet ettik. Güzel anılarımızı birlikte andık.

Kısa İstanbul kaçanağı;

Bu arada bir İstanbul kaçamağı yaptım. Yine çok ama çok sevdiğim Fatih Ürek yeni kıyafetler aldığı Tom Ford mağzasında buluştuk. Zaten bir kaç gün önce Kıbrıs’ta birlikte olduğumuzdan sohbetimize kaldığımız yerden devam etik. Yemeği İstinyapark Zuma’da kararlaştırdık. Yemekte bize Demet Akalın Ebru Erbaş ve çok sevdiğim Özlem Yıldız’da eşlik etti.  Ne sohbetler ne sohbetler döndü masada.

Nişantaşı’nda Kerimcan Durmaz’a rastladım. Pek zayıflamış gördüm, meğerse apandisiti patlamış ve ciddi bir ameliyat geçirip sıhhatine kavuşmuş. Çok geçmiş olsun.  Nişantaşı turunu eski ve değer verdiğim Sedefime ziyaret ile bitirdim. Citys’in yanındaki Rüştü Uzel Koleji’ne  kurduğu galeride kendi tasarımlarından harika bir köşe açmış. Bir birinden harika takılar vardı. Hangisini seçeceğimi şaşırdım. Harika siyah bir bilezik aldım. Her zaman farklı tasarımlar ve koleksiyonlar hazırlayan Sedefimi tekrar kutluyorum.

Dostlarla geçen herşey çok güzel. Aman az da olsa sizi üzecek herşeyden uzak olun. Bu aylar temizleme ayları. Bizi üzecek herşeyi silme ayları nerede mutsuz oluyorsak onları yanımızdan uzaklaştırma ayları. Ben telefon defterimi gözden geçirip epey numara sildim, bloglamaya da başladım. Sizi çok sevdiklerinizle çooook güzel başarı mutluluk dolu bir ay dilerim…..

Besim Kazado

Besim Kazado

Famous / besimkazado@gmail.com

DİĞER YAZILARI