Sevgili PAUSE dostlarım, önce New York’tan hepinize en candan sevgiler. Sevdiklerinizle başarı, neşe, sağlık dolu rengârenk bir sene diliyorum. New York’ta yılbaşı çoşkusunu daha evden çıkmadan bile hissedebiliyorsunuz. Caddeler, sokaklar, mağazalar, kafeler, restoranlarda ve her yerde yeni yılın çoşkusunu görebilirsiniz. New York’ta yeni yıl kutlamalarını anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalıyor. Noel ve yeni yıl partilerine çok önem veriyorlar.

Çok eğlenceli Aralık ayı geçirdik. Broadway günlüğü; Benim ilgi alanım ve buralarda olmamın en önemli sebebi Brodway. Londra hariç dünyanın en önemli tiyatro ve müzikalleri Broadway’de. Yağımın tozu ile ilk seyrettiğim oyun, başrolünü ünlü aktör Clive Owen’in üstlendiği “Mr. Butterfly”, ardından, çoğunuzuzun hazin hikayesini bildiği “Farinelli & King” oyunlarıydı. Tek kelime ile muhteşem oyunlardı. Güzelliği, tabiiliği, hoşluğu, oyunu ile Uma Thurman. ‘The Parisian Woman’ ile ilk Broadway tecrübesinde artıyı aldı bile. Bu sanatçılar cidden çok değerli, Hani zaten şöhretsin niye her gece sahne performansı riski alayım diye düşünmüyor. Her gece yeniden tiyatroya gelip oyununu başarı ile sergiliyor. Mart 2018 de “Carousel”, “My fair lady”, “Frozen”, “Harry Potter”, başlıyor. Bu arada Denzel Washington’un da yeni bir oyunla Broadway’da başlıyacağını anons ettiler bile. Galada Matt Damon ile tanışma fırsatını buldum. Mütevaziliği ve de esprili konuşmaları çok hoşuma gitti. Aynı gece, Oscar törenini sunan Neil Patrick Harris ile de konuştuk ayak üstü konuştuk. New York’ta Türk dostlarla karşılaştım. New York’ta nerdeyse her gün ülkemden birilerine rastlaıyorum. Brooklyn Coney İsland’daki Liman Lokantasında balık çorbası içmiştim. Orada eski Milli futbolcu Ümit Karan’la karşılaştık. Burada çocuklar için bir spor okulu açtığını söyledi. Çok hoşuma gitti. Ümit Karan’ı girişimciliğinden dolayı tebrik ediyorum. Başarılı iş kadını Aslı Kuseyrioğlu ve yakın dostu Zeynep Çarmıklı ile Sadelle’s de brunch yapıp, Soho’da güzel bir gün geçirdik.

Yelkenli ile katıldığı Tahiti gezisinden dönen canım dostum “Ahum” Aysal Kerimoğlu ile ‘Avra’da hasret giderdik. Kikiriki firmasını başarı ile yöneten arkadaşım Kürşat Deligöz ile yaptığımız pazar gezmesinde, bir ara Chelsea Noel pazarına uğradık. Hediyelik, eşya, giyimin yemeğe kadar her şey vardı. Pazarın bir bölümünde, helvamızın en az 10 ayrı çeşidini satan stand bulunca çok şaşırdım. En çok şaşırdığım ise sahiplerinin Australyalı, Amerikalı ve İsrailli olması. Columbus meydanında her sene bu tarihte panayır kurulur. Panayırın değişmeyen bir ismi var. O da Arman Altan ve Urlalı kardeşimiz. Venedik’te el emeği göz nuruyla hazırladığı kolye, bilezik, saat, vazo gibi ürünleri burda görücüye çıkarıyor. Başarılı işlerinden dolayı Arman kardeşimle gurur duyuyorum. Panayırda bir stand daha var ki o da Urlalı. “Hiç” markalı zeytinyağı ve bal gibi ürünlerini burada tanıttı. Tatma imkanı buldum. Çok başarılı. Las Vegas’da yedi otelin kordinaörlüğünü yapan Mr. Richard ve hanımı ile ailece pek sevişiriz. Kendisi geçenlerde kadim dostu Ekmel Anda kardeşimi arayıp Washington DC’de MGM gibi ünlü bir casino otelinde Bruno Mars’ın konseri olduğunu söyledi. Bruno Mars’ın konseri duyunca soluğu Washington’da oturan İzmirli arkadaşım Işıl Çelengilin evinde aldım. Ertesi gün MGM’deydik. Artık casino sevdası için Las Vegas’a gitmeye pek lüzum kalmayakmış, çünkü diğer ünlü casinolarda bu şehre gelecekmiş. Hepinize tekrar başarılı, sağlıklı, renk dolu bir yıl ve yıllar diliyorum……