Karantina günlerinden selam olsun

Dilerim evlerimizde olsun, işlerimizde olsun yada nerede olursa olursa olsun sağlığımız yerinde ve yakınlarımızla daha güzel günleri karşılamaya hazırız.

Ben ki o kadar dolaşan insan, tam 2 ay 10 gündür evimdeyim. Ve de inanın çok ama çok mutluyum. Meğer evde ne kadar çok eksik bir o kadar da fazla varmış.

Ne kadar çok seyretmem gereken film, dizi, okumam gereken kitap varmış… Ne kadar çok aramam ve aramamam gereken kişi…

Bu karantina, kendi kendimizi dinlememiz, yaşam arasında tartışmamız ve yepyeni kararlar almamız için girmiş gibi yaşamımıza.

O kadar DVD’ler almışım ve tadına varmadan kenara koymuşum. Şimdi doya doya seyrediyorum çoğunu. Hatta geçen gün son yıllarda hemen hemen her konser dizisine gidebildiğim Andrea Bocelli’nin Central Park 2011 yılı konserini elimde Bocellinin kahve mug’ında kahvem kruasanımla izledim.  O muhteşem geceyi aynı heyecanla tekrar izledim. Bir farkla yerim ortalardaydı ve fena yağmur yağıyordu o gece…

Evimde konseri izlerken ne düşündüm biliyor musunuz?

Bu güzellikleri yaşadık duya duya… Geçti mi? Artık 30 küsur bin kişilik bu muhteşem etkinlikleri ancak DVD’den mi izleyebileceğiz?  O zaman içime dokunuyor…

Bir şeye seviniyor ve gurur duyuyorum iyi ki bu yaştayım, iyi ki yaşadım o günleri.

New York dönüşüm

Size New York’tan gelişimi anlatayım. Oralarda son gittiğim gösteri Lady D’nin yaşamını konu alan ‘Diana’ müzikaliydi şahane bir gösteri tavsiye derim ama şu şartlarda çok zor.

Broadway bir tur!

New York’ta yapmayı en çok sevdiğim şey Broadway turu… Sarah Jessica Parker ve eşi Matthew Broderick’in oynadığı ‘Plaza Suite’ gösterisine ayırttığım bileti almaya gittiğimde gişeci “Bugün 17’de tüm Broadway’de karartmaya giriyoruz” dedi. O an idrak ettim durumun vahametini. New York’un 24 saat en kalabalık en renkli yeri Broadway boşalıyordu ve de birkaç dakika içinde boşaldı.

Zülfü Livaneli konser vermek için New York’a geldi. Sahnede Demet Sağıroğlu ve 2 arkadaş ona eşlik etti. Konser finalinde bir hatıramı Livaneli ile paylaştım.

Yıllarca önce Nilüferin evinde, şirin kızı Ayşe Nazlı’nın doğum gününde Sezen Aksu, Nilüfer, Ajda Pekkan söyledi Livaneli çaldı… Biz de sadece 4 konuk bu muhteşem koroyu izledik, böyle bir daha yaşanamayacak geceyi yaşadık. O muhteşem geceyi hatırladık Zülfü Beyle…

Ertesi akşam sanatçının hanımı ile verdiği kitap imza davetine gidemedim. Maalesef gidenlerin çoğu bu fena virüsü kapmış. Bu olayın üzerine benim İzmir’deki sevdiğim seyahat rezervasyonları yapan kızım aradı. “Sen ne zaman geliyorsun?” dedi

Daha durumun vahametinde olmadığımız için haftaya konuşalım dedim. “Haftaya uçak kalkarsa gelirsin” dedi. Büyük bir tesadüf sevdiğim bir arkadaşım Defne Atakan ertesi sabah aradı. Chicago’dan ülkeye geçtiğini benim de dönmem gerektiğini söyleyince “Vatan Yahut Silistire” dedim. VATAN ‘ı seçtim tabii ki… Hemen aynı akşama biletim kesildi. İstanbul’a son 2 sefer kala uçağa bindim. Fena kalabalıktı… Bu doluluk, New York’taki son günlerdeki korona salgının başıydı. Dükkan ve ofisler yamaya karşı tahtalarla, demirlerle kapatılmış, marketlerde metrelerce uzanan kuyruklar. Kıyamet yeri gibiydi.

İstanbul havaalanından aktarma ile İzmir’e geçtim. Evime varınca yeni hayatıma “selam” dedim. Sabah erkenden Alsancak Aile Hekimliğinden doktor Aysun Akın Hanım aradı. “Hoş geldiniz” dedi. “Aaa siz de uçakta mıydınız? dedim. “Yok, bize tüm yurda giren İzmirlilerin listesi gelir. Siz de hoş geldiniz” dedi. Karantina boyunca her sabah düzenli aradım. Geç kalırsam hemen onlar arıyor. Sağlığım hakkında bilgi verdim. Ülkem ve insanları ile bir kez daha gurur duydum.

Karantina günleri;

Hergün ama hergün, Şenay Düdek, Yasemin ve Saffet Gözlükaya kapıma yemek taşıdılar. Sağlıklı bir şekilde karantina günlerimi tamamladım. Tüm dostlarıma teşekkür ederim.

Pazarları sosyal mesafemizi koruyarak kordonda başlayan yürüyüşlerimizi yapıyoruz. Alıştık… Hele ben fena alıştım karantinaya…

Şimdi sırada yeni devire uyarak yazlık yerimizi açmak, onu en iyi şekilde usullere uygun işletmek için bol fikirler üreteceğiz. Tabii ki eski adetleri yenilerle en iyi şekilde karma yaparak.

Bu arada bugün İzmir’in eğlence dünyasının en genç ve en başarılı isimlerinden çok sevdiğim Murat Alpiskender güzeller güzeli Gizem Kayabaşı ile düğünlerini Çeşmede yerine getirdiler. Tabii bu günün kuralları uyarak… Nikahı Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran kıydı. Genç çifte mutluluklar diliyorum.

Hepimize güzel haberlerin geleceği güzel bir yaz dilerim canlar.