New York’taki 4 kahraman kızım
İlkbahar, yaz, sonbahar derken, kışa geldi. Mutlu kışlar diliyorum hepimize. Diliyorum ama biraz da dikkat biraz da sabır diliyorum. Malum tüm dünyayı kasıp kavuran covid felaketinden kurtulmanın dua ve dileklerinin yanında evde oturmakla eski günlere, yıllara dönebilme ümitlerimiz olmasını diliyorum.
Her zaman gittiğim yerleri anlatırdım. Şimdilerde genellikle evde olduğum için dünyanın dört bir yanındaki arkadaşlarımla daha çok görüşme fırsatını bulabiliyorum. Ben de bu sahifemde uzun zaman kaldığım New York tbt si yapayım ve oradaki 4 başarılı Türk kızını anayım ve size tanıtayım dedim.
Sevdiklerimin çok değerli kişiler olmasını hep dikkat etmişimdir. Ne kadar üstün kişilerle görüşürsen o kadar renkli ve güzel bir yaşamın olur düşüncesi ile yaşamışımdır hep. O yüzden arkadaşlarımın da desteği ve ısrarı ile şu an ki evdeyiz yaşadıklarımı paylaştığım kitabımı yazmağa başladım.
Derya Taşkın;
İşte bu değerli kişilerden biri Amerika’da tanıdığım herkes gibi çok sevip saydığım Derya Taşkın. Önce Derya’yı candan kutluyorum. Başarılarına yıllarca görgüsü, kültürü, iyi kalbi ile başarı kattığı yaşamında şimdilerde Amerika’da senatör ünvanına çok yakınlaştı. Amerika’da yeni başkanı belirleyecek 538 delegeden birinin bir Türk olması gurur vericidir. Bu kız da Peterson’da Belediye başkan yardımcılığı, yine Peterson Kütüphanesi ve müzesinin kadın statüsü komisyonerliğini üstlendi, New Jersey Demokrat Parti altında Müslim Kuruluna geçti, bunların yansıra İnsan Kaynakları Danışmanlığı ve genç beyinlere yaptığı mentörlükle Amerika Bölge Komite Başkanlığını yürütme statüsüne geçti. Bu arada başta ‘New York Hikayesi’ bir çok filim yapımcılığını üstlenen kızımız bir çokta Türk Sanatçısını Amerika’daki konserlerinin sponsorluğunu üstlendi. Ekmek, poğaça, simit, sütlaç, keşkül… sayamayacağım kadar çok Türk lezzetlerini içeren bu ürünleri New York’un en büyük marketleri ve restoranlarının kullandığı ‘Taşkın Bakery’nin 20 yılı aşkın süredir başındaki başarılı hanım kızımız Derya Taşkın… Seni başarılarından dolayı candan kutluyorum. Seninle tanışıp her fırsatta görüştüğüme de iftihar ediyorum.
Mehveş Koçak;
Bir başarı yumağım daha… Mehveş Koçak. Koyu Fenerbahçeli o kadar ki yıllardır New York Fenerbahçe Derneğinin 2.başkanı ve baş sekreteri. Yıllardır kendini yardıma muhtaç yaşlıların bakımına adadı ve de firmasını kurdu. Yanında yetiştirdiği elemanları ile NY’un sınırlarını aştı güney Amerika’ya bile erişti. Bunlarla da yetinmedi tenis ustası oldu hem ders veriyor hem de American Leauge’de aranan milli tenisçi oldu. Seni nasıl kutlamam başarılı, can yoldaşı gerçek dost canım benim.
Arzu Koch
İşte bir başarı, azim ve sanat yumağı daha… O da Türk o da güzel, o da çok başarılı. Arzu Koç (Koch), Ekmel Anda’nın muhteşem mücevher fabrikasında ömrümde ilk gördüğüm mücevher grafiği tasarımcısı kızımız. Bu günlerde çok büyük ve ses getirecek bir atılıma imzasını atıyor. Biliyoruz ki artık moda defileleri, yeni projeler, fuarlar dijital platformda sunuluyor, ilerliyor. İstanbul odağında global takı dünyasında yer almak için tasarımcı, takı ustaları, markaların görsel şölenler eşliğinde uluslar arası tanıtımın yapıldığı bir dijital platform olan İstanbul Jewellery Week -İstanbul Takı Haftası’nın birleştiricisi ve anonsunun başına geçti. Amacı Takı sunumlarının yurt dışında tanıtılması, onlara uygun organize edilmesi, eğitim teknolojisi vs. Bu çok önemli event 7-8-9-10 Aralık’ta ilk kez düzenleniyor. 25 adet etkinlik olacak ve pandemi dolayısı ile seyahat edemeyen dünyanın dört bir yanındaki tasarımcılar dijital yoldan konuk ediliyor. Dünyada yıllardır yapılan bu etkinlik ilk kez dijital olarak İstanbul merkezli yapılıyor. High-end Jewellery’de dünya markası olmuş tasarım ve üretim danışmanı Arzu Koch kutluyorum seni.
Esin Kosoğlu;
ABD’deki yüz akımız. Çok başarılı, çok ince düşünceli, sanata çok düşkün kızımız Esin Kosoğlu… Resmin, heykelin, fotoğrafın, kısacası sanatın çok dallarda çok yoğun olduğu merkezlerden biri New York’tur. Burada epey çok renk, şekil ve sanatçı olduğundan aradan sıyrılma ve kendini kabul ettirme tabii ki zordur. Bu güzel kızımızla yıllar önce birlikte animasyon yaptık. Ve de bu mevzuda pek tecrübeli olmadığı halde epey başarılı olmuştu. Neden? Çünkü içi sanat doluydu. Amerika’ya gittiğimde ilk onun Soho’daki açık hava tezgahına gittim. Gelenler, ilgi ile izleyenler, müşterileri ve Jenifer Lopez gibi bir sanatçının tablolarını satın alması artı üzerine artı aldı bizden. Bir kaç yıl sonra evinde kaldığımda sanatın ev yaşantısına nasıl girdiğini, ne şekilde çalıştığını, nelerden esinlendiğini, ne yiyip ne içtiğini, arkadaşlarını ve de özel çalışmalarını nasıl hayata geçirdiğini görünce iftihar ettim.
Sadece duvara asılacak şaheserler değil, bunların çantalarını, bardakaltlıklarını vs. görünce internetten ve açtığı sergilerden neden bu kadar iyi neticeler aldığını gördüm.
İşte benim New York’taki 4 kahraman kızım… Hepsi de bir başlarına bu mertebelere gelmiş.
Tanıdığım tanıyamadığım tüm kahraman başarılı kızlarımız yollarınız açık olsun dilerim…
