Yazılar

Kırmızı pancar neden tüketmeliyiz

Kırmızı pancar neden tüketmeliyiz

Kırmızı pancar besleyici ve sağlıklı bir gıda olarak hemen hemen her öğünde sofralarda yer alabiliyor. Yemeklerde, mezelerde, salatalarda ya da tek başına hem rengi hem de tadı ile öne çıkıyor. Peki kırmızı pancarın faydalarını biliyor musunuz? Memorial Antalya Hastanesi’nden Dyt. Berna Ertuğ pancarın faydaları hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Pause Dergi

Dyt. Berna Ertuğ

Pek çok besinde tercih ediliyor

Kış sebzelerinin baş tacı kırmızı pancar ıspanak ailesinden bir kök sebzedir. Şeker pancarı ile aynı aileden gelir ancak beslenme açısından farklıdır. Şeker pancarı beyazdır ve üreticiler bunları şeker çıkarmak ve işlenmiş gıdaları tatlandırmak için kullanma eğilimindedir. Kırmızı pancarın ise kök veya yaprakları salatalar, çorbalar ve turşularda sıklıkla tercih edilir ve doğal renklendirici olarak da kullanılır. Kırmızı pancar betalain denilen ve pancar kökünde bulunan bir pigment içerir. Bu pigment bitkilere tat ve renklerini vererek, bitkilerin bağışıklık sistemini oluştururlar.

Kırmızı pancarın 100 gramındaki besin değerleri aşağıdaki gibidir;

  • Enerji: 44 kkal
  • Karbonhidrat:8,02 g
  • Protein:1,23g
  • Yağ: 0,52 g
  • Lif: 1,28 g

Kabızlık ve sindirim problemlerine sorununa iyi geliyor

Kırmızı pancar yüksek oranda vitamin C, A ve folat; minerallerden de potasyum, sodyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfor içerir. İçerdiği besin değerlerinden dolayı yapılan son çalışmalara göre kırmızı pancarın; kan basıncını düşürmek, sindirimi iyileştirmek, bağışıklığı desteklemek gibi sağlığa katkısı olduğu düşünülmektedir. Yetişkin bir birey için günlük 25-30 gr lif tüketimi gereklidir. 100 gr pancar 1,28 gr lif içerdiği için neredeyse günlük ihtiyacın yaklaşık %4,5’nu karşılamaktadır. Bu yüzden kırmızı pancar tüketimi sindirim sistemini dengeler ve kabızlık problemlerinde destekleyicidir.

Kalp sağlığını destekliyor

Yüksek tansiyon, kardiyovasküler hastalık için birincil risk faktörüdür. Doktor takibinde ilaç kullanımı ile beraber Akdeniz tarzı beslenmeye geçiş ve egzersiz yüksek tansiyonu dengelemeye yardımcı olur. Yapılan çalışmalar beslenmede kırmızı pancara yer verilmesini önermektedir. Çünkü çalışmalar kırmızı pancarda bulunan yüksek nitrat ve potasyumun damarları genişlettiğini, kan dolaşımını kolaylaştırdığını, tansiyonu düşürdüğünü göstermektedir.

Atletik performansı artırıyor

Bazı araştırmalar kırmızı pancar suyu takviyesinin, egzersiz sırasında kasların emdiği oksijen miktarını artırabildiğini bulmuştur. 2019’da yapılan bir araştırmada da, yüksek dozda kırmızı pancar suyunun deneyimli bisikletçilerin zamana karşı deneme sonuçlarını iyileştirdiğini göstermiştir. Sonuç olarak egzersizde dayanıklılığı desteklediği için önerilmektedir.

İdrarın kırmızı renk olması mide asidi yetersizliğine işaret

Kırmızı pancar tüketildiği zaman kırmızı idrar veya dışkıya neden olabilir. Bu durum uzmanlar tarafından “beetüri” olarak adlandırılmaktadır. Kırmızı pancardaki betalain asidik ortamda parçalanır. Eğer mide asidi yetersizse betalain yeterince parçalanamaz ve o şekilde emilemez. Bu yüzden idrar veya dışkı rengi değişebilir. Bunlara ek olarak demir eksikliğinin olabileceğinin bir göstergesi olduğu için kırmızı pancardan gelen kırmızı idrara dikkat etmek önemlidir.

Kırmızı pancarın lezzetli şekilde tüketilmesi için öneriler;

  • Çiğ veya haşlanmış kırmızı pancarı rendeleyin veya dilimleyin; lahana salatası veya salatalara ekleyin.
  • Lezzetli bir öğün için keçi peyniri ile kavrulmuş kırmızı pancar tercih edilebilir.
  • Çiğ kırmızı pancarları dilimleyin, üzerine limon suyu ve bir tutam pul biber serperek servis edin.
  • Kırmızı pancar seçerken, boyutuna göre ağır olduğundan ve yüzeyinde hasar belirtisi bulunmadığından emin olun.
  • Pancarın üst kısımları hala yeşilse, taze görünmesi ve solmaması gerekir. Bunları salatalarınızda değerlendirmeyi unutmayın.
  • Pancarları birkaç gün saklamak için sıkıca kapatılmış bir torbada buzdolabında bekletin.
  • Pancarı pişirirken besin değerlerini kaybetmemesi önemlidir. Bu yüzden haşlama süresi 10 dakikadan az olmasına, fırında da 50 dakikayı geçmeyecek şekilde pişirilmesine dikkat edin.

Yoğurdun içerdiği 10 vitamin ve mineral

Yoğurdun içerdiği 10 vitamin ve mineral
Türk mutfağında önemli bir yeri olan yoğurt, içerdiği zengin vitamin ve mineraller sayesinde sağlığa olan faydalarıyla biliniyor. Yoğurt bebeklik döneminden itibaren her yaş grubunun beslenmesinde büyük önem taşıdığı gibi, içerdiği kalsiyum açısından kadınların menopoz sürecinde de sağlıklı kalmasında rol oynuyor. Memorial Antalya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Berna Ertuğ, yoğurdun faydaları hakkında bilgi verdi.

Pause Sağlık, Pause Dergi

Dyt. Berna Ertuğ

 Bağışıklığı destekliyor

Yoğurt sindirimi kolaylaştırıp bağırsakların çalışmasına yardım eder. Laktoz içeriğinin süte göre az olması nedeniyle sindirimde avantaj sağlamaktadır. İçerdiği probiyotikler sayesinde sindirimin yanında vücut bağışıklığını da destekler. Yoğurt, içerdiği kalsiyum sebebiyle kemikleri güçlendirir ve korur. Bu nedenle osteoporozun (kemik erimesi) önlenmesinde de büyük önem taşır. Kalsiyumun en önemli işlevi kemik ve diş sağlığını korumak ve gelişimlerini sağlamaktır. Dolayısıyla büyümenin hızlı olduğu dönemde, hamilelikte ve emzirme döneminde kalsiyuma ihtiyaç daha da artış göstermektedir.

Fosfor yönünden çok zengin

Yoğurt, fosfor yönünden de zengindir. Fosfor, hücrelerde yer alan DNA ve RNA moleküllerinin temel yapıtaşlarıdır. Hücredeki tüm enerji döngüsünü sağlamaktadır. 200 g yani bir kase yarım yağlı yoğurdun %36’sı karbonhidrat, %32’si protein ve %32’si yağdan oluşmaktadır. Bir kase yoğurt ortalama 100 kcal’dir.

Yoğurdun içerisinde bulunan vitamin ve mineraller aşağıdaki gibidir;

  1. 6.8 g protein
  2. 3,5 g yağ
  3. 8.2 g karbonhidrat
  4. 100 mg sodyum
  5. 320 mg potasyum
  6. 230 mg kalsiyum
  7. 200 mg fosfor
  8. 10 mg kolesterol
  9. 44 iu A vitamini
  10. 2 mg C vitamini

Yoğurdun yeşil suyunu dökmeyin

Yoğurt bakterileri faaliyetleri sırasında B1, B2, Bvitaminleri sentezler. Dolayısıyla bu vitaminler de cilt sağlığı konusunda vücudu destekler. Yoğurdun yeşil suyu kesinlikle dökülmemelidir. İçerdiği yüksek miktardaki riboflavin büyüme, doku yenilenmesi ve enerji metabolizmasında görevlidir. Yoğurt günün her öğününde tüketilebilir. Ana yemeklerde veya ara öğünlerde tercih edilebilir.

Günde en az bir kase yoğurt tüketin

Günlük tüketilmesi gereken yoğurt miktarı diğer süt gruplarını tüketim durumuna göre değişiklik gösterir. Eğer diğer süt ürünleri tüketilmiyorsa ve kişinin kalori ihtiyacına göre uygunsa porsiyon arttırılabilir. Gün içerisinde süt ve peynir tüketiliyorsa günlük en az bir kase yoğurt tüketimi yeterlidir. Ancak hiç tüketilmiyorsa bu 3-4 kaseye çıkabilir. Bazı hazır yoğurtlar, yüksek miktarlarda ilave şeker ve yararlı olmayan diğer katkı maddelerine sahiptir. Bu nedenle güvenilir doğal yoğurtların tercih edilmesi oldukça önemlidir.

Soğanı masanızdan eksik etmeyin

Soğanı masanızdan eksik etmeyin

Sağlığa dost bir sebze olan soğan, yemeklerin vazgeçilmezi olarak biliniyor. Hem çiğ olarak hem de pişirilerek kullanılan soğanın birçok çeşidi bulunuyor. Doğal antibiyotik görevi gören soğan, özellikle kış mevsiminde bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesinde büyük rol oynuyor. Memorial Antalya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Berna Ertuğ, soğanın faydaları hakkında bilgi verdi.

Pause Sağlık, Pause Dergi

Dyt. Berna Ertuğ

Soğan sağlığa pek çok açıdan fayda sağlıyor

Soğan, frenk soğanı, sarımsak ve pırasa da içeren Allium bitki ailesine aittir. Bu sebzelerin karakteristik keskin aromaları ve bazı tıbbi özellikleri vardır. Soğan doğramanın gözlerin sulanmasına neden olduğu yaygın bir bilgidir. Bununla birlikte, soğan sağlığa çok faydalıdır. Soğanın, çeşitli kanser türlerinin riskini azaltma, ruh halini iyileştirme ve cilt ve saç sağlığını koruma gibi konularda önemli yararları vardır.

 Bağışıklığı desteklemek için soğan önemli bir besindir

Soğan  özellikle A, C ve B vitaminleri açısından önemli bir kaynaktır. Ayrıca kükürt, iyot, kalsiyum, demir, folat, magnezyum, fosfor, potasyum ve antioksidanlar açısından da zengindir. A vitamini hem enfeksiyonlara karşı bağışıklığı hem de göz sağlığını destekler, B vitaminleri ise suda eriyen vitaminlerdir. B vitamini bağışıklık ve sinir sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olur. İçeriğindeki C vitamini ise özellikle kış mevsiminde hastalıklardan korunmaya destek olmaktadır.

Soğanın içeriğinde bulunan besinler aşağıdaki gibidir;

15 küçük boy kuru soğan (100g) 30 kaloridir.

  • 3 gram karbonhidrat
  • 7 gram lif
  • 1gram yağ
  • 1 gram protein
  • 4 mg sodyum
  • 146 mg potasyum

Soğan kansere yakalanma riskini azaltıyor

Yapılan çalışmalar soğanın içerdiği kuarsetin adlı antioksidan sayesinde yumurtalık, kolorektal gibi kanser türlerine yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olduğunu göstermektedir. Kuarsetin, alerjik reaksiyonlara yol açan histaminin bağışıklık hücrelerinde salınımını engellemesine yardımcı olur. Böylelikle soğanın astım veya alerjik problemleri olan kişilerde bağışıklığı desteklemeye yardımcı olduğu bilinmektedir. Soğanının içeriğindeki kükürt kan inceltici etkisi göstererek kalp kriziyle inme riskini artıran plateletlerin birikimini önler. Soğandan alınan kükürtün hipertansiyon başlangıcını geciktirme ve azaltmaya yardımcı olduğu diğer çalışmalarla tespit edilmiştir.

 Soğanı patatesten ayrı bir yerde saklayın

Toplum olarak kuru soğanı saklarken en sık yapılan hatalardan biri patates ile aynı ortamda muhafaza etmek veya depolamaktır. Çünkü patatesin yaydığı nem soğanın filizlenmesine ve çürümesine yol açar. Kuru soğanı serin ve kuru bir ortamda saklamak uzun süre taze şekilde tüketilmesini sağlar. Yarım kalan kuru soğanlar ise cam saklama kabına koyarak buzdolabında muhafaza edilebilir. Taze soğanı ıslak olarak buzdolabına koymak yapılan diğer hatalardan biridir. Öncelikle tazeliğini kaybetmiş yapraklar varsa temizlenmeli daha sonra kağıt havluya sarılarak buzdolabında saklanmalıdır. Böylelikle taze soğanın daha uzun taze kalması sağlanabilir.

Soğanı yağda kavurmak sağlıklı değil!

Tüketirken soğanı yağda kavurmak yapılan en büyük hatalardan biridir. Yağda kavurma esnasında yağ yanar. Yağ yandığı için kanserojen maddeler daha çok ortaya çıkar. Kızartmada olduğu gibi soğanı da yağda kavurmak sağlıklı değildir. Soğanlı yemek yapılırken tüm sebzeler tencere birlikte çiğden konularak yapılmalıdır. Sebzelerin pişme esnasında saldıkları su ile de zaten soğan pişmektedir. Etli bir yemek yapılırken de eti sotelerken yine etin bıraktığı su ile soğan kendi halinde pişmektedir.

Mide ve bağırsak hassasiyeti olanlar pişmiş soğan tercih edebilir

Soğan, mide ve bağırsak hassasiyeti olan bireylerde rahatsızlık verebilir. Soğan mide ve bağırsaklarında herhangi bir şikayeti olmayan kişilerde yanma gibi rahatsızlıklara yol açmaz. Eğer bir kişinin reflü, gastrit veya bağırsak intoleransı gibi rahatsızlıkları varsa soğan tükettiği zaman bu hassasiyetleri artabilir. Soğan çok lifli ve sülfürden zengindir dolayısıyla gaz gibi gastrointestinal şikayetleri artırabilir. Soğan zarı da şikayetlerin oluşmasında rol oynayabilir. Mide ve bağırsak hassasiyeti olanların çiğ soğan yerine pişmiş soğan tüketmeleri önerilir.