Yazılar

Beko’dan konsept mağaza

Beko’dan konsept mağaza

Beko, İstanbul’da 5 yeni konsept mağazasını tüketicilerle buluşturdu. Beko’nun Ümraniye’de Altek Ev Aletleri, Maltepe’de Hisar Dayanıklı Tüketim, Ataşehir’de Aksey Ticaret, Zeytinburnu’nda Gençler Dayanıklı Tüketim ve Beykoz’da Bayseçkin Elektrik yeni nesil mağazaları, Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer katıldığı törenlerle faaliyete başladı.

Törende bir konuşma yapan Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, “Yeni konsept mağazalarımızda tüketicilerimizi yüksek teknolojiye sahip yenilikçi tasarımlarla buluştururken, müşteri deneyimini de zenginleştiriyoruz. Hedefimiz ülkemize dünyanın en modern perakende mağazalarını kazandırmak” dedi.

Beyaz eşya ve tüketici elektroniği sektöründe dijital dönüşüme öncülük ettiklerini söyleyen Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, “Yıllardır tüketicilerin hayatına birçok yenilik katmış ve onlara yeni deneyimler yaşatmış bir şirket olarak yatırım yapmaya hız kesmeden devam ediyoruz. Yeni konsept mağazalarımızda tüketicilerimizi yüksek teknolojiye sahip yenilikçi tasarımlarla buluştururken, müşteri deneyimini de zenginleştiriyoruz. Tüketici odaklı ayrıcalıklı uygulamalarımızla donatılan mağazalarımız dijital perakende dönüşümü yolculuğumuzda önemli adımlar teşkil ediyor. Hedefimiz ülkemize dünyanın en modern perakende mağazalarını kazandırmak. Yetkili satıcılarımızı bu konuda destekliyor ve teknolojik anlamda en ileri perakende uygulamalarını hayata geçiriyoruz”diye konuştu.

 

Bilfen’den Öğretmenlere özel gece

Bilfen’den Öğretmenlere özel gece

Eğitim dünyasının önde gelen ismi Bilfen Okulları, bu yıl Öğretmenler Günü’nü Çamlıca’da yeni hizmete açtıkları Bilfen Garden Etkinlik Salonunda Türk Halk Müziğinin ünlü sesi Kubat’la ile birlikte kutladı.

Her sene bu özel günü kendine has etkinliklerle kutlayan Bilfen Okulları’nın bu yıl çalışanlarına sürprizi Kubat oldu. Eğitimde, öğrencilerine olduğu kadar eğitimci kadrosuna da önem veren Bilfen Okullarının İstanbul’da çalışan anaokulu, ilköğretim ve lise kademelerinden bin 600 öğretmeni bu sene hizmete açılan Bilfenin yeni etkinlik alanı Bilfen Garden’da 3 gün süren etkinliklerde doyasıya eğlenme fırsatı buldu.  Ayrıca anaokulundan liseye kadar İstanbul’daki tüm kampüslerde görev yapan öğretmenlerin katıldığı gecelerde, kurumda çeşitli kademelerde görev yapan ve 5 – 10 – 15-  20 – 25 – 30 yıllık hizmet sürelerini dolduran çalışanlarda ödüllerini Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Öztürk’ün elinden aldılar.

Bilfen Şirketler Topluluğu Başkan Vekili Fatih Öztürk’ün gecenin anlam ve önemi belirten konuşması ile başlayan gecede Öztürk; “Bugün Bilfen Okulları bünyemizde bulunan 33 anaokulu, 19 ilkokul, 18 ortaokul ve 19 lisemiz de yaklaşık 20.500 öğrenciye 4.000’e yakın eğitim personelimizle   hizmet veriyoruz. Sayılardan da anlaşılacağı gibi biz çok büyük bir aileyiz. Siz öğretmenlerimizin sorumluluğu büyük. Ülkemizi çağın ilerisine taşımak ve geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller olarak yetiştirecek olan sizlersiniz. İçimiz rahat, Güvenimiz sonsuz! Çünkü beraber yürüdüğümüz  işini gönülden yapan öğretmen arkadaşlarımız ile yol alıyoruz. Gelecek nesillerimizi yetiştirmek için özveriyle çalışan tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum.”

Türkiye’nin en önemli ses sanatçılarından Kubat, Anadolu’nun her bölgesine uzanan türkülerden oluşan repertuarında üç gün boyunca;  “Doyulur mu”, “Bu Gün”, “Bahçe Duvarından Aştım” ve “Yas” isimli dillerden düşmeyen türkülerini seslendirdi. Bilfen’deki yoğun eğitim maratonuna bir süreliğine ara veren öğretmenler Kubat’ın seslendirdiği türkülere eşlik etti.

 

 

Buket Aydın “Cesaretimin kırılması mümkün değil”

Buket Aydın “Cesaretimin kırılması mümkün değil” 

—Sosyal medyanın bir iletişim aracı olarak hayatımıza girmesi ile birlikte Televizyon haberciliği, gazetecilik güç mü kaybediyor” yorumları yapılıyor.  Hayır, bence öyle değil ve bu yapılan yorumların aksi yönde geliştiğini de görüyorum.  Bana göre sosyal medya bu şekli ile bizim gücümüze güç katıyor.

—Güzellik, çirkinlik görecelidir ama adalet göreceli bir kavram değildir. Kişisel düşünceye, şahsi beğeniye göre şekillenemez. O yüzden adaletin terazisini bizim meslekte doğru kullanmak gerekiyor.

—Ben cesaretimi; tarlada, bahçede, hayatta, evliliklerinde karşılaştıkları her ne güçlük, zulüm, acı keder ne olursa olsun azmini elden bırakmayan, kalkıp çalışıp evlatlarına bakan aynı zamanda kocalarının zulmüne karşı sessiz kalmayan kadınlarımızdan alıyorum. Dolayısıyla benim cesaretimin kırılması mümkün değil.

—Siber zorbalık başlığını, bireysel olarak ele alıp sırf kendim üzerimden konuşarak kapsamını küçültemem.  Buradaki genel sıkıntı; ifade özgürlüğünün hakaret özgürlüğü olarak anlaşılmış olması.

 —Benim tutku duyduğum bir şey yok. Bakış açım biraz değişik. Her şeyi vaz geçilebilir görüyorum. Tasavvuf çok severim. Hayata bakışım yaklaşımım da o tarzdadır. Ölüme de öyle bakarım. Her şey vazgeçilebilir. “Şuna tutkunum” benim kuracağım bir cümle kalıbı değil.

 —On sene sonra artık haber bülteninin de bir saati olmayacak… O zaman geldiğinde; sizin haber bülteniniz kutuda bir yerde duracak. İzleyici istediği zaman onu açacak ve izleyecek. O vakit geldiğinde “ hadi 19:00’da haber bülteni izleyelim” diye bir şey de kalmayacak.

 —Hayal ettiğimin çok ötesinde bir noktadayım. Kanal D ana haberi bir gün sunarım diye bir hayalim olmuştu ama kanal D haberi yönetmek benim hayallerimin de ötesinde bir şeydi. Allah nasip etti ama sadece nasip ve kısmet ile olmuyor gerçekten de çok çalıştım.

 Gerçekten çok yoğun bir tempomuz var.  Bu yoğun tempoda fırsat buldukça tek yaptığım spor.  Haftanın beş günü spor yapıyorum. Bunlardan dört gün iki ayrı eğitmenle oluyor. Kick boks yapıyorum. Çok severek yapıyorum. İyi de yapıyorum. Bunu ben değil hocam söylüyor. Bir başka hocamla da plates ve kardiyo antrenmanları yapıyoruz.  Deşarj oluyorum. Bütün negatif yük ne varsa orada o spor sırasında atılıyor. Kafamı boşalttığım kendimi yenilediğim tek yer diyorum oraya çünkü her şeyi unutuyorum ve çok iyi geliyor bana..

 —Süper gücüm olsa; çocukların ve insanların açlıktan ölmemesini sağlardım. Neredeyse 2020’ye giriyoruz ve dünyada açlıktan ölenlerin olması, bence hepimizin her gün hiç bıkmadan konuşması gereken tek konu. Dünyadaki bütün zenginler servetlerinin sadece ve sadece yüzde birini bağışlasa, dünyada hiçbir çocuk, hiç bir insan ölmez. Şu anlamda ülkemi Türkiye’mi övmek istiyorum. Buna da bence herkes katılır. Bizim ülkemizde açlıktan ölen olmaz çünkü bizim topraklarımızda hala insanın insanı kollaması diye bir gerçek var. Biz o ruhu hiçbir zaman kaybetmedik.

 —Astroloji… Çok severim. Gökyüzü hareketlerinin bir matematiği olması ben de bir merak, keyifli bir ilgiyi uyandırıyor.

 —Haftada iki gün mutlaka et, iki gün de mutlaka balık yerim. Izgara tercih ederim. Bol salata bol sebze yemeğe çalışırım.  Bol su tüketirim.  Zararlı olduklarını düşündüğüm için asitli içecek içmemeye çalışıyorum. Alkol, sigara kullanmıyorum. Aslına bakarsanız ben bir sendir kendime çok iyi bakıyorum.

 —İnsanları duyguları yönetir beni mantığım… Hiçbir zaman duygularıyla hareket eden bir insan olamadım. Hayatımın her alanında mantığım devreye girer ve hep “Buket” diyerek gelir koluma girer ve kendi tarafına beni çeker. Ben de hep mantığımı dinlemeyi seçtim. Ve hiç bir zaman kararlarımdan dolayı kaybettiğim olmadı.

 

Mesleğinizin güçlü bir meslek mi? Zorluklarından bahseder misiniz?

Güçlü bir meslek… Sadece ülkemizde değil dünyanın her yerinde gücü olan bir meslek…

“Sosyal medyanın bir iletişim aracı olarak hayatımıza girmesi ile birlikte Televizyon haberciliği, gazetecilik güç mü kaybediyor” yorumları yapılıyor.  Hayır, bence öyle değil ve bu yapılan yorumların aksi yönde geliştiğini de görüyorum.  Bana göre sosyal medya bu şekli ile bizim gücümüze güç katıyor.  Söylediğimizin hükmünü çarpan etkisiyle katlayarak büyütüyor. Bu yönüyle çok zor bir meslek…  Adil olmak öncelikle önemli olan bir meslek… Adaletli olmayı ve her kese eşit mesafeden bakabilmeyi gerektiren bir iş. Bunları doğru yaptığınız sürece gücünüz artarak yükselir.  Güzellik, çirkinlik görecelidir ama adalet göreceli bir kavram değildir. Kişisel düşünceye, şahsi beğeniye göre şekillenemez. O yüzden adaletin terazisini bizim meslekte doğru kullanmak gerekiyor. Hakka, hukuka doğru yer vereceksiniz ki objektif bir şekilde olayları değerlendirebilesiniz. Evet gerçekten bu meslek çok güçlü bir meslek.

 Risk almayı seviyorsunuz ama cesaretinizin kırıldığı durumlar oluyor mu?

Cesurum… Bu kadar cesur olduğumu inanın bu bir buçuk sene içerisinde fark ettim.  Risk almayı hep sevmişimdir. Hayatım boyunca her zaman risk aldım çünkü bu benim yapısal özelliklerimden biri. Ben çocukken de böyleydim. Sonra gençlik dönemlerimde bu yönüm daha da kuvvetlenerek iyice arttı. Hatta bu kadar risk almasam da iyi olur diye de düşündüğüm zamanlar da oluyor ama bu cesaretimin kırılmasından değil de kendime notum olarak. Zaman zaman arkadaşlarım, yakınlarım “Buket acaba biraz daha sakin olsan mı” diyorlar… Aslında önerileri yapmakta fayda var.  Hatta zaman ilerledikçe bu yöne doğru evrilebilirim.

 Cesaretimin kırıldığı oluyor mu?

Cesaretimin kırıldığı olmuyor ama zaman zaman üzüldüğüm oluyor. Ülkemizde özellikle erkek egemen bir anlayış var. Bu durum aslında birçok sektör için geçerli ama bizim sektörümüzde çok daha etkin ve hâkim bir husus… Buna kadınların yüksek derecede destek vermesi yani bu erkek egemen anlayışı benimsemesi, kabullenmesi ve hem cinslerinin başarılı bir konuma gelmesinden rahatsız olması beni üzüyor. Ancak; hiçbir şekilde cesaretimi kırmıyor. Ben cesaretimi; dayak yediği eşine karşı çıkıp, ev kadınıyken çalışmaya başlayan ve çocuklarını aslanlar gibi büyüten kadınlarımızdan alıyorum. Tarlada, bahçede, hayatta, evliliklerinde karşılaştıkları her ne zulüm, acı keder ne olursa olsun kalkıp çalışıp evlatlarına bakan aynı zamanda kocalarının zulmüne karşı sessiz kalmayan kadınlarımızdan alıyorum. Dolayısıyla benim cesaretimin kırılması mümkün değil.

Ben cesaretimi; eline bir telefon alıp, evinden ya da işinden, her şeye bir şekilde karışmaya çalışan, hani derler ya kadın kadının kurdudur zihniyetindeki kadınlardan almadım.  O yüzden cesaretim kırılmıyor açıkçası…

Eleştiriye açık mısınız?

Çok.. Hem eleştiriye açığım, hem de kendi kendimi o kadar eleştiririm ki;  çalışma arkadaşlarım, yakınlarım “ kendine o kadar acımasızlık etme”  dedikleri çok olur.

 Son zamanlarda siber zorbalık ya da sosyal linç diyebileceğimiz bir duruma maruz kaldınız. Siber mağduriyet… Ne diyorsunuz?

O mevzu aslında şu; oraya bir meslek icra edilmeye gidildi. Gazetecilik, habercilik yapmak için gidildi. Sadece şahsımla alakalı bir şey değil oraya giden tüm gazeteci arkadaşlar canlarını hiçe sayarak, belli bir tehlikenin varlığını göze alarak gitti ve haberi en iyi en doğru şekilde aktarmaya çalıştı.  Burada olay siber zorbalık değil. Makyaj dediler, saç dediler, saat dediler başka bir şey de söyleyebilirlerdi. Orada ki amaç o saldırıyı gerçekleştirmek.  Dolayısıyla; “Siber zorbalık” başlığını, bireysel olarak ele alıp sırf kendim üzerimden konuşarak kapsamını küçültemem.  Burada erkeklerin kadınlara karşı ne kadar zorba olabileceğini de görüyoruz, kadınların kadınlara karşı nasıl acımasız olabildiğini de gözlemleyebiliyoruz. Karşı destekler de var. Buradaki sıkıntı şu; elbette ifade özgürlüğü var ancak bunun ne anlama geldiği yanlış anlaşılmış. Bu çok net…

 Nasıl anlaşılmış açıklar mısınız?

İfade özgürlüğünü; hakaret özgürlüğü olarak anlaşılmış.  Bunu böyle anlayıp; içimize sindirir, böyle kabul eder ve bir de çocuklarımıza, gençlere böyle yansıtırsak ileride gelecek neslin birbirine yapabileceklerini düşünmek bile istemiyorum.  Çünkü hepimiz biliyoruz ki; çocuklar bu çağın telefonları ellerinde, sosyal medyanın içinde, internetle büyüyorlar. Bu konularda bizden çok çok daha üst seviyede bilgili ve de ilgililer. Onların geleceği bu platformlardan geçecek. Şu anda 30 ila 60 yaş aralığında olan insanlar sosyal mecralarda yazdıkları, yaptıkları, paylaştıkları her bir şeyin sorumluluğunu; çocuklarının, torunlarının sorumluluğu gibi düşünerek hareket etmeli.   Bu gün bu konulardaki uzman değerlendirmelerini dinlediğinizde ve ya okuduğunuzda “zorbalık” denen davranış şeklinin okul çağındaki çocuklara indiğini görebiliyorsunuz.

 Önceden birbirimize saygı duyardık. Günümüzde bunun kalmadığını görüyorum. Benim mağduriyetim hemen fark edildi. Peki fark edemediklerimiz… Oralarda neler oluyor. Çocukların çocuklara,  gençlerin gençlere yaptıkları var… Ben kaç tane insan, genç biliyorum ki; instagram üzerinden aldığı yorumlar, alaycı, kırıcı yazışmalar sonucu bunalıma girip, ailelerine dönüp küçücük yaşta “ben estetik ameliyat olmak istiyorum” diyenler var. Küçücük yaşta psikolojik bunalıma girenler, antidepresan kullanmaya başlamak durumunda kalanlar var. Ve bunlar sadece siber zorbalık yüzünden oluyor.

 Ne yapılmalı sizce?

Herkes şapkasını önüne koyup önce iyice bir düşünmeli.  Ben evladıma, torunuma bu anlamda ne miras bırakıyorum diye düşünerek, kullandığı o mecralarda neler yaptıklarını değerlendirmeli.  Eline telefonu alan karşısındaki insana hakaret edebilme özgürlüğünü kendisinde bulmamalı.  Sonra çok ağır hakaretlerde bulunan kişilere dava açtığımız zaman, bu zorbalar ağlayarak gelip özür diliyorlar. Neden kendilerini bu pozisyona düşüyorlar. İşin bir de böyle tarafları var. Bunlar yaşanmasın. Biz böyle bir toplum değildik. Ne zaman bu dönüşüm oldu, nasıl bu hale geldik diyor ve üzülüyorum. İşime bakıyorum ama siber zorbalığın çok ciddi anlamda ele alınması gerekiyor. Ben ileride bu konuda bir çalışma yapmayı planlıyorum açıkçası. Siber zorbalıkla mücadele için elimden gelen katkıyı sağlayabilirim. Tekrar altını çiziyorum benim yaşadıklarımla ilgili olarak söylemiyorum bunları çünkü benim yaşadığım okyanusta su damlası misali..  Çok başka örnekler yaşayan çok insan var. Sadece ben değilim. Dolayısıyla benim baktığım pencere bambaşka bir pencere ve orada gördüklerim bizi bundan on sene sonra toplumca üzüleceğimiz bir noktaya doğru gidişimizi gösteriyor. Bence herkesin ayağını denk alması lazım…

Bu gibi deneyimler sizi mesleğinizden soğutuyor mu?

Hayır asla… Bir laf vardır beni öldürmeyen güçlendirir diye. Ben samimiyetle dile getiriyorum ki ne kadar güçlü olduğumu ve ne kadar cesur olduğumu son bir buçuk yılda çok net gördüm. Mesleğimi çok severek yapıyorum. Çok ciddi fedakârlıklar gerektiriyor. Kendinizi yani “ben” dediğiniz şeyi ikinci plana atıyorsunuz. Kariyer üzerinden ilerlerken kendi gelecek aile plan programlarınızı resmen “çok gönüllü bir şekilde” öteliyorsunuz. Bu durum da bence meslek sevgisinin adanmışlıkla buluşma hali.  Yaşadığım bu tarz olaylarla işime olan sevgim hiçbir şekilde azalmıyor.   Ben artık şöyle bakmaya başladım bu tip olaylara bu arada onu da söyleyeyim; bu saldırıların birçoğunun aslında saldırı olmadığını sadece benimle etkileşime girmek isteyen insanların, kendisini de bu şekilde benimle etkileşime girerek belki bize cevap verir ümidiyle bu saldırıları yaptıklarını düşünüyorum. Benim için izleyicinin, halkın ne dediği çok önemli. İzleyicinin ne dediğini reytingle, halkın ne dediğini dışarıda gezerken görüyoruz. Çok memnunum sıkıntım yok.

 Bu gün mesleğinizde ve ya hayatınızda hayal ettiğiniz yerde misiniz?

Hayal ettiğimin çok ötesinde bir noktadayım. NTV’de sekiz yıl çok severek çalıştım. Orada ana haber sunmayı hayal ederek başlamış mıydın derseniz evet. Bırakırken de orada ana haberi sunarken buraya geçtim. Ama Kanal D ana haberi bir gün sunarım diye bir hayalim olmuştu ama kanal D haberi yönetmek benim hayallerimin de ötesinde bir şeydi. Allah nasip etti kısmet etti ama sadece nasip ve kısmet ile olmuyor gerçekten çok çalıştım. Yakından tanıyan dostlarım, çalışma arkadaşlarım ne kadar emek harcadığımı bilirler… Böyle deyince de ama “her çok çalışan yapamıyor” diyecekler bu her sektörde böyle… Ona da nasip diyelim..

İşten geriye kalan vakitlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Vakit kalsa değerlendireceğim… Gezmeyi, seyahat etmeyi çok severim. Yurtdışında yeni yerler tanımaya bayılırım ama uzun süredir bu anlamda hiçbir yere gidemiyorum.  Çünkü gerçekten çok yoğun bir tempomuz var.  Bu yoğun tempoda fırsat buldukça tek yaptığım spor.  Haftanın beş günü spor yapıyorum. Bunlardan dört gün iki ayrı eğitmenle oluyor. Kick boks yapıyorum. Çok severek yapıyorum. İyi de yapıyorum. Bunu ben değil hocam söylüyor. Bir başka hocamla da plates ve kardiyo antrenmanları yapıyoruz.  Deşarj oluyorum. Bütün negatif yük ne varsa orada o spor sırasında atılıyor. Kafamı boşalttığım kendimi yenilediğim tek yer diyorum oraya çünkü her şeyi unutuyorum ve çok iyi geliyor bana..

En büyük tutkunuz nedir?

Benim tutku duyduğum bir şey yok. Bakış açım biraz değişik. Her şeyi vaz geçilebilir görüyorum. Tasavvuf çok severim. Hayata bakışım yaklaşımım da o tarzdadır. Ölüme de öyle bakarım. Onu bir kayıp olarak görmem. Ben her şeye böyle bakıyorum. Her şey vazgeçilebilir. “Şuna tutkunum” benim kuracağım, kullanabileceğim bir cümle kalıbı değil.

 İleriye yönelik planlarda neler var?

Yok aslında. Çünkü; genç yaşta mesleki konumda bu kadar iyi bir noktaya yükselmiş olmak bir yönden iyi bir yönden zor.  Zorluğu şu; gelinen bu noktanın üzerine ne hedef koyabilirim konusu diyebiliriz. Ben yeniliğe çok açık bir insanım. Aynı yerde senelerce kalmaktan hiç hoşlanmam. Çok güzel bir haber merkezimiz var.  Güzel arkadaşlarla beraber çalışıyoruz. Burayı daha yeni oturttuk. Burası ile ilgili bir planım var mı derseniz? Daha da iyi bir noktaya getirmek… Geri dönüşler içimize bir sinsin. Televizyonculuğu seviyorum. İşin yönetim kısmını da seviyorum. Zaman neler getirir onu hep birlikte göreceğiz.

 Peki bir de şöyle sorsak bu soruyu; işinizde gayet başarılı bir şekilde ilerliyorsunuz. Dünyada benzer örnekler var. Oprah Winfrey gibi…  O şimdi kendi kanalını kurdu. Ülkemizde bir Acun örneği var…  Siz böyle bir şey düşünüyor musunuz?

Kendi işimin patronu olmak evet isterim. Herkes ister. Acun’un yapmış olduğu şey ona çok ciddi riskler alarak ilerledi. Saygı duyduğum bir isim, çok da iyi bir televizyoncu olduğunu düşünüyorum. Acun’un bu işi kurduğu dönemde evet, ama şuanda bir kanalım olsun ister miyim istemem çünkü televizyon artık geleceğe doğru ilerleyen bir şey değil. İnsanlar içinde bulundukları koşullar gereği istedikleri yapımları kendileri uygun oldukları saatte izlemek istiyorlar. Artık her şey buna evrilecek bakın unutmayın. On sene sonra artık haber bülteninin de bir saati olmayacak… O zaman geldiğinde; sizin haber bülteniniz kutuda bir yerde duracak. İzleyici istediği zaman onu açacak ve izleyecek. O vakit geldiğinde “ hadi 19:00’da haber bülteni izleyelim” diye bir şey de kalmayacak. Kendi işimin patronu olmak isterim. Geleceği ön gören, geleceğe doğru evrilen bir yapım şirketim olsun isterim. Yapabilirim… Neden olmasın? Bu da düşüncelerim arasında ama bu kesinlikle bir televizyon kanalım olsun hayali asla değil.

Sizce, nasıl bir yöneticisiniz sizce?

İnsanları dinleyen, adaletli, empati kurarak iletişimde kalan bir yöneticiyim. Bunlar benim hayatımda çok önemli… Bir konuda bir adaletsizlik, hukuksuzluk varsa kendi çıkarlarımı hiçe sayarak değerlendirme yaparım. Hayatım boyunca kendi çıkarlarını gözeten bir insan olmadım. Yöneticilik tarzım da bu şekilde. Çözülmesi gereken bir sorun varsa elimi taşın altına koyarım. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığında değilimdir. Gerekirse gelsin o yılan bana da dokunsun ama iş çözülsün diye çabalarım.

 Günde kaç saat çalışıyorsunuz? 

Ben hep çalışıyorum. Mesela ofiste bulunmasam da sürekli çalışıyorum çünkü telefonum hiç durmuyor. Sürekli e-mailler,  yazışmalar,  görüşmeler, takip etmem gereken konular derken aslına baktığınızda uyumadığım her saniye çalışıyorum. Sürekli bu telefon elimde ve sürekli mail dönüşleri, yanıtlamalar yapıyorum. Onu istiyorum bunu istiyorum. Organize ediyorum. Özellikle bu dönemde… Uyumadığım her an çalışıyorum.

 Günde kaç saat uyursunuz?

En az yedi saat uyumam gerekiyor.  Ben uykudan fedakarlık edemiyorum. Hani şöyle bir söylem vardır “ zeki insanlara günde üç saat dört saat uyku yetiyor” diye..  Bu tarz yorumları duyunca diyorum ki; bu durumda ben onların düşündüğü ve anlattığı kadar zeki değil miyim acaba? Çünkü gerçekten çok yoruluyorum ve en az yedi saat uyumam gerekiyor. O yedi saat uykuyu ben alamadıysam bütün enerjim düşüyor ve çok mutsuz oluyorum.

 Çalışma hayatınızda merak duyduğunuz uğraşlarınız var mı?

Astroloji… Çok severim. Gökyüzü hareketlerinin bir matematiği olması ben de bir merak, keyifli bir ilgiyi uyandırıyor. Sonra dans etmeyi severim. Dans diyebilirim. Yirmili yaşlarda bir dönem Latin dansları öğreniyordum ama vakitsizlikten dolayı eskisi gibi ilgilenemedim ama hep aklımdadır. Bir de Psikolojiye çok merakım var. Bu konularda okumayı, dinlemeyi, izlemeyi çok seviyorum.  Benim lisansım ve yüksek lisansım, her ikisi de Türk dili edebiyatı üzerine. Belki bir Uni. programına girip iki senelik bir psikoloji eğitimi almak niyetindeyim.

En sevdiğiniz ülke hangisi?

Önce ülkem Türkiye… Ve benim için dünyanın en güzel şehri de İstanbul… İkincisi ülke olarak İtalya.. Her yerini çok severim, çok eğlenceli cıvıl cıvıl gelir bana… Fırsat buldukça soluklanmak için İtalya’da bir yerlere kaçmayı çok severim.

 Beslenmenize dikkat eder misiniz?

Son bir senedir çok dikkat ediyorum. Öncelikle beyaz unu hayatımdan çıkarttım. Çünkü o insanı gereksiz yoran ve ağırlaştıran bir şey olduğunu biliyorum. İkinci olarak yemek yediğim saatleri kısıtlı tutmaya çalışıyorum. Sabah kalktığımda spora genelde boş bir mideyle  giderim. İlk yemeğimi saat on iki gibi yerim. Tercihim genelde sağlıklı şeyler oluyor. Evdeysem  peynirli bir omlet ilk yemek olabiliyor.  Granola yiyorum.  İkinci öğünde mutlaka et veya balık yerim. Haftada iki gün mutlaka et, iki gün de mutlaka balık yerim. Izgara tercih ederim. Bol salata bol sebze yemeğe çalışırım.  Bol su tüketirim.  Zararlı olduklarını düşündüğüm için asitli içecek içmemeye çalışıyorum. Alkol, sigara kullanmıyorum. Aslına bakarsanız ben bir sendir kendime çok iyi bakıyorum. Şunu anladım ki; yediğimiz şeyler güzelse içimiz de güzel oluyor ve dış görünüşümüze cildimize, saçımıza, tırnaklarımıza, enerjimize kadar bu sağlıklı durum yansıyor.

Hiç unutamadığınız mesleki bir anı, deneyim var mı?

Los Angeles’ta gerçekleştirilen Golden Globe ödül törenine katıldık. Geçen sene. O kırmızı halıda Kanal D mikrofonu ile anons çekmek ve o sırada arkadan dünyaca ünlü bütün starların geçmesi, herkesin bir birine neredeyse yarım metre mesafesinde olması güzeldi. Çünkü bir Hii deseniz dönüp konuşabileceksiniz. Burada benim ilgimi çeken; o muhteşem dünyanın küçülüp önünüze gelmesi çok değişik bir deneyimdi. Barbaros Tapan aynı zamanda Golden Globe jüri üyesi aynı zamanda . Barbaros oradan Hollywood yıldızlarıyla da röportajlar yapıp gönderiyor bize. Kanal D de onunla çalışıyoruz.  Onunla birlikte katılmıştık çok güzeldi.

Onun haricinde bir de NTV de yaptığımız 15 Temmuz yayınını hiçbir şekilde unutamam.  Binali Yıldırım’a “bu bir darbe mi” diye sorduğumda, “ bu bir kalkışma” yanıtını vermişti. İlk defa benim bağlantımda tanımlanmıştı. Tarihe geçen bir yayın oldu. O da benim ömrüm boyunca unutamayacağım yayınlardan bir tanesi.

Modayı ile aranız nasıl? Takip ediyor musunuz?  

Ediyorum.. Modayı takip etmeyi çok da seviyorum. Dünyaca ünlü modacıları takip ediyorum. Renk skalaları daha gelmeden onları öğrenmeye çalışıyorum, önümüzdeki senenin renkleri modelleri ne diye ciddi ciddi takip ediyorum.  Aslında ekranda bu konu benim takip ettiğim kadar önemli bir şey değil. Temiz, şık ve sade gözükmeniz ekran için yeterli aslına baktığınızda sonuçta haber sunuyoruz. Ama ben çok seviyorum. Sponsorum Adil Işık onlarla çok iyi çalışıyoruz. Senelerdir birlikteyiz.   Özel dikim çalışıyoruz. Beni çok iyi tanıyorlar. Onun da ekrana yansıdığını düşünüyorum. İyi bir görüntü veriyoruz bence çünkü çok olumlu geri dönüş alıyoruz. İzleyiciler çok soruyorlar kıyafetleri.

 Sizi bu günkü başarınıza taşıyan en güçlü yönünüz nedir?

Azim.. Vaz geçmemek… Hiç bir şey beni yıldıramıyor bu azmimle alakalı bir durum. Sektöre girdiğimde hiçbir tanıdığım yoktu. Stajyer olarak 19 yaşında iş hayatım başladı. Çok itildim, kakıldım ama hiç vaz geçmedim. Hiç pes etmedim. Hep disiplinli oldum ve sıkı çalıştım.

 Sizi yöneten duygularınız mıdır, mantığınız mı?

İnsanları duyguları yönetir beni mantığım… Hiçbir zaman duygularıyla hareket eden bir insan olamadım. Hayatımın her alanında mantığım devreye girer ve hep “Buket” diyerek gelir koluma girer ve kendi tarafına beni çeker. Ben de hep mantığımı dinlemeyi seçtim. Ve hiç bir zaman kararlarımdan dolayı kaybettiğim olmadı.

 Süper gücünüz olsaydı?

Süper gücüm olsa; çocukların ve insanların açlıktan ölmemesini sağlardım. Neredeyse 2020’ye giriyoruz ve dünyada açlıktan ölenlerin olması bence hepimizin aslında her gün hiç bıkmadan konuşması gereken tek konu. Dünyadaki bütün zenginler servetlerinin sadece ve sadece yüzde birini bağışlasa, dünyada hiçbir çocuk, hiç bir insan ölmez. Şu anlamda ülkemi Türkiye’mi övmek istiyorum. Buna da bence herkes katılır. Bizim ülkemizde açlıktan ölen olmaz çünkü bizim topraklarımızda hala insanın insanı kollaması diye bir gerçek var. Biz o ruhu hiçbir zaman kaybetmedik. O ruhumuz halen yaşıyor ve dilerim hiçbir zaman kaybetmeyelim. Ama ne yazık ki birbirimize karşı saldırganlaştığımız dönemlerde acaba biz de mi o acımasızlığa karşı evriliyoruz diye üzülüyorum. Bunun olmamasını diliyorum ve olmayacağına inanıyorum.

 Sizce başarının sırrı nedir?

Azim, çalışkanlık, zeka ve şans, şans, şans.. Yani doğru zamanda doğru yerde doğru işi yaparsanız bunun mutlaka bir etkisi olduğunu görüyoruz. Ben buna şans diyorum. Bu gün buraya geldim. Ne sayesinde geldin diye sorulsa ve yanıt için tek kelimelik bir hakkım olsa azim derim.

 

150 yıllık Lezzet Hafız Mustafa, Dubai’de

150 yıllık Lezzet Hafız Mustafa, Dubai’de

1864’ten kurulan Türkiye’nin ilk şekerleme markalarından Hafız Mustafa, bir asırdan fazladır değişmeyen geleneksel lezzetleri Dubai’ye taşıdı. Dubai Mall’da açılan mağazasıyla Türkiye dışına taşıyan Hafız Mustafa, Osmanlı’nın meşhur lezzetleri ile dünyayı tanıtıyor.

Uluslararası Üstün Lezzet Ödülü’ne sahip Sütlü Osmanlı Saray Kadayıfı, 60’ın üzerinde lokum çeşidi, altın sarısı çıtır çıtır baklava çeşitleri, patenti Hafız Mustafa’ya ait çikolatalı baklavası, Halep Sarması, Antep burması, kuşgözü, kadayıf, manda sütüyle hazırlanan muhallebi, kazandibi, 20’nin üzerinde sütlü tatlı çeşidi, meyveli-çikolatalı yaş pasta çeşitleriyle, Arap Yarımadası’nın ticaret başkentinde ağızları tatlandırıyor.

Concorde Luxury Resort ile Kıbrıs’ta yeni yıl kutlaması

Concorde Luxury Resort ile Kıbrıs’ta yeni yıl kutlaması

Concorde Luxury Resort 2019’a Kıbrıs’ta veda etmek isteyenler için dolu program hazırladı.  28 Aralık’ta Öykü Gürman, 30 Aralık’ta Suat Ateşdağlı ve 31 Aralık’ta Yıldız Tilbe Concorde Luxury Resort misafirlerine unutamayacakları bir gece yaşatacak.

Yılın markası ödülü Özdilek Ev Tekstili’ne

Yılın markası ödülü Özdilek Ev Tekstili’ne

World Branding Awards’tan Özdilek Ev Tekstili’ne yılın markası ödülüne layık görüldü.
Özdilek Ev Tekstili, dünyanın en prestijli markalarını ödüllendiren World Branding Awards tarafından “Ev ve Bahçe Perakendecileri” kategorisinde “Yılın Markası” seçildi. İngiltere’de düzenlenen törende ödülü, Özdilek Ev Tekstili adına holdingin Dış Piyasa Satış Müdürü Fatih Güzelsözlü aldı.

İngiltere merkezli sivil toplum örgütü olan World Branding Forum tarafından düzenlenen World Branding Awards’ın 2019 yılı ödül töreni, 14 Kasım akşamı Londra Kensington Sarayı’nda gerçekleştirildi. Özdilek Ev Tekstili, “Ev ve Bahçe Perakendecileri” kategorisinde “Yılın Markası” ödülünün sahibi oldu.

Dünyanın en iyi markalarının yaptıkları markalama çalışmaları ve başarıları, marka değerleme, tüketici pazar araştırması ve çevrim içi halk oylamasıyla değerlendirildiği World Branding Awards’ın bu prestijli ödülünü Türkiye’den kazanan tek marka olarak Türk tekstili adına da büyük bir başarıya imza atmış oldu.

 

Perakende Günleri 2019 başlıyor

Perakende Günleri 2019 başlıyor

Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek Perakende Günleri 2019 Türk perakende sektörünün önde gelen isimlerini hem konuşmacı olarak hem de bu sene ilk defa yapılacak olan ‘Uzmanlık Sahneleri’nde ağırlıyor.

Türkiye ve uluslararası arenada en büyük iş organizasyonları arasında gösterilen ve aralıksız olarak 18 yıldır devam eden organizasyonlardan biri olan Perakende Günleri, bu yıl birçok yeniliğe ev sahipliği yapıyor. Perakende Günleri 2019 çok ses getirecek yabancı konuşmacıların yanı sıra yine ülkemizin önde gelen isimlerinin tecrübelerinden de faydalanma imkanı sunuyor.

“49 oturum 68 konuşmacı”

Perakende Günleri düzenlendiği ilk günden bu yana alanında uzman uluslararası ve yerli konuşmacıları ağırlayarak sektör temsilcilerine yeni bir bakış açısı kazandırırken, dünyadaki yenilik ve trendleri takip ederek modern bir gelecek tasarımı dizayn edebilmelerine destek oldu. Perakende Günleri 2019 bu sene kendi rekorunu kırarak 49 oturumda 68 konuşmacıyı ağırlamaya hazırlanıyor.

Akinon ve Opet ana sponsorluğunda düzenlenen Perakende Günleri 2019’un yerli konuşmacıları arasında Akinon Kurucu Ortağı Tolga TATARİ, MediaMarkt Türkiye ve Yunanistan CEO’su Yenal Gökyıldırım, Oxford Üniversitesi CRIC Merkezi Kıdemli Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke ARIBOĞAN, Vestel Genel Müdürü Ergün GÜLER, Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür DEMİRTAŞ, SAP Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Karal, Müzisyen Paul & Eren DWYER, İstanbul Akvaryum Kompleksi İcra Kurulu Üyesi ve Akvaryum Genel Müdürü Dilek ÇAPANOĞLU, Galataport Genel Müdürü Erdem Tavas, Galataport Genel Müdür Yardımcısı İrem Yücel Kaymak, Next Academy Kurucusu Levent Erden, Opet Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Zengin ile birlikte ‘Uzmanlık Sahneleri’ konuşmacıları yer alıyor.

4-5 Aralıkta yapılacak Perakende Günleri programı şöyle;

 

Akinon E-ticaret Sahnesi

  • E-İhracat mı, İhracat E mi? / LC Waikiki E-Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Salih YILMAZ ve Modanisa Kurucu Ortağı Kerim TÜRE,

  • A101 ve E-Ticaret, A101, CTO / Orhan DAĞLIOĞLUGİL

  • Lacoste Omnichannel Dönüşümü – Digital Flagship / Eren Perakende Satış ve Mağazacılık A.Ş., CDO- Chief Digital Officer Arda GENÇ,

  • E-ticarette Marifet Nerede? / Aydınlı Grup, CEO Gökay EROL

Girişimcilik Sahnesi

  • Çöpler Kontrol Altında / Evreka Kurucu Ortak ve CEO’su Umutcan DUMAN,

  • Kasa Kuyruğunda Müşteri kaybetmeye Son / Öde-Al Kurucusu Fevzi GÜNGÖR,

  • Dünyadaki Otizmli Çocuklar için Bir Gelişim Öyküsü / Otsimo Kurucu Ortağı Zafer ELÇİK,

Yeme-İçme Gastronomi Sahnesi

  • Yurtdışı Açılımda Önemli Araç: Türk Kahvesi / Arzum A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat KOLBAŞI, Kütahya Porselen, Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral SÜRMELİ, Yazar Cenk GİRGİNOL

  • Ne Okullu Ne Alaylı / Kayseri Steakhouse, Kurucu / Duran Özdemir

  • Yeme İçmede Denge Nerede? /Caffe Nero, CEO Ahmet YANIKOĞLU, Mergen Danışmanlık, Kurucu Nilgün Erman

  • Gastronomiye Yeni Soluk: Kent Bahçeleri / Urban Garden, Kurucu / Beyhan UZUNÇARŞILIOĞLU

Gıda Perakendesi Sahnesi

  • Yalınlaş Markalaş / Bicen Mağazacılık San.ve Tic. A.Ş İcra Kurulu Başkanı İhsan BİÇEN, Özhan Marketler Zinciri Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim ÖZHAN, Taciroğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Yaman TACİROĞLU

  • Akıllı Mağaza / DeFacto, CEO İhsan ATEŞ, Communisis Ülke Müdürü, Pınar ZEYTİNOĞLU

  • DAVRANIŞ BİLİMİ ve PAZARLAMA / Martin Smith, Communisis, Strateji Direktörü

  • Y ve Z KUŞAĞI ALIŞVERİŞTE NELERİ DEĞİŞTİRDİ? / Procter & Gamble Türkiye / KKTC / Ermenistan Distribütör Operasyonları ve Yerel Marketler Lideri Armağan SUNERLİ, Ortakakıl Kurucu & Onur Market Yönetim Kurulu Üyesi Erdal TÜFEKÇİ

  • Ayrıştıran İş Modelleri / A101 CEO Erhan Bostan

Communisis Müşteri Deneyimi Sahnesi

Müşteri “Zevkine” Göre Takılır / Tübitak Martek Danışmanı ve Deneysel Tıp Uzmanı Oytun ERBAŞ

Müşteri Deneyimi: Nereye Kadar? / Mudo Yönetim Kurulu Başkanı Ömer TAVİLOĞLU, Derimod Yönetim Kurulu Üyesi Murat ZAİM, Obase Yönetim Kurulu Üyesi Haluk ALPAY

Setur, erken rezervasyonda %50 indirim

Setur, erken rezervasyonda %50 indirim

2020 yılı tatil planlarını şimdiden yapmayı düşünenler için Setur’un erken rezervasyon kampanyası başlıyor. 18 Kasım 2019 tarihinde başlayacak olan erken rezervasyon kampanyası, yaz döneminde Türkiye’nin en seçkin tatil otellerinde sezon fiyatlarına göre %50’ye varan indirimle 2 Aralık 2019 tarihine kadar geçerli olacak.

Ekonomik otellerde yaklaşık 2.500 TL, orta segment otellerde 5.000 TL ve lüks segment otellerde yaklaşık 10 bin TL’lik indirimden faydalanma fırsatı erken rezervasyonu tercih edecek tüketicileri bekliyor. Yaklaşık yüzde 50’ye varan indirimlere ek olarak 2. çocuk indirimlerinden yararlanma şansı da Setur’la mümkün.

Setur Turizm Operasyon Direktörü Oktay Temeller, “Setur’un her yıl büyük ilgi gören erken rezervasyon kampanyasında 72 saate kadar gerçekleşen iptallerde %100 para iadesi, fiyatın değişmesi durumunda ise değişen fiyata göre işlem garantisi veriliyor. Bu garanti sayesinde erken rezervasyonu tercih eden Setur misafirlerin iptal/iade gibi durumlarda herhangi bir mağduriyeti olmuyor”dedi.

 

BMC’nin otobüsü sanatseverleri Baksı Müzesi’ne taşıyacak

BMC’nin otobüsü sanatseverleri Baksı Müzesi’ne taşıyacak

Dünyanın en sıra dışı müzelerinden biri olan ve geleneksel sanatlarla modern sanatları buluşturan Baksı Müzesi ile Türk otomotiv sanayisinin lider şirketlerinden BMC, Bayburt ve çevre illerde yaşayan insanların kültür sanatla buluşması için güçlerini birleştirdi. BMC, bölge halkının Baksı Müzesi’ne ulaşımını sağlayabilmek için müzeye otobüs hediye etti.

Bayburt’ta şehrin 45 kilometre dışında, tepenin üzerine kurulu özgün bir kültürel etkileşim merkezi olma görevi üstlenen Baksı Müzesi, var olduğu coğrafyaya değer katmaya devam ediyor. Türk otomotiv sanayisinin lider şirketlerinden olan ve 50 yılı aşkın süredir Türkiye için durmaksızın çalışan BMC de Baksı Müzesi’ne tam destek veriyor. Bayburt ve civar bölgelerin zorlu coğrafyasında yaşayan halk, bundan böyle BMC’nin hediye ettiği otobüs ile kültür-sanatla buluşmak üzere Baksı Müzesi’ne ulaştırılacak.

 

Çırağan Sarayı’ndan Noel ve Yılbaşı

Çırağan Sarayı’ndan Noel ve Yılbaşı

Çırağan Palace Kempinski yeni yıl ve Noel için misafirlerine özel program hazırladı.

Tuğra;

Çırağan Sarayı’nda muhteşem Boğaz manzarası, canlı müzik orkestrası tarafından yılbaşı coşkusunu yansıtan farklı dillerdeki hareketli şarkılar eşliğinde enfes tatlar ile kutlamak isteyenlere Tuğra restoran muhteşem bir şölen sunuyor. Enginar üzerinde ıstakoz madalyon, asma yaprağında kaz ciğerli bıldırcın dolması, pazıya sarılı kalkan balığı, kestaneli kuzu hindi dolması, yeni yıla özel tatlılar ve daha birçok sürpriz lezzet yılın son gününe en ihtişamlı dokunuş olacak. Tuğra restoranda 31 Aralık 2019 akşamı gala yemeğinde sunulacak iddialı lezzetler bir kadeh hoş geldin içeceği dahil kişi başı 1,100 TL.

Laledan;  

Laledan restoran yılbaşı akşamı leziz açık büfe İtalyan yemekleriyle canlı müzik performansı eşliğinde yeni yıla özel ziyafet şöleni sunuyor. Bu enfes açık büfede yer alan İtalyan şarküterileri, birbirinden leziz risotto ve ev yapımı makarna çeşitleri köşesi, dana etli lazanya, gremolata ile ızgara kuzu pirzola, İtalyan dana braciola, deniz mahsülleri, enfes İtalyan tatlıları ve daha fazlası yeni yıla özel sunumlarla misafirlerin beğenisine sunulacak. Laledan restoranda 31 Aralık 2019 akşamı gala yemeğinde sunulacak lezzetler bir kadeh hoş geldin içeceği dahil kişi başı 950 TL.

Gazebo Lounge;

Gazebo Lounge’da alınacak yılbaşı gecesine özel açık büfe deniz ürünleri ağırlıklı lezzetler, tercihini bu yönde yapmak isteyenler için enfes bir alternatif olacak.  Gazebo’da 31 Aralık 2019 akşamı canlı müzik eşliğinde yeni yıl yemeğinde sunulacak açık büfe lezzetler bir kadeh hoş geldin içeceği dahil kişi başı 700 TL.

Le Fumoir’da Canlı DJ Performansı ile “After Party”  

Çırağan Sarayı’nın bahçesinde palmiye ağaçlarının altında yer alan şehrin en stil sahibi mekanı Le Fumoir’da sunulacak enfes yeni yıl kokteyllerine eşlik eden canlı DJ performansı akşam 19:00’dan itibaren sabahın ilk ışıklarına dek eğlencenin keyfine varacakları bekliyor.

Yılbaşı Ruhunu Yansıtan Pazar Brunch’ları ve Akşamüstü Çay Saatleri

Çırağan Sarayı Aralık ayı boyunca özel Noel ve Yeni Yıl Brunch’larını konuklarına Laledan restoranda Boğaz manzarasına karşı canlı müzik performansı eşliğinde sunuyor. Birbirinden leziz Noel ve yeni yıla özel lezzet açık büfede yerini alıyor. Yeni yılı temsil eden lezzetlerin başında gelen kızılcık sosu ile hindi çeşitleri, taze makarna ve risottolardan oluşan zengin İtalyan köşesi, buz üzerinde deniz ürünleri köşesi, istiridye köşesi, leziz şarküteri ürünleri, farklı bölgelerden gelen peynirler, çeşit çeşit kahvaltılıklar, yeni yıla özel hazırlanan içecekler ve daha birçok Noel ve yılbaşı ruhunu yansıtan lezzet tam bir ziyafet şöleni sunuyor. Laledan’ın içinde yer alan ışıltılı görkemli avizesi ve çinili tavanıyla göz dolduran İznik Odası ise her köşesi uzman pasta şefleri tarafından Noel ve yeni yıl temalı pastalar, kekler ve çeşit çeşit çikolatalarla dolu bir “Çikolata Odası”na dönüşüyor. Aralık ayında özel olarak yeni yıl temalı dekorasyon ve ürünlerle süslenen bu odada Noel keki olarak bilinen kuru meyveler ve badem likörlü “stollen” keki, “yule-log” pastaları, egzotik meyve kulesi, 2020 çikolata şelalesi, Noel’e özgü pandoro keki, yılbaşı ve Noel’e özel ev şeklinde kurabiyeler yeni yıl tadını damaklara taşıyor. Bunların yanı sıra gözde tatlılar, çikolatalar ve baklavalar yeni yılın tüm ışıltısıyla yerini alıyor.

Yeni yıla özel sürpriz lezzetlerle hazırlanan bu şahane brunch şöleni 8-15-22 Aralık Pazar günleri 12:00-16:00 saatleri arasında kişi başı 380 TL.

Gazebo Lounge ise Aralık ayı boyunca sunulan ev yapımı Noel ve yeni yıl kurabiyeleri, pastalar, kekler, sıcak elma sulu ve çikolatalı sıcak şaraplar, kış çayları, özel kokteyller ve daha fazlası ile yeni yıl neşesini damaklara taşıyor. Ayrıca bu ay ön plana çıkan Noel ve yeni yıl ruhunu yansıtan Akşamüstü Çayları canlı piyano melodilerinin keyif veren tınılarıyla buluşan yeni yıla özel şık servis standında ve ayrıca tabakta sunulan hepsi enfes lezzetlerle Boğaz’a karşı yapılacak sohbetlere keyif katıyor.

1-24 Aralık tarihleri arasında her gün 15:00-17:00 arasında sunulacak Noel ve yılbaşı ruhunu yansıtan Akşamüstü Çay Saati kişi başı 200 TL.

Noel’e Özel Akşamüstü Çay Saati; 24-25 Aralık 2019

24-25 Aralık Noel günü için hazırlanan enfes Akşamüstü Çay Saatleri; sıcaklar, soğuklar, tatlılar ve tuzlularla servis edilen lezzetler ve daha fazlası ile 15:00-17:00 arası konuklarını bekliyor. Noel’e özel Akşamüstü Çay Saati kişi başı 250 TL.

Laledan’da Noel’e Özel Öğle ve Akşam Yemeği; 24-25 Aralık 2019

Laledan’ın keyifli atmosferinde dört aşamalı menü şeklinde ve isteğe göre à la carte İtalyan lezzetlerin sunulduğu Noel’e özel öğle ve akşam yemeği kişi başı içecekler hariç 595 TL.  Laledan’da Noel’e özel akşam yemeği 24 Aralık’ta öğle yemeği ise 25 Aralık’ta sunulacaktır.

Saray’da Yeni Yıla Özel Brunch; 1 Ocak 2020

Yeni yılın ilk gününe mükellef bir brunch ile muhteşem bir başlangıç yapmak isteyenlere Laledan restoran, 300’den fazla enfes lezzetin bulunduğu Yeni Yıla Özel Brunch’ını sunuyor.  1 Ocak 2020, Çarşamba günü 12:30-16:00 saatleri arası sunulan Yeni Yıla Özel Brunch kişi başı 800 TL.

Saray Süitlerden Odaya Özel Yılbaşı Yemeği; 31 Aralık 2019

2020’ye Çırağan Sarayı’nın ihtişamı içinde konaklayarak girmek isteyen misafirler, yılbaşı gecesi Saray lezzetlerini özel butler servisi ile odalarında tadabilecekler. Bu geceye özel sunumlarla ve servislerle hazırlanan akşam yemeği kişi başı 2,000 TL.

Rezervasyon için 0212 236 73 33

Çırağan Sarayı’ndan Yeni Yıla Özel Tatlılar

Yılbaşı coşkusunu sevdikleriyle paylaşmak ve onlara yeni yılda ayrıcalıklı bir hediye vermek isteyenlere yılbaşı ve Noel için özel olarak hazırlanan tatlılar muhteşem bir armağan olacak. Uzman pasta şefleri tarafından ev yapımı olarak özenle hazırlanan tatlılar Aralık ayı boyunca Gazebo Lounge’dan satın alınabilir.

Çırağan Sarayı’nda Noel ve Yılbaşına Özel Konaklama Paketleri

Aralık ayının neşesi Noel’i sevdikleriyle beraber Çırağan Sarayı’nın ihtişamı içinde geçirmek isteyenler, cazip bir konaklama paketiyle unutulmaz bir deneyim yaşayacaklar.

  • Lüks odalarda minimum 2 gecelik konaklama
  • Konaklama süresince otelin Boğaz manzaralı restoranı Laledan’da her gün açık büfe kahvaltı
  • Laledan restoranda Noel Akşam Yemeği (set menü, içecekler hariç) (24 Aralık)
  • Gazebo Lounge’da Noel’e özel lezzetlerin sunulduğu Akşamüstü Çay Saati (25 Aralık)

KDV hariç, iki kişi için gecelik 470 Euro’dan başlayan fiyatlarla.

Yeni yıl konaklama paketi;

2020 yılına görkemli Saray’da ihtişam ve ışıltı içinde başlangıç yapmak isteyenleri Çırağan Palace Kempinski İstanbul’da özel konaklama paketleri* bekliyor.

  • Lüks odalarda minimum 2 gece maksimum 4 gece konaklama seçenekleri
  • Konaklama süresince Boğaz manzaralı Laledan restoranda her gün açık büfe kahvaltı
  • Laledan restoranda enfes İtalyan lezzetleri ile iki kişilik açık büfe Yeni Yıl Gala Yemeği (31 Aralık)
  • 1 Ocak 2020’de Laledan restoranda sunulacak özel Yeni Yıl Brunch’ı

*2 gecelik Yeni Yıl Konaklama Paketi KDV hariç, iki kişi için gecelik 598 Euro’dan başlayan fiyatlarla. 4 gecelik Yeni Yıl Konaklama Paketi KDV hariç, iki kişi için gecelik 483 Euro’dan başlayan fiyatlarla.

Tuğra yeni yıl konaklama paketi;  

Yeni yıl gala yemeğini otelin otantik restoranı Tuğra’da almak isteyenlere özel Yeni Yıl Konaklama Paketi* 2020 yılını lüks içinde unutulmaz deneyimlerle karşılamak isteyenleri bekliyor.

  • Lüks odalarda minimum 2 gece maksimum 4 gece konaklama seçenekleri
  • Konaklama süresince Boğaz manzaralı Laledan restoranda her gün açık büfe kahvaltı
  • Otelin imza restoranı Tuğra’da iki kişilik Yeni Yıl Gala Yemeği (set menü, içecekler hariç) (31 Aralık)
  • 1 Ocak 2020’de Laledan restoranda sunulacak özel Yeni Yıl Brunch’ı

*2 gecelik Tuğra restoranda Yılbaşı Gala Yemeği ile Yeni Yıl Konaklama Paketi KDV hariç, iki kişi için gecelik 638 Euro’dan başlayan fiyatlarla. 4 gecelik Konaklama Paketi KDV hariç, iki kişi için gecelik 511 Euro’dan başlayan fiyatlarla.

*Noel ve Yeni Yıl Konaklama Paketleri başka paketlerle birleştirilemez ve grup rezervasyonları için geçerli değildir.

Rezervasyon için 0212 326 45 00