Ve Mayıs geldi… Hoş geldi…

Ve Mayıs geldi… Hoş geldi…

Milyonca insan gibi hasretle biz de yazı bekliyoruz…

Milyonlarca insan hem korktuğu hastalığın başlarına gelmemesi hem de işlerinin açılmasını ve de aileleri ve arkadaşları ile az da olsa gezebilme temiz havada serbestçe yürüme, çay kahve içebilme, dışarıda yemek yiyebilme, seyahate çıkabilme ve en önemli ihtiyaçlardan okula gidebilme özlemleri…

Korona denen bu illetin bu kez bizi tam terk etmesi dilekleriyle yazıma başlıyorum.

Yaz için her şey hazır

Eğlence sektörü her şeyin eskiye döneceği düşünerek tüm çalışmalarını bitirdi. Büyük markalar birer ikişer ülkemize gelmeye devam ediyor. Bu arada Yalıkavak Marina’ya seneye ‘Hermes’ gelecekmiş.

Bodrum’dan haberler vermeye devam edelim. Yalıkavak’taki restoranlara yaza hazır ve yeni bir mekana daha kavuştu… Park Şamdan… Ersoy Çetin kardeşime şimdiden başarılar diliyorum.

Yalıkavak, Fiko’suyla, Eskiyer’iyle, Sunset’iyle, Midye 7 siyle, Memedof’uyla, Fenix’iyle, Sait’iyle, Zuma’sıyla ve daha birçok iyi ismi ile epey renkli geceler vaad ediyor.

Gündoğan’da yepyeni bir restoran geliyor… Bodrum’un

en güzel malikanelerinden sevgili Ahu Aysal Kerimoğlu’nun yalısı İnnvista Otel zinciri tarafından satın alındı. Dozo Beach Club & Restaurant olarak Mayısta faaliyete geçirilecek. Bu muhteşem mekan seneye de 25 odalı hakiki bir butik otel olarak devam edecek. Hakiki diyorum zira artık

Tüm minik otellere ‘butik otel’ deniyor. Bu kavram o kadar çok özelliğe ve güzelliğe sahip olmalıdır, o kadar kaliteli, o kadar ayrıcalıklı olması gerekir ki…

Dozo şimdiden bu özelliklere yemek takımlarından, yatak takımlarına, havludan bornoza, menülere, hizmet verecek ekibe… Butik bir otelin sahip olduğu bütün özelliklere dikkatle girişirken dekorasyon için de çok başarılı mimarlarla çalışmalarını başlatmış. Bu mekandan o kadar candan bahsetmemin bir sebebi

de en güzel tatil günlerimin burada Ahumun yanında geçirmiş olmamdır. Sabah kahvaltımızdan akşamsefamıza kadar her gün ayrı bir güzel anıyla ertesi güne geçerdik. Hiç bir zaman unutamayacağım hatıralarımla Dozo’da olmak çok mutlu etti beni.

Oscar törenleri;

Kendimi bildiğimden beri büyük bir merak ve zevkle takip ettiğim Oscar törenleri, her yıl ya uykusuz kalarak, yada Amerika’da iken normal saatlerinde izlemişimdir. Her şeyin değiştiği pandemi dönemi tabii ki bu töreni de değişikliğe uğradı. Her yıl Los Angeles Dolby Center’da yapılan bu gösteri  bu yıl Los Angeles Union Station’da ( eski polis merkezi) gerçekleşti.

Her zamanki gibi kırmızı halı ile başladı. Mesafe mecburiyeti ile kalabalık olmadan sanatçılar tek tek geldiler. Tabii ki o şaşaanın yerinde yeller esiyordu. Yapılan söyleşiler aynı değildi. İlk kez çoğu bağımsız filmlerle dolu bir festivaldi. Alin Taşçıyanın

sunduğu töreni her yılki gibi Mehmet Acar ve Oscar Akademi üyesi Zeynep Atakan eşlik etti.

Que vadis Aida? En iyi yabancı dil film dalında aday oldu. Bosnada çekilen bu eserin konusu iç savaşta yaşananlar, TRT ortak yapımı oluşu bizim için ayrı bir gurur.

‘Nomadland’ hem en iyi filim seçildi. Hem en iyi kadın ödülünü Frances McDormand’a kazandırdı. Dormand’ın 3. Oscarı… Hem de En iyi yönetmen Chloe Zhao’ya en iyi yönetmen ödülünü hak ettirdi. Zhao Oscar tarihinde

  1. Kez Oscarı kazanan bir kadın yönetmen oldu. Ma Rainey’s Black Bottom’da en iyi erkek oyuncu kategorisinde Chadwick Boseman’ın bu filim için işaret dili öğrenmesi ve ses tonu için sigaraya başlaması yetmedi. Bugüne kadar Oscar’ın en yaşlı adayı Anthony Hopkins ‘the father’ ile 2. kez heykelciğe sahip oldu.

Her yıl birbirinden başarılı takdimcilerin hiçbiri yoktu. Bu Oscar’da Brad Pitt, Laura Dern, Renee Zellweger vb sunuculuk yaptı. Böylece bir Oscar töreni daha geçti. Bunlardan şu sonucu çıkardım ben. Herkesin dediği gibi dünya değişiyor herşey daha sade, daha hisli, daha kısa ve öz oluyor. Ben ki o dev müzikalleri, gösterileri, renkli gösterileri kaçırmak istemem, ben bile alışmaya başladım sade gösterilere…

Nur Yerlitaş’ı rahmetle anıyorum

Bu gün gelmiş geçmiş en renkli, en yaratıcı, en hassas, en özgün kadınlardan modacılardan Nur Yerlitaş’ın aramızdan ayrılışının birinci yılı. O kadar çok hatıram var ki hangisini anıp size anlatsam diye düşünürken aklıma onunla yaptığım bir söyleşi geldi.

Söyleşiye “İçimde bir sürü kadın manzarası biriktirdim” diye başlamıştı. Nur “Uzun yıllar siyah giydim. Ekranlarda rengarenk giyinince giyim tarzımı değiştirmiş oldum. İçimdeki kadın manzaralarını serbest bıraktım. Bazen cool, bazen çocuksu, bazen sınır tanımayan deli kadın olu veriyorum” diye söylemişti. Ne kadar özlemişim seni canım arkadaşım.  Mekanın cennet olsun.

Güçlü kadınlarımız görünce gururlanıyorum

Başarılı gazeteci sevgili dostum Nihan Yarkent ile geçen hafta çok önemli bir konuğumuz vardı… Kıpkırmızı iller arasında tek mavi olan Uşak ilin valisi

Funda Kocabıyık…

Sayın valimizle neler konuştuk. Valiliği, anneliği, kültür faaliyetleri, hakkında konuştuk. Türkiye’de başarılı kadınları görünce büyük mutluluk yaşıyorum ve geleceğe bakışım daha umutlu oluyor.

Haziran’da daha da güzel haberlerle görüşmek üzere… Hepinizi öpüyorum…

Besim Kazado

Besim Kazado

Famous / besimkazado@gmail.com

DİĞER YAZILARI