Yazı bitirdik…

Sıcak, sıcak, sımsıcak bir Ağustos ayından hepimiz kendimize göre hatıralarla ayrıldık. Bu yıl arada İzmir’de kalmak üzere Çeşme-Bodrum arası gittim geldim. Geçen ay Bodrum’dan epey bahsettik. Bu ayda Çeşme diyelim.

Birlikte çalışmalar yapmayı düşündüğümüz İzmir merkezli ünü Türkiye’yi aşmış Folkart ‘ın bir birinden güzel inşaatları hakkında bilgi sahibi olmak ve de dostlarıma tanıtmak için Çeşme’yi çok kez ziyaret ettim. Sonuncusu en büyüklerinden kendinizi denizin üstünde hissettiğiniz süper bir daireyi almaya karar veren Fatih Ürek ile oldu. Fatih’in muhteşem Çeşme Jolly Joker konserinin sabahı, pek sevdiğimiz Zeytinaltı’da kahvaltıdan sonra Folkart’a geçtik.
Yine Çeşme’de Mahurbaba’da yine muhteşem bir ev diyemiyeceğim malikaneye 5 çayına gittim. Benim çok ayrı bir yere koyduğum çok değerli çok özel bir zevke sahip olan Defne Atakan Başer’in yarattığı bir şaheser. Düşünün Fransız provance mutfağı, antikalarla karışmış modern bir yaşam alanı, Türk hamamından evin özel bölümüne geçtiğiniz bir tipik Alaçatı binası… Bunların üzerine, ördek ve özel siyah kuğuların yaşadığı bir gölet. Bahçede tavus kuşlarından, köpeklere, kedilere kadar her şey var… Nasıl bir huzurla ayrıldım Defne-Murat Başer’in yuvalarından… Neden biliyor musunuz? Çünkü onların huzuru size geçiyor.
Hep derim ya şimdi artık tam o Besim oldum. İnstagramıma da koydum… Dünyayı yakarsanız eğilir sigaramı yakarım… Artık ne kimseyi TINLARIM ne de kafama takarım. Eskidendi… Çok eskiden… Tam bu kafada harika mimar bir çift arkadaşım var ki… Bir akşam süper bir Alaçatı turu attık, yüksek mimar arkadaşım Saffet Gözlükaya ile… Direkt benim favori mekanım Memish’e geçtik. Muharrem ve Gülçin’i görmek ve orada huzur içinde yemeğimi yemek mutlu ediyor beni.

“Ye kürküm ye”

Hele arkadaşlarımdan bu gerçek hikayeyi duyduktan sonra. Şok oldum. Alaçatının ünlü beachlarinden birine şirket arabası ile gidenleri yerimiz yok diye geri çevirmeye kalkıyorlar, arkadan gelen arkadaş grubunun arabasının üzerine atlayıp buyrun diyorlar. Tabi araba Range Rover… Ye kürküm ye modu… Hala anlayamadılar dış görünüşe aldanmayın.  Mekanın adını vermiycem.  Adı bende kalsın.

“Hacı Memiş”

Bunu da söylemeden edemiyeceğim. 5-6 yıl önce Hacı Memiş’te, Lavanta diye restoran açtığımızda tüm tanıdık ve tanımadıklar ‘sakın’ dediler. İnanın gece çıktığınızda ürperirdiniz. Bir kaç antikacı, 2 veya 3 restoran vardı. Şuan yürüyemiyorsunuz bile. Ne kadar iyi ön görmüşüz bu günleri…
Beş günde 14 kez yaş günümü kutladım

Bodrum-Çeşme arası 14 kez yaşgünüm kutlandı… Herkese çok teşekkür ediyorum.

Her yazımda mutlak bir iki yer tanıtmaya çalışıyorum. Bu gün İzmir Kordon’da Tuzu Biberi…  Pişisi, mıhlaması, kavurmalı yumurtası, reçelli, lor peyniri ve niceleri ile güne başlamanın lezzetini tadıyorsunuz. İyi servisi, temizliği, herşeyi ile mükemmel… Hele bir Özge Yazıcılar’ı var ki güzeller güzeli…

Bu arada minik yazarımız Ahu Çağdaş ile sevgili dostum Ahu Aysal’ın evinde tanıştım. Yaşına göre oturaklı hanım hanımcık bir kız. Minik yazarımız tebrik ediyorum. Allah yolunu açık etsin. İki Ahu arasında dilek tutmayı da ihmal etmedim. Önümüzdeki aya kadar sevgi ile kalın…

Besim Kazado

Besim Kazado

Famous / besimkazado@gmail.com

DİĞER YAZILARI