Yazılar

Çocuklarınıza okul öncesi Check-Up yaptırın

Başarılı olmanın temel kriterlerinden biri sağlıklı olmaktır. Çünkü sağlıklı olmayan bir çocuğun eğitim hayatı boyunca iyi bir performans gösterebilmesini beklemek yanlış olur.  Anne ve babaların temel amacı elbette ki çocuklarının sağlıklı olması ve iyi bir eğitim almasıdır. Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gizem Güvener “Okul öncesi check – up  çocuğun gerçekten sağlıklı olup olmadığını temin etmek açısından ve muhtemel hastalıkları, riskleri hesaplayıp onlara yönelik önlem almak açısından çok önemli” diyor…

Dr. Gizem Güvener

Dr. Gizem Güvener

Okul öncesi check-up için temelde çocuğun rutin fiziksel muayenesi yapılır. Aslında bu, her sene yapılması gereken muayenenin bir benzeridir. Burada farklı olarak sosyal gelişmişlik düzeyi de mutlaka test edilmeli ve bunun yanında beden fonksiyonlarının yani görme ve duymanın yerinde olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bulaşıcı hastalıklara karşı da bağışıklığını temin etmek üzere aşılarının tam olduğunu görmek gerekir.
Okul öncesi check-up ne zaman yapılmalıdır?
Eğitim öğretim hayatı çocuklarda 6 yaşında başlayıp, öncesinde de yaş gruplarına göre kreş eğitimi olmaktadır. Bu anlamda sosyal ilişkilerin geliştirilmesi, kişisel yetenekleri ilerletmeye yönelik aktivitelerin olması ön planda, ilkokulla birlikte öğretim ağırlık kazanıyor. Dolayısıyla asıl önemlisi ilkokuldan önce yapılacak kontrol ile çocuğun muhtemel sağlık problemlerinin sorun başlamadan önce tespitinin yapılmasında fayda var.
Check- up programı neler içeriyor?
Check – up muayenesi ayrıntılı bir fizik muayene ile başlar. Boy ölçülmeli, kiloya bakılmalı, beslenme problemine işaret edecek vücut kitle indeksinde anormallik mevcut mu, değerlendirilmeli ve büyüme eğrilerinin de yardımıyla çocuğun gelişme düzeyinin nasıl olduğuna karar verilmelidir. Çocukta kan tetkiklerinde kan sayımı, beslenme özelliklerine göre öğrenimde ve hafızada etkin vitamin değerlerine bakılmalı, gereklilik halinde tiroid değerleri, karaciğer böbrek değerleri ve idrar tetkiki de kontrol edilebilir, bunun yanında tansiyon ölçümü ve belli yaş gruplarında kolesterol taraması yapılabilir. Ayrıca göz sağlığı açısından yapılacak muayene de çok büyük önem taşır. Çünkü göz, eğitim ve öğretimde başarılı olmasındaki en önemli noktalardan biridir. Yine aynı derece önem taşıyan diğer konu kulaktır. Duymasının iyi olduğu test edilmeli,  böylece çocuğun eğitim ve öğretime katılmak üzere bedensel bir fonksiyon bozukluğunun olmadığının anlaşılması gerekir. Tüm bunların yanında artık ailesinin ve bakım verenin kontrolünden nispeten de olsa uzaklaşacak. Bazı öğünleri okulda yiyecek olmasından dolayı yeme alışkanlıkları tespit edilmelidir. Yeme alışkanlıklarındaki yanlışlıklar için aile uyarılmalı, çocuğa örneklerle bu konuda yardımcı olunmalıdır.
Bu dönemde çocukların doğru beslenmeleri için neler söyleyeceksiniz?
Bir çocuk normalde üç ana öğün, iki veya üç ara öğünle sağlıklı bir şekilde büyür. Ana öğünlerde protein karbonhidrat ve yağ dengesinin kurulması, dengeli ve çeşitlilik içeren gıdaların seçilmesi önemlidir. Ara öğünlerin de kan şekerini dengeleyici olması önem taşır. Çocukların porsiyonlarında zorlamaya gidilmemesi, ne yemesi gerektiğine ailenin, ne kadar yemesi gerektiğine ise çocuğun karar vermesi gerekir, yemek seçimi yapan çocuklarda sağlıklı besin yerine atıştırmalıkların tercih edilmemesi gerekmektedir.

En önemli noktalardan biri de aşılama programları
Hem Sağlık Bakanlığı’nın hem de Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği aşılama programı dahilinde rutin aşılar ve özel aşılar uygulanmaktadır. Zaman zaman oluşabilecek olası salgınlara karşı ek aşı programları oluşturulabilir. Kızamık aşısının ek doz olarak uygulanmaya başlaması buna örnek gösterilebilir. Özel aşı programı kapsamındaki aşılar ise rotavirüs, özel menenjit aşıları ve hem kız erkek çocuklarına uyguladığımız HPV (human papilloma virüs) aşısıdır. Grip aşısı da özellikle risk grubuna dahil çocuklara önerilmektedir.

Okul çocukları tehlikede

Okul çocukları tehlikede

Son dönemlerde hem yetişkinlerde hem de çocuklarda hastalık oranlarında artış var. Bunların başında da kış mevsiminde çok sık tekrarlayan influenza gelmekte. Özellikle temas ve solunum yolu ile bulaşma riskinden dolayı okul çağı çocuklarında daha fazla görülen ve okuldan eve taşınan influenza hakkında merak edilenleri Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gizem Güvener anlattı.

Dr. Gizem Güvener

Dr. Gizem Güvener

Mevsimsel girip: Influenza
Mevsimsel grip olarak da bilinen influenza, damlacık yolu ve yakın temas ile bulaşan üst solunum yolu enfeksiyonudur. A, B ve C olmak üzere 3 tipi bulunmaktadır. Influenza A daha ağır klinik bulgulara neden olur; insan, domuz, kuş, atlarda hastalık oluşturur ve mutasyona uğrama özelliğinden dolayı kuş gribi ve domuz gribi gibi mevsimsel salgınlara neden olabilir. Influenza B sadece insanlarda hastalık oluşturur, influenza A’ya göre daha hafif hastalıktan sorumludur. Influenza C insan ve domuzlarda hastalık oluşturabilir ve hafif üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olur.

Çocuklarda son derece yaygın
Influenza enfeksiyonu dünya genelindeki çocuklarda son derece yaygındır. Hafif enfeksiyon, hastaneye yatışı gerektiren ciddi hastalık ve ölüm oranlarıyla dünyada çocuklar üzerinde önemli bir hastalık yükü oluşturmaktadır.

Influenza teşhisi konan okul çağındaki çocukların neredeyse tamamı en az bir gün okula gidemiyor, respiratuar sinsityal virüs (rsv), parainfluenza virüsü ve koronavirüs gibi diğer solunum yolu hastalıklarıyla karşılaştırıldığında, influenza enfeksiyonuna bağlı okula devamsızlığın daha fazla olduğu görülmüş.

Influenzanın semptomları nelerdir?

  • Kuluçka dönemi olan 1-2 günün ardından başlayan 38 dereceyi bulan ve ani başlayan ateş, kas ağrısı ve yorgunluğun ön planda olduğu, baş ağrısı öksürük burun akıntısı boğaz ağrısının da eşlik ettiği, bulantı, kusma ve ishalin de görülebildiği influenzada; ateş yaklaşık 3-5 günde, diğer semptomlar 1 haftada düzelir.
  • Kuru öksürük bazı durumlarda daha uzun sürebilir.
  • Orta kulak iltihabı, sinüzit, zatürre ve bronşit sık görülen komplikasyonlardır. Bu komplikasyonlardan influenzanın üzerine geçirilen bakteriyel enfeksiyonlar sorumludur.
  • Altta yatan astım, kistik fibrozis, kalp hastalığı ve nöromüsküler hastalıkları olan çocuklar, ciddi hastalık ve komplikasyon açısından daha yüksek risk altındadır.

Nasıl bulaşır?

  • İnfluenza hapşırma öksürme ile açığa çıkan damlacıkların havada asılı kalması ve solunum yolu ile bu virüslerin alınması ile bulaşır.
  • Hasta kimselerin enfekte ettiği, virüsün bulaştığı kapı kolları, masa, ortak kullanılan eşyalar ile temas olması sonrası elleri, burun ve ağıza temas ettirmek bir diğer bulaş yoludur.
  • Yenidoğan bebekleri anneden geçen antikorlar yaşamın ilk birkaç ayında koruyabilir. Ancak sonrasında bu antikorların miktarı azalmaktadır.
  • Virüsü bulaştırma oranı çocuklarda erişkinlere oranla daha fazladır ve daha uzun süre bulaştırıcıdır.
  • Virüsün bulaşma sıklığı hastalığın ilk gününde pik yapar ve küçük çocuklarda bulaştırıcılık 7-10 güne kadar devam edebilir.

 

Okul çocukları tehlikede Son dönemlerde hem yetişkinlerde hem de çocuklarda hastalık oranlarında artış var. Bunların başında da kış mevsiminde çok sık tekrarlayan influenza gelmekte. Özellikle temas ve solunum yolu ile bulaşma riskinden dolayı okul çağı çocuklarında daha fazla görülen ve okuldan eve taşınan influenza hakkında merak edilenleri Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gizem Güvener anlattı.

Tanısı nasıl konulur?
Klinik bulgulara göre, boğaz sürüntüsü ile virüsün gösterilmesi ve gereklilik halinde laboratuvar değerlerine göre konur.

Laboratuvar tetkikleri her zaman gerekli olmayabilir, fakat komplikasyon riski yüksek ve hastaneye yatacak kadar ilerlemiş tüm hastalarda kan tetkikleri ve görüntüleme yöntemlerine başvurmak gerekir.

Tedavisi nasıl yapılır?
Destek tedaviler ve antiviral tedavi bulunmaktadır. Yeterli sıvı alımı, dengeli beslenme, yatak istirahati, gereklilik halinde medikal-antiviral ilaçlar kullanılabilir.

Genel durumda bozulma, uzun süreli ateş veya ateşin tekrarlaması halinde sekonder bakteriyel enfeksiyondan şüphelenilmelidir. Gereklilik halinde uygun antibiyotik kullanılabilir.

Aşısı var mı?
Influenza için aşı bulunmaktadır. Çocukları yıllık aşılama, influenzaya karşı korumanın en iyi yoludur. Her yıl, bir önceki yıl en çok görülen suşları içine alarak hazırlanan aşı 6 aydan büyük çocuklarda uygulanabilir.

Aşı 6 ay ile 8 yaş arasında ilk kez uygulayacaksa 1 ay ara ile 2 doz, daha önce 2 doz aşı uygulandıysa artık senede 1 kez yapılır. 9 yaş ve üzerinde çocuklar için yılda 1 kez aşı uygulanır.

Amerikan Pediatri Akademisi, 6 aydan büyük tüm çocuklara yıllık influenza aşısı yapılmasını önermektedir. Aşının öncelikli olarak yapılması gereken kişiler; astım ve diğer kronik solunum yolu hastalıkları, diyabet, bağışıklık sistemi baskılanması, ciddi kalp hastalığı veya ilerleyici nörolojik hastalıklar gibi ciddi grip hastalığı veya komplikasyonları açısından daha yüksek risk altında olan çocuklardır. Influenzaya karşı koruyucu antikor düzeylerinin gelişmesi aşılamadan sonra yaklaşık iki hafta sürer.

Ne gibi önlemler alınmalı?

  • El hijyeni enfeksiyonun kişiden kişiye bulaşma riskini azaltmak için en önemli önlemdir. Solunum sekresyonları veya kontamine yüzeylerle temas sonrasında eller su ve sabun ile yıkanmalıdır.
  • Hastalık belirtileri gösteren kişilerin maske kullanması gerekir.
  • Öksüren veya hapşıran kişiden en az bir metre uzakta durulmalıdır.
  • Kapalı ve havalandırılmayan ortamlarda geçirilen süre kısaltılmalıdır.
  • Sağlıklı beslenme sağlanmalıdır.
  • Düzenli uyku oluşturulmalıdır.
  • Aşılama, influenzadan korunmak için en iyi yoldur ve olası bulaş durumunda hastalığın en hafif şekilde geçirilmesini sağlar.

Çocuklarda bronşioliteye dikkat!

Çocuklarda bronşioliteye dikkat!

Kış ayı hastalık mevsimi demek. Hele ki bazı yaş grupları için kaçınılmaz olabiliyor. Virüslerin havalarda uçuştuğu bu dönemde çocuklarımızı soğuk algınlığı, burun akıntısı, hafif öksürük ve burun tıkanıklığı gibi şikayetlerle başlayan bronşiolitten nasıl koruyabileceğimizi, tedavisinde nelere dikkat etmemiz gerektiğini Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gizem Güvener anlattı.
Akut bronşiolit, özellikle iki yaş altı çocuklarda, en sık olarakta 6 aylık bebeklerde görülür, küçük hava yollarının inflamatuar darlığı sonucu ortaya çıkar. Alt solunum yollarının en sık görülen hastalığıdır. Mevsimlere göre görülme sıklığı değişmektedir. Özellikle kış aylarında ve ilkbahar başlarında daha sık görülür. Virüsler; hastaların aksırmaları, öksürmeleri sırasında damlacık yolu ile havaya karışır ve solunum yoluyla bulaşır.

Dr. Gizem Güvener

Dr. Gizem GüvenerBronşiolit etkenleri nelerdir?

  • En sık virüsler sebep olmaktadır.
  • Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV) olguların %50’sinden sorumlu olan viral etkendir.
  • Bunun yanında parainfluenza, influenza, rinovirüs, adenovirüs, coronavirüs gibi virüsler etkenlerin arasında sayılabilir.

Bronşiolit tanısı nasıl konur?

  • Akut bronşiolit tanısı klinik bulgularla konulur.
  • Soğuk algınlığı gibi burun akıntısı, hafif öksürük, burun tıkanıklığı şikayetleri ile başlar. Ateş normal veya hafif yüksek olabilir.
  • Semptomların şiddeti gün geçtikçe artar. Birkaç gün içerisinde öksürük şiddetlenir ve hırıltılı solunum ortaya çıkar. Hızlı nefes alıp verme, solunum sıkıntısının ilerlemesi ile nefes darlığı, kalp hızının artması, yardımcı solunum kaslarının ve burun kanatlarının solunuma eşlik etmesi görülebilir.
  • Bunun yanında, huzursuzluk, beslenme bozukluğu, uyku problemleri de görülebilir.
  • Bazı bebeklerin tedavisi hastaneye yatırılarak yapılmakta ve tekrarlama riskinden dolayı da aileleri endişelendirmektedir.

Bronşiolit tedavisi nedir?

Temel tedavisi destekleyici tedavidir. Çoğunluğuna virüslerin neden olması nedeniyle antibiyotiklerin yeri yoktur. Yeterli oksijenlenmenin sağlanması, düzgün bir burun temizliği, beslenmeye dikkat edilmesi, solunum sıkıntısını arttırmamak adına az ve sık beslenme, bol sıvı alımının sağlanması sağlanır, gereklilik halinde nebül ve ilaç tedavileri uygulanır.

Fakat bazı durumlarda ilk 6 ay, özellikle ilk 3 aylık bebeklerin, risk faktörlerine sahip çocukların (prematüreler, beslenmesi bozulan bebekler, kalp ve akciğer hastalığına sahip olanlar) ve ciddi solunum sıkıntısına sahip bebeklerin yakın izlem ve gereklilik durumunda hastanede yatırılarak tedavisi gerekebilir. Bazen bronşiolite zatürre tablosu da eşlik edebilir. Zatürrenin eşlik ettiği, ateşli veya laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri ile bakteriyel olduğu düşünülen hastalarda antibiyotik tedavisi de tercih edilebilir.

Belirtiler yaklaşık 7-10 günde düzelir.

Nelere dikkat edilmeli?

Anne sütü ile yetersiz beslenmiş bebekler, sigara dumanına maruz kalan bebekler, doğuştan gelen kalp veya akciğer hastalığı olan bebekler ve prematüre doğan bebekler bronşiolite diğer bebeklere oranla daha yatkındır.

Bebeğin özellikle bronşiolitin yaygın olarak görüldüğü kış aylarında kreş gibi kalabalık ortamlarda bulunması, bebeğin öpülmesi veya yakın temasta bulunulması, okul çağında kardeşleri olması bronşiolit riskini yükselten durumlardır.

Önlem olarak ellerimizi sık sık su ve sabun ile yıkamalı, kalabalık ve havalandırılmayan ortamlardan uzak durmalı, sigara kullanılmamalı, oyuncaklar veya çocuğun sık kullandığı eşyalar sık sık temizlenmelidir.

Tekrarlayan düzelmeyen veya tedaviye yanıtsız bronşioliti olan bebekler için ileri araştırma mutlaka yapılmalıdır. Yabancı cisim aspirasyonu, doğuştan olan akciğer ve kalp anomalileri, gastroözefageal reflü, kistik fibrozis gibi altta yatan hastalıklar açısından değerlendirilmelidir.