Yazılar

Akciğere bıçak değmez inanışı yanlış

Akciğere bıçak değmez inanışı yanlış

Halk arasında akciğere bıçak değmez diye yaygın ve yanlış bir inanış olduğuna dikkat çeken Medical Park Gebze Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Hatice Eryiğit Ünaldı, “Akciğerin ilaçla tedavi edilebildiği hastalıkları olduğu gibi cerrahi tedavinin öncelikli olduğu hastalıkları da vardır. Erken evre akciğer kanserinde ameliyat birinci seçenektir” dedi.

Medical Park Gebze Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Hatice Eryiğit Ünaldı, akciğer kanserinde tedavi yolları hakkında açıklamalarda bulundu.

Doç. Dr. Hatice Eryiğit Ünaldı,

Doç. Dr. Hatice Eryiğit Ünaldı

AKCİĞER KANSERİNİN 4 EVRESİ VAR

Akciğer kanserinin 4 evresinin olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ünaldı, “Birinci evre en erken olandır. Bu evreler tümörün boyutu, komşu organlarla- damarlarla ilişkisi, lenf nodlarına veya farklı organlara yayılımı ile belirlenmektedir. Kitlenin tanısı, alt tiplemesi ve evreleme, tedavi planını belirlemede önemlidir” diye konuştu.

HER HASTADA FARKLI TEDAVİ OLABİLİR

Tedavi seçeneklerinde her hastanın bireysel olarak değerlendirildiğini dile getiren Doç. Dr. Ünaldı, “Solunum rezervi ve genel durumu iyi olan, ameliyat ile kitleyi tamamen çıkarabileceğimiz hastada öncelikle cerrahi tedaviyi tercih ediyoruz. Uygulanan cerrahi tedavinin genişliği hastaya ve hastalığa göre değişmektedir. Ameliyat uygulanan tüm hastalarda ek olarak mediastinal lenf nodu disseksiyonu da yapılmaktadır. Bazı hastalarda cerrahi öncesi ve/ veya sonrası kemoterapi ve/ veya radyoterapi verilir” şeklinde konuştu.

CERRAHİ OPERASYON UYGULANABİLİR

Akciğerin ameliyat edilip edilmediği sorusunu da yanıtlayan Doç. Dr. Ünaldı, şu bilgileri paylaştı:

“Halk arasında ‘Akciğere bıçak değmez’ diye yaygın ve yanlış bir inanış vardır. Akciğerin ilaçla tedavi edilebildiği hastalıkları olduğu gibi cerrahi tedavinin öncelikli olduğu hastalıkları da vardır. Erken evre akciğer kanserinde ameliyat birinci seçenektir. İlaçla tedavi edilemeyen bazı enfeksiyon hastalıkları, akciğer zarı kanseri (mezotelyoma), akciğerin sönmesi (pnömotoraks), göğüs kafesi içine kanama (travma var/yok), hava yollarında genişleme (bronşektazi) gibi hastalıklarda cerrahi tedavi gereksinimi vardır” dedi.

AKCİĞERDE OLUŞAN HASTALIKLAR

Akciğerde nodül yapan hastalıkların ne olduğundan bahseden Doç. Dr. Ünaldı, “Akciğer kanseri, enfeksiyon hastalıkları (tüberküloz, hidatik kist vb.), granülomatöz hastalıklar (sarkoidoz gibi), diğer organ tümörlerinden metastaz, hava kirliliğine bağlı kömür

partiküllerinin birikimi akciğerde nodül şeklinde görülebilir. Tek ya da birden fazla olabilir. Nodül 3 cm’den küçüktür. Sınırları düzgün veya girintili- çıkıntılı olabilir. Akciğerinde nodül saptananlar bireysel olarak değerlendirilerek takip veya tedavi kararı verilir. Nodüllerin tedavisi ve cerrahisi nodülü oluşturan sebebe göre değişir” ifadelerini kullandı.

AMELİYAT SONRASI HASTALAR AYAĞA KALKIP YÜRÜYEBİLİR

Ameliyat sonrası hastaların ortalama 4-5 gün hastanede kaldıklarını söyleyen Doç. Dr. Ünaldı, “Bu süre hastaya göre azalır veya artabilir. Akciğer hastalığı dışında herhangi bir hastalığı olmayan hastalar yoğun bakıma değil, servisteki yatağına alınır. Klinik uygulamamızda hastamız ameliyat sonrası 1-2 saatte ayağa kaldırılıp yürütülür ve rutin hayatına en kısa sürede geçmesi sağlanır. Taburculuktan 10 gün sonra poliklinik kontrolü yapılır ve ağır efor gerektirmeyen meslek sahibi olanlar, ofis çalışanları işine geri dönebilirler” dedi.

Hepatit hastaları beslenmede karaciğerlerini zorlamamalı

Hepatit hastaları beslenmede karaciğerlerini zorlamamalı

Hepatit hastalığından nasıl korunmamız gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Medical Park Gebze Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Yüksel Aksoy, “Hepatit hastalığında A ve B virüslerinin aşısı vardır. Siz de hastalığı geçirip geçirmediğinizi öğrendikten sonra korunmak için aşı yaptırabilirsiniz. Her şeyden önce kendi sağlığımızın önemli olduğunu unutmayın.  Hastalar karaciğerlerini zorlamayan hafif yemekler tercih etmeli,  protein ve yağ alımını azaltılmalıdır” dedi.

Medical Park Gebze Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Kliniği’nden Uzm. Dr. Yüksel Aksoy, hepatit hastalığı konusunda açıklamalarda bulundu.

Hepatit hastalığının tanımını yapan Uzm. Dr. Aksoy, “Karaciğerin iltihabı olarak tarif edilebilecek hepatitin virüsler başta olmak üzere çok sayıda nedeni vardır. Farklı hepatit virüs tiplerinin (A, B, C, D ve E) neden olduğu viral hepatitler; milyonlarca insanı farkında olmadan etkileyebilecek gerçek anlamda küresel bir salgın oluşturmakta, önde gelen ölüm nedenlerinden biri olarak yılda 1.3 milyon kişinin ölümüne neden olmaktadır” açıklamasında bulundu.

Dr. Yüksel Aksoy

HALSİZLİK VE YORGUNLUK GÖRÜLEBİLİR

Hepatit hastalığındaki belirtilerden bahseden Uzm. Dr. Aksoy, “Halsizlik, yorgunluk, gözaklarında sararma, idrar renginde koyulaşma en sık görülen belirtiler olup bazen bulantı ve kusma bunlara eşlik eder” şeklinde konuştu.

GENÇ NÜFUS RİSK ALTINDA

Hangi bireylerin risk altında olduğuna değinen Uzm. Dr. Aksoy, “Hepatit A, su ve besinlerle, özellikle kötü hijyenik koşullarda kolaylıkla bulaşabilen ve salgınlara yol açabilen bir hastalıktır. Özellikle genç nüfusumuzun Hepatit A açısından risk taşıdığı ve Hepatit A aşısını yaptırmadığı bilinmektedir. Hepatit A kronikleşmez ve aşı ile korunması mümkün olan bir hastalıktır. Hepatit B (HBV) ve Hepatit C virüsleri (HCV) uzun vadede kronik karaciğer hastalığı, siroz veya karaciğer kanserine yol açabildiği için ayrı bir öneme sahiptir. Ülkemizde nüfusun yaklaşık yüzde 4-5’i kronik Hepatit B, yüzde 0.5’i kronik Hepatit C’dir. Hepatit B; enfekte kan ve kan ürünleri, cinsel ilişki ve enfekte anneden yenidoğan bebeğe bulaşma şeklinde kişiden kişiye yayılır. Hepatit C de benzer yollarla bulaşmakla birlikte esas olarak enfekte kan ve kan ürünleri ile doğrudan temas yoluyla yayılır.

GEBELERDE DÜŞÜK RİSKİNİ NEDEN OLABİLİR

Hepatit D virüsünün (HDV), HBV enfeksiyonu olan kişilerde hastalığa yol açtığını belirten Uzm. Dr. Aksoy, şu bilgileri paylaştı:

“Hepatit D, Hepatit B’nin yokluğunda enfeksiyon yapamaz. Hepatit E virüsü (HEV) ise dışkı ile temas yolu ile bulaşır, vahşi ve evcil hayvanlarda bulunur ve akut enfeksiyona yol açar. Erişkinlerde daha sık görülür. Gebelikte geçirildiğinde daha ciddi seyreder. Özellikle gebelerde son 3 aylık dönemde düşük, erken doğum, ciddi karaciğer yetmezliği ile ölüm riskinin artmasına sebep olabilir. Hepatit E virüsünün spesifik bir tedavisi ve aşısı yoktur.”

Hepatit hastalığının, kan tahlili ile tespit edilebileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Aksoy, alt seviyesinde yükselmenin en önemli belirteç olduğunu söyledi.

AŞI YAPTIRMAK OLDUKÇA ÖNEMLİ

Hepatit hastalığından nasıl korunmamız gerektiğini hatırlatan Uzm. Dr. Aksoy, “Hepatit hastalığında A ve B virüslerinin aşısı vardır. Siz de kan testi yaptırarak hastalığı geçirip geçirmediğinizi öğrenip aşı yaptırabilirsiniz. Her şeyden önce kendi sağlığımızın önemli olduğunu unutmayalım.  Hasta kişiler karaciğerlerini zorlamayan hafif yemekler tercih etmeli, protein ve yağ alımını azaltmalıdır” dedi.

TEDAVİ YOLLARI

Tedavi sürecine değinen Uzm. Dr. Aksoy, “Eskiye göre tedavi yöntemlerindeki yeni gelişmeler sayesinde Hepatit C virüsü tamamen tedavi edilebilir hastalık durumuna gelmiştir. Hepatit B’nin zararlı etkilerini ortadan kaldıracak gelişmiş antiviral tedaviler mevcuttur. Hepatit D için ilaç geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Hepatit A ve E’de ise henüz antiviral tedavi yoktur. Bu iki hastalık kronikleşmediğinden hastalık aşamasında destek tedavileri uygulanmaktadır” ifadelerini kullandı.

Sıcak havalarda et ve süt ürünleri nasıl muhafaza edilmeli?

Sıcak havalarda et ve süt ürünleri nasıl muhafaza edilmeli?

Artan sıcaklıklarla birlikte yaz aylarında sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çeken Medical Park Gebze Hastanesi Beslenme ve Diyet Kliniği’nden Uzman Diyetisyen Hatice Sultan Macit, “Artan sıcaklık et, süt, yumurta gibi besinlerin bozulma sürecini kısaltacaktır. Bu tür besinleri uygun şartlarda muhafaza etmeli ve son tüketim tarihlerine dikkat etmeliyiz” dedi.

Medical Park Gebze Hastanesi Beslenme ve Diyet Kliniği’nden Uzman Diyetisyen Hatice Sultan Macit, yaz aylarında nasıl beslenmemiz gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu.

Yaz aylarında birçok kişinin kış döneminde aldığı kiloları bir an önce vermek için farklı yolları denediğine değinen Uzm. Dyt. Macit, “Şok diyetler ya da arkadaşınızın uyguladığı diyetler veya televizyondan duyduğunuz herhangi bir bilgiyi uygulayarak hızlı bir şekilde kilo vermeyi hedefliyorsanız yanılıyorsunuz. Kişiye uygun olmayan beslenme programını uygulamak hem verdiğiniz kiloların kalıcı olmasını zorlaştırıyor hem de sağlık sorunlarına davet çıkarıyor” diye konuştu.

Uzman Diyetisyen Hatice Sultan Macit

YÜKSEK TANSİYON VE HALSİZLİK GİBİ BELİRTİLER ARTABİLİR

Yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte vücut ısımızın yükseldiğini ve metabolizmamızın bu yeni duruma uyum sağlama sürecine girdiğini söyleyen Uzm. Dyt. Macit, “Yaz aylarının gelişiyle birlikte yüksek tansiyon, halsizlik, yorgunluk ve dolaşım bozukluğu gibi sorunlar da artış göstermektedir. Bu nedenle sağlıklı beslenme her dönemde vazgeçilmez olmalıdır” şeklinde konuştu.

Uzm. Dyt. Macit, yaz aylarında sağlıklı beslenme adına dikkat etmemiz gereken durumları şöyle sıraladı:

  • Artan sıcaklıkla birlikte vücudumuzda fazla su ve mineral kaybı oluşur. Bu nedenle yaz aylarında günde 2 -2,5 litre su tüketimine önem vermeliyiz. Vitamin ve mineral kaybı için de bol bol taze sebze, meyve ve süt ürünlerini her gün tüketmeliyiz.
  • Uzun yaz akşamları davetlerin, özel günlerin, dostlarla kurulan sofraların artması demektir. Bu nedenle öğün saatlerimize ve tüketim miktarına dikkat etmeliyiz. Abur cuburlarla, çerezlerle fazla ve gereksiz kalori alımından kaçınmalıyız.
  • Yağlı ve şekerli ağır tatlılar kan şekerinde ani değişikliklere sebep olabileceği için tercihimizi sütlü tatlı ve yaz aylarının vazgeçilmezi dondurmadan yana kullanmalıyız.
  • Yağlı kızartmalar, ağır hamur işleri yerine ızgara, haşlama türünde daha az yağlı pişirilen yemekleri tercih etmeliyiz.
  • Çay, kahve, gazlı içecekler gibi kafein içeriği yüksek içecekler yerine; süt, ayran, meyve suyu ve bitki çayları tercih etmeliyiz.
  • Artan sıcaklık et, süt, yumurta gibi besinlerin bozulma sürecini kısaltacaktır. Bu tür besinleri uygun şartlarda muhafaza etmeli ve son tüketim tarihlerine dikkat etmeliyiz.