Yazılar

Türkiye’de iç hat yolcularının birinci tercihi oldu

İstanbul Sabiha Gökçen (İSG) Uluslararası Havalimanı, 2024 yılında Türkiye’de iç hat yolcularının birinci tercihi oldu.

Türkiye’nin en büyük ikinci havalimanı olan İstanbul Sabiha Gökçen (İSG) Uluslararası Havalimanı’nın 2024 yılı verileri açıklandı. Merkez noktalara yakınlığıyla “şehrin havalimanı” olan İSG, hava, kara, deniz, yer altı ve yer üstü raylı sistem bağlantılarıyla ulaşımda ideal bir transfer noktası olarak öne çıkıyor. Havalimanı, misafirlerine sunduğu ulaşım kolaylığıyla 2024 yılında “iç hatlarda yolcuların en çok kullandığı havalimanı” unvanını kazandı.

Geçtiğimiz günlerde 24. yaşını kutlayan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı, 2024 yılını 41 milyon 488 bin 653 yolcu sayısına ulaşarak rekorla tamamladı. Ülkemizin en büyük hava yolu şirketlerinden Pegasus Hava Yolları ve AJet’in ana üssü olan İSG’de yıl boyunca toplam iç hat yolcu sayısı 19 milyon 530 bin 169, dış hat yolcu sayısı ise 21 milyon 958 bin 484 kişi oldu. 2024 yılında havalimanındaki transfer yolcularının sayısı 3 milyon 785 bin 593 kişi oldu.

2024 yılında Sabiha Gökçen’de iç hatlarda 110 bin 695, dış hatlarda 131 bin 672 sefer yapılırken, toplam uçuş sayısı 242 bin 367 olarak hesaplandı.

İSG, 2024’te 15 dış hat ve 1 iç hat olmak üzere toplam 16 yeni destinasyonu bağlantı ağına ekleyerek uzakları yakınlaştırdı. Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, 2024’te dünyada en fazla ziyaret edilen şehirler arasında yer alan İstanbul’u, 51 ülkede 38 iç hat ve 103 dış hat olmak üzere toplam 141 destinasyon ile buluşturdu.

2024’te en çok tercih edilen rotalar dış hatlarda Lefkoşa, Londra ve Köln olarak sıralanırken, iç hatlarda ilk üçe giren popüler destinasyonlar Antalya, İzmir ve Trabzon oldu.

Vildan Demir “Aşk Çoktan Ölmüş”

Vildan Demir, modern pop müziğe derinlik ve yenilik katan kendi imzasını attığı ilk teklisi “Aşk Çoktan Ölmüş” ile müzikseverlerin karşısına çıkıyor.

Sony Music Türkiye etiketiyle yayınlanan şarkı, modern pop sound’u ve etkileyici sözleriyle dinleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Sözleri Günay Çoban’a, müziği ve düzenlemesi ise Turaç Berkay Özer’e ait olan bu şarkı, biten aşklara dair güçlü bir hikaye anlatımı sunuyor. Pop müziğin dinamiklerini cesur ve güncel bir yaklaşımla yeniden yorumlayan Vildan Demir, kendi tarzını ve duygusal gücünü şarkısıyla etkili bir şekilde yansıtıyor. Gökhan Özdemir tarafından çekilen klipte ise duruşu ve performansıyla göz dolduran sanatçı, şarkıya kattığı enerji ve içtenlikle, izleyiciyi etkiliyor.

Güncel Gürsel Artıktay “Her Şey Yolunda”

Güncel Gürsel Artıktay, heyecanla beklenen “Başka Bir Yerde, Başka Bir Rüzgârda” albümünden önce gelen üçüncü şarkısı “Her Şey Yolunda” ile müzikseverlerle buluşuyor.

Sözleri ve bestesi Güncel Gürsel Artıktay ait olan “Her Şey Yolunda”, Kerem Çakıroğlu’nun düzenlemesiyle birlikte ikilinin muazzam uyumu ve özgün sound’u ile dinleyicileri derinlemesine etkiliyor. “Her Şey Yolunda”, baharın taze havasıyla başlarken, şarkının sıcak melodisi ve derin anlamı, her şeye rağmen hayatta kalan umudu ve dayanışmayı yansıtıyor. Güncel Gürsel Artıktay şarkısı hakkında şu ifadeleri paylaşıyor: “Tanıdık bir nefesle ve baharın kokusuyla başlayan hikaye, umudu yine bu topraklardan yeşertiyor. Bu güneş, ona dokunmak isteyenleri sıcacık sararken, gözlerini kamaştırıyor. Gözlerimizde bir ışık, içimizde bir ferahlık beliriyor. Kadehlerimizi doldurup, ekmeğimizi paylaştığımız bu sofrada aklıma düşüyorsan eğer, her şeye rağmen: ‘Her Şey Yolunda.'” Sanatçının yakında çıkacak albümü “Başka Bir Yerde, Başka Bir Rüzgârda”, Anadolu’nun unutulan itibarını yeniden hatırlatmayı hedeflerken, kadim toprakların kültürel mirasına saygı duruşunda bulunuyor. Albüm, zamanın ve mekanın sürekli bir akış içinde olduğunu, bu değişimlerin kaçınılmaz bir şekilde umut barındırdığını vurguluyor.

Emre Aydın “Bir Şişe Kırmızı”

Türk Rock müziğinin en önemli isimlerinden Emre Aydın, yeni teklisi “Bir Şişe Kırmızı” ile 10 Ocak’ta Sony Music Türkiye etiketiyle dinleyicilerle buluştu. Kariyerine başladığı ilk günden itibaren geniş bir hayran kitlesine ulaşan sanatçı, yıllar içinde müzik dünyasına unutulmaz eserler kazandırmayı sürdürüyor. Söz ve müziği Emre Aydın’a ait olan şarkının düzenlemesi ise Burak Bedirli tarafından yapıldı. Yayınlanır yayınlanmaz dikkat çeken parçanın video klibinde de Emre Aydın rol alıyor. Türk Rock müziğinde kalıcı bir yer edinen Emre Aydın’ın yeni teklisi “Bir Şişe Kırmızı” tüm dijital platformlarda, klibi ise Emre Aydın’ın YouTube kanalında müzikseverleri bekliyor!

Deha Bilimlier “Babamın Şarkıları”

Deha Bilimlier, hayatını kaybeden babası Şevket Bilimlier’e duyduğu özlemi ve sevgiyi müzikle ölümsüzleştirdi. Sanatçı, babasının anısına hazırladığı “Babamın Şarkıları” adlı albümde, babasının uzun yolculuklarda en sevdiği dokuz şarkıyı yeniden yorumladı.

Şarkıcı, albümün ilk çıkış çalışması olarak daha önce Azer Bülbül’ün sesiyle hayat verdiği ve babasının da çok sevdiği “İlle de sen” isimli şarkıyı belirledi. “İlle de sen” isimli şarkıyı İstanbul’da kliplendirilen Deha Bilimlier, projesi için duygularını şu sözlerle dile getirdi:

“Babamla uzun yollar yaparken dinlediğimiz şarkılar, onunla olan en değerli anılarım arasında. Bu projeyi uzun zamandır hayal ediyordum ve şimdi onun anısına bunu gerçekleştirmiş olmanın tarifsiz bir huzurunu yaşıyorum. Babama olan özlemim hiç geçmedi. Bu şarkılarla onun anısını yaşatmak ve dinleyenlere de aynı duyguları hissettirmek istiyorum” dedi.

Sefo, Jako “Kördüğüm”

Rap müziğin sevilen iki ismi Sefo ve Jako yeni bir proje için tekrar bir araya geliyor.  2022 yılında yayınladıkları “Kördüğüm” düetiyle dinleyenlerden tam not almayı başaran ikili, yoğun geçen iki yılın devamında “Nar” ile müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Milyonlarca dinleyiciye ulaşan parçaları ve yakın arkadaşlıklarıyla dikkat çeken ikilinin yeni parçası “Nar”ın, söz ve müziği Sefo & Jako’ya aitken prodüktör koltuğunda ise Divxrse yer alıyor.

Obezitede medikal tedaviler

Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızla yayılan obezitenin ülkemizdeki görülme oranı yüzde 30’lara ulaştı. Obezite tedavisi denildiğinde akla ilk gelen cerrahi müdahaleler olsa da son dönemde geliştirilen medikal tedaviler de başarılı sonuçlar veriyor. Kimi medikal tedavilerin kilo kaybını yüzde 24’e kadar çıkardığını hatta kimilerinin bariyatrik (obezite) cerrahinin sağladığı kilo kaybına yakın kayıplara ulaşabildiğinin altını çizen Liv Hospital Vadistanbul Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Berçem Ayçiçek, öte yandan bu tedavilerin yan etkilerine dikkati çekerek “Söz konusu riskler konusunda hastaların dikkatlice bilgilendirilmesi ve tedavi sürecinin uzman bir hekim gözetiminde sürdürülmesi gerekiyor” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kalp damar hastalıkları başta olmak üzere çeşitli ciddi rahatsızlıklara neden olan, küresel sağlık sorunu obezitenin görülme sıklığı 1975’ten bu yana üç katına, Türkiye’de ise yüzde 30’lara kadar ulaşmış durumda…Yüksek kalori içeren; işlenmiş, endüstriyel gıda tüketiminin, porsiyon boyutlarının, fiziksel hareketsizliğin, psişik/fiziksel stresin artması obezite oranlarının yükselmesinde önemli rol oynarken; genetik yatkınlığın yanı sıra son yıllarda yapılan araştırmalar da obezitenin nesilden nesle aktarımına sebep olarak “Epigenetik Etki”ye işaret ediyor. Yarattığı sağlık sorunlarına ek olarak sağlık hizmeti harcamalarının da artmasına neden olan obezite, ABD verilerine göre, hekim ziyaretlerinin ve ayakta tedavi masraflarının yüzde 27’sini, yatarak tedavi masraflarının yüzde 46 ve reçeteli ilaç harcamalarının ise yüzde 80’ini oluşturuyor. Buna karşın son yıllarda obezite tedavisinde kullanılan medikal tedavi seçenekleri hızla artıyor. Bu seçeneklerin tedavi başarısını artıran etkin bir yaklaşım olduğunu söyleyen Liv Hospital Vadistanbul Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Berçem Ayçiçek, obezite ilaçlarından beklenenler arasında, dozla ilişkili olarak etkili kilo kaybı sağlamaları, hedeflenen kilonun sürdürülebilirliğini desteklemeleri ve uzun süreli kullanımda güvenilir olmalarının bulunduğunu belirtiyor. Aynı zamanda, bu ilaçların tolerans geliştirmemesi, kötüye kullanım veya bağımlılık riskine neden olmaması gibi özelliklerinin de oldukça önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ayçiçek’e göre bu beklentiler, obezite tedavisinde hem etkinlik hem de güvenlik açısından hasta ihtiyaçlarına uygun ideal tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde kritik rol oynuyor.

Prof. Dr. Berçem Ayçiçek

Prof. Dr. Berçem Ayçiçek

Kilo kaybını yüzde 24’e kadar artıran ilaçlar mevcut

Obezite tedavisindeki başarı, hastaların kilo kaybı sürecini süreklilikle destekleyen medikal yöntemlerle artırılabiliyor. Küçük oranlardaki kilo kayıplarının (yüzde 5-10) dahi metabolik sağlık üzerinde büyük fark oluşturabileceğini belirten Prof. Dr. Ayçiçek, “Örneğin, semaglutid ve liraglutid gibi GLP-1 reseptör agonistleri, kilo kaybını yüzde 7 ile 17 arasında sağlarken, kan şekeri kontrolü ve kardiyovasküler sağlık üzerinde de olumlu etkiler gösteriyor. GLP-1 reseptör agonistleri, gastrointestinal sistemdeki GLP-1 reseptörlerine bağlanarak, iştahı baskılıyor, mide boşaltımını geciktiriyor ve insülin salgısını artırıyor. Dual agonist ilaçlar dediğimiz ilaçlar, GLP-1 reseptör agonistlerinin yanı sıra başka bir hedefe daha etki ediyor, genellikle GIP (gastrik inhibitör polipeptid) veya GLP-1 kombinasyonunu içeriyor. Tirzepatid bu sınıfta yer alıyor ve klinik araştırmalarda kilo kaybı oranlarını yüzde 20’ye kadar yükselttiği gözlemleniyor. Ayrıca, kardiyovasküler sağlık üzerinde de fayda sağladığı görülüyor. Çok yakın zamanda tedavi seçeneklerimiz arasına girmesini beklediğimiz Triple agonistler, GLP-1, GIP ve glucagon gibi üç reseptör üzerinde etkili olup, kilo kaybı artırıcı etkisi ile şu ana kadar ki medikal tedaviler içinde listenin en üst sırasına yer alacağa benziyor. Retatrutid, bu gruptaki yeni ilaç ve klinik denemelerde (Faz 1-2) oldukça umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Kilo kaybını yüzde 24’e kadar artırdığı gözlemlenen bu ilaç, insülin salgısını artırarak glikoz kontrolünü desteklerken, yağ metabolizmasını da iyileştiriyor” dedi.

Hangi durumlarda GLP-1 reseptör agonistleri kullanılmamalı?

GLP-1 reseptör agonistleri, bazı durumlarda güvenli olmayabiliyor ve kullanılmaması gerekiyor. Bu durumları gebelik, pankreatit öyküsü, medüller tiroid kanseri öyküsü, kolelitiazis (safra taşı), ve ağır böbrek yetmezliği olarak sıralayan Prof. Dr. Ayçiçek, bu tür klinik tabloların, tedavi riskini artırabileceğinden, hastanın durumu dikkatlice değerlendirilerek alternatif tedavi seçeneklerinin tercih edilmesi gerektiğini kaydediyor. GLP-1 ilaçlarının diyabeti olan ve göz problemi yaşamış kişilerde dikkatle kullanılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Ayçiçek sözlerine şöyle devam etti: “Kan şekerini hızlı düşürmek, gözdeki sorunları kötüleştirebilir. Bu ilaçlar tedavi için etkili olabilir ama karar verirken hem yararları hem de riskleri iyi değerlendirmek gerekir. Özetle, şu durumda ‘yavaş ve dikkatli ilerlemek’ göz sağlığını korumak için önemlidir. Semaglutid’in, gözde sinir hasarına yol açabilen Non-Arteritik Anterior Ischemic Optic Neuropathy (NAION) riskini artırdığına dair bazı yayınlar mevcut. JAMA’daki çalışmada, bu riskin yüzde 7,5 olduğu bildirilmiş olsa da verilerin güvenilirliği tartışmalı, çünkü gözlemlenen vakalar çok nadir kalıyor. Yaklaşık 16 bin hasta içinde yalnızca 20 vakadan söz ediliyorsa, bu tür nadir yan etkilerin sıklığını ve etkinliğini tam olarak bilmek oldukça zordur. Retrospektif vaka kontrol çalışmaları gibi bu tür araştırmalarda, veri güvenilirliği bazen sorunlu olabilir. Bu tür araştırmalarda, kontrol grubu seçimi ve demografik eşleştirme süreçleri, sonuçları yanıltıcı hale getirebilir. Bu bakımdan uzun dönemli kanıt düzeyi daha yüksek çalışmalara ihtiyaç olduğu aşikardır.”

Medikal tedaviler cerrahi müdahaleye yakın kilo kaybı sağlıyor

Obezite tedavisinde son yıllarda kullanılan ilaçlar, etkili kilo kaybı sağlama konusunda önemli bir rol oynuyor. Öte yandan bu ilaçların yan etkileri ile ilgili bazı kaygıları gerek doktorların gerekse hastaların dikkatle değerlendirmesi gereken bir konu olduğunu belirten Prof. Dr. Ayçiçek, “Bilimsel çalışmalar, yeni medikal tedavilerin, bariyatrik (obezite) cerrahinin sağladığı kilo kaybına yakın düzeyde olduğuna işaret ediyor. Ancak uzun dönemde gerek bariyatrik cerrahi sonrasında gerekse de medikal tedavilerin uzun süreli kullanımı sonrasında takip ve önlem alınmaz ise mikronütrient eksiklikleri, kas kaybı, psikolojik sorunlar ve kırık riski gibi ciddi bazı yan etkiler meydana gelebiliyor. Örneğin, GLP-1 reseptör agonistlerinin yaygın yan etkileri arasında bulantı, kusma ve karın ağrısı yer alırken, nadiren iskemiye bağlı optik nöropati gibi ciddi komplikasyonlar da görülüyor” diye konuştu.

Ocak ayına kestaneli özel lezzetler

Kahve Dünyası, ocak ayı boyunca misafirlerini “Ayın Kahvesi” konsepti kapsamında Papua Yeni Gine Filtre Kahve’yi keşfetmeye davet ediyor. Ayrıca, yılda yalnızca bir kez sunulan ayın dondurması ve içeceği olarak Kestaneli Dondurma ve Kestaneli Milkshake de lezzet tutkunlarının beğenisine sunuluyor.

Papua Yeni Gine’nin mükemmel iklimi ve verimli topraklarının buluşmasından doğan kahve çekirdeklerinden hazırlanan Papua Yeni Gine Filtre Kahve, aynı kahvesi olarak, kahve tutkunlarını bekliyor. Birinci sınıf özel kahvenin tüm doğal ve tam aromalı özelliklerini içeren Papua Yeni Gine Filtre Kahve, keskin ve kompleks bir asidite ile tropikal meyve tonlarıyla zenginleşerek damakta uzun süre kalıcı, dengeli ve orta kıvamlı bir içim deneyimi sunuyor.

Ocak ayının lezzet yolculuğu bu eşsiz filtre kahve deneyimiyle de sınırlı kalmıyor. Kahve Dünyası, Kestaneli Dondurma ve kremanın üzerine çikolata kaplı kestane dilimleriyle hazırlanan Kestaneli Milkshake ile “kestanenin her haline bayılırım” diyenlere unutulmaz bir tat deneyimi sunuyor. Ayrıca dileyenler, Kahve Dünyası şeflerinin özel reçetesiyle hazırlanan Kestaneli Dondurma’yı tek başına tercih edebiliyor.

Nigella’dan çörek otlu kremalı kahve

Nigella, hem bağışıklığı güçlendiren hem de sade kahve içmeyi sevmeyenlere “çörek otlu kremalı kahve” sunuyor.

Çinko, kalsiyum, demir, selenyum, magnezyum ve amino asitler gibi birçok mineralin yanı sıra A, C, B1, B6 gibi vitaminleri de içeren çörek otu, Nigella markasıyla tüketicilerle buluşuyor. Latince ismi Nigella Sativa’dan ilham alınarak hayata geçen Nigella, farklı çörek otlu ürünleriyle hem sağlığı hem de lezzeti birleştiriyor. Şeker içermeyen Nigella Çörek Otlu Kremalı Kahve, kahveye yumuşak bir tat veriyor. Nigella Çörek Otlu Kremalı Kahve, kahve severlere sadece yeni bir tat deneyimi sunmakla kalmıyor; aynı zamanda günlük kahve rutinini sağlık dolu bir alışkanlığa dönüştürüyor. Çörek otunun şifalı etkisinden her daim yararlanmak ve kahvede farklı bir tat deneyimi yaşamak isteyenlere hitap eden bu yenilikçi ürün, 200 gramlık paketlerde satılıyor.

Keremcem “Bizi Unutma”

Keremcem’in 11 yıl sonra yayımladığı 6. stüdyo albümü “6”nın üçüncü video klibi “Bizi Unutma” şarkısına çekildi. İran’ın en sevilen besteci ve şarkıcılarından Mohsen Yeganeh’in “Behet Ghol Midam” şarkısına, Keremcem, yazdığı Türkçe sözler ve kadife sesiyle yeniden hayat veriyor. Düzenlemesi Alper Erinç tarafından yapılan şarkının klibi bir reenkarnasyon hikayesini anlatıyor. Video klipte Keremcem’e son zamanlarda yıldızı giderek yükselen yetenekli oyuncu Yağmur Yüksel eşlik ediyor.

Yönetmenliğini Amerikalı Türk yönetmen Can Kâtipzâde ve Özge Mine Kâtipzâde’nin ve görüntü yönetmenliğini Can Katipzâde’nin yaptığı klibin hikayesi Keremcem’in fotoğrafçı dedesi Halit Tezer’in, vefatından hemen önce Keremcem’e yaşadığını Keremcem’e anlattığı bir olaydan esinlenilmiş. Görsel zenginliği yüksek, film tadındaki klipteki tüm olaylar, tarihle günümüz arasındaki zamansal döngülerle anlatılıyor. Klip iki günde Sirkeci garı, sokakları ve tarihi Orientbank Otel’de çekildi.