Yazılar

Öfke normal hatta sağlıklı bir duygu ama!

Öfke normal hatta sağlıklı bir duygu ama!

Gün içerisinde kaç kere kendinizi ‘sesinizi yükseltmiş, çenenizi ve yumruklarınızı sıkmış, kaşlarınızı çatmış buluyorsunuz? Ya da kalp atışlarınız hızlanmış, sinirden aşırı terlemiş, başına ağrı saplanmış ve fiziksel olarak titrerken! Pek çok kişi ‘sayısız kere’ diyor şüphesiz; zira son yıllarda hızla yaygınlaşan, modern çağın yaygın endişesi haline dönüşen öfke sorunu 7’den 70’e herkesi etkisine almış durumda! Ancak dikkat! Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan atalarımızın “Keskin sirke, küpüne zarar” sözü misali; aşırı öfkenin kişinin ruhsal ve fiziksel sağlığının yanı sıra, sosyal ilişkilerini ve kariyerini de tehdit ettiğini belirterek “Öfke aslında tamamen normal ve genellikle sağlıklı bir duygudur. Ancak öfkenin hayatımızın kontrolünü ele geçirmesine izin verdiğimizde yaptığımız her şeyi olumsuz etkiler. Sağlığımızı kaybetmemize neden olabilirken, sevdiklerimizle olan ilişkilerimiz zarar görür, çalışma hayatımızda sorunlara neden olabilir” diyor. Öfkeyle baş etmenin yollarını bulmanın çok önemli olduğunu, gerekirse uzman yardımı almaktan kaçınmamak gerektiğini vurgulayan Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan, öfkeyi kontrol etmenin 10 etkili yolunu anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan

Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan

Sebebini belirleyin

Öfkenizi tetikleyen unsurların farkına varın ve uzak durulması mümkün olan tetikleyici etkenlerle aranıza mesafe koyun. Eğer mesafe koymanız ya da hayatınızdan uzaklaştırmanız mümkün olmuyorsa, günlük yaşamda sık sık karşılaşmanız gerekiyorsa bazı öfke yönetimi tekniklerini uygulayabilirsiniz. Öfke kaynaklarının farkında olmak, gününüzü farklı şekilde yapılandırmaya ve tahammül sürenizi uzatmanıza yardımcı olabilir. Soğukkanlılığınızı koruyamadığınız için insanları veya dış koşulları suçlamamanız gerektiğini unutmayın.

Egzersiz yapın

Egzersiz yapmak yalnızca fiziksel sağlığınız için değil, aynı zamanda mental sağlığınız için de faydalıdır. Klinik Psikolog Gürdoğan “Öfke size bir enerji akışı sağlar. En iyi öfke yönetimi, kelimenin tam anlamıyla egzersiz yapmak ve fiziksel aktiviteye katılmaktır. İster hızlı bir yürüyüşe çıkın, ister spor salonuna gidin, egzersiz yapmak ekstra gerilimi yakabilir ve tahammül seviyenizi arttırabilir. Ayrıca egzersiz, zihninizi temizlemenize de olanak tanır. Uzun bir koşunun veya zorlu bir antrenmanın ardından, sizi neyin rahatsız ettiğine dair daha net bir bakış açısına sahip olduğunuzu fark edebilirsiniz” diyor.

Uyarı işaretlerinizi tanıyın

Öfkeniz arttığında hala uyarı işaretleri olması muhtemeldir. Bunları erken tanımak, öfkenizin kaynama noktasına ulaşmasını önlemek için harekete geçmenize yardımcı olabilir. Yaşadığınız öfkenin fiziksel uyarı işaretlerini düşünün. Belki kalbiniz daha hızlı atıyor ya da yüzünüz ısınıyor. Belki de yumruklarınızı sıkmaya başlarsınız. Ayrıca bazı bilişsel değişiklikleri de fark edebilirsiniz. Belki zihniniz yarışıyor ya da “kırmızı görmeye” başlıyorsunuz. Uyarı işaretlerinizi tanıyarak, anında harekete geçme ve daha büyük sorun yaratacak şeyleri yapmaktan veya söylemekten kendinizi alıkoyma fırsatına sahip olursunuz. Nasıl hissettiğinize dikkat etmeyi öğrenin; böylece uyarı işaretlerini tanıma konusunda daha iyi olursunuz.

Acıbadem Maslak Hastanesi

Mola verin

Kendinize bir mola verin. Başkalarından kendinizi soyutlayacağınız uygun zamanlar yaratın ve bu süreyi sessiz şekilde duygularınızı nötr hale getirmeye odaklayın. Hatta ister gece ister gündüz kendinize ayıracağınız bu zaman dilimini o kadar faydalı bulabilirsiniz ki, bunu günlük rutininize dahil etmek isteyebilirsiniz.

Meditasyon yapın

Yapılan bilimsel çalışmalara göre; meditasyonun öfke kontrolünü sağlamada ve insan duygularını kontrol etmede son derece faydalı olduğunu vurgulayan Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan “Derin nefes egzersizleri gibi basit meditasyon teknikleriyle işe başlayabilirsiniz. Günlük yaşantınıza mutlaka nefes egzersizlerini ekleyin” diyor.

Kin tutmayın

Affetmek güçlü bir araçtır. Öfkenin ve diğer olumsuz duyguların olumlu duyguları gölgede bırakmasına izin verirseniz, kendinizi kendi kırgınlığınız veya adaletsizlik duygunuz tarafından yutulmuş halde bulabilirsiniz. Sizi kızdıran birini affetmek, hem durumdan ders çıkarmanıza hem de ilişkinizi güçlendirmenize yardımcı olabilir.

Sağlıklı beslenin

Günümüzde çok sayıda bilimsel çalışmanın, beslenme-öfke bağlantısının geçerliliğini desteklediğini belirten Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan şöyle konuşuyor: “Örneğin; trans yağ asitlerinden zengin bir beslenme, artan saldırganlıkla doğrudan bağlantılıyken, omega 3 eksikliği de sinirliliğe yol açabilen depresyonla ilişkilendirilmiştir. Avusturalya’da araştırmacıların üç aylık bir denemesinde ise; sağlıksız beslenen ve orta/ şiddetli depresyonla mücadele eden katılımcılar izlenmiş; Akdeniz diyetine yönelen kişilerin yüzde 32’sinin depresif belirtilerde tamamen gerileme yaşadığı, sağlıksız beslenen ancak genel grup terapisi alanlarda bu oranın yüzde 8 olduğu görülmüştür.”

Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan

Öz farkındalığınızı geliştirin

Öfkenin en yaygın öncülleri arasında; stres, kaygı, korku, depresyon, yorgunluk veya incinme yer alır. Özfarkındalık geliştirerek duygularımızı tanımayı ve etiketlemeyi öğrenebilirsek, bu farkındalık bize öfke duygularına en iyi nasıl tepki vereceğimizi belirlememiz için zaman verecektir. İnsanın öfke duygularına nasıl tepki vereceğini genellikle kendi ailesinden öğrendiğini belirten Klinik Psikolog Gürdoğan “Öğrenilen herhangi bir davranış unutulabilir ve duygusal zekadaki becerilerin geliştirilmesi öğretilebilir. Özfarkındalık için profesyonel bir destek almak etkili olabilmektedir” diyor.

Tepki vermeden önce 1 saniye durun ve!

Sizi sinirlendiren bir durumla karşılaştığınızda tepki vermeden önce bir saniye durun ve kendinize ‘sakin olmanız’ gerektiğini hatırlatın. Kendinizi sakinleştirmek için nefes alış-verişinize odaklanabilir veya sakinleştiğinizi hissedene kadar saymayı deneyebilirsiniz. Eğer öfkenizi bastıramıyorsanız konuşmanızı bir süre erteleyin.

Yeterli ve kaliteli uyuyun

Yapılan bilimsel çalışmalar; uyku yoksunluğu ile artan öfke ve saldırganlık gibi ruh hali değişiklikleri arasındaki bağlantıyı destekliyor. Klinik Psikolog Oğuzhan Gürdoğan; her gece yeterli miktarda ve kaliteli uykunun öfke ve saldırganlığı azalttığını belirtiyor. Kaliteli bir uyku için yatağınızı, televizyon izlemek ya da yemek yemek için değil uyku aracı olarak kullanmanız, uyku rutini oluşturmanız ve odanızın karanlık olmasına özen göstermeniz gerekiyor.

Can Oflaz “Yeniden”

Can Oflaz “Yeniden”

Can Oflaz’ın heyecanla beklenen yeni albümü “YENİDEN”, Sony Music Türkiye etiketiyle tüm dijital platformlarda yerini alıyor.

Tekliler halinde, albümün sinyallerini veren sanatçı, şimdi sözü, müziği ve düzenlemesi tamamen kendisine ait olan ilk albümü “YENİDEN” ile hikayeyi tamamlıyor.

Albümün isminin ‘YENİDEN ‘ olması, aslında hem Can Oflaz’ın kariyerine bu albüm ile yeniden başlamasını hem de sanatçının kendisini tekrar keşfederek yeni bir yolculuğa çıkmasını vurguluyor. Can Oflaz’ın müzikal kariyerinde önemli bir yere sahip olan bu albüm farklı şehirlerde ve ülkelerde bestelenerek kaydedildi. Bodrum, Roma, Berlin, İstanbul, Marmaris, Londra ve Datça gibi şehirlerden ilham alan albümün yapımı 4 yıl sürmüş olmasına rağmen, Can Oflaz onu hayatının en önemli işi olarak tanımlıyor.

Elvis Presley evinde klip çekti

Elvis Presley evinde klip çekti

Yapımcı Ramiz Özbay, dünyada bir ilke imza attı. Hollywood Efsaneleri serisi kapsamında gerçekleştirdiği yeni projesinde, efsane sanatçı Elvis Presley’in evi Graceland’da çekim yapan ilk kişi oldu.

Özbay, yaptığı ‘Elvis’ şarkısına aynı anda hem klip hem kısa film çekti. Klipte Elvis Presley’in eşi Priscilla Ann Presley de rol aldı.

Yapımcı Ramiz Özbay, Hollywood Efsaneleri serisi kapsamında Terminatör ve Kara Şimşek’in ardından, Elvis projesini de hayata geçirdi. Çektiği klip ve kısa filmlerde, filmlerin gerçek oyuncularını kullanan Özbay, yaptığı işin dünyada benzerinin olmadığını ifade etti.

Son olarak serinin 3’üncüsünü ‘Elvis’ şarkısına çeken Ramiz Özbay, Elvis Presley’in eşi Priscilla Ann Presley’i de oynattı. Elvis Presley’in evi Graceland’da çekilen klip hakkında konuşan Özbay, “Daha önce çekilen bir Elvis filmi yapıldı ve 2022’de Oscar’a adaydı, fakat alamadı. ‘Priscilla’ filmi de yapıldı, 4 Kasım’da vizyona girdi yurt dışında. Ancak bizim projemizin en önemli özelliği Elvis Presley’in yaşadığı evde çekilen ilk proje olması. Bu zamana kadar hiçbir klipte ya da filmde bu evden görüntüler yer almamış. Bunu ilk gerçekleştiren biziz. Klipte gördüğünüz her şey orijinal. Elvis’in arabaları, uçakları, motorları, kıyafetleri, ayakkabıları, aksesuarları ve evinin birçok köşesini klibe yansıttık. Bütün klibi de Prescilla’nın bana imzaladığı Elvis’in iki gitarıyla çektim. Benim için olağanüstü bir deneyimdi.” Dedi.

Hilton Istanbul Maslak’ta ruhunuzu ve bedeninizi dinlendirin

Hilton Istanbul Maslak’ta ruhunuzu ve bedeninizi dinlendirin

Hilton Istanbul Maslak, kış mevsimi tüm güzelliğini yaşayabileceğiniz hem de ruhunuzu ve bedeninizi dinlendirebileceğiniz bir deneyime davet ediyor.

Hilton Istanbul Maslak’ta konaklayan tüm misafirlerine Ocean Club Fitness&Spa’da yüzde 20 indirim, Aralık ayına özel çiftlere VIP odalarda ise yüzde 25 indirim imkânı sunan otel, konforu ve huzuru bir arada yaşatıyor.

Bilgi: 0212 305 1000

Adres: Maslak Mahallesi, Büyükdere Caddesi No:233 Sarıyer İstanbul

Songül Karlı “Hızır”

Songül Karlı, yapımcılığını Hayrettin Güneş’in üstlendiği söz ve müziği Ayaz Aydın imzası taşıyan  ”Hızır” isimli yeni şarkısını Grand Müzik etiketiyle hayranlarının beğenisine sundu. Aranjörlüğünü Mili B ve Mustafa Arapoğlu’nun yaptığı yeni çalışması için konuşan Songül Karlı, ”Yine içime sinen güzel bir çalışma oldu. İstanbul’da çok güzel bir klipte çektik. Bu şarkımla birlikte diğer şarkılarımın da startını verdik. Yeni şarkılarım bundan sonra art arda gelecek. Hiç ara vermeden hayranlarımla sık sık buluşmak istiyorum. Daha öncede belirttiğim gibi 15 yeni çalışmam gelecek. Bunlardan 10 tanesi bütün yörelerden halay, 5 tanesi ise slow ama benim tarzım olmayan şarkılarda olacak” dedi.

Hoş geldin 2024!

Hilton Istanbul Bomonti sürprizlerle yeni yılı karşılıyor

Hilton Istanbul Bomonti, Otel, Globe Restaurant’ta ve roofunda yer alan Cloud 34’te özel olarak hazırlanan yeni yıl programlarıyla sizlere unutulmaz bir gece sunmaya hazırlanıyor.

Yeni yılı tazelenrek karşılamak isteyenler için de efore Spa avantajlı paketler sunuyor.

Globe Restaurant, özel yılbaşı menüsü ve zengin yerli içecekleri ile ziyafet dolu bir geceye ev sahipliği yapıyor. Trio ve ardından DJ müzik eşliğinde şeflerin maharetli ellerinden çıkan lezzetlerle dolu, sıcak bir atmosferde eşsiz bir yılbaşı yemeği vaat ediyor.

Cloud34’te parti hız kesmeden devam ediyor. Cloud34’te imza kokteyllerin de sunulduğu bir partiye katılabilir, DJ müziğin ritmiyle yeni yıla dans ederek enerji dolu bir başlangıç yapabilirsiniz.

Eğer sadece eğlenceye odaklanmak istiyorsanız, Cloud34 eşsiz İstanbul manzarasıyla sizi karşılamaya hazır.  Özel mönü seçenekleriyle, house müziğin ve DJ performansının sevdiklerinizle birlikte tadını çıkartabilirsiniz.

Bilgi (0212) 375 30 00

Omzunuzda ağrı ve sertlik varsa, dikkat!

Aniden ortaya çıkıyor, omuz ekleminde oluşturduğu sertlik ve şiddetli ağrının yanı sıra eklem hareketlerinde büyük ölçüde kayba neden oluyor. Genellikle tek omuzda başlasa da ilerleyen süreçte diğer omzu da etkileyebiliyor. Zamanla kişiyi omuzla ilgili hiçbir hareketi yapamaz hale getiren bu sendrom ‘donuk omuz’ olarak adlandırılıyor. Dolayısıyla saçlarınızı tarayamıyor, yemek yiyemiyor, giyinemiyor, hatta düğme iliklerken bile zorluk çekiyorsanız, omzunuz donmuş olabilir! Omuz kapsülünün enflamasyonu ve kalınlaşmasıyla karakterize olan donuk omuz sendromu genellikle omzunu az veya hatalı kullanan kişilerde veya özellikle kontrolsüz diyabete bağlı kan şekeri yüksekliği nedeniyle 40- 60 yaş arasındaki kadınlarda daha sık görülüyor. Tedavi edilmezse 1-3 yıl içinde çoğunlukla kendiliğinden geriliyor. Ancak yaşam konforunu ciddi şekilde bozduğu için tedavi elzem oluyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Kerem Bilsel, günümüzde çeşitli tedavi seçenekleriyle hastaların sağlıklı bir omuza kavuşabildiklerine dikkat çekerek, “Tedavi süreleri ve günlük aktivitelere tam anlamıyla dönüş her uygulama için farklılık gösterse de cerrahi veya cerrahi dışı seçeneklerle ortalama 3-4 ay içerisinde rahatlama ve geri dönüş sağlanabiliyor. Tedavide önemli olan ve sürdürülmesi gereken nokta, hareket arkının açılmasını sağlayan fizik tedavi ve rehabilitasyona düzenli bir şekilde devam etmektir” diyor.

Prof. Dr. Kerem Bilsel

Prof. Dr. Kerem Bilsel

Genellikle sebebi bilinmese de…

Donuk omuz sendromunun en sık idiopatik, yani sebebi belli olmayan tipi görülüyor. Ayrıca omuz çevresinde oluşan yaralanmalara ve kırık sonrasında yapılan ameliyata veya omzu uzun süre hareketsiz tutmaya bağlı olarak da gelişebiliyor. Özellikle diyabet veya tiroit hastalıkları olanlar, kan şekeri ve tiroit hormonlarındaki kontrolsüz değişikliklere bağlı olarak donuk omzun gelişmesinde daha fazla risk taşıyorlar.

Üç aşamadan oluşuyor: Donma, katılaşma, çözülme

Prof. Dr. Kerem Bilsel, donuk omuz sendromunun donma, katılaşma ve çözülme olmak üzere üç aşamadan oluştuğunu belirterek, bu süreci şöyle anlatıyor:

Donma/ Enflamasyon fazı: Donma ve enflamasyon fazı ağrının en şiddetli yaşandığı dönemi oluşturuyor ve genellikle  2. ile 9. aylar arasında  görülüyor. Omuzda oluşan ağrı hareket ve omzu zorlamayla daha da şiddetleniyor, hastayı geceleri de uyutmayacak boyutlara ulaşabiliyor.

Katılaşma fazı: Hastalığın 4. – 9. ayları arasında daha çok görülüyor. Hareket kısıtlılığının gittikçe arttığı, günlük basit aktivitelerin (giyinme, soyunma, yemek yeme ve saçları tarama gibi) zor yapıldığı dönemi oluşturuyor.

Çözülme fazı: Hareketlerin açılmaya başladığı çözülme fazı, sendromun 5. ila 26. aylarına denk gelen aralıkta görülüyor. Hastanın rahatladığı ve iyileşme gösterdiği dönemi ifade ediyor.

Acıbadem Fulya Hastanesi

Fizik tedaviyle başarılı sonuçlar alınıyor

Donuk omuz tedavisinde hedef, hastanın ağrısını dindirmek ve günlük aktivitelerini rahat bir şekilde yapabilmesi için eklemlerin hareket açıklığına ulaşmasını sağlamak. Üç basamaktan oluşan tedaviye genellikle ilaçlar eşliğinde uygulanan fizik tedavi yöntemiyle başlanıyor ve sorun hastaların çoğunda cerrahi işleme gerek kalmadan gideriliyor. Prof. Dr. Kerem Bilsel, ilk basamak tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda ayaktan tedavi seçenekleri olan 2. basamağa geçildiğini belirterek, “İlk seçenek, omuz eklem kapsülünün içine enflamasyonu engelleyici lokal kortizon enjeksiyon yapılması, ardından fizyoterapist eşliğinde kapsülü geren ve hareket açıklığı kazandıran fizyoterapi yönteminden oluşuyor. İkinci seçenek ultrason eşliğinde, lokal anesteziyle omuz bölgesinin ana siniri olan supraskapular sinirine lokal blokajı yapılarak, omuz eklemine hareket kazandırmaya çalışmaktır. Uygun dozajda ve sürede oral sistemik kortikosteroid tedavisi ile hastayı fizyoterapi eşliğinde takip etmek ise 3. seçeneği oluşturuyor” diyor.

Nadiren ameliyat gerekebiliyor           

Donuk omuzda, ilk 8-10 ay içinde tedaviye yanıt alınamadığı durumda 3. basamak tedaviye geçiliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Kerem Bilsel, ameliyathane koşullarında ve genel ya da bölgesel anestezi altında uygulanan bazı tedavileri şöyle özetliyor: “Örneğin, genel anestezi altında, artroskopik, yani kapalı cerrahi yöntemiyle omuz kapsülü radyofrekans yönteminden destek alınarak çepeçevre gevşetilebiliyor. Bu esnada, anestezi uzmanları tarafından hastaya, ameliyat sonrasında 2-3 gün kalacak olan omuz sinir blokajı ve kateteri uygulanabiliyor. Bu sayede, hasta ameliyatın ardından, kateterden yapılacak olan lokal anesteziyle erken hareket imkanı sağlayan egzersizlere başlatılabiliyor. Hasta 2-3 gün içinde taburcu olduktan sonra fizyoterapi merkezine yönlendiriliyor” Tedavinin 3. basamağındaki  başka bir seçenek ise ameliyathane koşullarında ve yine bölgesel veya genel anestezi altında, cerrahi  işlem yapmadan hastanın kolunu kapalı manipülasyonlar ile kontrollü bir şekilde açmak.

Buray yeni şarkılarını ilk kez seslendirdi

Buray yeni şarkılarını ilk kez seslendirdi

Besteleriyle ve söylediği şarkılarla milyonların gönlünden taht kurmaya devam eden Buray, konser maratonuna dur durak demeden devam ediyor.

Sırasıyla Jolly Joker Kıyı İstanbul ve Vadistanbul’un ardından önceki akşamda Denizli’de sahne alan Buray’ı binlerce hayranı dinlemeye gelirken üç konserinde sold out geçti. Son çıkardığı albümü “Al Senin Olsun Dünya” ile tüm dijital platformlarda beklendiği gibi kısa süre içerisinde en çok dinlenenler arasında yer alan Buray, “ albümündeki şarkılarını sevenleriyle birlikte hep bir ağızdan ilk kez seslendirdi. Konser alanını tıklım tıklım dolduran müzikseverlerin albümdeki bütün şarkılarda başarılı sanatçıya eşlik etmesiyle birlikte duygularını dile getiren Buray,  “Albümün kısa süre önce çıkmasına rağmen, bütün şarkıları ezberlemişsiniz. Hepinize çok teşekkür ederim iyi ki varsınız” dedi. Bestelediği şarkılarının hepsinin birçok anıları olduğunu dile getiren Buray, “Dünyanın her bölgesinden, farklı hisleri ve duyguları size müzik ile ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyorum” dedi. Muhteşem performansıyla hayranlarını unutulmaz bir gece yaşatan Buray, alkışlar eşliğinde indiği sahneden yoğun istek üzerine bis yaparak konserini tamamladı.