Bizimki yapıcı eleştiri
Geçtiğimiz ay yazılarımı okuyup doğru bulanların yanış sıra, çok yıkıcı eleştiriler olduğu yönünde hatırı sayılır mailler geldi.
Benim kimseyi rencide etmek kırmak gibi derdim yok.
Basit sorunları çözmekte zorlanıyoruz. Bu da beni çok rahatsız ediyor. Sorun gördüğümde kafamı çevirip görmezlikten gelemiyorum.
Islah olmayan bir idealistim
Mesela;
—-Kredi kartı aidatı yasal mı? Hayır değil ama bunu söke söke alıyorlar. Birde tehdit ediyorlar.
Başımdan geçen bir örnek: Kasım ayında bana 100 TL limitli kredi kartı yollayan Yapı Kredi Bankası bir ay geçmeden benden 160 TL yıllık aidat parası almıştı. (Kredi Kartı limitinden fazla) Yılın bitmesine bir ay kala insanlar kart yolluyorlar 1 yıl kullanmadan aidat parası altında vatandaşı tokatlıyorlar. Ben bunu için mahkemeye niye gideyim. Devlet bu yasak desin. Ve sorun çözülsün.
Böyle bir işlem yapan bankaya 100 katı ceza vereceğim dese daha yaparlar mı? Asla yapmazlar.
Yeni Anayasa siyasilerin dilinde… Vatandaşın gündeminde yok…
Vatandaş basit sorunlarını çözülmemesinde şikâyetçi. Şuan vatandaş kendi sorunu kendi çözmeye çalışıyor. Ve bu da her köşe başında kavgaya neden oluyor. Anayasa sade vatandaşın umurunda olduğunu sanmıyorum.
Şişli Belediyesi hakkında şikayet var.
Kaldırımlar esnaflar tarafından işgal altında olduğu hakkında çok şikayet var. Birde yaşanan park kavgaları.
Tüm İstanbul’da olduğu gibi park sorunu Şişli’de de var. Bina ruhsatlarında her evin altında sığınak ve otopark olma zorunluluğu olsa da bu uygulama sembolik cezalarla ranta kurban gitmiş. Şimdilerde evimin önü, dükkânımın önü diye vatandaşlar karşı karşıya geliyor. Motosiklet, kuka, çiçek, zincirlerle, park yerleri sokaklar kaldırımlar özelleştiriliyor.
Ruhsatsız otoparklar. Adamlar sokağı otoparka çevirmiş. Kendi sokağına para ile otopark parası vermek zorunda kalıyorsun.
Bir şikâyette İsparklar hakkında;
İspark çalışanları uzun müddet aynı semte kaldığı için bir dostluk gelişiyor. Bazen bir vale gibi, bazen esnafların çalışanları gibi park hizmeti vermeye başlıyor. İşi sadece park edenden, park parası almaktan öteye gitmese sorun hiç yaşanmayacak.
Şikayetler sonuç vermiyor!
Almanya’da yaşayanlar bilir. Bir şikayet olduğunda polis gelir ve ağır bir maddi ceza keser ve hiçbir polemiğe girmeden oradan çeker gider.
Bizde şikayet edersiniz ve ne gelen olur ne giden olur… Tartıştığınız kişi kibar biriyse şanslısınız değilse, canınız çok yana bilir.
Şişli Belediyesi nezdinde tüm belediyelere sesleniyorum
- İlçeye mal indirmeye gelen kamyon giriş çıkış saatlerini standart olsa
- Sokak ve kaldırımların özeleştirilmese
- Sokak arasında imalat, tamir yada depo olarak kullanan dükkânlara ruhsat verilmese
- Son dönemlerde patlamış mısır gibi her sokakta kafe, bar açılıyor. Buna da bir standarttın getirilse
- Sokaklarda yer altına yada yer üstüne yerleştirilen çöp konteynerleri olsa
- En önemlisi “Şehirde yaşam” adı altında okullarda çocuklara ders verilse
Bodrum Belediyesi’ne de seslenelim
Bodrum Belediyesi hakkında şikayetlerde diğer belediyeler den çok farkı yok.
Bodrum’da en çok gelen sorun, siteler içinde yaşanan problemler.
Bahçe kullanımları ve ortak alanların özeleştirilmesi ev tadilatları ve genişletme gibi site içinde yaşanan sorunlar.
Hakkına razı olmayan insanlar. Fetihçi zihniyet ile kendine ait olmayan yerleri işgal etmek. Büyük şehirlerden kaçıp sakin ve huzur bulmaya geldiğimiz Ege’de aynı sorunlarla karşılaşıyoruz. Demek ki sorun yerlerde değil insanlarda.
Ticaret Odası ne işe yarar?
İş yeri açmaya karar verdiğinizde ilk önce belediyeden ruhsat sonra vergi dairesine levhayı alıp iş hayatınıza başlıyorsunuz. Ciroya bakarak sizi bir odaya yönlendiriyorlar. Ticaret Odasına kayıt yaptırıyorsunuz. Giriş için bir para ödüyorsunuz sonra yıllık aidat ödemeye başlıyorsunuz. Bunun karşılığında ne hizmet alıyorsunuz bunu ben bilmiyorum. Sonra işyerinizi kapatıyorsunuz yada iflas ediyorsunuz. Ama aidat borcunuzu ödemediyseniz Ticaret Odası kapanışınıza izin vermiyor. Aidat saati çalışmaya devam ediyor. Ta ki bütün borcu ödeyene kadar (artık bu kaç ay yada yıl sürer) o zaman kadar aidatınız üyeymiş gibi devam eder.
Ne güzel iş değil mi?
Hiçbir hizmet almadığın bir yere para öde. İstediğin zamanda çıkama…
Yazarken içim sıkıldı!
Şimdi güzel şeylerden bahsedelim…
Hayatta güzel şeylerde var. Geçtiğimiz ay kapısını açan Gian son dönemin en popüler mekanları arasında. Gian, Nişantaşı’na farklı bir soluk getirmiş. Öğle saatlerinde kapısını açan Gian’da DJ partileri, canlı müzik ve çeşitli partiler yapılıyormuş.
Mekanın lezzetleri dillere destan
Genç şef Ayhan Karaca mutfakta harikalar yaratıyormuş. Yakın zamanda test edip sizlerle paylaşacağım. Mekanın başka bir özelliği de, bir birinden lezzetli kokteyllermiş. Mekanın en favori kokteyli O.M.G.’miş.
Daha güzel yazılarda buluşmak üzere….