Cookshop Markalar Topluluğu, 2026 yılı hedeflerini açıkladı

Zincir restorancılık sektörünün yenilikçi markası Cookshop Markalar Topluluğu, değişen organizasyon yapısı ve stratejik satın almalarla büyümesini sürdürüyor.

2008 yılından bu yana yeme-içme alanında yenilikçi ve misafir memnuniyeti odaklı hizmet anlayışıyla sektörünün öncüleri arasında yer alan Cookshop Markalar Topluluğu, sürdürülebilir büyüme hedeflerine emin adımlarla ilerliyor. 17 yılda bünyesine eklediği yeni markalar ve lokasyonlarla Türkiye’nin en sevilen yeme-içme markalarından biri olan zincir, 2026 yılında 200 şubeye ulaşmayı hedefliyor.  Cookshop,  Cookshop Arka Bahçe, Magnolia Shop, Not a Burger ve Rafinera markalarıyla Türkiye genelinde faaliyet gösteren marka, yurt dışı şube sayısını artırarak portföy ve gelir çeşitliliği yaratmaya odaklanırken, yenilenen organizasyon yapısıyla daha kurumsal bir yönetim anlayışıyla, cirosunu 5 yıl içinde 100 milyon ABD doları seviyesine çıkarmayı hedefliyor.

“Güçlü bir stratejiyle büyüyoruz” 

Cookshop Markalar Topluluğunun kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Kazancı, “Kuruluşumuzdan bu yana, müşteri memnuniyeti, sürdürülebilir kalite ve güçlü üretim altyapısı üzerine inşa ettiğimiz sistemimizle her yıl daha fazla noktaya ve daha geniş bir kitleye ulaşıyoruz. Türkiye genelinde yeni mağazalarla hizmet ağımızı genişletmeye devam ederken bir yandan da global pazarlardaki alanımızı büyütmeye odaklanıyoruz. 2026 yılına kadar 200 şubeye ulaşmayı ve ciromuzu 5 yıl içinde 100 milyon ABD doları seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. Yeni marka ve mağazalarla hizmet ağımızı genişletmenin yanı sıra stratejik satın almalarla büyüme yolunda önemli adımlar atıyoruz. Bu kapsamda yakın zamanda adrese teslim sağlıklı yemek zinciri Rafinera ve bulut mutfak ekosisteminin lideri Rafinera Bulut Mutfak’ın büyük ortağı hâline gelerek sektörde yeni bir açılım yaptık. Rafinera’nın hızlı servis restorancılık dünyasında yeni bir iş modeli sunan bulut mutfak bazlı hizmetlerini bünyemize dâhil ederek hem misafir veri tabanımızı hem de operasyon alanımızı genişletiyoruz. Önümüzdeki dönemde yeni markalar ve yenilikçi organizasyon yapımızla sektörümüze değer katacak hizmetler sunmaya devam edeceğiz.” dedi.

Dedeman yaza merhaba partisinde acente ve tur operatörlerinin ağırladı

Dedeman Hotels & Resorts International, sektörün önde gelen acente ve tur operatörlerinin ağırlandığı Dedeman’da Yıldızlı Geceler – Yaza Merhaba Partisi’nde ağırladı.

Dedeman Hotels & Resorts International (DHRI)’ın her yıl gerçekleştirerek geleneksel hale getirdiği ve sektördeki iş ortaklarını ağırladığı yaza merhaba partisi, markanın amiral gemisi Gayrettepe Dedeman İstanbul Otel’de gerçekleşti.

Hizmete açık 45 oteli ve 12 markasıyla misafirlerine konfor ve yüksek marka standartları ile hizmet vermeye devam eden Türkiye’nin ilk yerli otel zinciri Dedeman Hotels & Resorts International, yaz sezonuna hafızalardan silinmeyecek bir parti ile merhaba dedi.

Dedeman İstanbul’un başarılı şefi İbrahim Şanbazoğlu’nun lezzetli imza menüsünden oluşan gala yemeği ile başlarken, hareketli müzikler, darbuka, saksafon ve birbirinden ışıltılı dans şovlarla devam etti. Özel performans ekiplerinin yer aldığı etkinlikte konuklar ilerleyen saatlere kadar eğlendi.

Dedeman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Banu Dedeman, DHRI Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Demiray ve Başkan Vekili Murat Özmestçi, DHRI yönetim kurulu üyeleri, merkez ofis yöneticileri ve Dedeman’ın Türkiye’nin dört bir yanındaki otellerinin genel müdür ve satış profesyonelleri de bu keyifli gecede yerlerini aldılar.

Araştırmada yenilikler konferansının teması ‘Kırılmalar’

Dünyanın lider araştırma şirketlerinden Ipsos​’un düzenlediği Araştırmada Yenilikler Konferansı, bu yıl on altıncı kez katılımcılarına ev sahipliği yaptı.

İş dünyası, ekonomi ve pazarlama alanlarından profesyonellerin, akademisyenlerin ve araştırma meraklılarının ilgiyle beklediği konferansın bu yılki ana başlığı “Kırılmalar” oldu.

Amerika’dan, İngiltere’den ve ülkemizden konferansa katılan dünya çapında tanınmış uzman isimler; çoklu krizlerin ortasında kalan ​dünyayı merkeze alarak geleceğe ışık tuttular.

Kutuplaşmalar, ayrışmalar, tehlikeli yakınlaşmalar, içe kapanmalar, ekonomik ve toplumsal belirsizlikler, yön bulma çabaları ile küreselleşmenin yarattığı derin çatlaklar güncel araştırma verileri eşliğinde ele alındı.

İklim krizi, sürdürülebilirlik, bitmeyen savaşlar, çatışmalar, göç, güvenlik, aidiyet ve istikrar arayışında yaşanan kırılmalar, bilim insanlarının sunumlarında ele alındı. Yapay zekânın hızla yükselişi ile dünyayla kurduğumuz etkileşime dair önemli tespitler konferansta paylaşıldı.

Böylesine güçlü kırılmalara ​global ölçekte tanıklık ederken, ​kırılan dünya ile bağ kurma, yön bulma ve kırılmaların doğurduğu yeni varoluş şeklinin insana etkisi ​ ​işlendi.

Ipsos Türkiye CEO’su ve Türkiye Araştırmacılar Derneği TÜAD Başkanı  Gedik,​ konferansta yaptığı konuşmasında; “Değerli Katılımcılar,​ bugün burada, yoğun ama son derece verimli bir gün geçirdiğimiz için mutluyum. Araştırmada Yenilikler Konferansı’nın 16. yılında, emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza ve katılımcılara teşekkür ediyorum. Bu konferansın gerçekleşmesinde büyük bir özveriyle çalışan herkese minnettarım.” dedi

Gedik, Konferans konularından notlarını şu şekilde paylaştı :

“Prof. Dr. Ayşe Zarakol’un 21. yüzyılın düzensizlik yüzyılı olacağı tespiti çok önemliydi. Özellikle Türkiye için teknoloji ve iklim krizlerinin büyük bir dezavantaj olacağından bahsetti. Bu konuda çalışmaların az olduğuna, hazırlıklarımızın ve uzun vadeli planlarımızın  yeterli olmadığına dikkatlerimizi çekti. Küresel değerin yükselişinin, Türkiye ​için avatanj olacağını belirtti ve Türkiye’nin bu alanda öne çıkacağına dikkat çekti. Bunlar bana göre ​çok önemli tespitler. İlginç bir avantajımızın da olduğunu bahsetti. Tek adam rejimlerinin damga vuracağı bir dönemde buna alışık olmamızdan bu düzene daha hızlı uyum sağlayabileceğini söyledi..

Prof. Dr. Besim Dellaloğlu’nun sosyolojik analizlere dair vurguladığı; “siyaseten göreli özerklik” kavramı, bizler için sunduğu çok önemli bir perspektif…İktidarın toplumu inşa etme ve mevcut rejime müdahale etme kapasitesinin, demokrasiyle olan paralelliğine dikkat çekti.

Göç konusuna dair, Prof. Murat Erdoğan’ın, Yasemin Mutlulu ile gerçekleştirdiği sohbette öne çıkan noktalar arasında; düzenli göçün bir ihtiyaç olduğu ve ülkelerin bu süreci etkin bir şekilde yönetmesi gerektiği yer aldı. Göç eden bireylerin büyük çoğunluğunun kalıcı olduğu ve Türkiye’deki düzenli-düzensiz göçmenlerin yaklaşık %80’inin bizimle birlikte yaşamaya devam edeceği vurgulandı. Bu nedenle, herkes için onurlu bir yaşam sağlamak adına hep birlikte çaba göstermemiz gerektiği ifade edildi. Tüm bu noktalar, bana göre son derece önemli tespitlerdi.

Sürdürülebilirlik konusuna gelince, Sezi Peynirci ve Doç. Dr. Gül Şener’in sohbetinde, bunun bir kalkınma çabası değil, var olma mücadelesi olduğu vurgulandı. Sürdürülebilir bir dünya için atılan her adımın bireyde umut yarattığı belirtildi. Ancak, her 10 kişiden 6’sının bu adımları nasıl atacağını bilmediği de önemli bir tespit olarak paylaşıldı.

Son olarak, Ajay Bangia’nın sunumundan edindiğim izlenim, yapay zekâyla ortaya çıkan yaklaşımların ortalamaya yakınsama eğiliminde olduğu ve bunun “insanlık” boyutunu gözden kaçırabileceği yönündeydi. Özellikle kalitatif araştırmalarda, verinin katılımcıların yanıtlarından çok, moderatörün sorularından ve sorma biçiminden kaynaklandığı ve bunun önemli bir fark yarattığı vurgulandı.”

Araştırmada Yenilikler Konferansı’nın içeriği kadar bir diğer önemli tarafı da; toplantı katılımlarından elde edilen gelirin tamamı her yıl eğitim alanında bir projeyi desteklemek üzere bir kuruluşa bağışlanmasıdır.  Araştırmada Yenilikler Konferansı, “konferans gelirinin tamamının sosyal projeye bağışlandığı ülkemizdeki tek konferans” olma özelliği taşımaktadır. Bu yıl da; Payda Derneği ile işbirliği yapılarak Malatya Öğretmenler Ortaokulu’ndaki öğrencilerin hayallerine ortak olunacak ve onlara bir spor alanı inşa edilecektir. Bu proje, bölgedeki diğer köy okullarına da ulaşarak, çevredeki daha fazla öğrencinin bu olanaklardan faydalanması hedeflenmektedir.

Ipsos’un bu değerli konferansında, yanımızda olan değerli basın ve medya mensubu dostlarımızın desteği ve katılımı, bizler için büyük bir onur kaynağıdır. Araştırmada Yenilikler Konferansı’na basın ve medya sponsorluğu desteği sağlayan Can Medya Grubu’na ve Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Kenan Tekdağ’a içten teşekkürlerimizi sunarız. HaberTürk TV, Bloomberg HT TV, radyolar, dijital yayınlar ve YouTube platformu üzerinden gerçekleştirilen yayınlarda emeği geçen herkese teşekkür ederiz.

Başarıdan Başarıya Uzanan Bir Liderlik Hikayesi

İş dünyasında vizyoner bakış açısı ve yenilikçi yaklaşımıyla fark yaratan Grand Group Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Güneş, kariyerine sığdırdığı sayısız başarıyla adından söz ettirmeye devam ediyor. Müzik, turizm, otelcilik ve casino sektörlerinde gösterdiği üstün liderlik ve stratejik hamlelerle sektöre yön veren Güneş, şimdi de yat kiralama sektörüne damga vurmaya hazırlanıyor.

 Onun en büyük özelliği, her sektöre yalnızca bir girişimci olarak değil, bir vizyoner olarak adım atması. “Yachting 2000” ile denizlerin özgürlüğünü ve lüksünü bir araya getirmeyi amaçlayan Hayrettin Güneş, yalnızca bir şirket kurmuyor—aynı zamanda sektöre yeni bir soluk getiriyor. Her adımında başarının kodlarını çözerek ilerleyen Güneş, iş dünyasının dinamiklerini mükemmel bir şekilde analiz ediyor ve yatırımlarını tam zamanında gerçekleştiriyor. 

Kendi alanında çıtayı her zaman yüksekte tutan Güneş’in yönetim anlayışı, detaylara verilen önem, kusursuz hizmet prensibi ve yenilikçi fikirlerle şekilleniyor. Adını taşıyan her projede kalite ve prestiji ön planda tutarak, sektörde kalıcı izler bırakan bu isim, şimdi denizlerin üzerinde de mükemmelliği yakalama hedefinde. 

Bu röportajda, Hayrettin Güneş’in iş dünyasındaki stratejilerini, vizyonunu ve “Yachting 2000” ile yaratacağı farkı daha yakından inceleyeceğiz. Hazırsanız, başarı hikayesini kendisinden dinleyelim.

Hayrettin Güneş

Hırvatistan’da yat kiralayan birçok firma var. Sizi farklı kılan nedir?

Biz sadece tekne kiralamıyoruz; bir yaşam tarzı sunuyoruz. Grand Deluxe serimizle lüksü, özgürlüğü ve deneyimi bir arada veriyoruz. Üstelik Şibenik gibi eşsiz bir lokasyonda. Web sitemiz üzerinden tüm teknelerimiz görme şansı var. https://www.yachting2000.at/

Grand Deluxe teknelerinizin teknik donanımı hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Tüm teknelerimizde otopilot, ileri düzey navigasyon sistemleri ve modern seyir ekipmanları bulunur. Hem kaptanlı hem de kaptansız kullanımda maksimum konfor ve güvenlik sağlıyoruz.

Hayrettin Güneş

Tekne içi konfor dışında misafirleriniz hangi ekstra deneyimleri yaşayabiliyor?

Freya gibi paddle board’lar, Seabob (sualtı scooter), Surf Bread gibi ekipmanlarla su sporlarına doyabilirsiniz. Bunları misafirlerimizin isteğine göre sağlıyoruz.

Yani bir tekne tatili aynı zamanda bir spor tatiline de dönüşebiliyor mu?

Kesinlikle! Dilerseniz sabahları paddle yapabilir, gün içinde Seabob ile dalabilir, hatta kite sörf gibi sporları deneyimleyebilirsiniz. Her şey isteğe göre organize edilir.

Hayrettin Güneş

Teknelerinizde hangi tip konaklama olanakları var?

3 ya da 4 kabinli teknelerimizde her kabinde duş, tuvalet, klima ve konforlu yataklar bulunur. Tatilde ev konforu arayanlar için birebir.

Otel konforu sağlıyorsunuz ama manzara her gün değişiyor, doğru mu?

Aynen öyle. Her sabah başka bir koyda uyanmak, gün batımını başka bir adadan izlemek bu tatilin ruhu zaten.

Hayrettin Güneş

Tekneleri kaptansız kiralamak isteyen biri neye dikkat etmeli?

Uluslararası geçerli ehliyeti olan herkes kaptansız kiralama yapabilir. Ancak güvenlik ve rahatlık açısından çoğu misafirimiz kaptanlı tercih ediyor.

Peki kaptanla seyahat etmek nasıldır? Sadece direksiyonu mu çevirir, yoksa rehberlik de eder mi?

Kaptanlarımız hem tekne kullanımında uzman hem de bölgeyi çok iyi bilir. Size gizli koylar, yerel restoranlar ve doğa harikası rotalar önerirler.

Hayrettin Güneş

Teknede mutfak var mı? Yemek nasıl hallediliyor?

Evet, tam donanımlı mutfaklarımız var. Dilerseniz kendiniz pişirirsiniz, dilerseniz hostesli servis alırsınız. Ayrıca dışarıdan taze ürün tedariği de sunuyoruz.

Rotada hangi koylara veya adalara uğranıyor?

Kornati, Vis, Hvar, Skradin, Krka gibi efsanevi yerlerde yüzme molaları, geceleme ve keşifler mümkün. Rota kişiye özel planlanabiliyor.

Hayrettin Güneş

Minimum kaç gün için kiralama yapılabilir?

Genellikle 1 haftalık kiralama yapıyoruz ama kısa süreli tatiller için esnek çözümler de sunabiliyoruz.

Tekneleriniz Wi-Fi bağlantısı sunuyor mu? Teknolojiden kopamayanlar için bu önemli bir detay.

Evet, tüm teknelerimizde Wi-Fi mevcut. Ama doğrusunu isterseniz, çoğu misafirimiz 2. günden sonra telefonları unutuyor.

Ekstra hizmetlerde neler var?

Kaptan, hostes, su sporları ekipmanları, havaalanı transferi, market alışveriş hizmeti ve daha fazlası. Her şey kişiye özel şekilde organize edilir.

Hava aniden değişirse rota iptal mi olur?

Hayır olmaz, Kaptanlarımız hava durumuna göre rotayı değiştirerek güvenli alternatifler sunar. Misafirlerimizin konforu ve güvenliği bizim için öncelikli.

Son olarak: Teknede tatil ile otelde tatil arasında nasıl bir fark var?

Otelde tatil sabit bir konumdur. Bizde ise her gün yeni bir manzara, yeni bir koy, gökyüzüyle bütünleşmiş bir özgürlük var. Gerçek tatil, rotası size ait bir mavi yolculuktur. Teknede tatil keyfini yaşayan biri sabit bir tatili asla bir daha tercih etmez.

Geleceğin Menüleri 2025 “Harekete Geçiren Lezzetler”

Unilever Food Solutions, Geleceğin Menüleri Trend Raporu’nun üçüncüsünü sektörle buluşturdu. 250’si kendi bünyesinde olmak üzere, dünyanın farklı kültürlerinden gelen 1600’den fazla şefin çalışma ve öngörüleriyle hazırlanan ve ilkini 2023 yılında yayınlamaya başladığı “Geleceğin Menüleri Trend Raporu 2025”i sektöre sundu.

Bu yıl raporda dört temel trend bulunuyor

Geleceğin Menüleri Trend Raporu 2025’te bu yıl öne çıkan dört temel trend: Sokak Lezzetlerine Şef Dokunuşu, Sınır Tanımayan Mutfaklar, Köklere Dönüş ve Yeni Nesil Yemek Deneyimi.

Bu trendler, üç büyük değişim dalgası tarafından şekillendi. Birincisi, tüm trendlerin temelini oluşturan güçlü bir mutfak dönüşümü. Global ölçekte Asya ve Latin Amerika mutfaklarına olan yoğun talep, yemek kültüründe büyük bir değişimi beraberinde getiriyor. İkinci büyük değişim, insan hareketliliğinin mutfak dünyası üzerindeki etkisi. Göç ve göç turizmi, Sokak Lezzetlerine Şef Dokunuşu, Sınır Tanımayan Mutfaklar ve Köklere Dönüş trendlerinin en büyük itici gücü. Şefler, yeni malzemeleri, mutfak tekniklerini ve lezzetleri bir araya getirerek benzersiz yemekler yaratma konusunda daha cesur ve yenilikçi hâle geliyor. Son olarak, dijitalleşme yemek deneyimlerini dönüştürüyor ve Yeni Nesil Yemek Deneyimi trendine hayat veriyor. Yapay zeka ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojiler, misafirlere daha kişiselleştirilmiş deneyimler sunmayı mümkün kılıyor. Aynı zamanda, şeflerin misafirlerin kişisel damak zevklerine uyum sağlayan yenilikçi yemekler yaratmalarına da yardımcı oluyor.

2025 Trendleri

Sokak Lezzetlerine Şef Dokunuşu: Bu trend, sokak lezzetlerini yüksek kaliteli malzemeler ve rafine teknikler kullanarak bir üst seviyeye taşımaya odaklanırken, aynı zamanda sokak lezzetlerinin samimi cazibesini ve keşif duygusunu da koruyor. Böylece, sokak yemeği kültürünün rahat ve dinamik atmosferini sunmaya devam ederken daha yüksek kalitede bir yemek deneyimi de ortaya çıkıyor. Bu trend, özellikle dünya mutfağından ilham alan hem erişilebilir hem de heyecan verici lezzetler arayan modern yemekseverlere hitap ediyor.

Sınır Tanımayan Mutfaklar: Bu yemek trendi, farklı yemek geleneklerini uyumlu ve yenilikçi deneyimlere dönüştürüyor. Bu hareket, küreselleşme ve göçün yanı sıra çok kültürlü köklerini onurlandırmayı amaçlayan yeni nesil şefler tarafından yönlendiriliyor. Şefler, farklı mutfak etkilerinin nasıl bir araya getirilebileceğini yeniden tasarlayarak, yenilikçiliğin ötesine geçen benzersiz ve otantik yemekler yaratıyor.

Köklere Dönüş: Daha az bilinen yöresel mutfakları takdir eden ve yeniden canlandıran bu trend, yerel malzemelere ve kültürel mirasa kök salmış pişirme tekniklerine hak ettikleri değeri veriyor. Bu akım, geçmişi korurken ileriye doğru hareket etmenin ve her yemeğin özünde otantikliğin kalmasının önemini vurguluyor. Çoğu zaman bir bölge içinde doğup zamanla daha geniş bir kitleye ulaşan bu trendin başarılı olabilmesi için lezzetlerin özünü korumak gerekiyor.

Yeni Nesil Yemek Deneyimi: Yemek deneyimi, artık sıradan kişiselleştirmelerin ötesine geçerek misafirlerin yemeğin hazırlanışına ve şekillendirilmesine dahil olabildiği daha etkileşimli ve kişisel deneyimlere dönüşüyor. Yeni nesil yemek deneyimi trendi, yemeği birden çok duyuya hitap eden ve kapsayıcı bir hâle getirerek benzersiz ve fark yaratan özel deneyimler sunmaya odaklanıyor.

Geleceğin Menüleri Trend Raporu 2025, tüm bu trendlerin detaylı açıklamalarının yanı sıra; global şef ağının katkılarıyla şekillenen içerikleri, Türkiye Unilever Food Solutions Lider Şefi Osman Bahadır’ın liderliğindeki UFS Türkiye şefleri ve Türkiye’de gastronomi sektöründen Aras Çetin, Bora Korkmaz, Cem Ekşi, Nusret Karateke, Özgür Kılınçlar, Sezgin Çınar, Sinan Büdeyri, Yaren Çarpar ve Yiğit Alıcıoğlu gibi alanında önemli isimlerin trendler odağında hazırladığı ilham verici reçeteleri içeriyor. Ayrıca, Vedat Milor, Mehmet Yaşin, Ufuk Tarhan, Merin Sever, Murat Güllü, Hülya Ekşigil ve Duygu Kutluoğlu Kılıç gibi uzmanların kaleme aldığı makaleler, bu trendlerin ortaya çıkışındaki düşünsel altyapıyı da okuyucuya aktarıyor.

Geleceğin Menüleri Rapor Metodolojisi

Raporda yer alan Geleceğin Menüleri trendleri ve içgörüleri titizlikle araştırılıp doğrulandı. Trendler, güçlü küresel veriler ve şeflerin kapsamlı geri bildirimleri doğrultusunda derlendi. Bu veriler arasında raporlar, sosyal medya analizleri ve 21 ülkede gerçekleştirilen 300 milyondan fazla çevrimiçi arama yer alıyor. Ayrıca, 20 pazarda faaliyet gösteren 1.100’den fazla şeften alınan ayrıntılı geri bildirimler ve Unilever Food Solutions’ın deneyimli şef ekibinin katkıları da sürece dahil edildi. Unilever Food Solutions şefleri, Geleceğin Menüleri’nde yer alan trendleri yansıtan lezzetli tarif konseptleri geliştirdi. Bu tarifler, trendler için ilham kaynağı olmanın yanı sıra işletmeler için en uygun trendlerin uygulamasına da rehberlik edecek şekilde hazırlandı.

Geleceğin Menüleri Trend Raporu www.unileverfoodsolutions.com.tr

Dubai yıldızlarına kavuştu

MICHELIN, Dubai’de düzenlenen görkemli bir törenle yıllık MICHELIN Rehberi Dubai’nin dördüncü edisyonunu açıkladı. Törende, şehrin ilk üç MICHELIN yıldızlı restoranları duyuruldu.

Şehrin en iyi yemek mekanlarını ve yeteneklerini öne çıkaran özel bir gastronomi rehberi olan bu yılki MICHELIN Rehberi Dubai, toplamda 119 restoran içeriyor. 2022’de ilk edisyonda 69 restoranın yer aldığı dönemden bu yana %72,5’lik bir artış elde edildi. MICHELIN müfettişlerinin değerlendirmeleri sonucunda belirlenen bu artış, Dubai’nin hızla büyüyen ve çeşitlenen mutfak sahnesini yansıtıyor.

2022’de ilk MICHELIN yıldızını, 2023’te ikinci yıldızını alan yerli bir konsept olan ve Şef Himanshu Saini’nin imzasını taşıyan Trèsind Studio, bu yıl dünyanın üç MICHELIN yıldızına sahip ilk Hint restoranı oldu. Stockholm (Frantzén) ve Singapur (Zén) restoranlarıyla daha önce üç yıldız kazanan Şef Björn Frantzén, FZN by Björn Frantzén ile bu başarıyı tekrarladı. Böylece aynı anda üç farklı restoranda üç MICHELIN yıldızına sahip olan dünyadaki tek şef oldu.

MICHELIN Rehberi Dubai 2025 seçkisi özetle:

  • 2 restoran: Üç MICHELIN Yıldızı (1 terfi, 1 yeni)
    ● 3 restoran: İki MICHELIN Yıldızı
    ● 14 restoran: Tek MICHELIN Yıldızı (2 yeni)
    ● 3 restoran: MICHELIN Yeşil Yıldız
    ● 22 restoran: Bib Gourmand (5 yeni)
    ● 78 restoran: MICHELIN tarafından seçilen (15 yeni)

2025 edisyonunda seçilen restoranlar arasında üç adet iki MICHELIN yıldızlı restoran, 14 adet tek yıldızlı restoran, 22 adet Bib Gourmand restoranı ve üç adet MICHELIN Yeşil Yıldız alan restoran da bulunuyor.

35 farklı mutfaktan oluşan çeşitli seçkisiyle MICHELIN Rehberi Dubai 2025’te yer alan 119 restoran, şehrin zengin gastronomik yapısını doğrudan yansıtarak eşsiz yemek deneyimleri sunuyor ve şehrin turizm ve ekonomik hedeflerine de katkı sağlıyor.

MICHELIN Rehberi Dubai 2025 Seçkisi

Üç Yıldız
● FZN by Björn Frantzén (YENİ)
● Trèsind Studio (TERFİ)

İki Yıldız
● Il Ristorante-Niko Romito
● Row on 45
● STAY by Yannick Alléno

Bir Yıldız
● 11 Woodfire
● Al Muntaha
● avatāra
● Dinner by Heston Blumenthal
● Hakkasan
● Hōseki
● Jamavar (YENİ)
● La Dame de Pic Dubai
● Manāo (YENİ)
● moonrise
● Orfali Bros
● Ossiano
● Smoked Room
● Tasca by José Avillez

Yeşil Yıldız(lar)
● Boca
● LOWE
● Teible

Bib Gourmand
● 21 Grams
● 3Fils
● Aamara
● Al Khayma Heritage Restaurant
● Bait Maryam
● Berenjak
● DUO Gastrobar – Creek Harbour (YENİ)
● DUO Gastrobar – Dubai Hills
● Goldfish
● Harummanis (YENİ)
● Hawkerboi (YENİ)
● Hoe Lee Kow
● Indya by Vineet
● Khadak (YENİ)
● Kinoya
● Konjiki Hototogisu
● REIF Japanese Kushiyaki – Dar Wasl
● REIF Japanese Kushiyaki – Dubai Hills
● Revelry
● Shabestan
● Sufret Maryam (YENİ)
● Teible

MICHELIN Özel Ödülleri 2025
● Genç Şef Ödülü: Abhiraj Khatwani, Manāo
● Sommelier Ödülü: Shiv Menon, Boca
● Hizmet Ödülü: Al Khayma Heritage Restaurant
● Yılın Açılışı: Ronin

Türkiye’nin yüzde 50’si yorgun!

Ipsos Türkiye Tüketici Panelleri Bölüm Lideri

Pelin Halaçoğlu Arnau Kuri

Pandemi ve bıraktığı izlerle geçen birkaç yılın ardından 2021’in sonundan itibaren Türkiye’de alışverişi konuşurken hep enflasyonun yarattığı ekonomik baskıyı ve tüketicinin bu gerçekle verdiği yaşam mücadelesini vurguluyoruz: Türkiye’de haneler 2022 ve 2023 yılını sürekli artan fiyatlara karşın ihtiyaçlarını en uygun şekilde karşılayabilmenin yollarını aradı ve adeta bu konuda profesyonelleşti. 2024 yılına geldiğimizde ise yeniden düşen bir enflasyon ve fiyatların frenlenmeye başladığı bir Türkiye vardı haneler için.

Türkiye’ye dair karşımıza sıklıkla çıkan veriler genelde karanlık bir tablo çiziyor: Ipsos’un Gündeme Dair raporuna göre 2024’ün sonlarında Türkiye’de bireylerin sadece %33’ü “Bugünkü hayatımdan memnunum”, %50’si “Yorgunum” diyor ve bu en baskın duygu. 2025 Mart’ta yayınlanan Ipsos Mutluluk Raporu’na göre Türkiye 12 yıl öncesine göre mutluluk skorunda 40 puan kaybetti, ülkenin ancak yarısı “mutluyum” diyebiliyor. Ipsos Consumer Touch 2024 raporuna göre Türkiye’deki bireylerin %68’i “2024 yılında hane harcamalarımı azaltmak durumda kaldım” dedi, sadece %12’si “Sene içerisinde masraflarımı dengeleyip tüm giderlerime yetişebiliyorum” diyebildi. İlginç olan ise bu umut kıran, karanlık tablonun içinde pek çok fırsatın yetiştiği bir Türkiye var bir yandan karşımızda. O veya bu şekilde Türkiye’deki haneler, en azından hızlı tüketim ürünleri alışverişinde gemisini suyun üstünde tutmayı başarıyor.

Bu makalede haneleri köşeye sıkıştıran noktaların 2024’teki görüntüsünü değerlendirerek hanelerin bu köşelerden nasıl dönerek kendilerine alanlar yarattığını kısa soru cevaplarla inceleyeceğiz.

  • Enflasyon hanenin sepetine aynı şekilde yansıdı mı?

2024 sonunda geçmiş iki yıldan daha düşük bir enflasyon açıklandı ve bunu hane harcamalarında da görmek mümkün. Her ne kadar tüketici kendisi için önem arz eden, kendi sepetinde daha fazla yer kaplayan ürün fiyatlarına bağlı olarak enflasyonu farklı şiddette hissetse de, en sık alınan, günlük ürünler açısından enflasyonun açıklanan değerlerle paralel olduğunu söylemek mümkün: 2024 yılında Ipsos Hane Paneli’nde hanelerin en çok harcama yaptığı üç markette hem 2023 hem 2024 yılında devamlılığı olan ve en sık alınan toplam 87 üründeki tüketici alış fiyatı değişimleri incelendiğinde ortalama %48’lik bir fiyat artışına karşılık gelen ve ürün bazlı oldukça farklı seviyelerde gerçekleşen bir fiyat değişimi göze çarpıyor:

87 ürünün fiyat değişim seviyesine göre dağılımı:

  • Bir rafta karşımıza çıkan fiyatlar ne kadar güvenilir?

Fiyat hareketlilikleriyle ilgili en önemli değişimler biri de aynı ürünün satılabildiği farklı fiyat seviyelerinde makasın daralması: Geçtiğimiz yıl aynı ürünün farklı noktalarda çok farklı fiyatlardan satışa sunulduğunu ve alışverişçinin iyi fiyatı yakalayabildiği zaman ürünü çok daha ucuza getirerek enflasyondan kaçabildiğini, tüketimini düşürmeden harcamasını kısıtlayabildiğini görmüştük. Tabii tam tersi şekilde enflasyonun üzerinde bir harcamayla sonuçlanan alımlar da son derece sık yaşanabiliyor, toplamda harcama artışını enflasyonun çok üzerine taşıyabiliyordu. 2024 yılında fiyat artışlarının bir nebze dizginlenmesi ve artan rekabet ile fiyat makaslarının azaldığı söylenebilir: Geçen yıla göre 25 temel kategorideki aylık en yüksek ve en düşük fiyat ortalamalarına bakıldığında dört kategori haricinde fiyatlardaki sapmanın azaldığı, bu dört kategoride de promosyonel hareketler nedeniyle dip fiyatların daha sık yaşanmasına bağlı olarak makasın açıldığı görülüyor.

Her kategoride en çok satın alınan 10 ürün üzerinden aylık fiyat ortalamalarına göre en düşük ve en yüksek fiyatlar arasındaki % fark:
2023 2024
BİSKÜVİ-KRAKER 63 49
BULAŞIK DETERJANLARI 86 43
ÇAMAŞIR DETERJANLARI 63 56
ÇAYLAR 76 45
ÇİKOLATA KAPLAMALAR 59 75
ÇİKOLATALAR 56 88
CİPSLER 74 54
DİŞ MACUNLARI 80 78
EV TEMIZLİĞİ MADDELERİ 69 44
GAZLI MEŞRUBATLAR 79 38
KÂĞIT ÜRÜNLERİ 42 65
MADEN SULARI 35 56
MAKARNALAR 33 33
MARGARİNLER 53 42
PEYNİRLER 65 30
SABUNLAR VE DUŞ JELLERİ 74 57
SALÇALAR 15 15
ŞAMPUANLAR 49 60
SIVI YAĞLAR 26 55
SUTLER 44 27
TEREYAĞLAR 58 39
TOZ-KESME ŞEKERLER 32 30
TUZ 58 43
UNLAR 40 39
YOĞURTLAR 54 48
  • Hepimiz mi kısıtlı harcıyoruz?

Tüm bunlar etkisinde enflasyonun hanelere farklı şiddette yansıması durumu bu sene de geçerliliğini koruyor: Ortalamada haneler 2024 yılında bir önceki yıla göre toplam hızlı tüketim ürünü harcamalarını %68 artırdı. Ancak hane bazlı olarak artışlar incelendiğinde oldukça farklı sonuçlar önce çıkıyor: 2024 yılını Türkiye’deki hanelerin %32’si enflasyon artışını çok aşmadan, %43’ü ise ortalama enflasyon değerini de aşarak kapadı. Buradaki en önemli bulgu ise harcamasını çok artıran ile az artıran arasında demografik farklar olmaması. Bir başka deyişle, sosyo-ekonomik statü, alışveriş sorumlusunun eğitimi ya da hanenin kalabalıklığı ile harcamanın az ya da çok artması arasında bir ilişki bulunmuyor. Ancak bekleneceği gibi harcamasını daha az artırarak yılı geçirenler genel olarak kısıtlı bir bütçeyle hareket etmeye çalışarak hem dışarıda yeme-içmelerini hem de tekstil ve e-ticaret gibi harcamalarını da daha az artırıyor, toplamda geçen yıla göre 33 kez daha az hızlı tüketim ürünü alışverişi yapıyor ve görece daha fazla harcama yapanlara göre özellikle et ürünleri alımında, kişisel bakım ve temizlik ürünleri harcamalarında daha çok kısıtlamaya gidiyor.

Hanelerin harcama artışı seviyelerine göre gruplaması:

  • Alışverişten kaçıyor muyuz?

Pandemi sürecinde şiddetle azalan ve sonraki yıllarda düşük seviyesi devam eden alışveriş sıklığı 2024 yılında yeniden yükselmeye başladı: Haneler 2023 yılında yılda 202 kez hızlı tüketim ürünü alışverişi yaparken bu 2024 yılında 219 kez oldu. Bu, 2019’dan bu yana gördüğümüz en yüksek değer! Bu hareket toplamda daha fazla ürün alımıyla sonuçlanmasa da alışveriş hareketliliğinin artması önemli bir gelişme.Azar azar alımlar da olsa daha sık alışverişe gitmek aynı zamanda ziyaret edilen perakendeci sayısını da yükseltiyor: 2024 yılında ortalama bir hane 15 farklı alışveriş noktasından hızlı tüketim ürünü alıyor, bu sayı beş yıl önce 13’tü.

  • Kredi kartı kurtarıcı oluyor mu?

Türkiye’de kredi kartı sahipliği ve kullanımı şüphesiz artıyor. Türkiye’deki haneler 2024 yılında hızlı tüketim ürünü harcamalarının %46’sını kredi kartıyla gerçekleştirdi. Aylık trend olarak bakıldığında bu oran yıl boyunca, özellikle de yılın ikinci yarısıyla birlikte artıyor ve Eylül ayından itibaren kredi kartı nakitten daha fazla kullanılıyor.

Kredi kartı kullanımının hem ödemeyi anında yapmamak hem de harcamanın cüzdana etkisini somut olarak görmemek gibi alışverişi kolaylaştırıcı etkileri var. Tabii öte yandan borçlanmayı artması önemli bir stres faktörü oluşturuyor: 2024 yılı Ipsos Türkiye’yi Anlama Kılavuzu çalışmasına göre bireylerin %85’i “Kredi kartı borcumun tamamını ödeyemiyorum” diyor.

  • Kanal ve ürün tercihleri hanelerin fiyatlarla baş etmesinde nasıl rol oynuyor?

Geçtiğimiz yıl market markalı ürünlerin de yüksek fiyat artışı görmesiyle markalı ürünlerle fiyat makasının kapandığını ve bu durumun buradaki büyümeye ket vurduğunu görmüştük fakat 2024 yılında “iyi fiyat için indirim marketi” geleneği geri gelmiş görünüyor: 2024 yılında indirim marketlerine yönelim önemli bir artış gösterdi. Bununla birlikte yerel ve ulusal zincirler de harcamadan aldıkları payı büyüterek hane alışverişlerinde modern kanal harcamasının ağırlığını arttırıyor.

Modern kanala en büyük hareketliliği getiren kategoriler ise genel olarak atıştırmalık ürünler altında topladığımız kek, bisküvi, kraker, cips, çikolata kaplama grubu oldu. Aslında bu kategoriler hızlı tüketim ürünleri büyümesine bu sene hazır yemek, içecek ve bakım ürünleriyle birlikte damga vuran kategoriler oldu. Bu kategorilerde alım miktarının artmasına bağlı olarak yüksek harcama artışları gerçekleşti. Bir başka deyişle, bu kategorilere gerçek anlamda bir tüketici yönelimi oldu.

  • Büyüyen kategoriler neyin sinyalini veriyor?

Özellikle hızlı tüketim ürünleri için alımların ardında somut ihtiyaçlar aramaya daha eğilimliyiz; yemeğin pişmesi gerekiyor, karnın doyması, için ferahlaması, çamaşırın yıkanması, evin temizlenmesi… Ancak özellikle de kaynaklar sınırlı olduğunda hangi ürünlerin seçildiği bu ihtiyaçların ötesinde motivasyonları gözler önüne seriyor. Daralan bütçelerin içinde genişleyen hayaller, umut kıran büyük göstergelerin arasında evlerin içinde yeşeren umutlar var. Pandemiyle birlikte başlayan ev içi tüketim canlılığı ekonomik baskıyla birlikte yeni bir boyut kazanıyor. Bu yeni bir bilgi olmasa da hanelerin hangi kategorilere daha fazla yöneldiği evde değişen yaşam tarzı ve ürünlere yaklaşımla ilgili ipuçları veriyor.

  • Pratiğin peşinde

Örneğin, görece yüksek birim fiyatlı ve de elzem olmayan ürünler sayılabilecek hazır yemek, haşlanmış bakliyat, dondurulmuş yemeye hazır ürünler ve dondurulmuş sebzeler 2024 yılında daha fazla haneye ulaşıyor. Bu hem pratik yemek hazırlığının önem kazandığını hem de dışarıda yapılacak yemek harcamalarına ev içinde alternatif yaratma motivasyonunu gösteriyor.

Pratikliğin önemi sadece mutfakta kendini göstermiyor: Ev işlerini kolaylaştıran akıllı teknolojiler de haneler tarafından giderek daha fazla benimseniyor. Her ne kadar bu ürünlerin tüketiciye erişiminde sosyo-ekonomik statü farkları belirgin olsa da yine de fiyat seviyelerinden beklenmeyecek derecede homojen bir yayılımları olduğu söylenebilir. 2024 yılında Türkiye’de yaklaşık her 10 haneden üçünde airfryer, altısında Türk kahvesi makinesi, ikisinde robot süpürge var. Hanelerin yarıdan fazlasında profesyonel saç şekillendirici, tıraş makinesi var ve sahiplikler üç yıl öncesine göre önemli artışlar gösteriyor. Tabii burada tüketicinin bu ürünlere neye göre kıyaslayarak değer biçtiği önemli bir nokta, “robot süpürge sayesinde temizlikçiyi daha seyrek çağırabiliyorum”, “saç düzleştirici sayesinde kuaföre daha az gidiyorum” diyen tüketiciler için değer oldukça yüksek olabilir!

Hanede sahiplik oranları, 2024% TOPLAM TÜRKİYE
AIR FRYER 29
DKEY/ŞARJLI SÜPÜRGE 27
ROBOT SÜPÜRGE 18
ÇAMAŞIR KURUTMA MAKİNESİ 18
HAMUR YOGURMA MAKİNESİ 11
SAÇ DÜZLEŞTİRİCİ 54
SAÇ MAŞASI 43
TIRAŞ MAKİNESİ 63
LAZER EPİLASYON ALETİ 14

Akıllı teknolojilerin yanı sıra tercih edilen temizlik ürünlerinde de yıl boyunca pratiklik kazandı: Islak yüzey temizlik mendilleri piyasaya çıkışlarından bu yana hane erişim rekorları kırarken “anında etki”, “her yüzeyde kusursuz temizlik”, “kuaförden çıkmış gibi”, “ütü yapılmış gibi” söylemlerini benimseyen ürünler de son derece başarılı oldu ve tüketiciyi pratik yolla arzu edilen etkiye ulaştırma vaadinin iyi çalıştığını kanıtladı.

  • Yeniliklere her zaman yer var

Kısıtlı harcama ortamı markalar için yenilikleri erteleme refleksini devreye sokabiliyor. Oysa ki veriler bu konudaki yaklaşımda çok daha dikkatli bir analizin gerektiğini ortaya koyuyor: 2024 yılında kişisel bakım ve temizlik kategorilerindeki büyümenin %15’ini yeni piyasaya çıkan ürünler meydana getirdi. Yeni ürünlerin toplam hızlı tüketim ürünleri büyümesine katkısı ise %8 oranında gerçekleşti.

Özellikle 2024 yılı yeniliklerinin önemli bir ortak özelliği de piyasa ortalamalarının üzerinde fiyatlarla pazara giriş yapan yeni ürünlerin yüksek rağbet görebilmesi oldu. Bunun en güzel örneklerinden biri Dubai Çikolatası dalgasıydı: En uygun fiyatlısı bile kategori birim fiyatının yaklaşık iki katı seviyesinde olan Dubai çikolataları sadece pazarda kendine yer edinmekle kalmadı, pazarda fıstığa ilgiyi tetikleyerek birim fiyatı en yüksek çikolata olan fıstıklı çikolata dünyasına da yüksek bir büyüme gelmesini sağladı.

Yüksek fiyatlı da olsa bazı ürünlere kucak açmamıza bir örnek de Gurme etiketi: “Gurme” serisi olarak lanse edilen ürünler zaten yüksek olan ve 2024’te daha da yükselen fiyat endekslerine karşın yüksek büyüme yakaladı. Bu etiketi taşıyan ürünler bulundukları kategorilerde ortalama %64 kadar daha pahalı olmalarına karşın hanelerin %49’u tarafından satın alındı.

Yılın devamında yaşanacaklar bu gidişata farklı etkilerde bulunabilecek olsa da şimdilik 2025’in ilk üç ayında gördüğümüz hareketler 2024’ün izlerinden ilerleyen bir yıla işaret ediyor.

  • Alışveriş sıklığı artmaya devam ediyor ve ilk kez pandemi öncesi dünyamızı yakalıyor
  • 2025’e yön verecek anahtar kelimeler 2024’ün mirası üzerinden ilerliyor:
  • Tüketici hayatının kolaylaşmasını istiyor ama kaliteli bir kolaylaşma
  • Çünkü kaynaklar sınırlı ve bu da tüketici tarafında karşılığını alma beklentisini yükseltiyor, tüketici ödediğine değer bir karşılık bekliyor ve bir nevi ürünlerle daha çok ödeşmek” istiyor. 
  • Satın aldıklarından güçlenme hissi toplumumuzda var, bu da kaynaklar kısıtlı olsa da tüketimi kamçılıyor, alışverişin önünü açıyor. Tabii geleceğin belirsizliği ve umut vaad etmemesi sadece bugünü düşünerek hareket etmeyi ve yine harcamayı pozitif etkiliyor:
  • Türkiye’de insanların;
  • %68’i “Başarımı sahip olduğum şeylerle ölçüyorum” diyor. Bu oran araştırmanın yapıldığı 30 ülkenin ortalamasında ise çok daha düşük, %46!
  • %58 ise “Önemli olan bugün hayatın tadını çıkarmaktır, yarın kendi yolunu bulur” diyor. Bu söylem geçtiğimiz yıl %38 idi!

Türkiye tüm bu gelişmelerle hane alışverişlerinin yine suyun üzerinde kaldığı ve makro göstergelerin sönümlendirdiği ışıklara ve sildiği renklere karşın kendi dünyasında parlamayı ve renklenmeyi sürdürdüğü bir yıl yaşadı. Işık ve renkler şüphesiz bir yerlerde var ancak özellikle son yıllarda bunları suyun yüzünde yakalamak mümkün olmuyor, her zamankinden biraz daha fazla derine bakmaya, detaylı analizlere yönelmeye ihtiyaç oluşuyor. Biz de bunu yapmaya ve alışverişçi içgörülerini yakalayıp sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Corendon Airlines 20. Yılını büyük bir davet ile kutladı

Corendon Airlines, 20. yılını Antalya Cosmos Theatre’da düzenlediği muhteşem bir Gala Gecesi’yle kutladı. Gece, havacılık ve turizm dünyasının yanı sıra kamu kurumlarından, iş, spor, siyaset ve medya camiasından seçkin isimler katıldı.

Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer ve Corendon Turizm Grubu’nun Kurucu Ortağı Atılay Uslu ev sahipliği yaptı. Yoğun ilgi gösterilen gecede; Türkiye, Almanya, Hollanda, Belçika, Mısır, İngiltere, Avusturya gibi pek çok ülkeden iş ortakları, kamu kurumlarından, havacılık ve turizm sektörlerinden, iş, spor, siyaset ve medya dünyasından çok sayıda davetli yer aldı.

VFS Global’dan uyarı! Vize alırken dolandırılmayın!

VFS Global, randevu satma, sahte randevu mektupları düzenleme veya olumlu vize kararları iddialarıyla günden güne artan dolandırıcılık yöntemlerine karşı dikkat çekerken, randevu talebindeki artış sebebiyle yaşanan yoğunluğun önüne geçmek amacıyla kamuoyunu bilgilendirdi.

Merkezi Zürih ve Dubai’de bulunan ve çoğunluğu Blackstone Inc. tarafından yönetilen yatırım fonlarına ait ,İsviçre merkezli Kuoni ve Hugentobler Vakfı’nın da aralarında bulunduğu ortak paydaşlar ile  dünyanın önde gelen dış kaynak ve teknoloji hizmetleri uzmanı VFS Global, yaptığı açıklamada vize başvuru sahiplerine yönelik dolandırıcılık yöntemlerinin önüne geçmek için uyarıları ile birlikte erken başvuru tavsiyelerini de paylaştı.

  • Vize randevuları tamamen ücretsizdir ve yalnızca [www.vfsglobal.com] (http://www.vfsglobal.com) adresinden alınabilir.
  • VFS Global’in vize başvurunuzun kararı veya işlem süresi konularında üzerinde hiçbir rolü ve etkisi yoktur.
  • VFS Global, üçüncü parti kuruluşlarla iş birliği yapmamaktadır.
  • VFS Global, yurt dışında işe yerleştirme veya göçmenlik hizmetleri sunmamaktadır.
  • VFS Global, randevu müsaitliğini kontrol etmemektedir. Randevular, müşteri hükümetler tarafından yönetilmekte ve kontrol edilmektedir.

Açıklamada, VFS Global tarafından randevu müsaitliklerinin kontrol edilmediğinin randevuların hizmet verilen hükümetler tarafından yönetildiği ve kontrol edildiği belirtildi. Vize randevularının müsaitliği, gerekli belgeler, vize başvurusu kararının ve işlem sürelerin tamamen ilgili hükümetlerin takdirine ve kontrolüne bağlı olduğu ve bu süreçlerde VFS Global’in hiçbir rolü olmadığını aktarıldı.

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan VFS Global Türkiye ve Azerbaycan Bölge Müdürü Sertan Aslantürk şunları söyledi: “Tüm seyahat edecek olan başvuru sahiplerine, vize başvurularını planladıkları seyahat tarihlerinden önce yapmalarını tavsiye ediyoruz. Başvuruyu geciktirmek, yalnızca gecikme riskini artırmakla kalmaz, aynı zamanda başvuru sahiplerinin aciliyetlerini kötüye kullanmak isteyen dolandırıcıların da hedefi haline getirebilir. Başvuru sahipleri, VFS Global’in randevu rezervasyonları için herhangi bir üçüncü taraf kuruluşla birlikte çalışmadığını, randevuların uygunluğu ve karar verme üzerinde hiçbir etkisi olmadığını bilmeleri de önemlidir. Başvuru sahipleri, herhangi bir sıfatla VFS Global ile ilişkili olduğunu iddia eden veya VFS Global temsilcisi gibi davranarak şüphelenmeyen vize başvuru sahiplerini kandıran dolandırıcılara ve sahte kuruluşlara karşı dikkatli olmalı ve para ödemeden önce gerekli özeni göstermelidir.”

VFS Global’den Vize Dolandırıcılığından Korunmak İçin Rehber

1- Erken başvuru yapın

Vize başvurularını, uçuş ve konaklama rezervasyonları gibi erken bir tarihte yapılmalıdır. Çoğu ülke, seyahat tarihinizden 90 gün (3 ay) öncesine kadar vize başvurularını kabul eder. 9 Şubat 2020 itibariyle geçerli olan Schengen Vizesi Kodu’na göre, Schengen vizesine seyahatinizden 6 ay öncesine kadar başvurabilirsiniz.

2- Vize randevuları ücretsizdir

Hizmet verdiğimiz ülke temsilciliklerinden vize randevusu almak için herhangi bir ücret talep etmiyoruz. Randevular ücretsizdir ve yalnızca www.vfsglobal.com adresinden alınabilir. Bazı ülkeler için belirli bir hizmet ücreti alınabilir.

3- VFS Global, vize başvurunuzun kararında veya işlem süresinde herhangi bir rol oynamaz

Vize başvuruları, vize süresi ve işlenme süreleri yalnızca ilgili büyükelçiliklerin veya konsoloslukların kontrolündedir. VFS Global, vize başvuru sürecinin idari ve yargısal olmayan yönlerini yönetir. VFS Global veya herhangi bir üçüncü parti kuruluş, vize başvurunuzun kararına etki edemez.

4- VFS Global, üçüncü parti kuruluşlarla iş birliği yapmaz

Başvuru sahipleri, VFS Global ile bağlantılı olduğunu iddia eden, randevu garanti eden, olumlu vize kararı vaat eden ve kendisini VFS Global yetkilisi olarak tanıtan dolandırıcılara karşı dikkatli olmalıdır.

Vize başvurularından Yapılan Hatalardan Nasıl Kaçınılır?

1-Bilgi uyumsuzluğu: Başvuru sahipleri, başvuru formlarındaki bilgilerin, isim, pasaport numarası ve doğum tarihi gibi resmi belgeleriyle tam uyumlu olduğundan emin olmalıdır. Bazı durumlarda, başvuru sahipleri belgeleri veya kimlik bilgileriyle tutarsız bilgi yazmaktadır.

2- Yanlış fotoğraf formatı: Başvuru sahipleri, gereken formatta fotoğraf sunduklarından emin olmalıdır. Fotoğraf yönergeleri için ilgili ülkenin VFS Global web sitesini ziyaret edin.

3- Eksik belgeler: Başvuru sahipleri, VFS Global resmi web sayfalarındaki hedef ülkeye özel kontrol listesini kontrol ederek tüm gerekli belgeleri sunmalıdır. Eksik bir belge, başvurunuzu tamamlanmamış hale getirebilir ve gecikmeye/ret verilmesine yol açabilir.

4- Doğrulanmamış banka hesap özetleri: Başvuru sahipleri, banka hesap özetlerinin gereksinimlere göre güncellenmiş ve doğrulanmış olduğundan emin olmalıdır. Banka hesap özetlerine belgeler arasında yer vermek yaygın olmakla birlikte başvuru sahipleri, doğrulanmamış banka hesap özetlerini sunmaktadır.

VFS Global: Türkiye’de 26 ülkenin temsilciliğini yapıyor

VFS Global, Avustralya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, İrlanda, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Suudi Arabistan Krallığı, Slovenya, İsveç, Birleşik Krallık ve Ukrayna olmak üzere Türkiye’de toplam 26 ülkenin temsilciliğini yapmaktadır. VFS Global’in vize başvuru sürecindeki rolü yalnızca ön idari görevlerle sınırlıdır. Bu görevler, vize başvuru formlarını toplamak, gerekli belgeleri kontrol etmek ve biyometrik verileri almak gibi işlemleri içerir. VFS Global’in vize kararında herhangi bir rolü bulunmamaktadır.

Sabiha Gökçen’den Atırav’a direkt uçuşlar başladı

Kazakistan’ın liman şehri Atırav’a, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan direkt uçuşlar başladı. Haftada iki frekans olarak gerçekleşecek seferlerle güçlenecek İstanbul – Hazar köprüsünün, iki ülke arasındaki ekonomik, kültürel ve sosyal bağları geliştirmesi bekleniyor.

Asya ve Avrupa kıtasının buluştuğu İstanbul’dan, bu iki kıtanın buluştuğu bir başka noktaya; Kazakistan’ın ana liman şehri Atırav’a (Atyrau), Sabiha Gökçen merkezli direkt uçuşlar başladı. Avrupa’nın doğuda Asya sınırını oluşturan Ural Nehri’nin ikiye böldüğü Atırav’ın neredeyse tamamı Asya kıtasında, küçük bir bölümü ise Avrupa’da yer alıyor.

Pegasus Hava Yolları, ana üssü İstanbul Sabiha Gökçen’den (SAW), Atırav (GUW) şehrine çarşamba ve pazar günleri olmak üzere haftada iki frekans olacak şekilde direkt seferlere başladı. İstanbul – Atırav yönündeki ilk uçak, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda düzenlenen törenin ardından uçuşunu gerçekleştirdi. Pegasus’un Atırav hattıyla Orta Asya ile Türkiye arasındaki havayolu köprüsüne güçlü bir halka daha eklenmiş oldu.