Hayatın Ritmine Yetişmek…
Duygusal zekâ, duyguları etkili bir şekilde kullanma becerisi ve bence hayatta başarılı olmak için sarılmamız gereken en temel duygu. Çoğu kez “mantık zekâmı kullanırım duygusal zekâ ben de yok “ gibi cümleler kuran insanlara denk gelmişliğim vardır. İşim gereği sahada olduğum için insanlardan çokça duyduğum bu durumu kendimce kaleme almadan edemedim. Bu söylemine denk geldiğim insanlara sadece tebessüm ediyorum. Çünkü bu insanların duygusal zekâ çizgisinden belirttikleri kadar uzak yaşayabilmeleri bana imkânsız gibi geliyor. Kişiselleştirerek düşünelim tadı, görüntüsü, kokusu ve daha pek çok sıralanabilecek başlıkta duygular olmadan hareket edilebilir mi? Mantık kelimesi ağızdan ilk çıkan olsa da, bana göre her zaman duygusal zekânın birkaç adım gerisinden geliyor. Düşünün duygusal zekâ ile pozitif karşılamadığınız ne kabul edilebilir? Restoranda yediğiniz bir yemek mi? Aldığınız bir kıyafet mi? Seçtiğiniz yaşam biçimi mi? Verdiğiniz kararlar mı? Hayatın ritmi duygusal zekâ aktivite edilmeden ele geçirilmez. Yeri gelmişken; Dünya Ekonomik Forumu’nun belirlediği 21. Yüzyılın önde gelen becerilerinden biri “duygusal Zekâyı kullanabilme yeteneği”olarak belirlendiğini de hatırlayalım isterim. Araştırmacılar; bu önemli yetkinliği geliştirme kapasitesini inşa etmeye başlayan bireylerin, “hayat ritmine yetişebildiklerini” gözlemlemişler. Yani bireylerin kendi duygularını anladığı ve yine kendi duygularını yönetebildiği kadar, başkalarının duygularını anlayabilen, tanımlayabilen bireylerin hem iş hem de özel yaşamlarında başarılı olacağı kabul edilmiştir. Dünya nüfusuna bakıldığında duygusal zekâsını kullanan insan gruplarının sayıca azınlıkta olması yanıltıcı olmamalı, dünyanın diğer sahiplerine gösterdikleri saygı ve sevgi açısından bana göre açık ara öndeler… Biz de Pause derginin bu ayki kapağına; hayatın ritmini yakalayabilen isimlerden birini davet etmek istedik. Besteleriyle, müzikleriyle, sözleriyle, danslarıyla kısaca Türk Pop müziğinde kendi ritmini başarıyla sürdüren genç sanatçı Atiye bu ayki söyleşi konuğumuz. Son dönemlerde ekranlarda, sahnelerde eskisi kadar bulunmayan sanatçı ile sanatında geldiği noktayı, neler yaptığını, anneliğini, hayat kazanımlarını, yeni çalışmalarını sizler için konuştuk. Keyifle okumalar dileriz.
Pause dergi ekibi olarak, kıymetli yazarlarımızla beraber, siz sevgili okuyucularımıza tempolu, renkli dolu dolu bir yeni sayı daha hazırladık. Her okuduğunuzda yeni bilgiler, farkındalıklar sağlayacak konular, araştırmalar, bilgiyi yerinde öğreniyormuş hissini dergimizin sayfalarında bulacağınızdan emin olabilirsiniz. Bizimle olduğunuz için teşekkür ederiz.
