Yazılar

Taksim Sanat  “Boşluk’ta Mevcut” sergiye ev sahipliği yapıyor

Taksim Sanat  “Boşluk’ta Mevcut” sergiye ev sahipliği yapıyor

Taksim metrosu -1. katta konumlanan Taksim Sanat Galerisi, 28 Eylül tarihine kadar Derya Yücel’in küratörlüğünde 13 sanatçının ses ve ışık enstalasyonlarından oluşan “Boşlukta Mevcut” sergisini sanatseverlerle buluşturuyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İBB Kültür AŞ’nin iş birliğiyle düzenlenen Boşlukta Mevcut, simsiyah bir alanın içinde vücut bulan sese, ışığa ve kente odaklanıyor. Küratörlüğünü Derya Yücel’in; proje asistanlığını Merve Duran’ın yaptığı sergi, ses, ışık ve kent üzerine düşünen; mekânsızlığı hem içerik hem form bağlamında bir deney alanı olarak ele almayı amaçlayan ve günümüz sanat pratiklerinde yapıt-mekân ilişkisine yönelen bir tema etrafında toplanıyor.

Ali M. Demirel, Ardan Özmenoğlu, Aytaç Aybak, Buşra Tunç, Candaş Şişman, Çağrı Saray, Çınar Eslek, Fırat Engin, Murat Germen, Ramazan Can, Seda Boy, Vahap Avşar ve Volkan Kızıltunç gibi önemli sanatçıların ses ve ışık enstalasyonlarından oluşuyor

“Masalsı Diyaloglar”

“Masalsı Diyaloglar”

Galeri Selvin, Bosna-Hersek sanatının 20. yüzyılın ikinci yarısındaki en önemli temsilcilerinden Mersad Berber’in “Masalsı Diyaloglar” isimli resim sergisine ev sahipliği yapıyor.

Mersad Berber, Bosna-Hersek ve Yugoslav sanatının 20. yüzyılın ikinci yarısındaki en önemli temsilcilerinden biridir. İfade gücü ve eşsiz yeteneği sayesinde yerel sanat çevresini çağdaş Avrupa ve dünya sanatının bir parçası haline getiren Berber, Bosna-Hersek’in çağdaş kültür tarihinde son derece dinamik bir döneminde yaşamıştır.

Sergi, 17 Haziran tarihine kadar Arnavutköy Galeri Selvin’de görülebilecek.

Karabağ Mirası İstanbul’da

Karabağ Mirası İstanbul’da

Azerbaycanlı sanatçı Nigar Helmi Abbasbayli’nin Azerbaycan Halkının tarihi zaferine ithaf ettiği Karabağ’ın Mirası kişisel resim sergisi Atatürk Kültür Merkezi’nde kapılarını açtı.

Karabağ Mirası kapsamında “Miras” markasının eserlerinden ve başyapıtlarından özel bir seçki ile yeni bir resim sergisine imza atan Nigar Helmi Abbasbayli’nin çeşitli resim türlerinde denemeler yaptığı ve son dönemde Karabağ’a ithaf ettiği eserler arasında “Govhar Ağa Camii”, “Bülbül Evi Harabeleri”, “Panakh Ali Han Sarayı Harabeleri” ve “Varazgun Tapınağı” dikkatleri çekiyor.

12-22 Mayıs tarihlerinde AKM Galeri’de sergilenecek…

Seda Eyüboğlu, Affordable Art Fair 2019’da

Milano’da Türk rüzgarı

Sanatçı Seda Eyüboğlu ve Gonca Kopuz Milano’da yapılan Affordable Art Fair 2019 ülkemizi temsil etti. Bir birinden ünlü sanatçının katıldığı sergide ikide Türk isim vardı. İç mimar Seda Eyüboğlu 2004 yılında adım attığı sanat hayatında birçok resim ve heykel esere imza attı. Sanatçı ülke içinde karma ve kişisel sergileri ile sanatseverlerle buluşmuştu. İlk uluslararası deneyimi olan Affordable Art Fair 2019’da sanatseverlerin ilgi odağı oldu. Türkiye’de birçok sergide yer alan sanatçı Gonca Kopuz’da eserleri ile Affordable Art Fair 2019’da o da sanatçı dostu Seda Hanım gibi büyük ilgi gördü.

 

Berfin Beydilli, “Büyük konuşmak, değil büyük işler yapmak istiyorum”

“Büyük konuşmak, değil büyük işler yapmak istiyorum”

Hayata başlarken yaptığı kariyer planını 360 derece değiştiren genç oyuncu Berfin Beydilli, değişen hayatını Pause City’s okurları ile paylaştı. Berfin Beydilli çocukluk hayali olan oyunculuk dışında eğitim alsa da bu aşkı hiç bitmemiş. Tekrar kariyer planlaması yapan genç oyuncu, Şafak Sezer’in başrolünü üstlendiği Göktaşı filmi ile dikkatleri üzerine çekti.

 

“Daha çok başındayım ama uzun ve güzel bir yolun beni beklediğine çok inanıyorum”

 

“Partnerim Bülent Çolak ile güzel bir enerji yakaladık. İlk işim her açıdan benim için çok büyük bir şanstı”

 

“Şafak Sezer çok merhametli, çok insancıl ve yardım sever. İlk filmde Şafak abi ile oynamam benim için büyük şanstı”

 

 

-Berfin seni biraz tanıyalım?

Tabi ki. 24 yaşındayım. İstanbul Üniversitesi İktisat bölümü mezunuyum. Üniversite son sınıftan beri yaklaşık 3 yıldır oyunculuk eğitimi alıyorum. Ailem bu konuda en büyük destekçim… Yapımcılığını Sinehane’nin yaptığı Caner Erzincan’ın yönettiği Göktaşı filminde Nur karakterini canlandırdım. Sevdiğim işi yapıyor olmaktan dolayı mutluyum. Daha çok başındayım ama uzun ve güzel bir yolun beni beklediğine çok inanıyorum.

 

-Oyuncu olmaya nasıl karar verdin?

İzlediğim bir tiyatro oyunundan sonra bu kıvılcım oluştu bende. Oyuncular, oyun sırasında farklı biri, bittiğinde kendileri oluyorlar. Kendinden başka biri olabilme özgürlüğü çok etkilemişti beni. Çünkü hayal kurmayı hep çok sevdim. Başkalarının yerinde hayal ederdim mesela kendimi. Ben olsam ne yapardım nasıl davranırdım diye. İnsanları izlemeyi çok severdim. Sonra okulun staj döneminde okuduğum bölümle ilgili çalışmayacağıma karar verdim. Yaptığın işin seni mutlu etmesi çok önemli çünkü… Oturup düşündüğümde de kendimi en mutlu en özgür hissedeceğim işin oyunculuk olduğunu keşfettim. Bizim işimizde hayal ve hayat arasında çok ince bir çizgi bence. Bir dünya kuruluyor ama baktığımız zaman yine insandan yani gerçek ilişkilerden yola çıkılıyor. Bir şekilde insanların yaşanmışlıklarına dokunuyoruz. Bu da çok özel bir durum bence…

-Oyunculuk eğitimi almaya devam ediyor musun ve kimden?

Başkent İletişim Bilimleri’nde eğitim almaya başladığım dönemde hocam Ali İpin benim bu işe devam etmem ve yapmam için çok cesaretlendirmişti. Ardından Duru Tiyatro’da hocalarımdan sonrasında Craft Atölye’de Harika Uygur’dan eğitim aldım. No:10 Studios’ta Hilal Saral’dan aldığım eğitim en önemli basamaklardan biriydi benim için. Şu anda da Mehmet Ertansel’den eğitim alıyorum. Eğitim sürecinde Duru Tiyatro’nun ‘İki Bekar’ ve İstanbul Halk Tiyatrosu’nun ‘Barut Fıçısı’ oyunlarının yönetmen yardımcılığını yaptım. Bir de bence oyunculukta eğitimin gerçekten sonu yok. Sadece oyunculuk eğitimi olarak da değil sürekli kendini beslemen gerektiğini düşünüyorum. Bunun için binicilik eğitimi aldım, kickbox yaptım, pilates yapıyorum. Yani hep çok keyifli bir hazırlık sürecindeyiz aslında.

 

-Göktaşı filmiyle seni tanıdık proje nasıl geldi biraz bahseder misin?

Yönetmenimiz Caner Erzincan bana filmi ve Nur karakterini anlattığında sıcacık, bol kahkahalı bir iş dinlemek beni çok heyecanlandırdı. Hemen bir audition aldık ve sonrasında oyuncu koçuyla hazırlık sürecimiz oldu. Trakya şivesi olduğu için alanda da çok çalıştım. Trakyalı arkadaşlarımla sohbet ettim, çiçekli ablalarla oturup konuştum, tepkilerini izledim. Şive için kitaplar okudum. Bir de Nur çok farklıydı benden, onun o kilit noktalarını çözümledim. Zaten sette gerçekten çok güzel bir ekiple çalıştım. Partnerim Bülent Çolak ile güzel bir enerji yakaladık. İlk işim her açıdan benim için çok büyük bir şanstı.

 

-Filmde yaşadığın ilginç bir anın oldu mu?

Bizim set arkamız başlı başına komediydi aslında. Özellikle düğün sahnesini çekerken hazırlığım bitti çekim alanına gidiyoruz. Köy meydanı o kadar kalabalıktı ki şok olmuştum. İnsanlar baya başka illerden düğünü izlemeye gelmişler. Bazı teyzeler düğünü gerçek düğün zannediyordu. Adetmiş mesela benim için gelin baklavası yaptırılmıştı. Gerçek takı getirenler olmuştu.

 

-Şafak Sezer ile çalışmak nasıldı?

Ben Şafak abiyle ilgili biraz sinirli ve zor biri diye duymuştum. Bundan dolayı tedirgin ve belki de yanlış ama önyargılıydım. Sonra sete gittik bakıyorum anlatılanlarla alakası olmayan, ekibine sahip çıkan, insanlara yardım eden, çok merhametli ve gerçekten abilik yapan bir Şafak Sezer vardı karşımda. Setimizin sonlarına doğru Şafak Sezer’in eşi Esra abla ile kızları Irmak ve Sudem’de setimize geldi. Çok çok güzel, samimi bir aile tanıdım. Set bitti hala görüşüyorum Şafak abilerle.

 

-Şimdilerde dizi oyunculuğu çok popüler.. Dizi mi film mi dersek ne dersin?

Oynadığın Karakter derim. Çünkü eğer sen karaktere, hikayeye inanıyorsan bir noktadan sonra o sensen artık, dizi ya da film olması önemli değil bence.

 

-Hollywood yıldızları belirli dönemlerde sinemadan uzaklaşır ve Brodway’de tiyatro yapar. Kariyerinin başındasın ama tiyatro yapmak istiyor musun?

 

-Tiyatro sahnesine çok saygı duyuyorum. Bu tabi ki dizi ya da sinemayı kolay buluyorum demek değil. Zaten böyle bir şey düşünsem işime saygısızlık etmiş olurum. Ama o sahneyi ayrı bir yerde tutuyorum bir oyuncu olarak. Bir şeyi yapacaksam da tam olması gerektiğini düşünüyorum. O yüzden her şeyin bir zamanı var.

 

-Beğendiğin oyuncular arasında kimler var yerli yabancı?

Tabi ki sadece söylediğim isimlerle cevabın tam verilmiş olması mümkün değil ama ilk aklıma gelen isimler Haluk Bilginer, Halit Ergenç, Demet Akbağ, Demet Evgar… Yabancı olarak da Meryl Streep, Natalie Portman, Tom Cruise, Cate Blanchett

 

-Kariyerinde gelecek planlaman nedir?

Her şey için gerçekten inanmak ve istemek çok önemli. Ben de bu anlamda yaptığım işlerle, oynadığım karakterlerle gerçekten insanların izlerken yüreğine dokunmak istiyorum. İnsanlar benimle birlikte yaşasınlar izledikleri süre içerisinde bence bu çok önemli. Zaten bunu başarmaya başladığım ya da başarabildiğim noktada kariyer planlamamda doğru yoldayım demektir. İlerleyen dönemlerde geri dönüp baktığımda güzel işler bırakmış olmak istiyorum.

-10 yıl sonra kendini nerede görüyorsun?

Sette görüyorum. Şaka tabi…  Bunu şimdiden kestirmek elbette ki güç… Elimden gelenin en iyisini yaparak ilerlemek en büyük amacım. Bu yolda gerçekten sevdiğim bana destek olan insanlarla ilerliyorum. Bence her oyuncu bir marka ben de kendi markamı en güzel şekilde temsil ediyor olacağımı düşünüyorum. Büyük konuşmak, değil büyük işler başarmak istiyorum.

 

 

 

Başarının  Sırrı

Bu soruya cevap vermek benim için çok erken. Türkiye’de bir yere gelmek çok zor. Mücadele etmek ve her seferinde tekrar tekrar pes etmeden denemek gerekiyor. Ben yolun başındayım. 10 yıl sonra bu sorunun cevabını vermek istiyorum.