Yazılar

Buray, Melekler Takımına seçildi

Buray, Melekler Takımına seçildi

Dasdas ve Zorlu PSM’nin deprem bölgesindeki öğrencilerin eğitimi için ortak düzenledikleri gecede sahneye çıkan sanatçılar arasında Buray da vardı.

Adıyaman İsias Otel’de hayatını kaybeden Kıbrıs Türk Maarif Koleji’nin Melekler Takımı sporcularının isimlerinin yazıldığı forma ile sahneye çıkan Buray, Mağusa Limanı türküsünü seslendirdi. Asrın felaketinden dolayı çok üzgün olduğunu söyleyen Buray: “Depremde hayatını kaybeden 5O binin üstündeki vatandaşımızı ve doğup büyüdüğüm memleketimin sporcularını saygı ve minnetle anıyorum” dedi.

“Deprem Sonrası Aksiyon Planı” ile yaraları sarıyor

“Deprem Sonrası Aksiyon Planı” ile yaraları sarıyor

BNP Paribas Cardif Türkiye, afetinin hemen ardından geniş kapsamlı “Deprem Sonrası Aksiyon Planı”nı devreye alarak; yardım ve bağış kampanyaları ile bölgenin yaralarının hızla sarılması için harekete geçti.

Ayrıca BNP Paribas Grubu tarafından da uluslararası düzeydeki yardımların afet bölgesine ulaştırılması amacıyla Rescue & Recover Fund harekete geçirildi ve depremin yaralarını sarmak üzere 3 haftada tüm dünyadaki BNP çalışanlarından toplanan bağışlar ve BNP Grubu’nun katkısı ile 1 milyon avroluk fon sağlandı.

Depremin kahramanı madenciler oldu

Depremin kahramanı madenciler oldu

IPSOS ANTİKRİZ MONİTÖRÜ verilerinden derlenen bu haftaki bülten içeriğinde;

Depremlerin ardından başlayan arama-kurtarma-destek çalışmalarının performansının nasıl değerlendirildiği, Kızılay’ın çadır satışı, bu olayın detaylarına toplum ne kadar hakim, Kızılay’ın ticari aktivite yapmasının nasıl değerlendirildiği, afet sürecinde Kızılay yönetiminin nasıl değerlendirildiği, bugüne kadar Kızılay’a bağışta bulunanlar, bugünden sonra bağış veya itibar konusunda bireylerin ifade, tutum ve davranışlarına yer verilmiştir.

TOPLUMDA HER İKİ KİŞİDEN BİRİ DE KIZILAY YÖNETİMİNİN BAŞARISIZ OLDUĞU GÖRÜŞÜNDE….  Türkiye’nin ilk yardım kuruluşlarından biri olan Kızılay, web sitesinde kendini; “tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tâbi, kâr amacı gütmeyen, yardım ve hizmetleri karşılıksız olan ve kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşu” olarak tanımlamakta ve Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Topluluğunun temel ilkelerini paylaşmaktadır. Bunlar; insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik ilkeleridir. Kar amacı gütmemek bu büyük güven duyulan kuruluşun en önemli kurumsal itibarının da temelidir.

Ipsos Türkiye

MADENCİLER KAHRAMAN… Toplumdaki bireylerin, grupların, kurum ve kuruluşların etkileşim ve iş birliği içerisinde olması özellikle can kayıplarının yaşandığı afet gibi zor dönemlerde öne çıkan en önemli sosyal ihtiyaçlardan biri oluyor.  Türkiye’de depremlerin oluşturduğu travmalar bireysel ve toplumsal açıdan değişimi beraberinde getirmiş, gündelik hayatta deprem gerçeğiyle yüzleşme yaşanmasına sebebiyet veriyor… Büyük afet sonrası bir çok kuruluşun arama kurtarma çalışmalarındaki, desteklerindeki performansları benzer seviyede değerlendirilirken madenciler ülkemizin kaharamanı olarak ilk sırada görünmektedir. Dünya ülkelerinden gelen yardım ekipleri ikinci sırada en başarılı bulunan olurken, üçüncü sırada sivil toplum kuruluşu Ahbap yer alıyor. Özellikle Kızılay ve AFAD’a yönelik olumlu değerlendirmelerin oldukça gerilediği görülüyor.

HER 10 KİŞİDEN 8’i KIZILAY’IN ÇADIR SATIŞI YAPTIĞI KONUSUNDA HABERDAR. Bu kişilerin %67’si de olayın detaylarına kısmen de olsa hakim olduğunu belirtiyor. Toplamda her 2 kişiden birinin bu konuya hakim olduğu görülüyor (%56)

 Ipsos Türkiye

KIZILAY’A TEPKİLER BUNDAN SONRAKİ YARDIM ETME NİYETİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR. Bugüne kadar her 10 kişiden 6’sı bir şekilde yardımda ya da bağışta bulunduğunu belirtirken, bundan sonra yardımda bulunurum diyenlerin oranı yarı yarıya azalmış durumda. Ipsos Türkiye

 Ipsos’un Türkiye CEO’su Sidar GEDİK verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:  “ Toplumda hâkim olan duyguları araştırırken uzun zamandır olumlu ifadeler ile karşılaşamıyoruz. Son yıllarda gündemi belirleyen pandemi, enflasyon, savaş gibi gelişmelere baktığımızda bu tespit çok da tuhaf değil maalesef. 6 Şubat ve sonrasında gerçekleşen deprem felaketlerinin ardından yaptığımız araştırmalarda bu olumsuz duyguların çok daha yükseldiğini gördük. Yorgun, endişeli, üzgün, öfkeli hissedenler zaten çoktular, depremlerden sonra bu şekilde hissedenlerin oranı daha da arttı, 1.5 katına kadar çıktı. Birçok olumuz ifade içinde yaygınlığı ciddi anlamda gerileyen tek bir ifade dikkatimizi çekti; yalnızlık. Yalnız hissedenlerin oranı depremlerden sonraki hafta içinde üçte bir oranında gerilemişti. Ben bunu tek bir şeye bağladım, o günlerde tüm halk olarak hatta tüm Dünya olarak gösterdiğimiz büyük “dayanışmaya”. Ülkenin her yanından, Dünya’nın her yanından insanlar deprem bölgesine destek eli uzatmak için büyük bir yarış içine girdiler. İnsanlığın böyle büyük bir felaket karşısında politik-tarihi ayrışmalardan sıyrılıp nasıl tek vücut olabildiğini gördük.

Bu dönemde doğal olarak deprem bölgesinde araştırma yapamadık, ancak diğer şehirleri kapsayan araştırmalarımızda vatandaşlar arasında arama-kurtarma-destek çalışmalarını başarılı bulanlar daha fazla olduğunu saptadık. Bu olumlu tabloyu yaratan önde gelen unsurlar hangileridir diye baktığımızda madencileri, diğer ülkelerden gelen ekipleri, AHBAP başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarını ve belediyeleri gördük. 20-23 Şubat ve 1-3 Mart tarihlerinde iki kez tekrar ettiğimiz araştırmada ikisi hariç tüm aktörlerin takdir toplamaya devam ettiğini tespit ediyoruz, performans değerlendirmesi gerileyen iki kurum var AFAD ve Kızılay. AFAD gerilemeye rağmen hala olumlu pozisyonunu korurken, Kızılay’a dair değerlendirme olumludan olumsuza savrulmuş durumda. O günlerde gündeme gelen çadır satışı konusu toplum tarafından büyük bir dikkat ile takip edildi. Her on kişiden sekizi haberi duymuş, haberi duyanların üçte ikisi konuya kısmen veya detaylı şekilde hâkim olduğunu ifade ediyor.

Ipsos Türkiye

Kızılay’ın depremi takip eden günlerde çadır satışı yapmış olması halkın hassasiyetle takip ettiği bir meseleye dönüşmüş. Kızılay’ın ticari aktivite yapıyor olması depremden bağımsız olarak da tasvip görmüyor, her on kişiden yedisi buna karşı olduğunu belirtiyor. Bunun sonucu olarak da her üç kişiden ikisi Kızılay’ın karşılaştığımız afet sürecindeki yönetimini başarısız buluyor.

Bu değerlendirmeleri yapan insanların çoğu Kızılay’dan uzak insanlar değiller. Her üç kişiden ikisi bugüne kadar Kızılay’a bir biçimde bağışta bulunmuş, destek vermiş, mesela her on kişiden dördü geçmişte kan bağışı yapmış. Bu, Kızılay’ın toplum nazarında konumlandığı yeri bize anlatan çok önemli bir tablo. Çadır satışı haberlerinden sonra gelinen noktada bu yaklaşım tam terse dönmüş halde. Her üç kişiden ikisi bugünden sonra artık Kızılay’a bağış yapmayı düşünmüyor. İlkokul yıllarında Kızılay bağış zarfları ile büyümüş, Kızılay kolu olmuş bir nesin üyesi olarak benim için de çok acı bir resim. Bazen şapkayı önünüze koyup düşünmeniz gerekir, işte bu da o anlardan biri. 155 yıllık köklü kuruluş Kızılay, Hilâl-i Ahmer, bundan sonra toplumun gözündeki yerini yeniden kazanabilmek için kurumsal olarak ne yapmalı, neleri değiştirmeli?

Metro Türkiye deprem bölgesine desteğe devam ediyor

Metro Türkiye deprem bölgesine desteğe devam ediyor

Metro Türkiye, deprem bölgelerine destek çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Deprem felaketiyle sarsılan Hatay’ın Arsuz ve Samandağ ilçelerindeki ürünü dalda, tarlada kalan üreticilerden 50 tona yakın limon ve beyaz balkabağı alımı yapan Metro Türkiye hem çiftçilere hem de bölgedeki tarımın sürdürülebilirliğine katkıda bulunuyor.

Desteğin tek seferlik olmaması ve daha fazla çiftçiye ulaşılabilmesi amacıyla alımları kooperatifler üzerinden gerçekleştiren Metro Türkiye, ürünlerin toplanması için ekipman desteği de sağlıyor.

Deprem felaketinin ardından yaraların sarılması için bölgedeki çalışmalarına ilk günden itibaren başlayan Metro Türkiye, üreticilere destek olmak ve dalda, tarlada kalan ürünleri tüketici ile buluşturmak için harekete geçti.

Sağladığı ekipman desteği ile Hatay’ın Arsuz ilçesinde hasat zamanı gelen Arsuz Limonu ile Samandağ ilçesindeki Hatay Beyaz Balkabağından 50 tona yakın satın alarak bölge üreticisine gelir yaratıyor. Sağlanan katkının devamı için bölgeden ürün alımını sürdürecek olan Metro Türkiye, diğer taraftan Arsuz Limonu ve Hatay Beyaz Balkabağı’nın Coğrafi İşaret Tescili alması ve böylece sürdürülebilir bir yerel ekonomi ve talep oluşturabilmesi için çalışmalara başlayacak.

Deprem sonrası güven sıkıntısı

Deprem sonrası güven sıkıntısı

IPSOS DEPREM ARAŞTIRMASI ve IPSOS 2023 BEKLENTİLER verilerinden derlenen bu haftaki bülten içeriğinde; deprem felaketinin ülkemizin geri kalan şehirlerinde yaşayan vatandaşlarda nasıl bir ilk etki yarattığı, 2023 yılına girerken ülkemizdeki bireylerin yüzde kaçı bu sene yaşadığı şehrin bir doğal felakete uğrayacağını düşündüğü, oturulan konutların depreme karşı dayanıklılığı hakkında vatandaşın ne kadar bilgi sahibi olup, olmadığı?…

Kendi yaşadığı ilde böyle bir afetin yaşanabileceği endişesi taşıyıp / taşımadığı, evinde deprem çantası olan hanelerin oranı?… Bu kadar geniş bir bölgeyi kapsayan bu depremde; diğer illerde yaşayan bireylerin yüzde kaçının depremin etkilediği bu bölgede yaşayan akraba ya da  arkadaşının olup olmadığı, depremlerin ardından başlayan arama-kurtarma-destek çalışmalarının ilk 24 saat ve genel olarak performansını nasıl değerlendirdiği, hangi kurum ve kuruluşları ne kadar başarılı bulduğu?… Bireylerin, depremlerden sonra bölgelere yönelik yardım kampanyalarına katılım gösterebildi mi, nasıl destekledi? Hangi resmi kurum, sivil toplum kuruluşları vasıtası ile nakdi yada ayni yardımda bulunulduğuna dair başlıklarda bireylerin ifade, tutum ve davranışlarına yer verilmiştir.Deprem sonrası güven sıkıntısı

ÜLKEMİZ NE YAZIK Kİ DEPREM KUŞAKLARI ÜZERİNDE BULUNAN BİR COĞRAFYADA BULUNMAKTADIR. Deprem kuşakları üzerinde bulunan bir coğrafyada bulunmaktadır. Geçmişten günümüze kadar da pek çok deprem sonrası; yaşadıklarımız sonrasında insanlar can ve mal kaybına uğramıştır. Vatandaşlar; “Ülkemde büyük bir şehri doğal bir afet vuracak”  ifadesi konusunda ne düşündüğünüzü belirtir misiniz? Sorusunu şöyle yanıtladı;  2023 senesine girerken Türkiye’deki her 3 bireyden 2’si ülkemizde büyük bir doğal afet olacağını düşünüyordu.

Yaşanan deprem sonrasında ise depremin vurduğu 10 il dışında yaşayan bireylerin %43’ü böyle bir afetin kendi ilinde yaşanmasının çok büyük ihtimal olduğunu, %42’si de böyle bir ihtimalin olduğunu düşünüyor. Toplamda bireylerin %85’i kendi ilinde böyle bir afetin yaşanabileceği endişesini taşıyor. Deprem sonrası güven sıkıntısı

 TÜRKİYE’DE YAŞAYAN BİREYLERİN ÇOĞUNLUĞU KENDİ İLİNDE DE BÖYLE BİR AFETİN OLACAĞINI DÜŞÜNSE DE TOPLUMUN SADECE %24 Ü kONUTUNUN DEPREME DAYANIKLI OLUP OLMADI KONUSUNDA BİR ARAŞTIRMA YAPTIRMIŞ. Diğer dikkat çekici bir husus ise bireylerin %27’si oturdukları konutun depreme dayanıklı olmadığını, %36’sı da dayanıklı olup olmadığı konusunda emin olmadığını belirtiyor.

Ipsos Türkiye

EVİNİZDE DEPREM ÇANTASI VAR MI? HAZIRLAMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ? Bugün evinde deprem çantası olan hanelerin oranı %31. Ancak bu depremden sonra evinde deprem çantası olmayan bireylerin %73’ü deprem çantası hazırlamayı düşünüyor.

Ipsos Türkiye

ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARINDA EN BAŞARILI BULUNAN KURUM VE KURULUŞLAR… Depremin vurduğu 10 il dışında yaşayan bireylerin arama kurtarma çalışmalarında en başarılı bulduğu kurum ve kuruluşlar Madenciler, AFAD ve AHBAP.

Ipsos Türkiye

 GENİŞ ÇAPLI BÜYÜK AFETLERDE BİR ANDA ZARAR GÖREN HER BİR ALANA YARDIM ULAŞTIRMAK ZAMANLA YARIŞMAYI GEREKTİRİR… Depremin vurduğu 10 il dışında yaşayan bireylerin %51’i, arama kurtarma çalışmalarının ilk 24 saatindeki performansının başarılı olmadığını düşünüyor. Ancak tüm süreç göz önünde bulundurulduğunda her 3 kişiden 2’si arama kurtarma çalışmalarını başarılı olarak değerlendirirken her 3 kişiden 1’i ise başarılı olmadığı görüşünde.

Ipsos Türkiye

 ARAMA KURTARMA ÇALIŞMALARINA MADENCİLER DAMGA VURDU… Depremin vurduğu 10 İl Dışında yaşayan bireylerin, arama kurtarma çalışmalarında en başarılı bulduğu kurum ve kuruluşlar; Madenciler, AFAD ve AHBAP.  Yüz civarında ülkeden gelen arama kurtarma ekipleri, AFAD, İtfaiyeciler, gönüllüler ile birlikte çalışamaya başlayan madenciler, girilemeyecek enkaz alanlarına girmeyi başardı. Yer altında ve göçük anında çalışma tecrübesi olan madenciler, kendilerine özgü “Domuz damı” denilen tahkimat şekliyle enkazlara girip, hem kendilerinin hem de diğer kurtarma ekiplerine sağlam ve güvenli çalışma alanı yaptı. Onlarca canın kurtarılmasında varlık gösterdi.

Ipsos Türkiye

 

Ipsos Türkiye

Ipss’un Türkiye CEO’su Sidar GEDİK verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:  2000’lerin üçüncü on yılı başlarken hepimiz çeşitli umutlar besliyorduk. Ancak bundan sonraki nesillerde de anlatılacak çok acı bir döneme girdiğimizi maalesef bilmiyorduk. Henüz iki ay geçmişti ki Covid-19 salgını hayatlarımızı alt üst etti. Tüm Dünya’daki alt üst oluş hala tam olarak sona ermiş değil. Bu kısa değerlendirmeyi hazırlamak için Sağlık Bakanlığı’nın ilgili web sayfasına baktığımda yaklaşık 2.5 yıl içinde 101 bin canı Covid-19 yüzünden yitirdiğimizi gördüm. İnsanın en önemli özelliklerinden biri, unutuyoruz. Yaşadığımız 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri o kadar korkunç bir felaket ki, bir anda yitirdiğimiz insan sayısının Covid-19 nedeni ile 2.5 yılda yitirdiklerimize yakın olmasının endişesi içindeyiz.

Ipsos Türkiye

Objektif araştırmalar, toplumda hakim düşünce ve duyguları anlamak için çok önemli çalışmalar. Ancak depremlerin vurduğu 10 şehrimizde şu dönemde çok hayati konular varken araştırma yapmayı doğru bulmadık. Deprem felaketinin ülkemizin geri kalan şehirlerinde yaşayan vatandaşlarda nasıl bir ilk etki yarattığını araştırdık. Şunu not etmek önemli; deprem ülkemizin gerçeği olduğu kadar çelişkisi de. Deprem, beklemediğimiz, farkında olmadığımız bir tehlike asla değil, ancak buna rağmen hazırlık yapmadığımız bir olay. 2023 yılına girerken ülkemizdeki her üç kişiden ikisi bu sene yaşadığı şehrin bir doğal felakete uğrayacağını düşünüyordu. Bu oran araştırmanın yapıldığı 36 ülke arasında Endonezya’dan sonra en yüksek ikinci orandı. Kahramanmaraş Depremlerinden sonra deprem bölgesi dışında yaşayan her on kişiden yaklaşık dokuzu kendi şehrinde de bir deprem yaşanması ihtimali olduğunu düşünüyor. Yani artan bir şekilde bu tehlikenin farkındayız. Ama? Ama dört kişiden üçü oturduğu konutun depreme karşı dayanıklılığını ölçmemiş. Üstelik her üç kişiden ikisi depreme dayanıklı bir konutta yaşadığından emin olmadığı halde, On kişiden yedisinin deprem çantası olmaması bir yana, bu gruptaki dört kişiden biri bundan sonra da bir deprem çantası hazırlamayı düşünmüyor bile.

Bu insanlar deprem bölgesinde değiller, evet çok yakından izlediler ama yine de tam olarak konunun ciddiyetine vakıf olmayabilirler diyebilirsiniz. Ben de durum pek öyle değil derim, çünkü kendisi deprem bölgesinde yaşamasa da her on kişiden altısının o bölgede bir yakını var, ve bu gruptakilerin yarısından fazlasının yakınları hayatlarını kaybettiler veya yaralandılar. Bahsettiğim yaman çelişki de bu. Bunun üstesinden gelmeye mecburuz.

Deprem sonrasındaki gelişmeleri uzaktan takip eden kitle içinde ilk 24 saatteki arama-kurtarma-destek çalışmalarının performansından memnun olmayanların oranı daha yüksek. Öte yandan bu kitlenin izlenimleri ilerleyen günlerde bu çalışmaların daha başarılı yürütüldüğü yönünde. En başarılı bulunan kurum-kuruluşlar madenciler, AFAD ve AHBAP ekipleri. Araştırmamızı yaptığımız dönem 14-16 Şubat günleri, o günler itibarı ile en başarısız bulunan kurum ise hükümet.
Toplumun deprem bölgesi ile dayanışma-yardım kampanyalarına nasıl bir büyük bir katılım gösterdiğini çevremizden gördük. Araştırmamız da bunu doğruluyor, her on kişiden dokuzu bu kampanyalarda yer almış. Nakdi yardımda bulunanların önde gelen tercihleri AFAD ve AHBAP olmuş. Ayni yardımlarda ise belediyeler öne çıkıyor.

Mucize kurtuluşlar uzun zaman devam etti. Gerek ülkemizin gerekse Dünyanın dört bir köşesinden yardıma koşan diğer ülke ekipleri gece-gündüz demeden çalıştılar. Yardım kampanyalarına katılan her yüz kişiden dördü bizzat bölgeye giderek arama-kurtarma-destek çalışmalarında bulunmuşlar. Ancak ben bu değerlendirme için çalışırken artık enkaz kaldırma çalışmaları başlamış halde. Bir yandan da geçici barınma için çadır kentler, konteyner kentler için çalışmalar sürüyor. Aldığımız büyük yara kanamaya devam ediyor, daha çok uzun yıllar bu yaradan kan sızacak. Diğer illerde yaşayan her üç kişiden ikisi önümüzdeki aylarda bölgede hayatın yeniden kurulması için para yardımı yaparak veya çalışmalara katılarak katkı vermek istiyor.

Bu olağanüstü değerli bir dayanışma refleksi. Bu refleksin yanına şu yaman çelişkimizden kurtulmayı da eklesek? Hangi şehirde yaşıyor olursak olalım, bireyler ve kurumlar olarak bulunduğumuz yerde binalarımızı depreme hazırlıklı hale getirelim. Deprem felaketi ile mücadelede en önemli tepkimiz bu olmalı. Tekrar edeyim, buna mecburuz, bu bizim gelecek nesillere borcumuz.

Gökhan Türkmen’den depremzede gençlere destek

Gökhan Türkmen’den depremzede gençlere destek

Gökhan Türkmen, 10 ilde meydana gelen deprem felaketinin yaralarını sarmak için, sanatçı hassasiyetiyle yaşanılan üzüntülere ortak oluyor.

Sürdürülebilir bir fayda yaratabilmek için, “Gökhan Türkmen 2023 Türkiye Turnesi” kapsamında yer alan tüm konserlerin belirlediğimiz bilet sayısı kadar geliri ile depremde mağdur olan gençlerimizin eğitiminde kullanılmak üzere; “İstanbul Vakfı”nın #büyüthayallerini adlı burs projesini destekliyor.

Gökhan Türkmen, bir yıl boyunca verdiği her konserinden elde edilen gelirin belli bir miktarını bağışlayarak, oldukça sert yaşanan bu dönemde Türkiye gerçekliğinin değişimine el uzatıyor.

#büyüthayallerini

CNR Holding’den depremden etkilenen firmalara destek geldi

CNR Holding’den depremden etkilenen firmalara destek geldi

CNR Holding, deprem bölgesinde istihdama ve ihracata ara vermemek için bölge sanayicilerine yüzde yüz destek verecek. CNR tarafından düzenlenecek olan tüm fuarlarda yıl sonuna kadar depremden etkilenen illerdeki üretici firmalara ‘ücretsiz katılım desteği’ sağlanacak.

“Firmalara ücretsiz katılım desteği veriyoruz”

CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem, “10 ilimizi doğrudan etkileyen ve büyük bir tahribata neden olan deprem felaketinde hayatını kaybeden on binlerce yurttaşımızın yasını tutuyoruz. Yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ülkemize başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Ayrıca CNR Holding olarak, deprem felaketinin ekonomimize, özellikle sanayicilerimize yarattığı olumsuz etkinin farkındayız. Bu süreçteki yaraları sarmak ve ülkemiz sanayisine destek olmak amacıyla tüm fuarlarımızda geçerli olacak şekilde depremden etkilenen illerdeki üretici firmalara yıl sonuna kadar ‘ücretsiz katılım desteği’ sağlayacağımızı duyurmak istiyoruz.

Bu zorlu süreçte, Kahraman Maraş, Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Adana, Diyarbakır, Şanlı Urfa, Adıyaman ve Kilis illerimizdeki sanayicilere yüzde yüz destek olmak, istihdamın, üretimin, ticaretin ve ihracatın devamlılığına katkıda bulunmak için bölgedeki iş dünyasının yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

Depremzedelere 30.000 pizza

Depremzedelere 30.000 pizza

Yemeksepeti ve Domino’s’un Kızılay koordinasyonunda hayata geçirdiği işbirliği kapsamında, bölgedeki depremzedelere 30.000 pizza bağışlanması çalışmalarına başlandı.
Deprem bölgesinde zorlu koşullar altında yaşam mücadelesi veren vatandaşlara yemek yardımı için hayata geçirilen işbirliği kapsamında, Kızılay koordinasyonunda bir ay boyunca her gün 1.000 pizza dağıtma projesi hayata geçirildi.

15 Şubat’ta ilk 1.000 pizza dağıtımı Hatay, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Osmaniye, Şanlıurfa ve Malatya’da Kızılay yemek dağıtım noktalarına yapıldı. Önümüzdeki 1 ay içerisinde 30.000 pizza, depremden etkilenen il ve ilçelerindeki afetzedelere Yemeksepeti ve Domino’s aracılığıyla ulaştırılmış olacak.

Riskli yapıların yüzde 97’si yıkıldı

Riskli yapıların yüzde 97’si yıkıldı

Eyüpsultan ilçesinde 2020 yılında tespit edilen 464 riskli yapının yüzde 97’si yıkıldı.

Eyüpsultan Belediyesi, vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması adına metruk ve riskli yapıları yıkıp, kentsel dönüşüm projeleriyle depreme dayanıklı, sağlıklı, modern binaların yapımını sürdürüyor.

Bu doğrultuda etkin çalışmalar yapılması için 2021 yılının Temmuz ayında Riskli Yapılar Birimi kurulmuştu.

451 RİSKLİ BİNA YIKILDI

Eyüpsultan Belediyesi Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, 2020 yılının Mart ayı itibarıyla ilçede riskli tespiti yapılmış, tahliye ve yıkımı gerçekleştirilmemiş toplamda 464 yapı bulunuyordu. Vatandaşların daha sağlam ve sağlıklı binalarda yaşaması hedefi doğrultusunda an itibarıyla bu yapılardan geriye sadece 13 adet yapı kaldı. Bu 13 adet yapının mahkemelerce verilen yürütmeyi durdurma kararları gereği yıkım henüz gerçekleştirilemedi ve mahkeme süreçleri de takip ediliyor.

186 RİSKLİ YAPI TAKİP ALTINDA

Müdürlükten yapılan açıklamada, “Eyüpsultan ilçesi genelinde aktif riskli yapı sayısı 186 adet olup bu yapıların da kanunun vermiş olduğu tahliye ve yıkıma ilişkin süreçleri takip altında. Kanunun vermiş olduğu süresi içerisinde yıkımı gerçekleştirilmeyen yapılar Eyüpsultan Belediyesi tarafından yıkılmaya devam edilecek” denildi.

Haluk Levent kaza geçirdi

Haluk Levent kaza geçirdi

AHBAP Derneği’nin kurucusu sanatçı Haluk Levent trafik kazası geçirdi. Deprem bölgesinde yardımlar devam eden Levent, Pazarcık’a giderken trafik kazası geçirdi. Sağlık durumunun iyi olduğu açıklandı.