Seçimler, tercihler, markalar…

Toplumun gereksinimleri doğrultusunda belirlenen politikalar, parti programları propagandalar, sahalar, araştırmalar arada bir de bayram geçti derken 1 Mayıs işçi bayramındayız… Topluma, yaşadığı dünyaya değer katan her emekçinin dayanışma gününü kutlarız. Dayanışmanın iyileştirici gücünü sürdürülebilir kılmak için iletişime açık mıyız iyi anlamak, emin olmak gerekir…  Kararsız kalmamak alınan kararların, açıklanan vaatlerin sonuna kadar arkasında durmaları gerekir. Seçimlerin herkes için hayırlı kolaylıklı olmasını diliyorum.

Markaların, özel ve sivil toplum kuruluşlarının; toplumun gereksinimleri, günün ihtiyaçları doğrultusunda, “ilişki yönetimi” işleviyle özellikle dayanışma, birlik olma gibi amaçlarda önemli etkiye sahipler.  Son yıllarda halkla ilişkiler alanında yapılan çalışmalarda yaygınlık kazanmaya başlayan “pazarlama iletişiminin ilişkisel yaklaşımı” farklı bakış açılardan beslenen kurum ya da kişilerin teori ve pratik arasındaki uyumsuzluğunu gidermeye bir anlamda bir modeli de geliştiren yol, perspektif olduğu söylenebilir. Etik halkla ilişkiler uygulamalarının temel prensiplerinden biri olarak belirlenmiş kabul edilmiş olan “diyalog” kavramı, ilişkisel yaklaşım içinde ayrıcalıklı bir yer tutar. Ancak; yakın dönemli çalışmaların önemli bir kısmında hala, ilişkilere ve diyaloğa yapılan vurgu büyük oranda kuramsal düzeydedir.  Marka ile kamu kategorileri arasındaki toplumla ilişkilerin ve diyaloğun nasıl tanımlanabileceğine kurumsal prensipler hizmet eder.  Hani bir laf vardır; aşçının hatasını maydanoz, terzinin hatasını ütü, doktorun hatasını toprak örter… Ama iletişim hatasını ne örter?  Gelin bir örnekle açıklayayım ve bu vesile ile köşemden de bir teşekkür ileteyim…

Bodrum havalimanından bu yılki ilk yolculuğumu bayramda gerçekleştirdim.

İstanbul’daki havalimanlarında TAV ve THY yer hizmetleri mükemmeldi. Ancak; Bodrum’dan dönüşte, bu muhteşem destinasyondan ayrılırken “TAV”ın yer hizmetlerinde ilk güvenlikte bulunan genç görevlilerin tutum ve davranışları şaşırtıcıydı. Konuklarını gönderirken daha iyi bir izlenim bırakmaları gerekirken kendi aralarında, herkesin duyacağı şekildeki aralarında geçen diyalogları enteresandı. Özel güvenlikten geçmek için sıraya girmiş yolculara karşı ciddiyetsiz tavırları, insanlarla yüzyüzeyken ve arkalarından o an sırf benim şahit olduğum diyalogları çok agresif ve nezaketten uzaktı. Konuşmalara istem dışı da olsa şahit olmak üzücüydü. Ama bu değerli havalimanından mutsuz ve umutsuz ayrılmadık.  Aynı havalimanında o girişten birkaç metre ileride bir mesafede; THY’ nin yer hizmetleri görevlisi olan bir çalışan vardı. Sonradan adının Şahin Metin olduğunu öğrendiğimiz bu görevli arkadaşın yaptığı bilgilendirmeler sırasındaki saygısı, nezaketli tutumu adeta işine sadakatinin bir göstergesiydi. THY markasına yakışır terbiyesi memnuniyet vericiydi. Alandan ayrılırken yaşadığımız bu anekdot bir kez daha gösterdi ki; bir markanın itibarını yönetmek sadece genel merkezin nezaketi ile olmuyor. Kurumsal elçilerin görevlerini yerine getirirken, temsil ettiği markanın kurumsal prensiplerini tek başına iken de yerine getirmesi büyük önem taşıyor.

Gelelim Dergide neler var? 

Tempolu, renkli, dolu dolu bir içeriğimiz sizi bekliyor. Her sayfasında okuduğunuz bilgileri yerinde yaşıyormuş gibi bir anlatımla çalıştığımız yayınımızın bu ayki kapak konuğu ünlü klip yönetmeni sanatçı Hayrettin Güneş. Kendisi ile keyifli bir röportaj hazırladık. Bunun dışında gezilecek destinasyonlar, mekanlar oteller, alışveriş, astroloji, sağlık, kültür sanat, teknoloji, psikoloji ve daha birçok yeni bilgi sizler için hazır. Keyifle okumalar dileriz.

Ebru Arzu Çağdaş

Ebru Arzu Çağdaş

Editör / ebrucagdas@pausedergi.com

DİĞER YAZILARI