Yazılar

Caresse Bodrum’dan dopdolu bir yılbaşı program

Caresse, a Luxury Collection Resort & Spa, Bodrum, yeni bir yılı unutulmaz bir şekilde karşılamak isteyen misafirlerini 27-31 Aralık 2024 tarihleri arasında dopdolu bir yılbaşı programıyla ağırlamaya hazırlanıyor.

27-28 Aralık tarihlerinde Caresse Bodrum’un sevilen DJ’lerinin canlı performanslarıyla başlayacak Yılbaşı programında; İki gün boyunca devam edecek “Welcome Home” temalı etkinlikle misafirler kendilerini evde hissettiren sıcak bir atmosferde yılbaşına hazırlanmanın tadını çıkaracaklar.

29 Aralık Pazar günü saat 19:00’da havuz başında başlayacak olan barbekü partisinin ardından, 21:00’de Türk pop müziğinin sevilen ismi Yaşar, Caresse Bodrum sahnesinde nostalji dolu bir konser verecek. Yaşar’ın en popüler şarkılarını seslendireceği bu unutulmaz akşam, yeni yıl ruhunu yansıtan müzik dolu bir deneyim sunacak.

30 Aralık Pazartesi akşamı ise Türk tiyatrosunun duayen ismi Ali Poyrazoğlu, saat 21:00’de Yeşil Kabare gösterisiyle Caresse Bodrum sahnesinde olacak. Mizah ve sanatın bir arada sunulduğu bu özel gösteri, izleyicilere keyif ve kahkaha dolu unutulmaz bir akşam yaşatacak.

31 Aralık’ta ise Caresse Bodrum, özel gala yemeği ile 2025’e şık bir başlangıç yapmak isteyenlerle buluşacak. Saat 20:00’da başlayacak olan gala yemeğinde, şefin özenle hazırladığı özel lezzetler misafirlere unutulmaz bir gastronomik deneyim sunacak. Gala yemeğinin ardından saat 22:30’da DJ setinin başına geçecek olan Memo Garan, enerjik performansıyla yeni yıl coşkusunu zirveye taşıyacak ve misafirlere büyüleyici bir yılbaşı gecesi yaşatacak.

Bilgi : +90 252 311 36 36

E-mail : sales@caresse.com,  reservations@caresse.com

“Bodrum, Marmaris Yokken, Adalar Vardı”

Büyükada tarihi vapur iskelesinde Adalar Müzesi’nin yeni sergisi açıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İBB Miras ve İBB Kültür iş birliği ile açılan sergi, Yaman Alkan Koleksiyonu’ndan fotoğraflarla 20. Yüzyıl ortalarına, İstanbul’la birlikte Adalar’da da değişimin başladığı yıllara odaklanıyor.

Adalar, 19. Yüzyılın ilk yarısından sonra İstanbul’un sayfiyesi ve yakın turizm merkezi olarak önem kazandı. Bugün de büyük bölümü ayakta kalan sayfiye konutları ve oteller, Adalar’ın görünen yüzünü oluşturdu. 20. Yüzyılın ikinci yarısından sonra bir bölümü işlev değiştirmeye başlasa da, yüzyılın son çeyreğine kadar esas olarak durum değişmedi. Bodrum, Marmaris ve hatta Antalya keşfedilmemişti o yıllarda. Varlıklılar için Adalar gözde idi. İstanbul ile Adalar arasında mevsimsel “göç”lerin yaşandığı dönemdi bu dönem.

Önce Marmara kirlendi. Ardından Adalar’ın, o ünlü sayfiye konutları ve otelleri apartmanlaştı. İstanbul’un öteki sayfiye semtleri kadar olmasa da Adalar’ın yüzünün solmaya başladığı yıllar…

Fibabanka’dan Bodrum turizmine destek

Fibabanka, teknoloji yatırımlarını sürdürülebilir gelecek temelinde de şekillendirmeye devam ediyor. Banka, kurum içi girişimi c0mmited ile Bodrum’daki otellerde karbon nötr konaklama hizmeti sunulması için Bodrum Otelciler Derneği (BODER) ile CARBONKEY projesine imza attı.

Son yıllarda sürdürülebilir turizm tesisleri, çevre bilincine sahip tüketiciler arasında giderek daha popüler hale geliyor. Geleceğin teknolojilerine ilişkin çalışmalarıyla yenilikçi ürün ve hizmetler hayata geçiren Fibabanka, çevresel sürdürülebilirliğe katkı için de çözümler geliştiriyor. Fibabanka’nın kurum içi girişimi c0mmited, Bodrum Otelciler Derneği (BODER) iş birliğiyle ilk karbon nötr turizm projesi olan CARBONKEY’e imza attı.

 Türkiye’de bir meslek örgütü tarafından ilk kez hayata geçirilen karbon nötr turizm anlaşması ile 300’ün üzerinde üyesi olan BODER, Fibabanka altyapısıyla Bodrum’daki otellerde karbon nötr konaklama hizmeti sunabilecek. Anlaşma ile ayrıca, Bodrum’daki karbon önleme/azaltma projelerine kaynak aktarılarak turizmin bölge ekolojisine uyguladığı baskının azaltılması hedefleniyor.

Proje kapsamında otellerin karbon emisyonları izlenecek, raporlanacak ve müşterilere gönüllü karbon sertifikası satışları yapılacak. Commited.app de otellerin karbon nötr hedeflerine ulaşmaları için gerekli yazılım altyapısını sağlayarak bu süreci kolaylaştıracak.

Sirene Luxury Hotel Bodrum’da özel villalarda tatil devam ediyor

Bodrum, Yalıkavak koyunda yer alan Sirene Luxury Hotel Bodrum’un özel villaları, aileniz ve sevdiklerinizle geçirebileceğiniz farklı bir tatil deneyimi sunuyor.

Executive, Royal, Sunset ve Presidential olmak üzere dört farklı tipte toplam 14 villanın özel havuz, bahçe ve nefes kesen deniz manzaraları eşliğinde doğum günü, bekarlığa veda, balayı gibi özel anları taçlandırmak mümkün!

520 m²’lik bir alan üzerine kurulu dört yatak odalı Executive Villa, sekiz yetişkin ve bir çocuğun konaklayabilmesine imkan tanıyor. Her odada bulunan geniş balkonlar, manzaranın tadını çıkarmak için keyifli bir ortam sunuyor.

Royal ve Sunset Villa’lar ise üç adet çift kişilik ve bir adet tek kişilik yatak odası ile konforlu bir konaklama vadediyor. 600 m²’lik alanlara sahip Royal ve Sunset Villa’lar, tatili aile veya arkadaşlarla geçirmek isteyen misafirlere hitap ediyor.

Teknoloji ve eğlence sistemleri ile donatılmış villalarda yer alan spa ve fitness, rezerve plaj alanı, butler ve özel şef hizmetiyle misafirlere unutulmaz bir tatil deneyimi yaşatıyor.

Bodrum denilince ilk akla gelen Begonvillerin ülkemize yolculuğu

Herkesin ismini duyduğu ama kim olduğunu bilmediği Halikarnas Balıkçısı (karısıyla ilişkisi olduğunu anladığında babasını vuran adam)

Bir Bodrum Masalı…

Siyaseti hayat sanan bir dostumla bir akşam üzeri Bodrum’da denize karşı oturmuş hepimizin her gün konuştuğu mevzular laflıyoruz.

Baktım bu sıkıcı konuşma uzayacak, “çalışmadığı bir yerden sorayım da lafın güzergâhı değişsin bari” dedim; arkamızda sıra halinde duran palmiyeleri göstererek, “Bu palmiyeleri buraya kim getirdi biliyor musun?” diye sordum.

“Bilmem. Burada yetişmişler herhalde” diye cevap verdi.

“Hayır,” dedim. “Burada yetişmediler, sonradan birisi getirdi onları buraya. Halikarnas Balıkçısı adını duydun mu?”

“Duydum galiba” dedi.

“İşte o getirdi. Ha sadece palmiyeleri değil, gelin çiçeği olarak bildiğimiz kalaları, begonvilleri, mimozaları da o getirdi, tam 45 değişik bitki türünü de. Mimozaların gelişinin en az kendileri kadar güzel bir de hikâyesi var.

Prosper Mérimée’nin ‘Carmen’ novellasını Türkçe’ye çevirirken, esmer İspanyol kızlarının saçlarına küçük mimoza demetleri taktığını okur ve ‘Neden benim Bodrumlu esmer kızlarım da saçlarına mimoza demetleri takmasınlar’ diye düşünür. Paris’ten mimoza tohumları getirtir, onları Bodrum sokaklarına, bulabildiği her yere, rastgele eker. Bir süre sonra her yeri mimoza sarar. Bir gün, bir düğün alayında Bodrumlu kızların saçlarına mimozalar taktığını görünce de sevincinden havalara uçar.”

“Botanikçi miydi ?” diye sordu dostum.

“Hayır, yazardı. Hem greyfurt tohumunu da ilk o getirdi memleketimize, böylece bu muhteşem meyveyle onun sayesinde tanışmış olduk.”

“Ondan önce greyfurtu bilmiyor muyduk yani ?”

“Bilmiyorduk !”

Lafın burasında arkadaşımın merakı arttı: “Peki yolu nasıl düşmüş Bodrum’a bu Balıkçı’nın ?”

“İstiklal Mahkemeleri’nin hem Bodrum’a, hem de Türk edebiyatına hediyesidir Halikarnas Balıkçısı. İlginç bir hikâyesi var, anlatayım sana” dedim.

Buraya yakın bir yerde, Girit’te 1886’da doğmuş, Cevat Şakir Kabaağaçlı, namı diğer Halikarnas Balıkçısı. Şakir Paşa’nın oğludur. Atina sefiri, validir aynı zamanda babası…

Çocukluğu Yunanistan’da geçmiş. Oxford’da okumuş. Orada güzel bir İtalyan kadınla tanışmış, adı Agnezi… Sonra Agnezi’yi almış memlekete gelmiş. Afyon’da büyük bir çiftlik evine… Şakir Paşa evin her yerine birer silah saklarmış..Her an, her yerden bir düşman çıkabilir diye.

Bu arada Agnezi’yle Şakir Paşa’nın memnu aşkı çoktan dedikodu olmuş düşmüş elin diline. Çiftlik evinde bir gece vakti Cevat Şakir, babasına çıkışmış ‘O senin gelinin’ demiş, ‘utanmıyor musun ?’ Babası ilişkiyi inkâr etmiş.Tartışma büyüyünce her birisi bir silaha davranmış, iki silah aynı anda patlamış, oğlun silahından çıkan mermi babayı bulmuş.

(Selçuk Altun’un verdiği bilgiye göre, Agnezi’den Muttara adında bir kızı var, Cevat Şakir’in… Kızıyla birlikte İtalya’ya giden Agnezi, ona babasından bahsetmeyi yasaklamış. Muttara’nın da Çinzia adında bir kızı olmuş sonra, onun bahsettiğine göre anneannesi Agnezi, ölünceye kadar kayınpederi Şakir Paşa ile Büyükada’da çekilmiş bir fotoğrafı yatağının başından hiç eksik etmemiş.)

BABA KATLİNE 15 YIL KÜREK CEZASI

Baba katili Cevat Şakir, çıkarıldığı mahkemede 15 yıl kürek cezasına çarptırılmış. Cezasının yedinci yılında ince hastalığa yakalanmış, serbest kalmış.

Tekmil hikâyesini anlattığı hatıratından babasıyla arasında geçenlerden hiç bahsetmez. O bir sırdır, kimseye anlatmaz.Yıllar sonra Bodrum’dayken, uzaktan mektuplaştığı ve evliyken tutkulu bir aşk yaşadığı Azra Erhat’a itiraf eder 19 Aralık 1958 tarihli mektubunda

“Babamı öldürdükten sonra kendime olan güvenimi kaybettim, . Kendimi o gün bugün yalan sanıyorum.”

Cumhuriyet yeni kurulmuş, Üsküdar’da bir evde yaşıyor, tam bir tutunamayandır Cevat Şakir. Zekeriya Sertel’in Resimli Hafta Dergisi’ne yazılar yazıyor, kitap kapakları yapıyor, bir yandan da tercümeler kazandırıyor Türk edebiyatına. Ne de olsa yedi dil biliyor.

İstiklal Mahkemeleri kurulmuş, zira askere giden her nefer, üstüne urbayı geçirdikten sonra firar ediyor.Öyle ki Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak,Mustafa Kemal’e gidip dert yanmış, “Paşam, leşkeri değil de milleti giydiriyoruz, bu işe bir çare” demiş , kimsenin sırtında libas yok, askeri kıyafetleri giyen evin yolunu tutuyor. O yüzden kurulan İstiklal Mahkemeleri, firariler için kolayca idam cezası veriyor.

Cevat Şakir de, o günlerde “Hapishanede idama mahkûm olanlar bile bile asılmağa nasıl gider ?” diye bir hikâye yazıp göndermiş dergiye. Tam o sırada Şeyh Sait isyanı patlak vermiş.

‘SON DEFA İSTANBUL’A BAK, BİR DAHA GÖREMEYECEĞİZ’

Ardından Şark İstiklal Mahkemeleri kurulmuş ve Ankara’da “Üç Aliler Divanı” çalışmaya başlamış.

Yazdığı hikâyeyle “halkı isyana teşvikten” dolayı “Üç Aliler Divanı”na çıkarılmak üzere trenle yola çıktıklarında Zekeriya Bey’le, Kartal’da, “Son defa İstanbul’a bak, bir daha görmeyeceğiz” demiş Cevat Şakir arkadaşına.

Mahkemede Kel Ali ikisinin de idamını istemiş, Kılıç Ali karşı çıkmış, üçer yıllık kalebentlik cezasını uygun görmüşler iki yazara, Zekeriya Bey’in payına Sinop, Cevat Şakir’in de Bodrum düşmüş.

‘ÖLÜP NURDA YATACAĞIMA BODRUM’DA NURDA YAŞARIM’

Ankara’dan İzmir’e trenle iki er nezaretinde kolayca ulaşmış. O zamanlar Bodrum’a sadece denizden gidiliyor, karayolu henüz yok. Ama onu deniz yoluyla götürmüyorlar, ne de olsa o siyasi bir suçlu, “Denize atlar, Yunanistan’a kaçar, nemize gerek” diye karayoluyla gönderiyorlar. Aylar sonra Milas’a ulaşmış. Milas’tan da “Başka yerde ölüp nur içinde yatacağıma, burada nur içinde yaşarım” dediği Bodrum’a kadar yürümüş.

Şansına iyi kalpli bir kaymakam çıkmış. Kaleye kapatmamış onu, çarşının içinde aylık kirası 25 kuruşa şirin bir Bodrum evinde cezasını çekmesine izin vermiş.

Ve o saat cennete düştüğünü anlamış.

Baştan ayağa Bodrum mavisine bulanmış ! Yazı yazmış, koyları keşfetmiş, bitkilerle ilgilenmiş, balıkçılık yapmış, bir kayık almış bazen günlerce maviliklerde kaybolmuş. Bir süre sonra “denizde balık adam, karada ağaç adam” olmuş çıkmış. Bitkilerle ilgili kitaplar bulmuş, okumuş, araştırmış, Avrupa’da bu işle ilgilenenlerle yazışmış, tohumlar istemiş, fidan bulmuş hepsini Bodrum’un her yerine ekmiş, dikmiş, sonra da ora ahalisiyle birlikte onlara gözü gibi bakmış. Bu sırada devlet, cezasının kalan kısmını İstanbul’da tamamlamasına karar vermiş. Gözü arkada kala kala İstanbul’a gitmiş, cezası bitince koşa koşa tekrar Bodrum’a gelmiş. Burada yeniden evlenmiş, belediyeye bahçıvan olarak girmiş, çocukları olmuş, onların eğitimi derken Bodrum’u bırakıp İzmir’e yerleşmiş mecburiyetten. İzmir’de de turist rehberliği işini ilk olarak o keşfetmiş. O yüzden bir diğer adı “pir-i rehberan”dır. 1945 yılında hemen hemen bütün ünlü yazar ve şair arkadaşlarına bir mektup yazmış ve belirlediği tarihte hepsinin İzmir’de olmalarını istemiş. Gelirlerse eğer onları deniz yoluyla cennete götürecek!

İZMİR’DEN MAVİ YOLCULUK

Çağrısına Sabahattin Eyüboğlu, Bedri Rahmi, Erol Güney, Sabahattin Ali, Samim Kocagöz, Fuat Erol Keskinoğlu ve Necati Cumalı cevap vermiş, aynı günde İzmir’de buluşmuşlar. Bir tekneye ekmek, peynir, su, İstanköy peksimeti, tütün ve çokça rakı alarak açılmışlar Ege Denizi’ne. Gazete okunmayacak, radyo dinlenmeyecek, mecbur olmadıkça karaya çıkılmayacak, bütün dünyayla ilişki kesilecek ve o zamana kadar hiçbirisinin gitmediği Bodrum denilen mavi cennette kaybolacaklar. Öyle de olmuş.

Sonra aynı tarihte her sene bu gezileri tekrarlamışlar. Daha sonra geziye katılan Azra Erhat, bu yolculuğu anlatan kitabına ‘Mavi Yolculuk’) adını koyunca, o gün bugün Ege ve Akdeniz’de çıkılan ve günlerce denizde kalınan seyahatlerin adı ‘mavi yolculuk’ olarak kalmış.”

(Alıntı)

HALİKARNAS  BALIKÇISI

Cevat ŞAKİR

Gece Brunch’ı başlıyor

METT Bodrum’un içinde konumlanan restoran markası ATTIKO Bodrum Salı geceleri, Gece Brunch’ına başlıyor.

Özel olarak seçilmiş bir kokteyl menüsü, paylaşım tarzı Gece Brunch menüsü ve DJ performansı ATTIKO Bodrum misafirlerini bekliyor.

Pan Asya restoranı ATTIKO, parfüm evi Paris’li MEMO Paris ile gerçekleştirilen bu özel iş birliği, her Salı akşamı misafirlerini eşsiz bir Gece Brunch’ına davet ediyor.

Türkbükü’nün çekim merkezi GARO’S

Bodrum Türkbükü’nde deniz mahsulleri denince akla ilk gelen mekânlardan biri olan Garos, çekim merkezi olmaya devam ediyor.

Garo Nişan ve Çetin Sağıroğlu’nun ortaklığında işletilen bu şirin balıkçı, açıldığı ilk günden beri misafirlerine en taze deniz ürünlerini sunmaya devam ediyor.

Müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutarak, hizmet kalitesinden ödün vermeden çalışıyor. Mekânın samimi ve sıcak atmosferi, lezzetli menüsü ile birleşince hem yerli hem de yabancı turistlerin uğrak noktası haline gelmiş durumda.

Bodrumlu STK’lar Bodrum hakkında çıkan negatif haberlerden rahatsız!

Bodrum pahalılığı ile ilgili yayınlanan haberler hakkında açıklama yapmak üzere Bodrum’un önde gelen kurum ve kuruluşları bir araya gelerek basın ile buluştu. Bodrum Ticaret Odası (BODTO) Başkanı Mahmut Serdar Kocadon, Deniz Ticaret Odası (DTO) Bodrum Şube Başkanı Orhan Dinç, Bodrum Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Erdoğan Başeymez, TÜRSAB Bodrum Bölge Temsil Kurulu Başkanı Mustafa Demir ve Bodrum Otelciler Derneği (BODER) Başkanı Ömer Faruk Dengiz toplantıya katıldı. Yapılan ortak açıklamada, basın ve sosyal medyada ‘Bodrum çok pahalı’ imajı yaratılmaya çalışıldığına dikkat çeken kurum başkanları, bundan duydukları rahatsızlığı dile getirdi.

Toplantının hemen ardından Bodrum Otelciler Derneği Başkanı Ömer Faruk Dengiz, konu ile ilgili aşağıdaki açıklamayı yaptı;

“Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik dar boğaz, her bölgemizi olduğu gibi Bodrum’u da etkilemektedir. Gelecek olan misafirlerimizin bu ekonomik konjonktürde alım güçlerinin düştüğü gerçeği ile karşı karşıyayız. İşte tam da bu yüzden bu açıklamayı yapmak istedik.

Bodrum sadece belli markaların adisyonları ile tanımlanamaz

Bodrum, son 50 yılda büyüyerek tüm dünyada takip edilen bir turizm markası haline gelmiştir. Bu büyüme ve gelişme, büyük global markaların da dikkatini çekmiş ve yıllar içinde pek çok marka Bodrum’da yatırım yapmıştır. Çoğu lüks hizmet sunan bu markaların fiyatları, ekonomik olarak içinde bulunduğumuz dönem nedeniyle sıkça gündeme gelmektedir. Ancak Bodrum, sadece bu markalardan ibaret değildir ve hiçbir zaman da sadece bu şekilde anılan bir destinasyon olmayacaktır. Sosyal medyada ve basında paylaşılan, lüks hizmet veren markaların adisyonları, Bodrum’un gerçek tanımından çok uzaktır.

Herkes için Bodrum

Bodrum’da her bütçeye uygun tatil yapmak mümkündür. Uygun fiyatlı oteller, pansiyonlar ve kamp alanlarından tatil köylerine ve çok lüks büyük markalı konaklama tesislerine kadar geniş bir yelpazede konaklama seçenekleri bulunmaktadır. Geçmişte Bodrum’un marka haline gelmesine en fazla katkı sağlayan tesislerin başında yer alan butik oteller ve aile işletmeleri, yine aynı misafirperverlikle ve uygun fiyatlarıyla hizmet vermeye devam etmektedir. Gastronomisi ile de dikkat çeken Bodrum’da, lüks restoranların yanı sıra yerel lezzetleri deneyimleyebileceğiniz pek çok ekonomik alternatif bulunmaktadır. Tarihi mirası ile de unutulmayacak bir kültür turu yaparak, Bodrum’un binlerce yıllık yaşanmışlığını deneyimleyebilirsiniz. Üstelik bu tarzda bir tur yapmanın büyük bir kısmı da ücretsiz. Masmavi koylarıyla efsaneleşmiş Bodrum’da, tekne turları her zaman ilgi görmüştür. Çok lüks bir yat kiralayarak bu koyları gezme alternatifi olduğu gibi ekonomik turlarla da Bodrum’un turkuaz mavisini keşfetmek mümkündür. Bodrum, canlı gece hayatıyla da tanınır, ancak bu eğlencenin pahalı olması anlamına gelmez. Sahil kenarındaki barlar ve gece kulüpleri, Bodrum’un simgelerinden olan barlar sokağı, uygun fiyatlı içecekler ve ücretsiz giriş imkanlarıyla tatilcilerin bütçesini zorlamadan eğlenmelerini sağlamaya devam etmektedir. Ayrıca, yerel halkın katıldığı açık hava etkinlikleri ve festivaller de belediye ve organizasyon yapan STK’lar tarafından ücretsiz olarak sunulmaktadır. Bodrum, sunduğu bu ekonomik tatil seçenekleriyle her yıl yüz binlerce tatilciyi ağırlamaktadır. Hem doğal güzellikleri hem de herkesin istediği tatil imkânlarıyla Bodrum, Türkiye’nin en gözde tatil destinasyonlarından biri olma unvanını sürdürmektedir. Tabii ki lüks markaların basının çok daha fazla ilgisini çekmesini anlıyoruz. Ancak Bodrum’u marka haline getiren tüm bu değerleri de yeniden kamuoyuna hatırlatmak istiyoruz.

Yüksek enerjili eklektik bir atmosfer: Hyde Beach

Yalnızca yetişkinlere özel her şey dahil boho-chic cenneti Hyde Bodrum’un yüksek enerjili eklektik bir atmosfer sunduğu restoranı Hyde Beach, misafirleri büyülemeye devam ediyor.

Gün boyu süren partiler, konsept sanat atölyeleri, yerli ve dünyaca ünlü DJ’lerin performansları ile yemyeşil bir tabiat parkının yanında konumlanan Hyde Beach, misafirlerine sezon boyunca yüksek enerjili eklektik bir atmosfer sunuyor.

HVMZA, Tuğçe & Santi, Aaron Sevilla ve daha fazlasının da aralarında bulunduğu en sevilen sanatçı ve DJ’lere ev sahipliği yapan beach, gün batımı seanslarında eğlence dolu bir müzik serisi sunuyor. Misafirler, her salı ve perşembe Hyde Beach’in akustik performansları eşliğinde yıldızların altında dans etmeye veya Allen Hulsey’in akustik melodileriyle yaz akşamlarını kutlamaya davetli.

Asya dokunuşlarıyla zenginleştirilmiş Akdeniz atıştırmalıklarıyla tasarlanan menüsüyle benzersiz bir lezzet deneyimi sunan Hyde Beach, DJ performansları ve kokteyller ile gün batımına kadar atıştırmalık, yiyecek ve içeceklerle dolu bir masada geçireceğiniz keyifli anların vazgeçilmez mekanı. Deniz mahsullü linguini, popcorn suşiler, sashimi, levrek ceviche, somon tartar, çıtır mantı, dana bonfile ve baby kalamar gibi Asya ve Akdeniz mutfağından imza lezzetlerin yer aldığı menüsü, Tropic Thunder, Coconut Collins ve Frose All Day gibi özel kokteylleri Hyde Beach’in yüksek enerjili eklektik atmosferi için gereken enerji kaynağı olacak.

Dolunayda gerçekleştirilen Full Moon Yoga, Verda Samanlı ile Sanat Atölyesi, Full Moon DJ Performans ve kokteyl atölyeleri ise Hyde Beach’in tesadüfi anların cazibesini yansıttığı birkaç küçük andan sadece birkaçı.

Avantgarde Refined Yalıkavak’tan Bodrum’a lezzet katan yeni mekanlar

Avantgarde Refined Yalıkavak’tan Bodrum’a lezzet katan yeni mekanlar

Avantgarde Refined Yalıkavak; The Red Balloon, Tenzo ve Butterfly gibi iddialı yeni mekanlarıyla misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.

Avantgarde Collection Executive Chef’i İlker Erdoğan ve ekibinin, Türk ve dünya mutfağının imza lezzetlerini eşsiz yorumlarıyla buluşturduğu Ace Restaurant bu yaz da misafirlere benzersiz bir gastronomik yolculuk sunmaya devam ederken Michelin Genç Şef Ödüllü Ulaş Durmaz’ın Ege ve Akdeniz mutfağından esinlenen kendine özgü lezzetlerini Bodrum’a taşıyan The Red Balloon, Pan-Asya akımına sadık kalma hedefiyle minimal ve rafine mutfak sunan Tenzo ile Türkiye’de artizan çikolatanın öncüsü Butterfly bu yaz Bodrum’da yeni tat keşiflerine ortak oluyor.