Yazılar

Temizlik takıntısının kökeni geçmiş travmalara dayanıyor

Temizlik takıntısının kökeni geçmiş travmalara dayanıyor

Saatlerce temizlik yapan, ellerini, saçlarını yıkayan, hayatını temiz olmak üzerine kuran kişiler, bu takıntı yüzünden çok zor bir hayat yaşıyor. Ancak bu takıntıdan kurtulmak sanıldığından daha kolay.  Temizlik hastalığının tedavisinde çoğu kez psikoterapinin yeterli olduğunu söyleyen Psk. Didem Çengel temizlik takıntısına ilişkin merak edilenleri anlatıyor.

Sil, süpür, toparla hopp olmadı elleri bir daha yıka, kapının dışında soyun ve koşa koşa banyoya git, tekrar sil, süpür silkele, toparla… Kirlenmiş midir herhangi bir yer? Mutfak da temizlensin tamam! Şimdi yeniden, bir, iki, üç, dört ve beş! Evet, beş kere yıkadık elleri… Üç kere şampuan yapmazsam kesin kötü bir şey olacak… Saatler süren, bir türlü bitmek bilmeyen, asla yeterli olduğuna inanılmayan temizlik rutinleri… Peki, temiz olmak neden insanın hayatını zorlaştırır? Bu sorunun yanıtını Psk. Didem Çengel veriyor.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), kişinin günlük yaşam aktivitelerini bozacak şekilde tekrarlayan düşünce ve davranış örüntüsüne girmesi olarak tanımlanıyor. Psk. Çengel, zihinde istemsiz bir şekilde beliren ve kişide huzursuzluk yaratan düşüncelere obsesyon (takıntı), bu obsesyonların yarattığı huzursuzluğa karşı kişinin rahatlamak için yaptığı davranışlara kompulsiyon veya ritüel dendiğini anlatıyor. Temizlik takıntısının bir obsesif kompulsif bozukluk olduğunu söyleyen Psk. Çengel, farklı nedenlerle ortaya çıkabilen hijyen takıntısının kökeninin genellikle geçmiş yaşam travmalarına dayandığına dikkat çekiyor. Çengel, şöyle devam ediyor: “Aile içerisinde kurulan bağın niteliği, ebeveynlerin pek çok davranışı, pis, kirli ya da kötü olarak değerlendirmesi, aile üyelerinin temizlik hastalığı, cinselliğin günah, ayıp ve pis olarak değerlendirilmesi ve bastırılması, şiddete maruz kalmak, ilgi ve ihtiyaçlarının karşılanamadığı bir ortamda yetişmek bu takıntıya neden olabiliyor. Ayrıca çevresel ve genetik faktörlerin etkisini de göz ardı etmemek gerekiyor.”

 Temizlik hastalığının belirtileri nelerdir?

“Bir kişinin günlük yaşamının akışını bozan, işlevselliğine engel olduğunda, hayatın normal akışı içerisinde devam etmekte zorlanmalar başladığında ya da çevreyle ilişkiler etkilendiğinde temizlik hastalığından söz edilebilir” diyen Psk. Çengel, tüm bunların dışında kişinin belirgin bir kirlilik ya da dağınıklık olmasa bile yoğun bir temizlik yapma isteği duymaya ve saatlerce bitmek bilmeyen şekilde temizlik yapmaya başladığında bunun bir sorun haline dönüştüğünün altını çiziyor. Temizlik hastaları için kişisel temizliğin çok önemli olduğunu söyleyen Psk. Çengel, bu kişilerin duş alma sürelerinin diğerlerine göre daha uzun olduğunu ve ne kadar yıkansalar bile akıllarının bir köşesinde hala tam anlamıyla temizlenmediğine dair soru işaretleri bulunduğunu ifade ediyor.

Sürekli kirlenme korkusuyla karşı karşıya kalan temizlik hastalarının tekrarlayan bir şekilde el yıkama takıntısına sahip olduğunu hatırlatan Psk. Çengel, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bazı ileri vakalarda elleri sık sık ve bazı hijyen maddeleriyle yıkamak kaynaklı yaralar ya da çatlaklar oluşabilir. Temizlik yaparken 3, 5, 7 gibi tekrarlara ihtiyaç duyması da başka bir davranış örüntüsüdür. Temizlik hastaları özellikle yaşadığı alana dışarıdan gelen her şeyi pis bulduğu için defalarca kere yıkama gereksinimi hissedebilir. Ne kadar temizlik yapılırsa yapılsın yeterli gelmez, pis olduğu düşüncesi devam eder, pislikten arınmadığını düşünür. Temizlik hastalığı yaşayanlarda da bazı durumlara karşı takıntılı davranışlar görülebilir. Bazı hastalarda sürekli olarak kirli olma düşüncesi kendini gösterirken, bazı temizlik hastaları karşılaşılabilecek olumsuz durumlar ile tekrarlayan düşüncelere sahip olduğu davranışlarını kaçınmak amaçlı yineleyebilir. Örneğin; ellerimi üç kez yıkamazsam, anneme bir şey olabilir.”

Psikoterapiyle tedavi mümkün

Psk. Çengel, temizlik hastalığının tedavisinde bazı vakalarda ilaç tedavisi ve psikoterapi önerilirken, çoğu kez psikoterapinin yeterli olduğunu söylüyor. OKB ve takıntıların tedavisinde kullanılan en etkin yöntemin bilişsel davranışçı terapi yöntemi olduğunu anlatan Psk. Çengel, “Aslında temizlik hastalarıyla tedavi sürecinde en önemli aşama bilişsel yeniden yapılandırma yapabilmektir. Zihnimiz olumsuza odaklanma eğilimindedir. Takıntı ise zihnin olumsuz filtresine sürekli odaklanıp, tuzağa düşüren ve sizi sürekli esir gibi hayata yerden bakmanıza neden olan, tekrarlara sahiptir. Bilişsel terapiyle yapılan yeniden çerçeveleme, kişinin çarpıtılmış düşünceleriyle çalışır. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse; çok yoğun temizlik takıntısı yaşıyorsanız gerçekten neyi temizlemeye çalıştığınıza bakın, elleriniz ya da eviniz değil temizlemeye çalıştığınız aslında düşünceleriniz. 50 kez yıkadığınız şey, düşünceler ve kaygınız…”

Tüm tekrarlayan davranışların düşünceler ve onun yarattığı kaygıyı giderebilmek için gerçekleştiğini belirten Psk. Çengel, dünyaya düşüncelerle bakarsak kaygıların peşimizi bırakmayacağını söylüyor. Düşünceler algısal olduğunu, algıların ise bazen kişiyi yanıltabileceğini hatırlatan Psk. Çengel, zihnin olumsuz hikâyelere odaklanma eğiliminde olduğunu anlatıyor. Çengel, şöyle devam ediyor: “Eğer bu olumsuz hikâyelerde kaybolursanız elinizi de evinizi de temizler durursunuz. Bunun için her düşüncenin akış halinde olduğunu ve misafir olduğunu kabul etmek gerekiyor. Aile ve çevre desteği unutulmadan bir uzman eşliğinde bu düşünceleri keşfedebilirsiniz. Kirlenmekten kaçmak için temizlemek yerine kirlenebilme ihtimalini kabul edebilir, tekrarlayan düşünceleri rahatlatmak için yapılan döngüsel davranışları görebilirsiniz.”

G&G Sanat Merkezi kapılarını Devrim Erbil sergisi ile açılıyor

G&G Sanat Merkezi kapılarını Devrim Erbil sergisi ile açılıyor

Ekim ayında ilk defa kapılarını açacak olan G&G Sanat Merkezi, Çağdaş resim sanatının Türkiye’de ki en önemli temsilcilerinden Devrim Erbil’ in   “ÇEŞİTLEMELER” temalı sergisini 2 Ekim – 2 Kasım tarihleri arasında izleyicilerle buluşturacak.

Ressam Güher Elçiçek tarafından açılacak G&G Sanat Merkezi, yepyeni bir heyecanla,  sanata öncülük ederek Anadolu yakasının en önemli merkezlerinden olmaya aday.  İlk açılış sergisini,  Türk resminin en önemli temsilcilerinden olan Devrim Erbil’in ‘Çeşitlemeler’ sergisi ile yapacak olan merkezin galeri mekanında, sanatseverler, sanatçının çeşitli dönemlerine ait pentür, baskı ve halı eserlerinden oluşan geniş bir seçkiyi izleyecekler.

Küratörlüğünü Ressam Ahmet Özel’in yaptığı, G&G Sanat Merkezi’nde düzenlenen Devrim Erbil’ in   “ÇEŞİTLEMELER” sergisi 2 Ekim – 2 Kasım tarihleri arasında hergün 11:00 -18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Adres; Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi, Oramiral Kemal Kayacan Sokak,  NO: 2 BEYAZ KÖŞK, GÖZTEPE – Telefon;  0216 3585600

Ankara Coffee Festival Ekim ayında başlıyor

Ankara Coffee Festival Ekim ayında başlıyor

Ankara Coffee Festival, 5. Kez Bilkent Center’da kahveseverlere dopdolu bir içerikle 1 Ekim Dünya Kahve Günü’nde kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Dream Sales Machine tarafından düzenlenen Ankara Coffee Festival, 1-2-3 Ekim 2021 tarihleri arasında Bilkent Center’ın ana sponsorluğunda gerçekleşecek.

Şehri uyandıran kahve festivalinde, birbirinden nitelikli kahve lezzetleri, kahve dükkanları, kahvenin tüm paydaşları, keyifli konserler, seminerler ve workshoplar ziyaretçilerle buluşacak. Ankara Coffee Festival’inde üç günde 24 canlı konser gerçekleşecek.

Festival, Gökhan Türkmen, Can Bonomo, Bedük gibi tanınmış isimleri ağırlayacak. Ayrıca genç yetenekler ve Ankaralı müzik grupları da Ankara Coffee Festival’de performanslarını sergileme fırsatı bulacak.

Festival biletleri www.dsmbilet.com’da satışa sunuldu

BMW Golf Cup Türkiye elemeleri bugün başlıyor

BMW Golf Cup Türkiye elemeleri bugün başlıyor

Dünyanın en büyük amatör golf turnuvası BMW Golf Cup’ın 2021 Türkiye Elemeleri, Borusan Otomotiv’in ev sahipliğinde, 16-19 Eylül tarihlerinde İstanbul Golf Kulübü’nün sportif direktörlüğünde Silivri Marmara Golf Sahası’nda gerçekleştirilecek.

Borusan Otomotiv’in ev sahipliğinde 2006 yılından bu yana düzenlenen ve bu yıl 16’ncısı gerçekleştirilecek olan turnuvada, belirli handikap puanlarına ulaşmış amatör golfçüler Aralık ayında Dubai’de düzenlenecek BMW Golf Cup Dünya Finali’nde ülkemizi temsil etmek üzere mücadele verecek.

Erkekler A, Erkekler B ve Kadınlar kategorilerinin yanı sıra geleceğin golf yıldızları da Minikler A, B ve C Kategorilerinde dereceye girebilmek için kıyasıya yarışacak.

Atıksız Yaşam’a ödül

Atıksız Yaşam’a ödül

Kadıköy Belediyesi’nin başlattığı Atıksız Yaşam Hareketi’nin bir parçası olan Atıksız Dükkan, 2021 yılı Sağlıklı Şehirler En İyi Uygulama ödülüne layık görüldü.

Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’nin bu yıl 12’ncisini düzenlediği Sağlıklı Şehirler En İyi Uygulama Yarışması’nın ödülleri sahiplerini buldu. Kadıköy Belediyesi’nin geçtiğimiz yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde açtığı Atıksız Yaşam Dükkan’ı Sağlıklı Çevre kategorisinde ödüle layık görüldü. Kadıköy Belediyesi’nin Atıksız Yaşam Hareketi’ni destekleyen; tek kullanımlık ürünler yerine uzun ömürlü, sürdürülebilir ve ekolojik ürünlere erişim imkanı sunan; tüketiciyle yerel ürün ve üreticiyi buluşturan Dükkan’da ürünler cam kavanoz, bez torba veya evden getirilen kaplara konularak tüketicisine sunuluyor. Toprağa, havaya, suya sahip çıkmak; yerel tohumlardan sürdürülebilir, sağlıklı gıdaları mevsiminde temin etmek amacıyla açılan Dükkan’da sadece gıda değil, zehirli kimyasallardan uzak olan, doğal ham maddeden üretilen temizlik ürünleri de yer alıyor.

 Akbank Mobil’de Western Union ile 7/24 uluslararası para transferi dönemi başladı

 Akbank Mobilde Western Union ile 7/24 uluslararası para transferi dönemi başladı

Akbank Mobil’e yeni gelen özellik ile uluslararası para transferleri artık şubeye gitmeden Western Union aracılığıyla yapılabiliyor.

Akbank şubelerinden ve Akbank İnternet’ten Western Union aracılığıyla yapılan para gönderme ya da para alma işlemleri artık Akbank Mobil üzerinden de gerçekleştirilebiliyor. Akbank müşterileri Akbank Mobil içerisindeki Western Union para transferi hizmeti özelliği ile  200’ü aşkın ülke ve bölgede 500.000’in üzerindeki Western Union hizmet noktasına diledikleri saat ve günde güvenle para gönderebiliyor, hem de adlarına gelen parayı hesaplarına kolayca teslim alabiliyorlar.

Akbank Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tugal, “Günümüz teknolojik trendi içinde mobil kullanımın her alanda belirgin bir şekilde artmaya devam ettiğini hep birlikte deneyimliyoruz. Bankacılık işlemlerinde de mobil kanal kullanımında büyük artışlar gözlemliyor ve finansal işlemlerini mobil kanaldan yapmayı tercih eden müşterilerimiz için Akbank Mobil uygulamamızda fonksiyon sayısını artırarak dijital ortamda bankacılık deneyimini geliştirmeye devam ediyoruz. Müşterilerimizin Western Union ile uluslararası para gönderme ve alma işlemlerini de Akbank Mobil’e ekleyerek daha kolay ve hızlı bir şekilde işlem yapmalarını sağladık.” dedi.

Kullanıcıların Akbank Mobil üzerinden Western Union işlemlerini gerçekleştirebilmesi için Akbank’ta vadesiz hesabının olmasının yeterli olduğunu paylaşan Mehmet Tugal, bu işlemden yararlanmak isteyen ve henüz Akbank müşterisi olmayan herkesin Akbank Mobil’i indirip, bilgilerini girdikten sonra kısa bir video görüşmesi yaparak, son derece basit ve akıcı bir deneyimle diledikleri zaman ve diledikleri yerden dakikalar içinde Akbank müşterisi olup hesap açabildiklerini de belirtti.

Gözlerini sık sık kırpıyor, kısıyor ya da ovalıyorsa… Dikkat!

Gözlerini sık sık kırpıyor, kısıyor ya da ovalıyorsa… Dikkat!

Okurken satırları kaydırıyor veya sürekli parmakla takip ediyor… Okurken veya yazarken kısa sürede dikkati dağılıyor… Harflere çok yakın bakıyor… İlkokula yeni başlayan çocuklarda oldukça sık görülen bu tür davranışlar ebeveynler tarafından ‘okuma-yazmayı’ yeni öğrendiği için doğal bir durum olarak karşılanabiliyor. Ancak dikkat! Bu alışkanlıkların altında, miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi ‘görme bozukluğu’ yatıyor olabilir! Acıbadem Maslak Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özgül Altıntaş, “Geç tanı gecikmiş tedavi demektir” uyarısında bulunarak, “Erken teşhis sayesinde görme bozukluklarının gözlük ile düzeltilmesi, görmenin hızlı öğrenildiği 8-9 yaş öncesi çocuklarda görme keskinliğinin artışını sağlıyor. Tedavide geç kalındığında ise görme tembelliği kalıcı hale dönüşebiliyor. Görme bozukluğunun erken tanısı için çocuklar hiçbir yakınmaları olmasa dahi doğumdan sonraki ilk 6 ay-1 yaş aralığında, 3. ve 6. yaşta mutlaka göz muayenesinden geçmeli. Ayrıca göz bozukluğuna işaret eden yakınmalarda zaman kaybetmeden bir hekime başvurulmalıdır” diyor.

Pause Sağlık, Pause Dergi

Prof. Dr. Özgül Altıntaş

Miyopi görülme yaşı düştü!

Prof. Dr. Özgül Altıntaş pandemi döneminde ‘basit miyopi’ olarak adlandırılan uzağı net görememe sorunun başlangıç yaşının ortaokuldan ilkokul öncesi döneme düştüğü uyarısında bulunarak, “Bunun nedeni ise pandemi sürecinde çocukların saatler boyunca ve çok yakından ekrana bakmalarıdır. Miyopi başladıktan sonra 20-25 yaşına kadar artar ve kişinin gözlük numarası büyür. Miyopinin erken yaşta başlaması finalde daha büyük numara ile sonuçlanır. Miyopide numara arttıkça retina (gözün sinir katmanı) sorunlarını beraberinde getirir. Miyopinin yanı sıra çok yakından uzun süreli ekran kullanımı çocuklarda gözlerde kayma, genellikle de içe kayma sıklığını da artırdı. Bu tür görme problemlerini önlemenin en etkili yolu ise doğru yakın çalışma kuralların uymaktır” diyor.

Pause Sağlık, Pause Dergi

Her 25 dakikada bir mola şart!

Prof. Dr. Özgül Altıntaş, çocuklarda görme bozukluğu oluşumunu önlemek için alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor:

  • 21 cm’den küçük ekranlara en az 25-30 cm uzaktan, büyük ekranlara da 50-60 cm uzaktan bakmalı.
  • Her 25 dakikada bir, 1-2 dakika kısa molalar vermeli ve bakışlarını uzağa yöneltmeli. Kısa molalarda ekranlı başka bir cihaz kullanmamalı.
  • İki kısa mola sonrasında biraz daha uzun mola daha etkili olacaktır. Tercihen dış mekan aktiviteleri yapması sağlanmalı.
  • Haftada en az 10-14 saat, güneş ışığının yeryüzüne dik gelmediği saatlerde dış mekanda zaman geçirmeli. Güneş ışığının violet dalga boyunun miyopiye gidişi azalttığı iddia edilse de, dış mekanda zaman geçirirken ekranlardan uzaklaştıkları için faydalı olabilir.

Pause Sağlık, Pause Dergi

Görme bozukluğunun 8 önemli sinyali!

Aşağıda yer alan belirtilerde çocuğunuzun göz muayenesinden geçmesi, tedaviden başarılı sonuç alınmasında önemli bir rol üstleniyor.

  • Okurken veya televizyon seyrederken başını sürekli bir yöne çeviriyorsa,
  • Okulda tahtadaki yazıyı netleştirebilmek için sürekli kendini zorlaması nedeniyle sık sık baş ağrısı oluşuyorsa,
  • Okurken ya da yazarken kısa sürede dikkat dağılması veya dalgınlaşma problemi yaşıyorsa,
  • Gördüğünü netleştirme çabası sonucunda yorgun düşmesi nedeniyle ilgisinde azalma varsa,
  • Görüntüleri netleştirmek için sık sık gözlerini kırpıyor, kısıyor ya da ovalıyorsa
  • Okurken veya yazarken harflere çok yakından bakıyorsa,
  • Satırları kaydırıyor veya sürekli parmakla takip ediyorsa,
  • Ayakkabılarını bağlama, oyun oynarken topu tutma veya düğme ilikleme gibi el-göz koordinasyonu gerektiren işlerde zorlanıyorsa, zaman kaybetmeden bir göz hekimine başvurmanız gerekiyor.

Otsuka 100 yaşında

Otsuka 100 yaşında

Abdi İbrahim Otsuka’nın kurucu ortağı, Japonya’nın ilaç devi Otsuka Grubu, 100 yaşında.194 şirketi çatısı altında bulunduran Tokyo merkezli Otsuka Grubu ile tam 109 yıldır hayatı iyileştirme hedefiyle faaliyet gösteren Abdi İbrahim’in ortaklığı Abdi İbrahim Otsuka, iki şirketin asırlık köklü geçmişinden aldığı bilgi birikimi ve tecrübeyle her yıl güçleniyor.

ABDİ İbrahim Otsuka’nın (AİO) ortağı ve Japonya’nın en köklü ilaç firmalarından biri olan Otsuka Holding, 100’üncü yaşını kutluyor. Tıpkı Abdi İbrahim gibi nesillerdir “dünyadaki herkesin sağlığına ve iyiliğine katkı sağlamak” amacı taşıyan bir aile şirketi olan Otsuka Grubu, dünya çapında 136 üretim tesisi, 29 Ar-Ge Merkezi ve 47 bin çalışanıyla dünya devleri arasında yer alıyor.

Merkezi Japonya’nın başkenti Tokyo’da bulunan ve ilaç üretiminin yanında çok sayıda farklı alanda faaliyet gösteren 194 şirketi bünyesinde barındıran grup, 1921 yılında Naruto, Tokushima’da kimyasal ham madde üretimiyle faaliyetlerine başladı.  Psikiyatri alanında dünyanın en büyük üç ilaç firmasından biri olan Otsuka, teşhis ve tedavi amaçlı ilaçlar ile günlük hayatta sağlığı koruma ve iyileştirmeyi destekleyen besin takviyeleri gibi ilaç sanayinin iki ana kolunda hizmet veriyor. Grubun diğer iş kollarında ise gıda, kimya, tıbbi cihazlar, elektronik, kağıt ve paketleme, nakliye gibi çok farklı sektörler yer alıyor. İlaç üretimi ise Otsuka Grubu’nun en önemli iş kolunu oluşturuyor. İlaç alanında yurt dışı faaliyetlerinde en önemli ortaklığını ise Türkiye’de Abdi İbrahim ile kurduğu Abdi İbrahim Otsuka oluşturuyor.

İzmir’i “basketbol şehri” oluyor

İzmir’i “basketbol şehri” oluyor

Basketbolun İstanbul’dan çıkıp Anadolu’da yaygınlaşması için 55 yıldır emek harcayan, Türkiye’de ve Avrupa’daki istikrarlı başarıları ile İzmir’in basketbol ile özdeşleşmesini sağlayan Karşıyaka Spor Kulübü, Bornova Belediyespor ile örnek bir iş birliğine imza atıyor.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de futboldan sonra en büyük kitle sporu basketbol. Türkiye, dünyanın en iyi 20 basketbol ülkesi arasında yedinci sırada. İlk üçte ABD, İspanya ve Arjantin var. Bu ülkeleri Litvanya, Yunanistan ve Rusya takip ediyor. Oysa 85 milyonluk Türkiye, en azından 11 milyonluk Yunanistan ve sadece 2,9 milyonluk Litvanya’dan çok daha iyi takımlar çıkaracak potansiyele sahip.

Türkiye’nin en köklü kulüplerinden olan Karşıyaka Spor Kulübü (KSK), bu anlamda önemli bir iş birliğine imza attı. Profesyonel liglere daha fazla sporcu yetiştirmek ve İzmir’i gerçek anlamda bir basketbol şehri yapmak üzere Basketbol Süper Ligi’nin bir alt kategorisi olan Türkiye Basketbol Ligi’nin önemli takımlarından Bornova Belediyespor ile güç birliğine giden Karşıyaka SK, hem bünyesindeki gençlerin daha fazla maç yaparak deneyim kazanmalarını sağlayacak hem de üst liglere basketbolcu yetiştirecek. Bornova Belediyesi ile üç + üç yıl olmak üzere toplam 6 yıllık bir işbirliği anlaşması imzalayan Karşıyaka Spor Kulübü’nün yeni takımı bu sezon Türkiye Basketbol Ligi’nde Bornova Belediyespor Karşıyaka adıyla mücadele edecek.

İki takım arasında imzalanan iş birliği anlaşması için İzmir’de düzenlenen törene Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı Turgay Büyükkarcı, Altay Spor Kulübü Başkanı Özgür Ekmekçioğlu ve İzmirli iş insanları katıldı.

Lenfomanın ilk belirtisi ağrısız şişlikler

Lenfomanın ilk belirtisi ağrısız şişlikler

Lenf bezlerinde şişlik, istem dışı kilo kaybı, gece terlemeleri, ateş ve yorgunluk-halsizlik gibi belirtilerin yanı sıra tedavi ile gerilemeyen, inatçı ve büyüyen lenf bezleri lenfomanın habercisi olabiliyor. Özellikle ergenlik dönemi ya da 55 yaş sonrasında görülüyor lenfoma, tüm kanser türlerinin yüzde 5’ini oluşturuyor. Sık görülen kanser türlerinden biri olan lenfomanın sevindirici yönü şu ki, tedavi oranı oldukça yüksek. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Hematoloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Ant Uzay, hastalıkla mücadelede, bağışıklık sisteminin kanserle savaşını güçlendiren immünoterapinin ve kanserli hücrelerin birbiriyle iletişimini bozan hedefe yönelik ilaçların, ileri evre ve zorlu hastalarda bile umut ışığını artırdığına dikkat çekiyor. Öyle ki, tüm Hodgkin lenfoma hastaların yaklaşık yüzde 75’i iyileşebiliyor. Genç hastalarda iyileşme oranı yaklaşık yüzde 90’lara çıkıyor.

Pause Sağlık, Pause Dergi

En sık Hodgkin lenfoma görülüyor

Lenfomalar, çok sayıda alt grubu olan bir hastalık! Öncelikle Hodgkin ve Hodgkin dışı Lenfoma (non-Hodgkin lenfoma) olmak üzere iki ana alt gruba ayrılıyor. Ancak bunların da kendi alt tipleri bulunuyor. Hodgkin dışı lenfomanın en az 40-50, Hodgkin lenfomanın ise 6-8 alt tipi var. Ancak en büyük lenfoma grubu Hodgkin dışı lenfomalar. Öyle ki, Hodgkin lenfomalardan 8 kat daha fazla görülüyor. 2018 yılında tüm dünyada yaklaşık 500 bin kişi Hodgkin dışı lenfoma tanısı alırken, Hodgkin lenfoma tanısı alan kişisi sayısının 80 bin olduğu tahmin ediliyor.

 Yaş önemli bir risk faktörü

Kanser hastalığının genelinde olduğu gibi lenfomanın da nedeni bilinmiyor. Ancak bazı virüslerin bulaşması, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanılması, AIDS, ailede non-Hodgkin lenfoma öyküsü olması, tarım ilaçları ve benzeri bazı kimyasal maddelere maruz kalma gibi etmenler, Hodgkin dışı lenfoma için risk faktörleri olarak sıralanıyor. En önemli etken ise ilerleyen yaş. Her dört hastadan üçü 55 yaşın üzerinde. Hodgkin dışı lenfoma tanısı alan hastaların yaş ortalaması 67. Doktor Öğretim Üyesi Ant Uzay, Hodgkin türü için de şu bilgileri veriyor:

“Hastalığın bu türünde EBV (Ebstein Bar) virüsünün risk faktörü olduğu düşünülüyor. Erkeklerde daha sık görülen Hodgkin lenfomanın en çok rastlandığı yaş grupları 15-35 yaş arasındaki genç nüfus ve 55 yaş üstü yetişkinler. Öyle ki Hodgkin lenfoma 15-19 yaş arasında en sık görülen kanser türü olarak karşımıza çıkıyor.”

Pause Sağlık, Pause Dergi

Ağrısız şişlikler ilk belirti

Lenfomaların tipik belirtisi, ele gelen ağrısız şişlik oluyor. Büyümüş lenf bezlerinin genellikle orta sertlikte ve lastik kıvamında olduğu biliniyor. Hastalar özellikle boyunda, koltuk altında veya kasık bölgesinde şişlikleri fark ediyorlar. Büyüyen lenf bezleri, bası yapabiliyor. Bu da nefes darlığı, yüz ile boyunda şişlik, karın ağrısı ve karında şişlik gibi şikayetlere yol açabiliyor. Fakat her ele gelen, şişmiş lenf nodu, lenfoma anlamına gelmiyor. Enfeksiyonlarda da lenf bezleri şişiyor ve bir süre sonra küçülüyor. Özellikle tedavi ile gerilemeyen, inatçı ve büyüyen lenf bezleri lenfoma habercisi olabiliyor. Ayrıca ateş, gece terlemesi, son altı ayda vücut ağırlığının yüzde 10’undan fazla kilo kaybı ve şiddetli kaşıntı da belirtiler arasında sayılıyor.

Tedavi hastalığın türüne göre belirleniyor

Nadir görülen bazı türlerinin dışında lenfoma tedavi edilebilir hastalık grubunda yer alıyor. Lenfomanın türü tedavi rotasını da belirliyor. Lenfomalar, büyüme hızlarına göre derecelendiriliyor. Bu, hem hastalığın seyri hem de tedavi kararı açısından önemli. İndolent adı verilen düşük dereceli lenfomalar (sessiz seyirli) yavaş ilerledikleri için genellikle tedaviye acilen başlamak gerekmiyor. Hastalar uzun süre iyi bir yaşam kalitesi ile yaşamlarını sürdürüyor. Bu hastalar için uzmanlar ‘bekle ve izle’ yaklaşımı ile hareket ediyor. Hastalar yakından takip ediliyorlar. Orta ve yüksek dereceli Hodgkin dışı lenfomalarda ise seyir daha agresif oluyor. Kanser, hızla ilerleyebiliyor. Dolayısıyla bu grup hastaların tedavisine vakit kaybedilmeden başlanıyor; daha yoğun ve etkili tedavi yöntemleri tercih ediliyor.

Pause Sağlık, Pause Dergi

Yeni tedaviler

Lenfoma tedavisinde kullanılan yeni yöntemler, tedavi başarısını giderek artırıyor. Öyle ki, tüm gruplarda yüzde 80’lere ulaştırabiliyor. Tüm hodgkin lenfoma hastaların yaklaşık yüzde 75’i iyileşebiliyor. Genç hastalarda iyileşme oranı yaklaşık yüzde 90’lara çıkıyor. Tedavide ise genel olarak kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik akıllı ilaçlar, hücresel tedaviler ve kemik iliği nakli yöntemleri kullanılıyor. Ve her bir yöntemde yaşanan gelişmeler, lenfomanın tedavisini başarısında önemli katkılar yaparak tedavi başarısını yükseltiyor.

İmmünoterapi

İmmünoterapi ilaçları, lenfoma hücrelerine yapışarak, immün sistemi harekete geçmesi için uyarıyor. İmmün sistemi ise savaşçı hücrelerini göndererek, tümörün yüksek oranda küçülmesini sağlıyor. Lenfoma hastalarının tedavisinde önemli bir yeri olan kemoterapi ile birlikte kullanılan monoklonal antikor tedavisi, her lenfomaya göre farklı olsa da, başarıyı artıran bir başka faktör. Doktor Öğretim Üyesi Ant Uzay, yeni gelişmeler sayesinde tedavi sırasında yan etkilerin de azaldığına dikkat çekerek “Tüm hastalık sürecinde hastalığın kendisinden veya tedavinin olası yan etkilerinden dolayı oluşabilecek mide bulantısı, enfeksiyon, halsizlik, ağrı gibi sorunlarla baş etmesine yardımcı olan ve hastanın yaşam kalitesini artıran destek tedaviler de gelişiyor” diyor.