Yazılar

Jolly ile Kapadokya renkli bir tatil 

Jolly ile Kapadokya renkli bir tatil

Türkiye’nin doğası, tarihi, mimarisi ve kültürel zenginlikleri ile Kapadokya’nın cennet köşelerini keşfetmeye ne dersiniz? Attığınız her adım, gördüğünüz her manzarada heyecanlanacağınız bir tatil planlıyorsanız Jolly sizleri Kapadokya’ya davet ediyor. Gizemli hikayeleri, eşsiz deneyimleri ve göz alıcı motifleriyle Kapadokya sizleri bekliyor!

Uçan balonların üzerinden medeniyetin başkentini seyretmek isteyenlerin rotası olan Kapadokya’nın kendine has dokusunu hissedebilir, peri bacaları arasında ata binebilir ve ATV sürmeyi deneyebilirsiniz. Peri bacaları oluşumlarını yakından görebilir, yer altı şehirlerini ziyaret edebilir, çömlek atölyelerinde çömlek yapımını deneyimleyebilir; motifleriyle büyüleyen kilimler arasında kaybolabilir ve dahası Kapadokya’nın kendine özgü eğlencesini görebilir ve tadı damağınızda kalacak lezzetlerini tadına varabilirsiniz.

Tüm bu deneyimleri ve daha fazlasını istediğiniz zaman Jolly’nin Kişiye Özel Kapadokya Tatili Paketleriyle seçtiğiniz cave otelde 2 gece 3 gün konaklama 369 TL’den başlayan fiyatlarla deneyimleyebilirsiniz. Jolly’nin kişiye özel tatil paketleriyle belli bir plana bağlı kalmadan seçtiğiniz otelde konaklama seçeneği, belirlediğiniz günlerde günübirlik keşif turları, yine belirlediğiniz günlerde tatilinizi zenginleştirecek yöreye özgü aktiviteler ve dahası sizleri bekliyor.

Almanya turizm şehirlerimiz riskli ilan etti

Almanya turizm şehirlerimiz riskli ilan etti

Yaz başında Antalya, İzmir, Muğla ve Aydın’ı haricînde seyahat uyarısını kaldıran Almanya, neden yasak getirdiğini açıkladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ”Semptom göstermeyen vakaları istatistiklere dahil etmiyoruz” açıklamasının İngiltere Türkiye’yi seyahat koridoru listesinden çıkarmıştı. İngiliz Dışişleri Bakanı Grant Shapps, vaka sayılarının DSÖ standartlarına göre bildirmediği için Türkiye’yi seyahat koridoru listesinden çıkardıklarını açıklamıştı.

Almanya’nın, daha önce istisna tuttuğu Antalya, Muğla, Aydın ev İzmir’i de riskli ilan etmesinin aynı gerekçeden kaynaklandığı ortaya çıktı.

DW Türkçe’nin Der Spiegel’den aktardığı haberde Almanya’nın, vakaları doğru raporlamadığı gerekçesiyle Türkiye’ye nota verdiği belirtildi.

Almanya hükümeti, koronavirüs vakaları ile ilgili uyguladığı bilgi paylaşım yöntemleri nedeniyle Türkiye’ye eleştirilerde bulundu. Der Spiegel’e açıklamalarda bulunan bir Alman Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Türkiye’den salgın hakkındaki “haberlerin ve verilerin yeniden uluslararası standartlara göre açıklanmasının” talep edildiğini dile getirdi. Sözcü, bununla ilgili olarak geçen ekim ayı başında Ankara’ya sözlü nota verildiğini de sözlerine ekledi.

Der Spiegel’in haberine göre Almanya bu adımı, Türkiye’nin, enfekte olmasına rağmen semptom göstermeyen kişileri istatistiklerden çıkarması üzerine attı. Ankara’nın bu uygulamasının, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından belirlenen normlara uymadığını vurgulayan Bakanlık sözcüsü, böyle bir değerlendirmede enfekte olmuş çok sayıda kişinin istatistiklere girmediğini ifade etti.

Gazella Turizm’in yeni seyahat konsepti “Gezgin Yaka”

Gazella Turizm’in yeni seyahat konsepti “Gezgin Yaka”

27-39 yaş aralığındaki ileri seviye gezginler için tasarlanan Gezgin Yaka konsepti kapsamında Gazella Turizm misafirleri yoğun iş ve yaşam temposuna dünyanın dört bir yanındaki destinasyonları keşif ve sosyalleşme keyfiyle mola verecek.

Özellikle genç-yetişkin profesyonellerin yoğun iş ve yaşam temposu karşılığında doğan seyahat ihtiyaçlarına yönelik olarak tasarlanan Gezgin Yaka konsepti kapsamında Gazella misafiri Gezgin Yakalar, dünyanın farklı destinasyonlarını birlikte keşfedecekler.

Saklı maliyetlerin bulunmayacağı Gezgin Yaka konsepti dahilinde misafirler, hem Gazella tarafından tasarlanmış erişilebilir fiyatlı bir tatil deneyimini yaşayacak hem de sosyalleşip iş çevrelerini geliştirebilecek.

Dünyayla birlikte insanların seyahat ve gezi alışkanlıklarının da değiştiğini vurgulayan Gazella Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Velit Gazel, “Bu zamana kadar düzenlediğimiz binlerce turdan öğrendiklerimiz, yol arkadaşlığı yaptığımız on binlerce gezginden aldığımız yorumlar yepyeni bir konseptin tohumlarını attı ve Gezgin Yaka’yı ortaya çıkardı. Gazella Turizm farkıyla, bir yandan üretirken diğer yandan da dünyayı keşfeden ‘Gezgin Yakaları’ destinasyonlarımızı erişilebilir fiyatlarla keşfetmeye çağırıyoruz” diye konuştu.

2020 Patara yılına özel Patara’nın bilinmeyenleri  

2020 Patara yılına özel Patara’nın bilinmeyenleri

Türkiye, geçmişten günümüze birçok uygarlığa ev sahipliği yaptı. Ülkemizde turizm sektörüne katkıları olan kültürlerin tanıtımı için 2018 Troya, 2019 Göbeklitepe, bu yıl da Patara yılı olarak ilan edildi. Geçmişi M.Ö. 13. yüzyıla dayandığı öngörülen Patara’da kazı çalışmaları ilk olarak 1988 yılında başladı. 32 yılda bölgeden Patara Yol Anıtı, Meclis Binası, antik tiyatro, Neron Deniz Feneri, hamamlar, ana cadde, kiliseler ve bazilika başta olmak üzere binlerce tarihi eser gün yüzüne çıkarıldı.

Çağlar boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan Türkiye toprakları, yedi bölgesinde de farklı kültürlerin izlerini taşıyor. Bu tarihsel ve kültürel miraslar ülkenin yurt dışındaki turizm tanıtımları için büyük önem arz ediyor. Bu nedenle 2018 Troya, 2019 Göbeklitepe, 2020’de Patara yılı olarak ilan edildi. Peki, Patara Antik Kenti hakkında neler biliyorsunuz?  Günümüzde Antalya il sınırları içerisinde kalan bu eşsiz antik kente dair her şeyi bu yazıda okuyabilirsiniz.

Patara’nın tarihsel önemi

Patara’da yerleşimin M.Ö. 13. yüzyılda başladığı düşünülüyor. Coğrafi yapısı ve konumu itibarıyla doğal bir liman olan Patara, bu avantajıyla yüzyıllar boyunca önemini korudu.  M.Ö. 168/167 yılından M.S. 43 yılına kadar Likya Birliği’nin başkenti olan şehir, bu tarihten sonra kaynaklarda Roma’nın eyaleti olarak geçiyor. Mitolojiye göre Apollon ve Artemis’in doğduğu yer olarak bilinen Patara, aynı zamanda “Noel Baba” olarak bilinen St. Nikolaos’un da doğduğu ve büyüdüğü yer olarak anılıyor.

Antik kent 1981 yılında bulundu

1981 yılında Prof. Dr. Fahri Işık ve ekibi tarafından bulunan Patara Antik Kenti’nde ilk kazı çalışmaları 1988 yılında başladı. İlk olarak Prof. Dr. Fahri Işık önderliğinde başlayan kazılara bugün Prof. Dr. Havva İşken Işık başkanlık yapıyor. 32 yılda bölgeden Patara Yol Anıtı, Meclis Binası, antik tiyatro, Neron Deniz Feneri, hamamlar, ana cadde, kiliseler ve bazilika başta olmak üzere binlerce tarihi eser gün yüzüne çıkarıldı. Bir kısmı gönüllü arkeologlardan oluşan kalabalık bir ekip, titizlikle çalışarak muhteşem bir antik kenti günümüzle buluşturmaya devam ediyor.

Dünyanın “ilk”leri, “tek”leri ve “en”leri burada

Tarihi boyunca çeşitli sebeplerle bölgenin en önemli şehri olan Patara, Xanthos Vadisi’ndeki denize açılabilecek tek yer olmasıyla önemini katlıyor. Tarihteki ilk demokrat meclisi olan “Likya Birliği Meclis Binası”na ve İmparator Neron’un yaptırdığı dünya üzerinde kendi orijinal malzemesiyle ayağa kaldırılabilecek olan tek fenere ev sahipliği yapan Patara’da Osmanlı döneminden kalan ilk telsiz telgraf istasyonu da bulunuyor.

  Gün batımını izlemek için ideal bir destinasyon

Türkiye’nin en uzun plajlarından birine sahip olan Patara Plajı ise yerli ve yabancı turistleri kendine hayran bırakıyor. 18 km boyunca uzanan saf kumdan plajı ile görenleri mest eden Patara’da yüksek kum tepeleri bulunuyor. Aynı zamanda Caretta Caretta yani deniz kaplumbağalarının yumurtlama alanı olan bu sahile girişler saat 08:00-19:00 arasında izin veriliyor.

Dört mevsim gezilebilecek Akdeniz kıyılarında bulunan antik şehrin ziyaret saatleri kış ve yaz dönemi olarak değişiklik gösteriyor. Muğla-Antalya il sınırına yakın olan antik şehre hem hava hem de karayoluyla gidilebiliyor. Patara’ya yakın konaklama yerlerinin bir kısmı Gelemiş Köyü’nde bir kısmıysa Kaş ve Kalkan’da bulunuyor. Çoğunluğu butik otel ve pansiyon olan bu işletmelerde sadece oda ve/veya oda-kahvaltı hizmeti alabilir ve bu eşsiz tarihin tüm detaylarını gezerek öğrenebilirsiniz.

Enuygun.com

Jolly 2021 stratejisini belirledi

Jolly 2021 stratejisini belirledi

34 yıldır Türk seyahat severlerin tüm seyahat arayışlarına yönelik ürünler sunan Jolly, Fairmont Quasar İstanbul’da tüm yöneticileri ile bir araya geldi. Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mert Vardar’ın katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, 2020 değerlendirmesi yapılırken 2021 hedef ve planlamaları konuşuldu.

İstanbullular bu yaz en çok İstanbul’a yakın yerleri ve butik otelleri tercih etti

İstanbullular bu yaz en çok İstanbul’a yakın yerleri ve butik otelleri tercih etti

Pandemi, bu yılki tatil alışkanlıklarımızı da değiştirdi. İstanbul’a yakın yerler ve adalar bu yazın en popüler destinasyonları oldu. Geçtiğimiz yıllarda ortalama yedi gün olan tatil süresi, bu yıl ortalama beş güne indi. Tatile en çok çıkan kesim ise 25-35 yaş arası gençler oldu.

En çok 25-35 yaş arası gençlerin uçak bileti satın alırken, Bu yaş grubunu 18-24 yaş arası gençler izledi. Uzun bir süre sokağa çıkma yasağı uygulanan 65 yaş üstü vatandaşların ise uçak bileti satın alma oranı yalnızca yüzde 2 oldu.

Geçtiğimiz yıllarda yazın gidiş dönüş ortalama yedi günlük bilet satın alınırken, bu yaz Kurban Bayramı haftası dışında gidiş dönüş ortalama beş günlük bilet aldı. Uçak ve otobüs biletlerinde İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Trabzon ve Diyarbakır başı çekerken uçak biletinde ortalama bilet fiyatı 400 TL, otobüste ise 154 TL oldu.

Enuygun.com

Turizmde yaraları yerli turist saracak!

Turizmde yaraları yerli turist saracak!

Türkiye’nin önde gelen turizm portalı Tatilsepeti’nin Genel Müdürü Koray Küçükyılmaz ve Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Karayal, dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sonrası turizm sektörünün genel durumu ve sektörün önümüzdeki döneme ait beklentilerini açıklamak adına sektörde bir ilki gerçekleştirerek online basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın toplantısında, Küçükyılmaz ilk çeyrekte yurt dışından gelen ziyaretçi sayısının geçen seneye göre %20,5 oranında azaldığını ve Mart ayında ziyaretçi sayısının %64,7 oranında gerilediğini belirtirken, Karayal koronavirüs salgını sonrası turizm sektörü ve tatil alışkanlıklarının değişimi hakkında açıklamalarda bulundu.

Tatilsepeti üzerinden gerçekleştirilen anket sonuçlarını da açıklayan Küçükyılmaz, ankete katılanların %60’ının salgın sonrası bu sene içinde seyahat etmek istediğini ve ankete katılanların büyük çoğunluğunun tatil için yurt içi seçenekleri değerlendirdiğini açıkladı.

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınında, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu durumdan en çok etkilenen pazarların başında turizm sektörü yer alıyor. Türkiye’nin önde gelen turizm portalı Tatilsepeti’nin Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Karayal, Covid 19 salgını nedeniyle turizm sektöründe büyük kayıplar yaşandığını, havayolları, tur operatörleri, seyahat acenteleri, oteller ve benzeri bütün turizm bileşenlerinin bu durumdan olumsuz etkilendiğini belirtse de, iç pazarda geri dönüşün beklenenden hızlı olacağını söylüyor.

Tatil alışkanlıkları değişecek

Basından gelen soruları yanıtlayarak koronavirüs salgını sonrası tatil alışkanlıklarının da değişeceğini söyleyen Karayal, “Salgın, hayatta kalma, güven duyma ve tedbirli olma gibi insanların en temel duygularını değiştirmiş durumda. Her birey, farklı güvenlik algısına sahiptir; ancak çok önemli bir kitleyi önümüzdeki birkaç yıl etkileyecek sosyolojik ve psikolojik olgulardan bahsediyoruz. Bu olgular, her türlü satın alma ve tüketim alışkanlıklarına; dolayısıyla tatil yapma, seyahat etme alışkanlıklarına da etki edecek. Konaklama tesisleri ve havayolları kendi içlerinde birtakım önlemler almaya başladı.  Ancak, bu önlemleri misafirlerimize doğru şekilde anlatmak ve sunmak da çok önemli; burada biz seyahat acentalarına görev düşüyor” açıklamasında bulundu.

%60’lık bir kesim tatil planı yapıyor

Tatilsepeti Genel Müdürü Koray Küçükyılmaz, “TatilSepeti ailesi olarak, misafirlerimizin hem otellerden hem de biz seyahat acentalarından beklentilerini öğrenmek adına bir anket düzenledik. Bizden daha önce rezervasyon yaptıran misafirlerimiz ve sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip eden tatil severlerimize, hangi şartlar sağlanırsa gönül rahatlığı ile tatile gidebileceklerini sorduk. Anket sonuçlarına göre; misafirlerimizin %40’ı bu sene korona riski azaldıktan sonra dahi tatile gitmeyi düşünmüyor. %60’ı ise, belirli tedbirler alınması durumunda tatil planı yapacağını belirtiyor. Tesis genelinde sağlanan sosyal mesafe, doluluk oranı ve misafir çıkışlarından sonra odaların bir süre boş bırakılması gibi konular misafirlerimiz için ön planda yer alıyor” açıklamasında bulundu.

Turizm yaralarını yerli turist saracak

TatilSepeti’nin yaptığı anket sonucunda büyük bir kesim yurt dışı tatilini aklından silmiş durumdayken, yurt içi tatil planı yapmak isteyenlerin oranı %84. Ankete katılanların birden fazla tercih yapabildiği tatil seçeneklerinde %51’i otel ve resortları, %32’si butik otelleri, %28’i tatil köylerini, %28’i ev kiralamayı tercih ederken, tatile giderken kendi arabasıyla gitmeyi tercih edenler %67 oranında; uçak ya da otobüs kullanmayı tercih edenlerin oranı ise %30.

 

Tesislerin doluluk oranı tercihleri etkiliyor

Gönül rahatlığıyla tatile gitmek adına beklentilerin birinci öncelikleri arasında tesisin 50% doluluk ile misafir kabul etmesi, tesis ortak alanlarında sosyal mesafe kurallarına uyulması ve tesis odaların en az 24 saat boş bırakılmış olması konuları yer alıyor. İkinci öncelikler ise, tesisin sağlık raporu dahilinde misafir kabul etmesi ve tesislerde açık büfe yerine, kişiye özel yemek servisi yapılıyor olması maddeleri sıralanıyor.

“Dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınının getirdiği bu zorlu günler, elbette geride kalacak. Ancak pek çok bilim insanı ve sosyoloğun da belirttiği gibi; kriz sonrası pek çok şey değişecek ve belki de hiçbir eskisi gibi olmayacak. Beklentilerimizin, alışkanlıklarımızın ve dahası gündelik yaşantılarımızın bile büyük bir değişim sürecine girecek” diyen Küçükyılmaz, bu süreci birlikte ve birbirimizi anlayarak atlatmaya davet ediyor.

 

Doğa harikası “Foça”

Doğa harikası “Foça”

Foça, İzmir’in bir ilçesidir. İlçenin doğusunda Aliağa, güneyinde Menemen, batısında ve kuzeyinde Ege Denizi bulunmaktadır. Antik Çağda bir İyon yerleşimi olarak ortaya çıkan kent, denizde yaşayan foklardan dolayı Phokaia adını almış, günümüze Foça olarak gelmiştir.

Foça Adaları‘nda yaşayan foklardan adını alan Phokaia (Yunanca: Φώκαια, “Phocaea”), Aiollar tarafından MÖ 11. yüzyılda kurulmuştur. O zamanlarda İyonya‘nin en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Phokaia’da İyon yerleşimi MÖ 9. Yüzyıla dayanır. Tarihte usta denizci olarak bilinen Phokaialılar, ayrıca mühendislikteki gelişmişlikleri ve başarıları ile Ege, Akdeniz ve Karadeniz’e de birçok sayıda koloni kurmuşlardır. Foçalılar’ın tarihte bilinen kurmuş olduğu önemli kolonilerden bazıları: Karadeniz’deki Amysos (şimdiki Samsun); Çanakkale Boğazı’ndaki Lampsakos (şimdiki Lapseki); Midilli Adası’nda Methymna (şimdiki Molyvoz); ve Avrupa’daki Elea -şimdiki Velia- (İtalya); Alalia (Korsika); Massalia -şimdiki Marsilya– (Fransa) bunlardan bazılarıdır.

Ayrıca Phokaialılar İyonya’da, doğal altın-gümüş karışımı kullanarak “elektron” sikkeyi tarihte ilk defa bastıranlardan biri olarak bilinmektedirler. Elbette bu medeni ilerleme o zamanın birçok uygarlıklarını da etkilemiş ve onları Anadolu’ya çekmiştir. Cenevizliler şimdiki Yenifoça‘yi ilk kuranlardandır. Foça sırasıyla tarihte; 13. yüzyılda Çaka Bey tarafından alınarak Çaka Bey’in yönetimine, daha sonra ise Saruhanoğulları Beyliği‘nin yönetimine geçmiştir. 1455’te ise Osmanlı Padişahı II. Mehmed, büyük fetihten sonra Foça’yı alarak Osmanlı topraklarına dahil etmiştir.

Bu gibi medeniyetliklere ve topluluklara merkez oluşturduğu için Foça önemli bir arkeolojik merkez haline gelmiştir. 1953 yılında başlayıp ve günümüze kadar aralıksız devam edip gelen kazılarda, Helenistik döneminden kalan tiyatro, Athena Tapınağı ve Kutsal Alanı, Liman Kutsal Alanı (Kibele‘ye ait olduğu düşünülmekte) ile Pers Anıt Mezarı (Foça’nın 7 km doğusundaki “Taş Ev” olarak bilinen) ortaya çıkarılmıştır. Bahse konu Pers Anıtı; bölgeyi MÖ 492 yılında istila eden Ahamenid-Pers Ordusu komutanları için bir anıt olarak yapılmış; daha sonra mezar, ağıl, gözetleme noktası, mola yeri gibi amaçlar için kullanılmıştır. Anıt; Anadolu’ da bulunan ender Pers yapılarından birisidir.

Foça’da çok uzun zamandan beridir yapılan festivaller son yıllarda ayrı bir boyut alarak uluslararası düzeye taşınmıştır. 2004 yılından günümüze kadar yapılan festivaller artık Uluslararası Foça Festivali olarak bilinir. Genelde üç gün devam eden festivaller birçok ünlüyü ve ziyaretçileri Foça’ya getirmektedir. Foça çeşitli dönemlerden pek çok tarihi ve turistik gezi yerlerine sahiptir. Taş evleri mevcuttur. Sadece yaz değil kışında gelen turist sayısı da fazladır. Osmanlı döneminden kalma 1455 tarihli Fatih Sultan Mehmet‘in yaptırdığı ve Kanuni Sultan Süleyman‘ın tekrar inşa ettirdiği Fatih Camii ve Foça Kayalar Camii bunlar arasındadır. Homeros‘un bahsettiği Siren Kayalıkları Foça’da yer almaktadır. Ona göre oradan gecen denizciler için bu kayalıklar birçok rivayetlere konu olmuştur çünkü Foça kıyıları irili ufaklı birçok adanın serpilmiş görüntüsüne sahiptir.