Yazılar

2023 yılında tek kişilik seyahatler artacak

2023 yılında tek kişilik seyahatler artacak

2023 yılına gireli henüz birkaç gün olmuşken seyahatseverler de bu senenin popüler olacak seyahat trendlerini merak etmeye başladı. Seyahat sitesi enuygun.com, bu sene ilgi görecek seyahat trendlerini açıkladı.

Pandemiyle başlayan öze dönüş ve kendini gerçekleştirme yolculuğunda her birey yaşamın değerinin ve sevdiklerinin iyice farkına vardığı için seyahat tercihleri ve tatil konseptleri de farklılaşmaya başladı. Site henüz yeni yıla girmişken sizler için bu yılın popülerleşecek seyahat trendlerini araştırdı. İşte bu yılın yükselecek seyahat trendleri.

Telefon yok, internet yok: Çevrim dışı seyahatler

Çoğunluğumuz yoğun çalıştığımız için telefonlarımızı elimizden düşürmüyoruz ve maillerimize cevap veriyor, zaman zaman işimizle ilgili kişilerle konuşuyoruz. Bu süreç genel olarak yıllık izinlerimizde çıktığımız tatillerimizde de devam ediyor. 2023’ün yükselen ilk seyahat trendi çevrim dışı seyahat anlayışı ise tatile çıkan kişilere işlerinden bir süre uzaklaşma ve telefonlarından, maillerinden uzak şekilde dinlenme fırsatı sunuyor. Bu trendde tatile çıkacaklar internet bağlantısının olmadığı bir kamp alanına ya da glamping tesisine giderek bol bol dinlenebilmenin tadını çıkarıyor.

Dede, babaanne, anneanne tatile dahil: Çok kuşaklı seyahatler

Pandemiyle birlikte özellikle büyüklerimizden ayrı kalmamız gereken dönemlerde çekirdek ailemiz başta olmak üzere sevdiklerimizin değerini daha çok anladık. Yılın yükselen seyahat trendi çok kuşaklı seyahatler de tam da akrabalarının değerini fark eden kişilere göre. Bu seyahat trendinde anneanneler, dedeler, anneler, babalar ve torunlar birlikte tatile çıkacak. Böylece çok kuşaklı seyahate çıkmış herkes sevdikleriyle geçmiş anıları yad edecek ve onlarla vakit geçirmenin tadını çıkaracak.

Bir dilek tut: Wishlist seyahatleri

Türkçeye dilek listesi veya istek listesi olarak çevrilebilecek “wishlist” kelimesi, kişilerin hayatları boyunca yapmayı diledikleri, gerçekleştirmek istedikleri şeyleri simgeliyor. Bu yılın yükselen trendlerinden Wishlist seyahatleri, örneğin dilek listesinde Paris’e gitmek olan birinin tüm imkanlarını seferber ederek Paris’e doğru yola çıkmasını içeriyor. Söz konusu trendin yükselmesinde pandeminin etkisi de oldukça büyük. Çünkü insanlar pandemiyle birlikte evde vakit geçirdikleri dönemlerde hayallerinin ne kadar önemli olduğunu keşfetti ve artık Wishlist’lerindeki maddeleri gerçekleştirmek için daha istekliler.

İşten kopamayanlar, tatile doyamayanlara özel trend: Bleisure

İngilizce’de iş anlamına gelen business ve serbest zaman anlamına gelen leisure bir araya gelirse ne olur? Tabii ki de 2023’ün popülerleşecek seyahat trendlerinden Bleisure olur. Bu kavram, iş için seyahat edilen destinasyonda boş zamanlarda iyi vakit geçirmeyi ve mümkünse seyahati birkaç gün uzatmayı içeriyor. İş için gidilen seyahatlerin keyifli tatillere dönüştürüldüğü Bleisure, 2023 yılının en popüler seyahat trendlerinden biri olacak.

Ruh ve bedenin sağlığı için: Şifa dolu tatiller

Geçmişte tatil denince akla lüks bir otelde bol bol dinlenmek gelirdi. Şimdi ise tatil süresince daha sağlıklı alışkanlıklar edinip detoksla vücudu ve bedeni arındırmak yükselecek trendler arasında yer alıyor. Bu yıl itibarıyla şifa dolu tatil trendi kapsamında yoga kamplarına, şifa inzivalarına ve detoks otellerine talep artacak.

Yeniden başlamak için geçmişe dönmek: Nostaljik seyahatler

Bazen geçmişi özlüyorsanız emin olun ki yalnız değilsiniz. Çoğu kişi geçmişi özlüyor ve geçmişine doğru bir yolculuğa çıkmak istiyor. 2023’ün yükselen trendlerinden nostaljik seyahatler de eskiyi özleyenlerin favorisi olacak. Bu trende göre örneğin geçmişinde Bodrum’da yazlıkta kalmaya alışkın kişiler bu yıl Bodrum’daki bir oteli tercih ederek çocukluklarına dönecek. Siz de geçmişinizi özlüyorsanız geçmişte tatil yaptığınız yere bir seyahat gerçekleştirebilirsiniz.

Patili dostundan ayrılmak istemeyenler için: Evcil hayvanla seyahat

Evcil hayvanı olan kişiler için her patili dost, evin ayrılmaz bir bireyidir. Bu nedenle patili dostu olan kişiler tatil planı yaparken onlardan ayrı kalmak istemezler. Tam da bu nedenle evcil hayvan kabul eden oteller günden güne artış gösteriyor. Bu konseptte hizmet veren oteller 2023 seyahatleri için şimdiden oldukça fazla talep görüyor.

Norveç turistlerden vergi alacak

Norveç turistlerden vergi alacak

Norveç’te hükümet, turizm faaliyetlerinden doğan zararı karşılamak için turistlerden vergi almaya hazırlanıyor.

Dünyanın en pahalı destinasyonlarından biri olan Norveç, 2023 yılından itibaren turistlerden vergi almaya hazırlanıyor. Toplana vergiler turizm faaliyetlerinin destinasyonlarda oluşturduğu hasarı gidermek için kullanılacak.

Turizmin oluşturduğu yıkımı önlemek isteyen Norveç, sadece vergi getirmekle kalmadı aynı zamanda büyük yolcu gemilerinin limanlara yanaşmasını da yasakladı. Norveç ayrıca günübirlik ziyaretçilerden 10 euro giriş ücreti almaya hazırlanıyor.

BAE’den Türklere duyuru!

BAE’den Türklere duyuru!

Türk Hava Yolları (THY), Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) uçuşlarında Covid-19 tedbirlerinin kaldırıldığını, bu ülkeye girişlerde aşı kartı ya da PCR testi ibraz etme zorunluluğu olmadığını bildirdi.

THY’nin sosyal medya hesaplarından yapılan bilgilendirmede, “Birleşik Arap Emirlikleri’nde uygulanan Covid-19 tedbirleri sona ermiştir. Bu ülkeye girişlerde aşı kartı ya da PCR testi ibraz etme zorunluluğu yoktur. Keyifli seyahatler.” ifadeleri kullanıldı.

Hong Kong ve Tayland kısıtlamayı kaldırdı

Hong Kong ve Tayland kısıtlamayı kaldırdı

Koronavirüs salgınında sert tedbirler alan Hong Kong ve Tayland, turistler için ülkeye giriş kısıtlamalarını kaldırıyor.

Hong Kong 26 Eylül Pazartesi itibaren yurt dışı yolcuları için otellerde karantina ve uçuştan 48 saat önce negatif PCR testi zorunluluğu kaldırılıyor.

Bunların yerine yolculardan sadece uçuştan 24 saat önce yapılan hızlı antijen testinden alınan negatif sonucu sunmaları istenecek.

1 Ekim’den itibaren yabancı turistlerin Tayland’a girmek için aşı sertifikalarına veya PCR testlerine ihtiyacı olmayacak. Yani pandemi öncesi yürürlükte olan koşullarda krallığa gelmek mümkün olacak.

Yolculuklar sahura endekslendi  

Yolculuklar sahura endekslendi  

Ramazan ayının başlamasıyla birlikte seyahat planları için sahur saatleri tercih edilmeye başlandı. Ramazanın ilk gününden itibaren sahur saatlerinde uçak ve otobüs bileti aramalarının bir önceki haftaya göre 3 kat arttığını açıkladı.

Ramazanla birlikte seyahat bileti satışları da sahur saatlerine taşındı. Önceki haftaya göre uçak ve otobüs bileti ile araç kiralama aramalarının ikiye katlandığını açıkladı. Gece 03.00-05.00 saatleri arasında uçak bileti aramaları 3 kat, satışları ise 2,5 kat artış gösterdi. Benzer artış otobüs biletinde de görüldü ve otobüs bileti aramaları 2,5 kat, satışları ise 2 kat arttı. Araç kiralama aramaları da Ramazan öncesine göre ikiye katlandı.

Enuygun

12 ay devam eden nehir turları

12 ay devam eden nehir turları

Gazella Turizm markası Gazella Cruise ile nehir turları 12 ay boyunca devam ediyor.

Nehirlerde gerçekleştirilen cruise turları, son dönemin yükselen trendi olurken, Avrupa’nın manzaralarıyla büyüleyen nehirlerinde yılın her döneminde gezginlere lüks, konforlu ve romantik bir deneyim yaşatıyor.

Ren, Mosel, Tuna, Main nehirlerinde yer alan kanallarda romantik ve keyifli bir deneyim sunan bu turlar kapsamında seyahat boyunca Almanya, Fransa, İsviçre, Hollanda ve Macaristan gibi özgün tarihi ve kültürel özelliklere sahip Avrupa ülkelerinin keşfedilmeyi bekleyen en özel limanlarına demir atılıyor.

Avrupa’nın doğasıyla, mimarisiyle, tarihiyle ve iklimiyle dünyada benzersiz hale gelen destinasyonlarının nehirler üzerinden keşfedildiği bu turlar, gezginlere farklı mevsimlerin güzelliklerini yaşama şansı veriyor.

Dayanışma Hareketinin doğum yeri  “Gdansk”

Dayanışma Hareketinin doğum yeri  “Gdansk”

Bugün sizlere her ne kadar ülkemizde fazla bilinmese de, gidip görenlerin kaplerinin bir köşesine yerleşen, güzelliği kadar, tarih içindeki önemi ve hüzünleri bir arada barındıran Gdańsk’tan bahsedeceğiz.

Gdańsk, kuzey Polonya’nın Baltık kıyısında bir şehirdir. 470.907 nüfusu ile Gdańsk, Pomeranya Voyvodalığı’nın başkenti ve en büyük şehri ve Pomeranya coğrafi bölgesinin en önemli şehridir. Polonya’nın en büyük limanına ev sahipliği yapan şehir, ülkenin dördüncü büyük metropol bölgesidir.

Gdansk

Belediye Binası ve Uzun Pazar

Şehir, Gdańsk Körfezi’nin güney ucunda, Baltık Denizi’nde, Gdynia şehri, tatil beldesi Sopot ve banliyö toplulukları ile bir arada yer alan yerleşim bölgesindedir; bunlar, yaklaşık 1,5 milyon nüfuslu Tricity (Trójmiasto-Üçşehir) adlı bir metropol alanını oluşturur. Gdańsk’ı Polonya’nın başkenti Varşova’ya bağlayan yakındaki Vistula Nehri deltasındaki bir kol olan Leniwka’ya bağlı Motława Nehri’nin ağzında yer almaktadır. Yakındaki Gdynia limanı ile birlikte Gdańsk, aynı zamanda bir sanayi merkezidir.

Gdansk

Büyük Değirmen ve Değirmenci Lonca Evi

Şehrin tarihi, Polonya, Prusya ve Alman yönetimi dönemleri ve bağımsız bir şehir devleti olarak özerklik veya kendi kendini yönetme dönemleri ile biraz karmaşıktır. İki dünya şavaşı arası dönemde, Gdańsk ya da Almanca ismiyle Danzig, Polonya ve Almanya arasında Polonya Koridoru olarak bilinen tartışmalı bir bölgede bulunuyordu. Şehrin belirsiz siyasi statüsü Almanya tarafından istismar edilmiş ve iki ülke arasındaki gerilimi daha da arttırmış, bu da nihayetinde Polonya’nın işgali ve İkinci Dünya Savaşı’nın şehrin hemen dışındaki ilk çatışması ile sonuçlanmış, tüm bunların ardından Lehçe konuşan azınlık nüfusunun etnik temizlik ve infazları takip etmiştir. Daha sonra 1945’te şehir Ruslar tarafından ele geçirilince, yönetimi Polonya’ya bırakılmış ve Alman nüfus göçe zorlanarak sınır dışı edilmiştir.

Eski belediye binası

1980’lerde Gdańsk, Polonya’daki komünist yönetimin sona ermesinde büyük rol oynayan ve Doğu Bloku ile Berlin Duvarı’nın çöküşünü ve Varşova Paktı’nın dağılmasını hızlandıran “Dayanışma” (Solidarność) hareketinin doğum yeriydi.

Gdańsk; Gdańsk Üniversitesi, Gdańsk Teknoloji Üniversitesi, Ulusal Müze, Gdańsk Shakespeare Tiyatrosu, İkinci Dünya Savaşı Müzesi, Polonya Baltık Filarmoni ve Avrupa Dayanışma Merkezi’ne ev sahipliği yapmaktadır. Kent ayrıca geçmişi 1260 yılına dayanan ve Avrupa’nın en büyük ticari ve kültürel etkinliklerinden biri olarak kabul edilen St. Dominic’s Fuarı’nın da ev sahibidir. Gdańsk ayrıca dünya çapında yaşam kalitesi, güvenlik ve yaşam standartları sıralamasında da üst sıralarda yer almaktadır.

İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük çapta yıkıma uğrayan tarihi eski Gdańsk şehrinin bazı bölümleri 1950’ler ve 1960’larda yeniden inşa edilmiştir. Polonyalılar şehri yeniden inşa ederken, şehrin Alman karakterini seyreltmeyi ve onu 1793’te Prusya tarafından ilhak edilmeden önceki görünümüne geri döndürmeyi amaçladıklarını açıklamışlardır. 19. Yüzyılda inşa edilmiş yapılar, savaş sonrası yönetimler tarafından “ideolojik olarak kötücül” şeklinde veya “Prusya barbarlığı” olarak tanımlanmış ve yıkıma değer olarak kabul edilmiştir. Bunların yerine Flaman/Hollanda, İtalyan ve Fransız etkileri ile binalar inşa edilerek “tarafsızlık” vurgulandığı belirtilmiştir. Baltık bölgesindeki Sovyet emelleri için önemli olan limanının ve üç büyük tersanenin geliştirilmesine yapılan yoğun yatırımla desteklenen Gdańsk, Polonya Halk Cumhuriyeti’nin en büyük nakliye ve sanayi merkezi haline gelmiştir.

Wisłoujście Kalesi

Kentin Hansa Birliği zamanından kalan bazı binaları bulunmaktadır. Turistik mekanların çoğu Ulica Długa (Uzun Cadde) ve Długi Targ (Uzun Pazar)’da yer almaktadır. Bu tarihi alan (17. Yüzyıldaki hali esas alınarak) yeniden inşa edilmiş ve her iki ucunda ayrıntılı şehir kapıları ve binalarla çevrili bir yaya caddesi boyunca yer almaktadır. Şehrin bu kısmı, bir zamanlar Polonya Krallarını ziyaret etmek için kullanılan eski geçit yolu olduğu için Kraliyet Yolu olarak da anılır.

Goal Kulesi

Bir uçtan diğer uca, Kraliyet Yolu üzerinde veya yakınında karşılaşılan önemli tarihi alanlar şunları içerir:

Kraliyet Yolu’nun başlangıcını belirleyen Brama Wyżynna Kapısı

İşkence Evi (Katownia) ve Hapishane Kulesi (Wieża więzienna)- Şimdilerde Amber Müzesi’ne (Muzeum Bursztynu) ev sahipliği yapmaktadır

Aziz George Cemiyeti Konağı (Dwór Bractwa św. Jerzego)

Altın Kapı (Zlota Brama)

Pitoresk apartmanlarla dolu Ulica Długa (“Uzun Cadde”)

Uphagen’in Evi (Dom Uphagena), Gdańsk Müzesi’nin şubesi

Aslan Kalesi (Lwi Zamek)

Ana Belediye Binası (Ratusz Głównego Miasta, 1378-1492 inşa edilmiştir)

Długi Targ (“Uzun Pazar”)

Artus’ Mahkemesi (Dwór Artusa)

Neptün Çeşmesi (Fontanna Neptuna), mimar Abraham van den Blocke’un bir başyapıtı

Jadwiga Łuszczewska’nın popüler romanı Panienka z okienka’ya (“Penceredeki Kız”) atıfta bulunarak, görünüşte 17. yüzyıldan kalma, Penceredeki Bakire’nin turizm sezonu boyunca her gün göründüğü Yeni Jüri Evi (Nowy Dom Ławy). 17. yüzyıl Gdansk

Altın Ev (Złota Kamienica), çok sayıda kabartma ve heykelle dekore edilmiş, 17. yüzyılın başlarından kalma belirgin bir Rönesans konağı

Yeşil Kapı (Zielona Brama), Polonya krallarının resmi ikametgahı olarak inşa edilmiş bir Maniyerist kapı, şimdi Gdańsk’taki Ulusal Müze’nin bir şubesini barındırmaktadır

Gdańsk, St. Catherine Kilisesi ve St. Mary Kilisesi (Bazylika Mariacka) dahil olmak üzere bir dizi tarihi kiliseye sahiptir. Bu ikincisi, 15. yüzyılda inşa edilmiş bir belediye kilisesidir ve dünyanın en büyük tuğla kilisesidir.

Diğer önemli tarihi alanları ise; Polonya Kralı John III Sobieski Kraliyet Şapeli, Żuraw – ortaçağ liman vinci, Gradowa Tepesi, Ołowianka ve Granary Adaları’ndaki Tahıl ambarları, Büyük Cephanelik, John III Sobieski Anıtı, Eski Belediye Binası, Jan Heweliusz Anıtı, Büyük Değirmen (1350),Küçük Değirmen, Araştırma Derneği Evi, Polonya Postanesi -1939 Alman ve Polonya güçleri arasında çetin çarpışmalara sahne olmuştur-, tuğla gotik şehir kapıları – Mariacka Kapısı, Straganiarska Kapısı, İnek Kapısı.

Tarihi şehir merkezinin dışındaki başlıca turistik yerler şunlardır:

Oliwa Park’taki Abbot Sarayı, Yeni Liman’daki deniz feneri, Oliwa Katedrali, Pachołek Tepesi -Oliwa’da bir gözlem noktası, Brzeźno’daki iskele, Ortaçağ şehir duvarları, Westerplatte, Wisłoujście Kalesi, Gdansk Hayvanat Bahçesi.

Nasıl gidilir?

Gdansk’a Türkiye’den (yaz dönemi charter uçuşları hariç) direkt uçuş bulunmamaktadır. Bunun yerine LOT ile Varşova üzerinden üzerinden veya Luftansa ile Almaya üzerinden aktarma yaparak ulaşabilirsiniz.

Yazan: Ferhat Kaan Şahin

Özgür İmparatorluk şehri Rothenburg

Özgür İmparatorluk şehri Rothenburg

Rothenburg ob der Tauber Ansbach Almanya‘nın Bavyera eyaletinde, Frankonya bölgesinde, iyi korunmuş ortaçağ eski şehri olmakla birlikte, dünyanın her yerinden gelen turistler için bilinen bir yerdir.

Rothenburg, Ortaçağ‘dan 1803’e kadar Özgür imparatorluk şehri (Free city) idi.

Şehir, Tauber Nehri’ne bakan bir plato üzerinde yer almaktadır. “Rothenburg” adı ile ilgili olarak, bazıları nehir ardı evlerinin çatılarındaki kırmızı renge atıfta bulunarak, isminin kökeninin bu olduğunu söylenmiştir (Almanca Rot (Kırmızı) ve Burg (kasaba, Ortaçağ müstahkem şehri) anlamına gelmektedir). Kısaca, Rothenburg ob der Tauber ismi Tauber nehri’nin üzerindeki kırmızı kale demektir.

Pause Travel

2.Dünya Savaşı’nda müttefik bombardımanı ile büyük hasar gören şehir, savaş sonrası özverili bir şekilde aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilmiştir. 31 Mart’ta, müttefiklere ait 16 uçak tarafından Rothenburg bombalamış ve 39 kişi ölmüş, 306 ev, kamu binaları ve dokuz gözetleme kuleleri hasar görmüştür. ABDSavaş Sekreteri Yardımcısı John J. McCloy, tarihi öneminden dolayı Rothenburg’un güzelliklerini biliyordu ve bu yüzden ABD Ordusu‘dan General Jacob L. Devers‘a Rothenburg’u almak için ağır top ateşi kullanmamasını emretmiştir. Şehri savunan yerel askeri komutanı Alman Binbaşı Thömmes, tüm kasabanın sonuna kadar mücadele etmesi için Adolf Hitler‘in verdiği emri göz ardı ederek şehir savunmaktan vazgeçmiş ve şehir tamamen imha edilmekten kurtulmuştur. Kasım 1948 yılında McCloy’a Rothenburg’un koruyucusu unvanı verilmiştir. Savaştan sonra, şehrin sakinleri hızla hava bombardımanından kaynaklanan hasarları tamir etmiştir. Kasabanın yeniden inşası için dünyanın her yerinden bağışlar yapılarak, şehrin özgün yapısına kavuşması sağlanmıştır​​. Sokaklarında dolaşırken, adeta kendinizi zaman makinesiyle Ortaçağa ışınlanmış gibi hissedeceğiniz Rothenburg, her yıl yerli yabancı çok sayıda turist tarafından ziyaret edilmektedir.

Pause Travel

Şehir surları, Rathausturm (Belediye binası), Markplatz (Şehrin ortaçağdan kalma meydanı), Herrngasse (Dünyaca ünlü Noel dükkanı), Plönlein meydanı, Markustrum Kulesi ve Röderbogen saat kulesi, Gerlachschmiede evi, Mittelalterliches Kriminalmuseum (Ortaçağ iskence müzesi) şehirde mutlaka görmeniz gereken yerler içinde yer alır. Oldukça küçük bir şehir olan Rothenburg’un bir ucundan diğer ucuna 15/20 dk içinde yürüyebilirsiniz. Bu yazdıklarımız haricinde de her bir köşesinde ayrı bir tarihi önemi olan ve sizi kendine hayran bırakacak yapılarla karşılaşacağınıza emin olabilirsiniz.

Rothenburg’a ulaşmak için en kısa yöntem, en yakın havalimanina sahip şehir olan Nürnberg’e uçmak olacaktır. Nürnberg’den sonra ise dilerseniz tren ile (1 saat 15 dk) ya da araç kiralayarak Rothenburg’a ulaşabilirsiniz.

Pause Travel

Rothenburg’da yapılacak en iyi şeyler:

Kasaba duvarı ve Rathaus mutlaka görülmesi gereken bir Rönesans mimarisidir

Marktplatz’ı keşfedin

Burggarten’i – kale bahçesini keşfedin

Plonlein’deki yarı ahşap ve taş evleri övün

St Jacobs Kilisesi’ni ziyaret edin

Ortaçağ Suç Müzesi’ni keşfedin

Baumeisterhaus ve Klingentor’un şaşırtıcı mimari cephelerini ziyaret edin

Latince yazıt, Pax intrantibus, Salus exeuntibus’u okuyun, “İçeri girenlere selam olsun, tekrar ayrılanlara sağlık.” Anlamına gelir. Spitalhof ve Spitaltor duvarlarında

Pause Travel

Rothenburg ne zaman ziyaret edilir?

Mayıstan eylüle kadar olan ideal atmosfer, şehri çarpıcı kılıyor. Ortalama sıcaklık, ideal iklim, nemsizlik ve orta çağ kenti Rothenburg’a dağılmış güzellik, her yerde masallar ülkesi etkisi yaratır.

Ortaçağ güzelliğini hala koruyan ve bugünle uyumlu bir şekilde harmanlayan şehir, Rothenburg Ob Der Tauber. Yolların güzelliği ve hayranlık uyandıran antika yapıları, burayı sizi geçmişe götüren bir peri masalı yapıyor.

Rothenburg’da nerede kalınır?

Şaşırtıcı derecede büyüleyici evler ve mükemmel konaklama, şehrin saf bir mutluluk olduğuna işaret ediyor. Geçmişin ve lüks olanakların mükemmel karışımı ile burada kalacak en iyi oteller:

Burghotel : Terasından Tauber Vadisi’nin muhteşem manzarasını sunan şehir duvarlarının yakınında lüks ve iyi döşenmiş odalar, bu otel şaşırtıcı derecede büyüleyici.

Hotel Eisenhut : Noel Müzesi ve Marktplatz’ın hemen yanındaki büyüleyici eski moda bina, bir dizi olanakla bütçeye uygun.

Hotel Reichskuchenmeister : Aile tarafından işletilen bu bütçe dostu otel, otantik kahvaltı ve geleneksel bir restoranla sizi şaşırtmaya hazırdır ve bu da bütçenize uygundur.

Hotel Klosterstueble : Olağanüstü Noel Müzesi ile Burg Bahçesi arasında yer alan bu geleneksel bina, rahat ve ilginç odalarıyla bütçeye uygun.

Akzent Hotel Schranne : Samimi bir ortama ve çok yüksek bütçeye sahip antika mobilyalarla döşenmiş bu otel konforlu ve Marktplatz’ın sadece bir blok ötesinde.

Kardinal Pietro’nun kurduğu şehir “Amalfi”

Kardinal Pietro’nun kurduğu şehir “Amalfi”

Amalfi İtalya’nın Campania bölgesindeki Salerno iline bağlı bir kasaba ve komündür ve Salerno Körfezi’nde yer alır.

İtalya’nın alışveriş başkenti Milano’dan uzakta bir dünya olmasına rağmen , Amalfi Sahili’nin Sorrento, Capri ve Positano, ülkenin en ünlü alışveriş merkezlerinden bazılarına ev sahipliği yapmaktadır.

Monte Cerreto’nun eteklerinde, kayalıklarla ve kıyı manzaralarıyla çevrili derin bir vadinin ağzında yer almaktadır. Amalfi kasabası, 839 ile 1200 yılları arasında Akdeniz’de önemli bir ticaret gücü olan Amalfi Dükalığı olarak bilinen denizci cumhuriyetin de başkentiydi.

Pause Travel

1920’lerde ve 1930’larda Amalfi, İngiliz üst sınıfı ve aristokrasisi için popüler bir tatil yeri haline gelmiştir. Amalfi, bulunduğu sahilin ana kentidir, Costiera Amalfitana (Amalfi Sahili) olarak adlandırılır ve bugün aynı kıyıdaki Positano, Ravello gibi diğer kasabalarla birlikte önemli bir turizm merkezidir. Amalfi, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer almaktadır. Amalfi’nin koruyucu azizi, kalıntıları Amalfi Katedrali’nde (Cattedrale di Sant’Andrea / Duomo di Amalfi) saklanan Havari Aziz Andrew’dur.

Amalfi, ortaçağ mimarisinde önemli bir konuma sahipti. Amalfitan Kardinal Pietro Capuano tarafından kurulan Cappuccini manastırı olan Sant’Andrea Katedrali (Saint Andrew, 11. yüzyıl), eğilimiyle Güney İtalya’da hüküm süren sanatsal hareketi zengin bir şekilde temsil etmektedir. Bizans stilini kuzey mimarisinin formları ve keskin çizgileriyle harmanlanmıştır.

Pause Travel

Başlıca tarihi eserler ve yerler, Aziz Andrew Katedrali (Duomo), Denizcilik Cumhuriyeti Arsenali (Gli Arsenali della Repubblica), El Yapımı Kağıt Müzesi (Museo della Carta) olarak sıralanabilir.

Amalfi, tarihte, batıya sattığı Bizans ipeklerini satın almak için Mısır ve Suriye’de basılan altın dinarların karşılığında komşularından tahıl, Sardunya’dan gelen tuz ve hatta kereste ticareti yapan bir deniz gücü olarak önem taşıyordu. Fernand Braudel, tahıl taşıyan Amalfi tüccarlarının İslam ülkelerinin limanlarında bazı imtiyazlara sahip olduklarını belirtmiştir. Amalfi çizelge tabloları (Tavole amalfitane), Hıristiyan liman şehirleri tarafından yaygın olarak kullanılan bir denizcilik kodu olmuştur.

Ortaçağ tarihinde Amalfi, gelişen hukuk ve matematik okullarıyla ünlüydü. Geleneksel olarak denizci pusulasını Avrupa’ya ilk getiren kişi olarak kabul edilen Flavio Gioia’nın Amalfi’nin yerlisi olduğu kabul edilmektedir.

Amalfiye, Napoli’den kalkan otobüs seferleriyle ya da araç kiralayarak ulaşabilirsiniz. Oldukça kıvrımlı ve dar yollara sahip olan Napoli-Amalfi arası yaklaşık 2 saat sürmektedir.

Pause Travel

Amalfi keşifleri:

Yürüyüş severler için Amalfi’nin enfes deniz ve kasaba manzaralarına nazır Sentiero degli Dei patikası biçilmiş kaftan. Tanrılar Yolu olarak da anılan bu patika, minik bir kasaba olan Agerola’dan başlayan ve Positano’ya kadar doğudan batıya uzanan hafif inişli yol size limon bahçeleri arasından geçirerek Capri Adası ve Positano kasabasının nefes kesici manzaraları ile karşılaştıracak. Gerçekten eşsiz bir deneyim. Başka bir keyifli yürüyüş rotası ise Amalfi’den Atrani köyüne uzanan Via delle Signore patikası. Civita ve Aurora tepecikleri arasında yer alan Atrani köyü zamanda asılı kalmış bir adres. Santuario Santa Maria del Bando’ya tırmanın ve tepeden limon ağaçları ile çevrili köyün manzaralarının tadına varın. Daracık sokaklar, geçitler ve merdivenler ve kemer altlarından geçerek köyün meydanı olan Piazza Umberto’ya ulaşın ve kahve molası verin.

Amalfi Tarih Keşifleri: Antik tarih severler için Minori balıkçı kasabasında yer alan Villa Romana’nın muhteşem freskoları ve yer mozaikleri görülmeye değer.

Praiano: Amalfi sahillerinin sanat kasabası Praiano, enfes manzaralara nazır limon ve narenciye ağaçları, daracık taş patikalar ve tarihi evler ile bezenmiş, sessiz ve sakin bir kasaba. La Brace, kasabanın manzaralarının ve lezzetlerinin tadına varabileceğiniz en güzel lokantası. Casa Angelina ve Casa Privata enfes manzaralara nazır büyüleyici birer inziva oteli. Ayrıca La Praia ve Praiano arasında deniz kıyısında yer alan minik ve şirin kasaba Marina di Praia görülmeye değer. Marina di Praia’da deniz kenarında geleneksel aile lokantası Trattoria Da Armandino’da enfes deniz mahsulleri yemek ise ayrı bir keyif.

Pause Travel

Conca dei Marini: Bir göz açıp kapayana kadar yanından görmeden geçip gidebileceğiniz Conca dei Marini, Amalfi ve Furore arasında yer alan şirin mi şirin bir sahil kasabası. Sahile indikten sonra ufak kayıklar ile Grotta dello Smeraldo yani Zümrüt Mağarası’na gidin. Güneş ışıkları ile suyun yansımaları birleşince duvarları yemyeşil parlayan bu mağara gerçekten görülmeye değer. Sahilde iken Santa Rosa’lı rahibelerin 17. yüzyılda hazırladığı tarife göre yapılan Sfogliatella Santa Rosa tatlısının tadına bakın.

Amalfi’de Deniz Keyfi: Denizin keyfini sürmek isteyenler için önerilerimiz ise: kalabalık severler Positano’da Spiaggia Grande, sessizlik severler Positano’da Fornillo, parti ve gün batımı severler için Praiano’da One Fire Beach, lokaller ile harmanlanmak isteyenler için Amalfi’deki Santa Croce plajı, enfes manzaralara nazır denize girmek isteyenler için Castiglione(Lido di Ravello). Plaj keyfi ile mükemmel bir öğle yemeği deneyimini birleştirmek isteyenler için sadece tekne ile ulaşılabilen Laurito plajında yer alan Da Adolfo restoranı öneriyoruz. Positano’ya beş dakikalık tekne mesafesinde Laurito sahilinde özel minik bir koyda yer alan ufacık, mütevazi ve samimi restoran, denizle iç içe lokal bir aile işletmesi. Taze deniz mahsulleri, marine balıkları, çeşit çeşit peynirleri ile öğle yemeği için hem lokallerin hem de ünlülerin favori durağı.

“Mirasım Türkiye” kampanyası büyüyerek devam ediyor

“Mirasım Türkiye” kampanyası büyüyerek devam ediyor

Türkiye’nin zengin mirasını korumak ve  gelecek nesillere aktarabilmek için sürdürülebilir turizm bilincini yaymayı amaçlayan Jolly ve UNDP Tükiye yeni projelre imza attı.

Türkiye’nin en önemli önde gelen turizm firmalarından olan Jolly, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye ile iş birliği yaparak sürdürülebilir turizm alanında farkındalık artırmayı hedeflediğini duyurdu. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin zengin mirasını gelecek nesillere bırakmak için “Mirasım Türkiye” kampanyasını başlatan Jolly, duyurduğu bu yeni iş birliği ile sürdürülebilir turizm ile ilgili çalışmalarına devam edeceğini açıkladı.

 “Ülkemizin geleceği çocuklarımıza sahip olduğumuz bu mirası her yönüyle öğretmek için çalışacağız”

Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar “Bugüne kadar Türkiye’nin bu zengin mirasının tanıtımı için çalıştık. Ama biliyoruz ki sahip olduğumuz doğal ve kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılması ve korunması için üzerimize düşen çok şey var. Bu sebeple UNDP ortaklığıyla sürdürülebilir turizm alanında farkındalık yaratmayı amaçlayan uzun soluklu bir yolculuğa başladık” diyerek bu yeni iş birliğini duyurdu.

UNDP Türkiye desteklediği projeler aracılığıyla Türkiye’de sürdürülebilir turizmi geliştirerek, turizmin toplum ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmeyi, turizmin yerel ekonomiye, doğal ve kültürel mirasın korunmasına ve ev sahipleri ile ziyaretçilerin yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine olan katkısını artırmayı hedefliyor.

UNDP Türkiye Programlardan Sorumlu Temsilci Yardımcısı Seher Alacacı Arıner projeye ilişkin yaptığı açıklamada, “UNDP Türkiye olarak Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak için turizmi kilit bir aktör olarak görüyor ve sürdürülebilir turizm anlayışının benimsenmesi yolunda yenilikçi yaklaşımlar ve güçlü ortaklıkları önemsiyor ve destekliyoruz. Bu amaç doğrultusunda Mirasım Türkiye çatısı altında kurduğumuz yeni iş birliği ile Türkiye’de çevresel ve kültürel değerlerin korunmasına ve yerel ekonomik kalkınmaya katkı sağlayacağımıza inanıyorum.” dedi.

Jolly ve UNDP Türkiye, Mirasım Türkiye kampanyası çerçevesinde sürdürülebilir turizm alanında yöre halkında, çocuklar ve ailelerinde farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Proje ortakları birlikte yürütülecek bu faaliyetler kapsamında doğal ve kültürel değerlerin korunarak gelecek nesillere aktarılmasını ve böylece Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na katkı sunmayı hedefliyor.

Jolly Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO’su Mert Vardar projenin hedeflerini “Biz Jolly olarak bu sorumluluğun bilinciyle ülkemizin doğal, tarihsel ve kültürel değerlerini tanıtmayı, bölgesel istihdamı artırmayı görev edindik. Son 3 senedir bu konuda ciddi yatırımlar yapıyoruz. Şimdi ise daha da heyecanlıyız. UNDP Türkiye ile sürdürülebilir turizm konusunda farkındalık yaratma ve sorumlu turist bilincinin oluşturulması için bir iş birliğine başlıyoruz. Şu an çevrimiçi olarak başlattığımız, pandemi koşullarının ortadan kalkmasıyla yüz yüze de çocuklarımıza erişeceğimiz eğitimler ve atölyeler düzenleyeceğiz. Hedefimiz 250.000 çocuğa sorumlu turist olma farkındalığını aşılamak” sözleriyle özetledi.

UNDP Türkiye Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Büyüme Portföyü Yöneticisi Mustafa Ali Yurdupak ise Jolly ile yapılan iş birliği kapsamında şu şekilde konuştu; “30 yılı aşkın süredir turizm sektörünün öncü seyahat acentalarından birisi olan Jolly ile iş birliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Jolly ile sürdürülebilir turizm alanında farkındalık oluşturmak amacıyla uzun soluklu bir yolculuğa çıktık. Çevreye duyarlı bir turizm anlayışı ile hareket ederek ortak mirasımızı korumak ve gelecek nesillere aktarmak, sürdürülebilir turizm ilkelerinin benimsenmesi ve Küresel Amaçlar’a ulaşılması konusunda yürüteceğimiz çeşitli faaliyetler ile ülkemizde geniş çaplı bir farkındalık yaratabileceğimize inanıyorum”.

Mirasım Türkiye’nin herkesi sorumlu turist olmaya davet ettiği ve gelecek nesiller için daha iyi yarınlar bırakmaya davet ettiği reklam filminin de gösterimini yaptı. Jolly Pazarlama Direktörü Yasemin Develioğlu da “Çocuklarımızı ülkemizin zengin tarihi, kültür ve biyolojik zenginliliği konusunda eğiteceğiz. Sorumlu turist yetiştimek için çocuk yaştan başlanılması gerektiğine inanıyoruz. Bilmediğimizi sevemez, sevmediğimizi koruyamayız. O yüzden önce bu zengin mirası çocuklarımıza öğretip sevdireceğiz ki gelecekte sahip çıksınlar”.

UNDP Türkiye İletişim Bölüm Başkanı Dr. Faik Uyanık ise şunları söyledi: “UNDP olarak Türkiye’de sürdürülebilir turizm alanında uzun süredir sürdürdüğümüz çalışmalarımıza eklediğimiz bu yenilikçi ortaklık nedeniyle çok mutluyuz. Mirasım Türkiye projesinde faaliyetlerimizin önemli bir kısmı iletişim ve savunuculuk üzerine odaklanacak. Bireylerin turizm yoluyla yerel topluluklar ve gezegene olumsuz etkilerini ortadan kaldıracak tutum ve davranış değişikliğini sağlamak, en önemli amacımız.”