Yazılar

Çocuk Kral TutAnkhAmun’un Hazineleri Sergisi

Çocuk Kral TutAnkhAmun’un Hazineleri Sergisi

Dünya genelinde milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilen TutAnkhAmun’un Hazineleri Sergisi Ekim ayı itibariyle İstanbul Akvaryum Etkinlik Merkezi’nde olacak.

Antik Mısır’da 3.300 yıl önce yaşayan ve 18 yaşında hayatını kaybeden TutAnkhAmun’un mezar odasından çıkan som altın tabutu, altın ve değerli taşlardan yapılmış dünyaca ünlü ölüm maskesi, savaş arabası, silahları, bastonları, mobilyaları gibi günlük eşyaları arasından seçilmiş paha biçilmez 400’ün üzerinde eserin birebir replikaları, Ekim ayı itibariyle İstanbul Akvaryum’un 1.500 metrekarelik Etkinlik Merkezi’nde 15 farklı tema ile sergilenecek.

Sergi, hafta içi 10.00-19.00 hafta sonu 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

Ayşe Çebi yine birinci

Ayşe Çebi yine birinci

Son olarak geçtiğimiz hafta sonu Tuzla Karting Park’ta düzenlenen MOTUL Türkiye Karting Şampiyonası ikinci ayağında piste çıkan genç sporcu, sıralama turlarında en iyi zamanı elde ederek yarışa ilk sıradan başladı. Toplam 10 sporcunun yer aldığı junior kategoride koşulan 3 yarış sonunda güçlü rakiplerini geride bırakan Ayşe, üçüncü olarak podyuma çıkarken aynı zamanda kadınlar birinciliğini kazandı.

Bu sezon İtalya’da 7 yarış tamamlayan genç kadın karting pilotu Ayşe Çebi, bu ay yoğun bir takvim ile Türkiye İtalya arasında mekik dokumaya hazırlanıyor.

15-16 Temmuz’da Val Vibrata’da koşulacak olan ACI İtalya Karting Şampiyonası 3. Ayağı için İtalya’ya gidecek olan Çebi, yarış sonrası ülkemize dönerek 22-23 Temmuz tarihlerinde TOSFED Körfez Yarış Pisti’nde düzenlenecek MOTUL Türkiye Karting Şampiyonası üçüncü ayak yarışlarında mücadele edecek.

Yaz festivali Kadıköy’de başlıyor

Yaz festivali Kadıköy’de başlıyor

Kadıköy Belediyesi’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği Kalamış Yaz Festivali başlıyor.

7 Temmuz’da Charlie Chaplin’in  “Altına Hücum” filmiyle başlayacak festivalde iki ay boyunca 43 konser, 17 film gösterimi yapılacak.

Kadıköy Belediyesi; tiyatrolar, sinemalar, konserler ve birbirinden özel daha birçok etkinlikle Kadıköylülere dopdolu bir yaz sezonu yaşatmaya devam ediyor.

7 Temmuz’da başlayacak festival kapsamında 43 konser, 17 film gösterimi olmak üzere toplam 60 etkinlik yapılacak. 10 Eylül’e kadar sürecek festivalin açılışı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Charlie Chaplin filmiyle yapılacak.

Chaplin’in 1925 yapımı “Altına Hücum” filmine Şef Orçun Orçunsel yönetimindeki Avrasya Filarmoni Orkestrası eşlik edecek.

 

Koşucu ve patenciler Kadıköy’de buluştu

Koşucu ve patenciler Kadıköy’de buluştu
Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen Cadde 10K-21K koşu ve paten yarışları yaklaşık 3 bin kişinin katılımıyla Caddebostan Sahili’nde gerçekleştirildi.
İstanbul’un en keyifli parkurlarından biri olan Caddebostan sahil yolunda gerçekleştirilen 21 kilometrelik parkurda kadınlarda Dilan Atak, erkeklerde Fetene Alemu Regasa birinci olurken; 10 kilometrelik parkurda ise kadınlarda Fatma Arık, erkeklerde Laban Kımkembol birincilik ödülünün sahibi oldu.

 

 

Kapadokya’da yaz konserleri heyecanı devam ediyor

Kapadokya’da yaz konserleri heyecanı devam ediyor
Argos in Cappadocia, yaz ayları boyunca düzenlediği konserlerle tarih ve doğayı müzik ile bir araya getiriyor. Güvercinlik Vadisi’nin kalbinden tüm Kapadokya’ya yayılacak eğlence ve müzik dolu bir atmosferde 24 Haziran’da Jabbar, 22 Temmuz’da Yeni Türkü ve 26 Ağustos’ta Evrencan Gündüz sahne alacak.
Otel içerisinde yer alan Vadi Sahnesi’nde, birbirinden özel sanatçıları ağırlayacak “Argos Akustik Geceleri” açık hava yaz konser serilerinde Jabbar, Yeni Türkü ve Evrencan Gündüz sanatseverlerle buluşuyor.

Cihan Mürtezaoğlu “Yanmayana Her Yer Kar”

Cihan Mürtezaoğlu “Yanmayana Her Yer Kar”

Cihan Mürtezaoğlu’nun yepyeni single çalışması “Yanmayana Her Yer Kar” Sony Music Türkiye etiketiyle müzikseverlerle buluşuyor.

Sözü, bestesi ve düzenlemesi Cihan Mürtezaoğlu’na ait olan şarkı 2 Haziran Cuma günü tüm müzik platformlarında yayında!.. Şarkının mixi Cihan Mürtezaoğlu, masteringi ise Dinçer Demirci tarafından yapıldı.

2016 yılında yayınlanan ilk albümü ve devamında müzikseverlerle buluşan çalışmalarıyla müzikal kimliğini perçinleyen Cihan Mürtezaoğlu, kişisel projelerinin yanı sıra birçok müzisyen ve grubun şarkılarında da besteci ve aranjör olarak yer almaya devam ediyor.

Sudan gelen şifa

Sudan gelen şifa

Mersin, yüksek mineral değere sahip termal değeri ile de son yıllarda öne çıkmaya başladı.

Roma döneminden kalma bir hamam olan Mozaikli Hamam’da 9 bin yıl önce değerlendirilmeye başlanan şifalı su artık BN Hotel Thermal & Wellness ile gün yüzüne çıkıyor. İçme kürü olarak kullanılan ve sayısız rahatsızlığa şifa olan termal suyu ile Türkiye’de ayrıcalıklı oteller arasında yer alan BN Hotel Thermal & Wellness’ın havuzlarında termal su, 38 ile 41 derece arasında farklı sıcaklık değerlerine sahip.

Tüm termal değerleri İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Ana Bilim tarafından onaylı onaylanan su, İçme kürü olarak kullanıldığında, böbrek taşlarının vücuttan atılmasına; bağırsak hastalıkları, böbrek ve idrar yolları hastalıkları, idrar kesesi iltihabı (sistit) gibi rahatsızlıkların tedavisine yardımcı oluyor.

Hayatınızı değiştirecek iyileştirici dokunuş!

Hayatınızı değiştirecek iyileştirici dokunuş!
“Kuantum Duygusal ve Fiziksel Terapisi”nin yaratıcısı Paul Emery, Richmond Nua Wellness – Spa’nın davetlisi olarak 6-28 Mayıs tarihlerinde yeniden Türkiye’ye geliyor.

Yönetilemez duygular hayatınızı etkiliyorsa, yalnız değilsiniz! Paul Emery tarafından yaratılan ödüllü QEPR (Quantum Duygusal ve Fiziksel Kurtarma) metodunu keşfedin ve hayatınızı bugün değiştirin! Paul, kendi 35 yıllık şiddetli fobisini iyileştirmenin yanı sıra Hollywood ünlülerinden Kraliyet üyelerine ve pop starlara kadar tanınmış birçok kişiyi de içeren binlerce insana terapi vererek daha mutlu bir yaşam sürmelerine yardımcı oldu.

Tek bir seans gibi kısa bir sürede bile stres, endişe, öfke, üzüntü, travma, aşırı yeme isteği, uyku sorunları, fobiler, kaygılar gibi istenmeyen duyguları önemli ölçüde azaltan hatta tamamen ortadan kaldıran QEPR yönteminin başarı oranı yüzde 85 ve terapilerden her yaşta insan yararlanabiliyor.
Terapi Yerleri ve Tarihleri:
6-28 Mayıs 2023
Richmond Nua Wellness-Spa / Sapanca
Mart Richmond Istanbul / Beyoğlu
Sınırlı sayıda birebir terapi için: 0264 582 21 00

 

Kalça ağrısı üç önemli nedeni!

Kalça ağrısı üç önemli nedeni!

 Kalçada oluşan ağrı, hemen hepimizin hayatımız boyunca bir kez de olsa yaşadığı bir sorun. Ağrı oturup kalkarken, merdiven inip çıkarken, eğilirken ve spor yaparken genellikle daha yoğun hissediliyor. Sorun ilerledikçe gece uykudan uyandıracak şiddete de ulaşabiliyor. Kalça ağrısı sıklıkla egzersizleri hatalı uygulamak ya da ani hareket etmek gibi nedenlerden kaynaklanıyor ve birkaç günde kendiliğinden geçiyor. Ancak bazen önemli sağlık sorunlarının habercisi de olabiliyor. Ağrıya yol açan hastalıklara erken tanı konulması, ilerleyen süreçlerde ortaya çıkabilecek ciddi problemlerin önlenmesinde ve tedavi  başarısında kilit rol üstleniyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tuncay, bu nedenle kalça ağrısının asla ihmal edilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, “Günümüzde geliştirilen teknikler ve edinilen tecrübeler sayesinde kalça ağrısına neden olan hastalıklar başarıyla tedavi edilebiliyor, bu sayede hastalar günlük yaşantılarına sorunsuz devam edebiliyorlar. Tedavinin başarısında ise hastalığa erken müdahale edilmesi çok önemli. Dolayısıyla ağrı birkaç gün içinde kendiliğinden veya basit ağrı kesici kullanımına rağmen kaybolmazsa zaman kaybetmeden hekime başvurulmalı” diyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tuncay, kalça ağrısına en sık yol açan 3 hastalığı anlattı; önemli uyarılarda bulundu.

Prof. Dr. İbrahim Tuncay

 KALÇA KİREÇLENMESİ

Halk arasında ‘kalça kireçlenmesi’ olarak bilinen osteoartroz, kalça eklemini oluşturan kıkırdağın çeşitli nedenlerle aşınması ve alttaki kemiklerin deforme olmasıyla karakterize bir hastalık. Kalça kireçlenmesi belirtileri arasında hastayı en çok rahatsız eden durum kasık ve/veya kalça çevresinde  gelişen ağrı oluyor. Başlangıçta sadece belirli bir mesafe yürürken, araca binerken ya  da merdiven çıkarken var olan ağrı zamanla istirahat halindeyken de gelişebiliyor, kişiyi uyku sırasında uykudan uyandıracak şiddete ulaşabiliyor. Gündelik hayatta giderek artan hareket kısıtlılığına yol açması nedeniyle hasta merdiven çıkma, ayakkabı ve çorap giyme gibi ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelebiliyor.

Nasıl tedavi ediliyor?

Kalça kireçlenmesi tedavisi konservatif (ameliyatsız) ve cerrahi olarak iki ana gruptan oluşuyor. İlaç ve fizik tedaviyi kapsayan konservatif yöntemler ağrıyı azaltmayı, cerrahi aşamaya kadar hareket açıklığını ve kas gücünü korumayı amaçlıyor. Cerrahi tedaviler de kemiği yeniden şekillendirici yöntemler olan kalça artroskopisi, osteotomi ve artroplasti (kalça protezi) şeklinde gruplara ayrılıyor.

Kalça Protezi: Kalça kireçlenmesi tedavisinde uygulanan ve yüzyılın cerrahisi olarak ifade edilen kalça protezi ameliyatında yüzde 90’ların üzerinde başarılı sonuçlar elde ediliyor. Total kalça protezi, kalça ekleminin kireçlenmesi nedeniyle hasar görmüş eklemi yapay bir eklemle değiştirmek için uygulanan ameliyat yöntemine deniyor. Prof. Dr. İbrahim Tuncay, protez ameliyatları doğru yapıldığı takdirde, protezin hastada uzun yıllar şikayet oluşturmayan doğal bir eklem gibi işlev gördüğünü belirterek, “Günümüzde herhangi bir komplikasyon gelişmemiş hastalarda, kaliteli ve uygun protezler 20 yıldan fazla, hatta 30’lu yıllara kadar dayanabiliyor. Yumuşak doku iyileşme süreci olan ortalama 6 haftalık süreç sonunda çoğu hasta desteksiz ve hemen hemen hiç kısıtlamasız normal hayatlarına dönebiliyorlar” diyor.

Son yıllarda başarıyla uygulanan robotik cerrahi de bu sürece çok önemli katkılar sağlıyor. Robotik cerrahinin en önemli özelliği; ameliyattan önce bilgisayar ortamında tasarlanması sayesinde kemik kesilerinin minimal hatayla yapılmasına ve protezlerin bölgeye ideal şekilde yerleşmelerine imkan sağlaması. Bu etkileri sayesinde normalde nadir de olsa kalçanın çıkması ve damar ile sinir lezyonu gibi erken dönem komplikasyonları minimal düzeye iniyor. Ayrıca protezin ideal pozisyonda yerleştirilmesi sayesinde homojen yük dağılımıyla protez aşınmaları ve gevşemeleri daha geç ortaya çıkıyor, böylece protez daha uzun ömürlü oluyor. Son yıllarda popülaritesi gittikçe artan robotik protez cerrahisinin de mükemmeliyetin beklendiği günümüzde, yakın zamanda, artroplastide olmazsa olmaz noktaya ulaşacağı öngörülüyor.

KALÇADA OSTEONEKROZ

Vücudumuzda tüm organlar gibi kemik dokuları da kanla besleniyorlar. Yeterli miktarda kan ulaşmadığı durumlarda kemiğe ait doku ve hücreleri ölüyor, bunun sonucunda kemikte çökmeler oluşuyor. Bu dokunun ölmesi avasküler nekroz veya osteonekroz olarak adlandırılıyor. Uyluk kemiği (femur) başının gücünü kaybetmesi ve zamanla çökmesi kendini kalça çevresinde oluşan ‘ağrı’ ile belli ediyor. Ağrının en belirgin özelliği, kalça hareketleriyle artması ve bacak önünden dize doğru yayılması oluyor. Çökme nedeniyle kişide topallama sorunu baş gösterirken, ilerleyen dönemde gelişebilen kireçlenmeler eklem hareketlerinde ciddi kısıtlamaya neden olabiliyor.

Nasıl tedavi ediliyor?

Kemiklerde çökme oluşmadan gerekli müdahalenin yapılması durumunda tedavinin başarı oranı artıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tuncay, tedavinin tamamen hasarlanmış alanın güncel durumuna göre planlandığını ifade ederek, “Tedavideki asıl amaç eklem yüzeyindeki çökmeye engel olabilmek. Erken dönemde tespit edildiğinde genellikle kan sulandırıcı gibi ilaç tedavileri, hiperbarik oksijen tedavisi ve fizik tedavi desteğiyle sorun çözülüyor. Bu yöntemlerden sonuç alınamazsa ve yapılan radyolojik değerlendirmelerde eklemde çökme veya öncesi bulgular varsa, cerrahi yöntemlere başvuruluyor” diyor. Tam çökme öncesi tabloda ‘core dekompresyon’ olarak adlandırılan operasyon yapılıyor. Bu operasyonda amaç uyluk kemiğinin başındaki beslenmeyi önleyen basıncı azaltmak, böylelikle başın tekrar kanlanmasını  sağlamak. Operasyona PRP, kemik iliği ve kök hücre gibi hücresel tedavi uygulamaları da eklenebiliyor. Bu tedavilerden fayda görmeyen hastalarda osteotomi denilen ve kemiğin yük binme alanını değiştiren operasyonlar uygulanabiliyor. Çökme gerçekleştiğinde ise tek seçenek olan ve hasta memnuniyetinin en yüksek olduğu total kalça protezi operasyonu yapılıyor. Bu tabloda hem erken dönemde minimal komplikasyon riskiyle ağrının tamamen ortadan kalkması gibi faydalar sunan hem de özellikle genç hastalarda görülen bu patolojide kullanılacak protezin ömrünün uzun olmasını sağlayan robotik uygulamalarını kullanmak önemli bir avantaj oluşturuyor.

 KALÇA SIKIŞMA SENDROMU (FEMOROASETABULAR IMPINGEMENT SENDROMU)

Kalça sıkışması; kalçada oluşan yapısal problemler nedeniyle, hareket sırasında, kalça eklemini oluşturan iki parçanın birbirine anormal teması sonucu ortaya çıkan bir hastalık. Hastalar genellikle pantolon giyerken, araca binerken veya bağdaş kurarken kalça çevresinde C şeklinde oluşan ağrıdan yakınıyorlar. Bu sendrom zamanında tanınmaz ve gerekli müdahale yapılmazsa eklemin geri dönüşümsüz hasarına, yani kalça kireçlenmesine neden olabiliyor.

Nasıl tedavi ediliyor?

Sendromun ilk dönemlerinde fizyoterapi yöntemlerinden faydalanılsa da kalça sıkışması sendromunun tedavisi cerrahi oluyor. Açık veya kapalı (artroskopik) metodlarla patolojinin her iki (uyluk başı ve kalça yuvası) tarafı yeniden şekillendiriliyor ve labrum, yani kalça ekleminin yapısında yer alan üçgen kesitli kıkırdak doku yırtıksa ve tamir edilebilecek türdeyse onarılıyor. Eğer onarılamayacak durumdaysa çıkarılıyor ya da başka bir dokuyla tekrar tamir ediliyor. Ameliyat sonrasında 4-6 hafta belirli hareketler kısıtlanıyor ve bir çift baston kullanılması öneriliyor. Ardından hasta hızlı bir şekilde normal hayata ve spora dönebiliyor. Başarılı bir operasyon sonrasında hastanın erken dönem kalça ağrıları kayboluyor ya da azalıyor ve uzun dönemde de kireçlenmeye gidiş süreci erteleniyor veya tamamen önleniyor.

 

Bu yılın teması “Ritim”

Bu yılın teması “Ritim”

Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Printemps des Artistes 2023 Sergisi sanatseverlerle buluşacak.

16 yıldır düzenlenen sergi 27 Mayıs – 4 Haziran tarihleri arasında, Istanbul Sainte-Pulchérie Fransız Lisesi’nde “Ritim” teması ile sergilenecek.

İstanbul’da yaşayan Fransız ve Frankofon aileler arasında bir köprü görevi gören İstanbul Accueil Derneği tarafından, geleneksel olarak düzenlenen Printemps des Artistes yani “sanatçıların baharı” sergisinin 16.’sı, her zaman olduğu gibi Istanbul Sainte-Pulchérie Fransız Lisesi Sanat Galerisi Od’A-Ouvroir d’Art’da sanatseverleri ağırlıyor.

27 Mayıs’ta açılacak sergi 4 Haziran 2023 tarihine kadar devam edecek. Sergi hafta içi 11.00 – 15.00 arasında, hafta sonları ise 11.00 – 18.00 arasında, ayrıca pazartesi günleri iş çıkışı uğramak isteyenler için 17.00-20.00 saatleri arasında açık olacak.