Nicolas Febevre: ‘Ready-made’ eserler üretiyorum

Nicolas Lefebvre: ‘Ready-made’ eserler üretiyorum

Sanat dünyasının sınırlarını zorlayan, arkeolojik eserleri doğal unsurlarla harmanlayan ve Ankh haçı sembolüyle doğurganlık ile kadınlığı kutlayan eserleriyle tanınan Nicolas Lefebvre ile Pause Dergi için buluştuk. Paris’ten Tokyo’ya uzanan sergileriyle dikkat çeken Nicolas Lefebvre, ekolojik yöntemlerle sanatına yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. Kendisiyle kariyerinden, ilham kaynaklarından ve gelecek projelerinden konuştuk.

Röportaj: Melis BAYRAKTAR

Melis BAYRAKTAR

Kariyerinizi nasıl başlattınız ve bugüne nasıl geldiniz?

Sanat tarihine olan ilgimle École du Louvre’da eğitim aldım. Jacques Lacoste ile tanışmam ve onunla iş birliği yapmam kariyerimde önemli bir dönüm noktası oldu. Lacoste beni 1950’lerin Fransız tasarımcısı Jean Royère’in mobilyalarını seçmek için Lima,Peru’ya gönderdi. Bu deneyim, antik sanata olan ilgimi artırdı ve yerel el yapımı eserlerin büyüsünü keşfetmemi sağladı. Paris’e döndükten sonra, antikacı Axel Vervoordt ve müzayedeci Maître Binoche ile çalışma fırsatı buldum. Kendi antik nesne koleksiyonumu zenginleştirdim ve çağdaş sanat ortamında ilgi çeken çalışmalar yaptım. 2006 yılında Paris’teki ilk sergim büyük ilgi gördü. 2008’de Fransa’nın güneyine taşınarak kendi galerimi açtım. 2015 yılında Londra’daki White Space Gallery’de “Representing the Figure” sergisine katıldım. 2016’daki “Le Cheval” adlı eserim Mısır mitolojisindeki Ankh haçıyla eşdeğer görüldü. 2017 Paris Sanat Fuarı’ndaki heykellerim ise Afrika sanatını ön plana çıkardı. Bu eserler ünlü tripartit montajlarına sahipti.

 Tripartit montajlarınızın anlamı nedir?

Tripartit montaj, üç farklı bileşenin bir araya getirilmesiyle oluşturulan bir sanat tekniğidir. Heykellerimde bu tekniği kullanarak, neon, dalgalı demir ve diğer malzemelerden oluşan bileşenlerle eserin estetik ve anlamını oluşturuyorum. Her biri farklı bir hikâye anlatıyor ve bu birleşimler sanatı daha zengin kılıyor.

2019’da gerçekleştirdiğiniz “À quatre mains” sergisi hakkında ne söyleyebilirsiniz?

2019’da Galerie 127’de fotoğrafçı Sara Imloul ile iş birliği yaparak “À quatre mains” adlı sergiyi gerçekleştirdik. Bu sergi, Essaouira’dan bulunan nesnelerle heykellerin bir araya geldiği bir çalışmaydı. Imloul, eserleri kalotiple fotoğraflayarak antik bir sürecin sepia tonuyla yaşlanmış gibi görünmesini sağladı.

Evet, gördüm ben o sergiyi zaman ve mekanın sınırlarının olmadığı çağdaş bir arşiv ortaya çıkmış. Harika bir deneyim olmalı!

Teşekkürler!

Melis BAYRAKTAR

SANATIN TOPLUMSAL VE ÇEVRESEL KONULARI DA ELE ALMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUM

Peki sanatınızın temelini oluşturan malzemeyi nasıl seçiyorsunuz?

Malzeme seçimi, sanatımda kritik bir rol oynar. ‘Ready-made’ eserler üretiyorum. Bu eserler, antik ve temel sanattan alınan farklı kültürlerin ve dönemlerin karışımını içeriyor. Eski Mısır gözü, Kolomb öncesi pense, Amazon başlığı, Nijerya sikkeleri, Khmer aynası ve Berberi çadır kazığı gibi unsurlardan ilham alıyorum. Sanatın sadece estetik değil, aynı zamanda toplumsal ve çevresel konuları ele alması gerektiğine inanıyorum. Malzemeler, hikayeyi ve mesajı güçlendiriyor.

 “Mama” serginizden bahseder misiniz?

Evet, “MAMA” sergisi benim için çok özel bir yere sahip. Yaklaşık 10 yıldır üzerinde çalıştığım büyük ve güzel bir proje. Kadının toplumdaki yerine, doğaya olan bağlılığına ve doğurganlığın kutsallığına dair güçlü mesajlar taşıyor. Bu sergiyle, izleyicilere anneliğin evrensel ve zamansız değerini yeniden hatırlatmayı amaçladım. Farklı dönemlerden ve medeniyetlerden nesneler ve unsurlarla dünya çapında bir sergi oldu.

Eserlerinizde Mısır mitolojisindeki sembolleri kullanmanızın özel bir nedeni var mı?

Mısır mitolojisindeki semboller, derin anlamlara sahiptir. Ankh Haçı, yaşamın sembolüdür ve yaşamı, sonsuzluğu ve ölümsüzlüğü temsil eder. Ana Tanrıça Sembolü ise dişi ilkesini temsil eder ve doğurganlık, bereket ve annelikle ilişkilidir. Bu semboller, antik dönemde farklı kültürlerde farklı tanrıçaları temsil etmek için kullanılmıştır. Çalışmalarıma 25 yaşındayken başladım ve annemi yeni kaybetmiştim. Tanrıça figürü benim için bir bağlantı gibiydi ve sezgilerimi dinleyerek bu figürü seçtim. Eserlerimde her zaman üç farklı unsuru bir araya getiriyorum; Antik Mısır yaşam sembolü olan “ankh” içindeki üçlüden esinlenerek.

Melis BAYRAKTAR

Yeni nesil eserleriniz geçtiğimiz aylarda Paris’te düzenlenen “Assemblages” adlı sergide yer aldı. Bize bu serginizden bahsedebilir misiniz?

26 Nisan-3 Mayıs 2024 tarihleri arasında Christie’s müzayede evi tarafından düzenlenen ve Chenel galerisi ile iş birliği içinde gerçekleşen “Assemblages” sergisinde, Roma, Yunan ve Mısır’dan topladığım Roma büstleri, arkaik bronzlar ve porfir parçaları gibi antikaları mercan ve sünger gibi doğal elementlerle bir araya getirerek dönüştürdüm. Hem tarihi kalıntıları, hem doğal parçaları, hem de çağdaş sanatı temsil eden bu eserlerim, tarihlenmesi veya sınıflandırması zor olan küçük ve hassas nesnelerden oluşuyor.

Christie’s serginizden neler öğrendiniz?

Christie’s sergisi, eserlerimin farklı kültür ve tarihlerden nesnelerle nasıl bir araya getirildiğini sergilemek için mükemmel bir platform sundu. Sergi, sanatseverler arasında büyük ilgi gördü ve eserlerimin uluslararası bir izleyici kitlesine ulaşmasını sağladı. Bu deneyim, sanatımın evrenselliğini ve farklı kültürlerle olan bağlarını daha da pekiştirdi.

Sanatınızın gelecekteki yönü hakkında bize bir ipucu verebilir misiniz?

Bu yıl bronz eserler yapmaya başladım. Farklı patinalarla üç bronz eser yaptım. Bu, yeni bir süreç ve ekolojik bir yöntemle nesnelere yeni bir hayat veriyorum. Farklı kültürlerden ve zaman dilimlerinden nesneleri bir araya getirerek ilham alıyorum.

Önümüzdeki günlerde yeni kitabınız çıkıyor. Bize yeni kitabınızdan bahsedebilir misiniz?

Yeni kitabım, sanat yolculuğumun ve eserlerimin arkasındaki ilham kaynaklarının derinlemesine bir incelemesini sunuyor. Kitapta, antik ve çağdaş sanatın kesişim noktalarını, kullandığım malzemelerin hikayelerini ve sanatın toplumsal ve çevresel etkilerini ele alıyorum.

Okuyucular, sanatımın arkasındaki derin anlamları ve sembolleri keşfetme fırsatı bulacaklar.

Melis BAYRAKTAR

Geçmiş Sergileriniz:

– Haziran-Eylül 2019: San Remo, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU

– Eylül 2019: Paris, MERCI’de performans

– Eylül 2019: Şanghay, GALLERY ART CN

– Ekim 2019: Tokyo, POMMERY için performans ve sergi

– Kasım 2019: Lizbon, Homa sanatçı grubu sergisi

– Aralık 2019: Ocak 2020: Paris, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU

– Eylül 2020: Paris, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU ile ART PARIS

– Aralık 2020: Paris, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU’da solo sergi

– Mayıs 2021: Lizbon, Julie Le Halleux & Marie-Eve Macgoey tarafından düzenlenen LISBON BY DESIGN Sanat Fuarı

– Mayıs 2021: Amsterdam, ADORABLE ART + DESIGN GALERIE ile KUNST RAI ART

– Ağustos 2021: Ile-de-Ré, VISUS GALLERY’de sergi

– Eylül 2021: Paris, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU ile ART PARIS

– Kasım 2021: Strasbourg, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU ile St.Art Fuarı

– Eylül 2022: Lizbon, Küratör Rita Gomes Cardoso ile “Aligned minds” sergisi @ CISTERNA GALLERY

– Kasım 2022: Singapur, Clementine de Forton & Marina Oechsner de Coninck ile “I think I see it” sergisi @ 63 SPOTTS ART GALLERY

– Kasım 2022: Paris, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU’da solo sergi “Nicolas Lefeuvre: oeuvres récentes”

– Şubat 2023: Brüksel, GALERIE JEAN-FRAN ile Brafa Sanat Fuarı.

– Nisan 2023: Şubat, San Remo, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU ile “I think I see it” sergisi.

– Haziran 2023: Seul, V&E ART ile DAEGU ART FAIR.

– Ekim 2023: Taipei, V&E ART ile Art Taipei.

– Ocak 2023: Brüksel, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU ile Brafa Sanat Fuarı.

– Nisan 2023: Paris, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU ile PAD DESIGN & ART sergisi.

– 22-27 Kasım 2024: Paris, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU ile LA BIENNALE PARIS’te sergi.

– 19 Eylül- 17 Ekim 2024: Lizbon, “Palacio Verride”de solo sergi, LISBON ART OFFICE ile birlikte

– Eylül 2024: Seul, V&E ART ile KIAF’ta sergi.

– Temmuz-Ağustos 2024: La Bisbal, CLEMENTINE DE FORTON ile birlikte Castell d’Emporda’da sergi.

– 7-13 Haziran 2024: Paris, La Pagode’da “LE PRINTEMPS ASIATIQUE” sergisi, GALERIE JEAN-FRANCOIS CAZEAU ile birlikte.