İnsanın ilacı yine insandır!
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs pandemisini geride bıraktık derken “asrın felaketi” olarak tanımladığımız bir depremle sarsıldık. Depremin yol açtığı can kayıplarıyla ateş sadece düştüğü yeri yakmadı, ulus olarak darmaduman olduk. Bu acı olayın artçı duyguları olan endişe, stres ve korku gündelik yaşantımızı ele geçirdi. Deprem felaketinden sağ kurtulanların hayata tutunma süreçlerinde var olan destek çalışmaları bir kere daha gösterdi ki insanın ilacı yine insan oldu.
Pek çok insan sorunları tek başına halletmenin daha kolay olduğunu ve kendi sağlıklarının yalnızca kendilerinin endişelenmesi gereken bir şey olduğunu düşünse de aslında durum hiç de böyle değil. Bazı şeyleri kendi başımıza yapmak önemli olsa da işler zorlaştığında yanımızda olan bir destek sistemine sahip olmak, zihinsel ve fiziksel sağlığımızı korumak için çok önemlidir. İnsanlar işbirliği içinde yaşamak için tasarlanmış sosyal varlıklardır. Bir kriz anında birbirimize yardım etmek hem kaynakları toplamanın ve paylaşmanın pratik bir yoludur hem de kendi iyiliğimiz için önemlidir. İnsanlar acı zamanlarında başkalarıyla bağlantı kurduklarında fiziksel, duygusal ve psikolojik olarak daha iyi olurlar. Böyle bir bağlantı bizi izolasyondan ve kimsenin acımızı anlamadığı fikrinden korur. Araştırmalar, güçlü bir destek sistemine sahip olmanın daha yüksek düzeyde esenlik, daha iyi başa çıkma becerileri ve daha uzun ve sağlıklı bir yaşam gibi birçok olumlu faydası olduğunu göstermiştir.
Sosyal destek, ihtiyaç veya kriz zamanlarında başvurabileceğimiz arkadaş ve aile dahil olmak üzere güvenebileceğimiz diğer insanlara sahip olmak anlamına gelir. Sosyal destek, olumsuz yaşam olaylarına karşı bir tampon görevi görür. Sosyal kulüpler gibi resmi ya da arkadaş buluşmaları gibi gayri resmi sosyal ağlar bir aidiyet, güvenlik ve topluluk duygusu sağlar. Güvenilir kişilerden alınan sosyal destek, stresin psikolojik ve fizyolojik sonuçlarını azaltan bir cankurtarandır. Kanser ya da benzer hastalıklara sahip bireyler, kapsamlı sosyal desteğe sahiplerse daha yüksek hayatta kalma oranlarına sahiptir. Yakın kişisel ilişkilere sahip olanlar, yas, iş kaybı, tecavüz ve boşanma gibi çeşitli stres etkenleriyle daha iyi baş ederler.
Güçlü bir destek sistemine sahip olmanın ruh sağlığı açısından da olumlu faydası vardır. Araştırmalar sosyal desteğe sahip olmanın depresyon, kaygı ve stresi azalttığını kanıtlamıştır. Sadece ruhsal ve fiziksel sağlık değil kişisel gelişim veya yeni becerilerin geliştirilmesi için de etrafta destek verecek doğru insanların var olması önemlidir. İyi bir destek sistemi ile, uğraştığımız her alanda gelişebilir ve potansiyelimize ulaşabiliriz.
Etrafımızda böyle bir destek sistemini oluşturmak için bireysel olarak yapabileceğimiz bazı şeyler var:
- Başkalarıyla etkileşime girmeyi sağlayacak kurslara katılmak, gönüllü organizasyonlarında yer almak, gruplar halinde yeni aktiviteler denemek,
- İş yerinde benzer düşüncelere sahip kişilerle yakınlaşmak,
- Mevcut sosyal çevre ve aile ilişkilerini gözden geçirip olumlu ve doğru tavsiyeyi veren kişileri seçmek,
- İhtiyaç olduğunda yardım istemek ve bu yardımı kabul edebilmek.
Unutmayın, başkalarına ulaşmak bir zayıflık değil aksine bir güç işaretidir. Desteklenmek kadar başkalarına destek olmak da önemlidir. İyi bir destek sistemine sahip olmak iki yönlü bir yoldur, desteklendiğimiz kadar bizim de hayatımızdakileri desteklememiz gerekir.
Yazıma burada son verirken satırlarımı bir nokta ile değil geçmişten gelen şu dizelerle tamamlamak isterim:
Bütün dünya buna inansa, bir inansa, hayat bayram olsa. İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansak sonsuza…
Şehnaz Tuna
Klinik Psikolog