İyileşme zamanı
Her yaz mevsimi başlangıcında bir öncekinden daha iyi vakit geçirmeyi hayal ederken bu sene hepimiz gerçekten de geçen yazdan daha güzel bir yaz olmasını gönülden diliyoruz. Korona ile savaşta önümüzde halen uzun bir yol olsa da 2021 yaz mevsiminin geçtiğimiz son iki yaza kıyasla “daha normal” geçecek olmasını bekleyebiliriz. Geçen kış olduğu gibi bir pandemi dalgasının yinelenmesi bu dönem için pek olası görünmüyor o yüzden oldukça uzun süren karantina sürecinden sonra hepimiz bu “daha normal” yaza heyecanla hazırlanıyoruz. Koronavirüse bağlı aşılanmanın hızla devam ediyor olması seyahatlerin başlaması ve maskesiz buluşmalar gibi uzun zamandır unuttuğumuz bir umut sürecini beraberinde getirdi.
Karantinayla geçen bir yılın ardından nihayet görünürde ‘bir son varmış gibi’ hissetmeye başladık. Bu hissin mevsimlerin en canlılık verenlerinden ve genelde birçok insan tarafından en tercih edileni olan yaz mevsimine denk gelmesi de bir hayli anlamlı. Özgürce sosyalleşmeyi, uzun zamandır görmediğimiz aile büyüklerimizi ziyaret etmeyi, arkadaşlarımızla güzel bir yaz akşamında açık havada yemek yemeyi çok ama çok özledik. Bütün bir yıl kurduğumuz bu hayallere yaklaşmış olmak ve hatta birçoğunu gerçekleştirecek olmanın beklentisi bile artık iyileşme zamanının başladığını gösteriyor. Tüm bu beklentilerimiz ile ilgili güzel olan bir başka gerçek de artık eskisi gibi hayal edebilmeye başlamış olmamız. Beklemek için harcadığımız onca zaman artık olumlu şeyleri fark etmeye hazır olduğumuz için bu farkındalık hiç kuşkusuz bizi ayrıca iyi hissettiriyor.
Açık havada olmanın güvenli olduğunu biliyoruz ve hatta artık aşılı kişilerle birlikte olmanın da güvenli olduğunu biliyoruz fakat yine de büyük bir grupta olmak ya da kalabalık bir konsere katılmak gibi niyet varsa maske takmayı ihmal etmemek gerek – unutmayın, sağlık ve diğer birtakım sebeplerden dolayı aramızda aşısız kimseler de bulunmaya devam edecek. Bu yaz aşılanmalar sonrası, sürü bağışıklığının ön planda olduğu süreçte hissedeceğimiz sevinci en üst düzeye çıkarmak için açılıma küçük adımlarla başlamak sağlıklı olacaktır. Örneğin uzun süreli bir uluslararası tatil planlamak yerine en çok özlediğiniz insanlarla geçireceğiniz bir hafta sonu planlamayı düşünebilirsiniz. Park ya da sahilde piknik yapabilir, bahçenize hamak kurabilirsiniz. Balkonunuzda bitki yetiştirmek hiç de fena bir hobi olmayabilir. Uzak kaldığınız memleketinize ziyarette bulunmak sadece sizi değil pandemi süreci boyunca sizi özleyen yakınlarınızı da mutlu edecektir. Bu yazın “en iyi satan” kitaplarından okumak hem gündemi yakalamanızı sağlayacak hem de entelektüel gelişiminize katkıda bulunacaktır. Yeni bir yemek yapmayı öğrenmek ve sevdiklerinizle bu yemeği tatmak, oluşturacağınız yaz temalı çalma listenizle dans etmek de pekâlâ farklı bir yaz eğlencesi olabilir. Daha önce hiç gitmediğiniz bir ormanda yalnız ya da arkadaşınızla yürürken özgürce nefes alıp verebilirsiniz. Uyku tulumuyla gökyüzünde yıldızları seyretmek en az güneşi doğurmak ya da batırmak kadar zevkli olabilir. Ve, bu yaz ne yapın edin neredeyse bütün yıl esiri olduğumuz teknolojik aletlerden bir günlüğüne bile olsa uzak kalabilmeyi deneyin. Ne kadar iyi ve hafiflemiş hissettiğinizi göreceksiniz.
Yaz mevsimine bağlı aktiviteler devam ettiği müddetçe ortaya çıkabilecek varyantların aşıların etkinliğini bir şekilde azaltma tehlikesi olabilir, bu ihtimali ve korona ile savaşta gidilecek yolun henüz bitmediği gerçeğini kendimize sıkça hatırlatmalıyız. Zafer ilan etmek için henüz çok erken ancak ne kadar çok insan aşılanabilirse, toplum o ölçüde daha güvenli ve emniyetli olacaktır. İlerleyen günlerde yeni bir koronavirüs türünün ortaya çıkması ve geçmişte yaşadıklarımızı yeniden yaşamamız elbette mümkün ancak bu endişe, önümüzde bizi bekleyen güzel yaz günlerinin güvenli şartlar dahilinde keyfini çıkartmamızı engellememelidir.
Şehnaz Tuna
Klinik Psikolog