Sorumluluk almak ya da almamak!

“Hepimiz kendi masallarımızın kurbanıyız.” Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Başkalarını ve şartları suçlamak bir seçim. Peki çözüm mü?

Önce hastalıklar, ardından savaşlar ve ekonomik darboğaz… İçinden geçtiğimiz bu zorlu günler hepimizin baş etme gücünü sınıyor adeta. Aynı anda hem toplumsal hem bireysel düzlemde payımıza düşen güçlüklerle mücadele veriyoruz. Ailemde, çevremde, dünyada olan bitende payım var mı? Göz yumdum mu? Görmezden geldim mi? Kendi görüşümü dayattım mı? Anlamaya çalıştım mı? Emek verdim mi?

Ailemi, eşimi, dostumu, çocuğumu, işimi, çalışma arkadaşlarımı, içinde bulunduğum durumu suçlayarak yaşayabilirim. İyi de bu huzur veriyor mu?

İlişkilerden beklentim var. Öyleyse ben ne katıyorum?

Bütünden beklentim var. Öyleyse ben ne katıyorum?

Süreçten beklentim var. Öyleyse ben ne katıyorum?

Sürekli şikâyet etmek insana mutluluk vermiyor. Sürekli umutsuz olmak güç vermiyor. Kurban rolü keyif vermiyor. Çabalamak, emek vermek, elinden geleni yapmak yerine çaresiz olduğunu düşünmek insanı daha da aşağı çekiyor. Bu liste uzar gider. Bir kısır döngü adeta.

Bireysel düzlemde de toplumsal düzlemde de olan biten her şeyle ilgili sorumluluğumuz var. Sadece biz haklı, doğru, iyi olamayız. Kendimizi haklı çıkarmak için nedenler üretebilir, deliller sunabiliriz. Ancak dürüst olabildiğimizde, farkındalıkla olayları tahlil edebildiğimizde, hakkaniyetli olduğumuzda, gerçekten anlamaya çalıştığımızda mutlaka dahlimiz olduğunu göreceğiz.

Her şey bir etki yaratır. Kullandığım dil nasıl, karşımdakine nasıl hissettiriyor? Verdiğim tepki nasıl, nelere yol açıyor? Hayallerim, hedeflerim, ideallerim için ortaya koyduğum emek yeterli mi? Tercihlerim neye hizmet ediyor? Kendimi dev aynasında mı görüyorum? Ön yargılarımdan ne kadar sıyrılabiliyorum? Kararlarım kendime mi ait, birilerini mutlu etmeye mi yönelik? Sağduyumu koruyabiliyor muyum?

Seçimlerimiz bizim özgür irademizi, varmak istediğimiz yeri ve benliğimizi ortaya koyuyor. Seçimlerimizi neye göre yaptığımızın farkında mıyız? Yaptığımız seçimlerin sorumluluğunu almamız ise kişisel gücümüzü gösteriyor. Kişisel gücümüz bize sağlıklı iletişim kurmayı, üretmeyi, ilerlemeyi, hayattan zevk alabilmeyi, değişim yapabilmeyi, yeni seçimler yapabilmeyi sağlıyor. Dayanıklılık sağlıyor.

Hangi saikler ile neyi seçiyoruz? Başkalarına bağlı -başkalarını suçlayan- bir hayatı mı, sorumluluğunu aldığımız bir hayatı mı? Yaşantımızın iplerini elimize almak istiyorsak, sorumluluk almamız ve emek vermemiz gerekiyor. Kendimizle, çocuğumuzla, arkadaşlarımızla, dünyayla kurduğumuz ilişkinin sorumluluğu.

Senem Tuğcuoğlu

Senem Tuğcuoğlu

WELL-BEING

DİĞER YAZILARI