Bir An, İçinde Bir Ben
“Aydınlığı, özgürlüğü ara; yaşamın kötülükleri üstüne fazla derinden kafa yorma.” Vincent Van Gogh, Theo’ya Mektuplar
Z kuşağı hakkındaki olumsuzlar görüşlere katılmıyorum ben! Yeni nesillerde birbirini ve olan biteni olduğu gibi kabul edebilme yeteneği görüyorum. Bizim kuşaklar gibi sonradan giyme veya mış gibi bir kabul etme değil. Oldukça doğallıkla, aksi yokmuşçasına. Belki de benim çevremdeki yeni nesil böyledir, bilemem.
Hepimizin, özellikle de bizim toplumumuzda, muzdarip olduğu bir dert birbirini fazlaca eleştiri ve birbirinde kusur arama. Muhtemeldir ki duygusal iklimi derinden -olumsuz- etkileyen bir ortam bu. Ülkemizde ve dünyamızda genel bir mutsuzluk, umutsuzluk hakim. Tüm dünyanın ortak kaderini, karmasını etkisi altına almış iklim değişikliğinden tutun da sonu gelmeyen savaşlara kadar, sırtını dönmek mümkün değil. Bu gidişatın bireysel tezahürü ise her en küçük birimin kendi payına düşen açmazları, çıkmazları. Gel de kafa yorma!
Aydınlık nasıldır? Özgürlük nedir? Bunlar büyük ve göreceli kavramlar elbette. Ancak unutmayalım ki yaptığımız her seçim, attığımız her adım, önceliklerimiz sadece kendimizi değil bütünü bağlıyor. Kimine göre kullandığımız malzemeler, kimine göre yaptığımız alışveriş, kimine göre söylediğimiz sözler, kimine göre başkaları adına aldığımız kararlar dünyanın iyi/kötü halinde en çok söze sahip.
En etkisiz bireyden, en etkili kişilere kadar paylaştığımız bir şey var ki o da moment.
Zamanı bir an durdursak, o anki kesitte herkes ne yapmakla meşgul?
Aydınlık ve özgürlük için mi yoksa yaşamın kötülüklerine mi çalışıyor?
Belki de ne o ne o!
Belki de bana göre aydınlık, başkasına göre kötülük.
Yaşamın akıl ermez sırlarından biri de bu olsa gerek.
Basit ve evrensel çözümler yok.
Her an seçimlerimizden sorumlu olmak büyük bir stres kaynağı, kabul. Ancak aynı zamanda, zihin çok güçlü ve eğitilebilir. Minik kas egzersizleriyle duygu ve düşüncelerimizi kendimize ve çevremize iyi gelecek şekilde eğitmeye çalışmak iyi olur. Sonucuna değer!
Van Gogh’tan esinlenerek:
Moment var. O momentin içinde de bizler varız.
Nasıl/kim olmak istiyorum?
Karşılık gözetmeksizin, ajandasız olarak neler yapabilirim?
Tıpkı çocuklardaki gibi, çocukluğumuzdaki gibi. Bu vesileyle 23 Nisan şen ve kutlu olsun!